www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Savaş Aslan (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133199)

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:30 AM

Başlık: 18.10.2004
ne ki şimdi tanrıların söyledikleri
bir gülün varlığından daha fazla?
ne ki şimdi, üşümek gibi
olmayan bir ayazda

ne ki şimdi ben, ne ki ölsem?
yaşadıktan ve sürdükten sonra
solmayan bir niyazda



('Niyaz'ın şiirin içindeki anlamı rica ya da yalvarış değil, dilek)


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:30 AM

Başlık: 18.2.2004
zamanın penceresi titrer, genişler, daralır
sessizlik çığlık olur, çığlık sessizleşip kalır

saatleri günleri ayları ve yılları vardır herkesin
saati günü ayı yılı, aldığımız her nefesin

kimimiz kozasını kalınlaştırır yaklaştıkça geceye doğru
kimimiz ince ince açar tırnaklarıyla ışığa dek yolunu

Velhasıl, yaşamak her dem yürek ister
kişi kendi biçer kendince kendine sonunu


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:30 AM

Başlık: 18.3.2002
ayrılık, demiş bir gün birisi
nasıl bir şey ki?
ayrıldık, demiş ötekisi
birazım başkasıyla gitti


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:30 AM

Başlık: 18.4.2004
yüzleri eskiyor insanların
şehirleri eskiyor
yürekleri eskiyor

sözleri eskiyor insanların
duvarları eskiyor
bildikleri eskiyor
yolları eskiyor

ölüleri bile eskiyor insanların,
ama umutları değil;
umut hep yarın


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:31 AM

Başlık: 19.11.2001
kelimelerim bunca kavga kokuyorsa
erteliyorsam hani şu rüzgardaki tül gibi şiirleri,
sevmediğimden değil, çokça yazanı var zaten
kuşların, duyguların, tenlerin aklımızdaki danslarını, seslerini,
ama çıkıp da görünce milyarlarca başkalarının da olduğunu
kuşların unutulmuş, duyguların kafeste, tenlerin uzak durduğunu,
ama çıkıp da görünce ekranlara ne çok benzediğini
pencerelerin içlerinin ve kapıların dışlarının
ve de şiirlerdeki gibi yaşanmadığını çoğu satırların,
o zaman, anlatmalıyım diyorsunuz anlatmalıyım
dönüşebileceğini her şeyin biraz alınteri, bir tutam yürek,
ince bir sabır, koca bir yaşama sevgisi ve birlikte, bilerek

yoksa çokça gördüm tek kişilik bilgeliklerin
çok kişilik tiyatrolara dönüştüğünü çoğu zaman,
yanılsamalarla yaşayabilir misiniz? yaşayamam...


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:31 AM

Başlık: 19.7.2004
bazen ellerim
gölgelere çarpar *******i
tanıyamam kendimi,
bir ses bağırdıkça bağırır
duymazmışım gibi:
sisin içinde bir deli!
sisin içinde bir deli!
ve gölgeler usul usul
ve gölgeler ben inandıkça
ve gölgeler yavaş yavaş
sarmaya başlar ellerimi
uzaklarda ağaçlar, ağaçlar yıkılmaya başlar
ağır ağır eğilmeye başlar toprağa gövdeleri,
sonra ne sevmek
sonra ne çocuk sesleri,
sonra ne gündoğumu
sonra ne alınteri;
varsa yoksa
sisin içinde bir deli! ...
sisin içinde bir deli! ...
tanıyamam kendimi


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:31 AM

Başlık: 1993/Değişim
kapılarda ince bileklerinde adımlar
ürkek tutkuların yaşama sarılışı bir anlık,
hayatın küçük bir parçasında çırpınış doğruya,
dizginlersin sönmek bilmez deliliği
incinmeden uzanmak istersin ölmek zamanına,
beklenen anlayabilmektir mutluluğun adını
ama yıpranmadan, ama acısız,
içini bir çiğ damlasına sığdırırsın kusursuz gecede
kaparsın güzelliğini gerçeğin gözyaşlarına

sen sen değilsindir artık
gerçek olan kurşuna dizilir uzaklarda bir yerlerde
ve yaşamayı bilendir kalan, hayata tutunan, ama sen olmayan


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:31 AM

Başlık: 1999
ve derin bir uyku gibi
dalınca
kendinle kalınca
ısırır dudaklarını
doymamış düşlerin


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:32 AM

Başlık: 2.1.2002
ne tatlı şey göğsünü yıldızlara dayamak
etinde güneş kokusu
avuçlarında anlaşılmış sayfalar,
ve sımsıkı sevinci insan durmanın
yorgun…uzanıp gecenin koynuna
uyumak uyumak uyumak


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:32 AM

Başlık: 2.11.2007
kim ne hayal ederse etsin
uzak bir aydınlığa doğru yolumuz
yeniden canlanacak olan İNSANdır dünyada
şimdi bağlı olsa da iki kolumuz


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:32 AM

Başlık: 2.2.2002
ağır...ağırlaşıyor...
yaklaşıyor...yaklaşıyor yine
tanıdık, yüzüne bakılmadık
alaca bir karanlık


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:32 AM

Başlık: 2.7.2002
savaşlar çocukların oyunlarını bozarken
kılıçtan keskin kurşunları askerlerin
hangi tarafın şarjöründe adaletli durur,
kimin askerinin tetikteki eli, çocuklara umuttur

ordular aynıyken ve aynıyken savaşlarına sebep
bir gün o çocuklar kendi ordularını kurup
oyunlarını bozanların saraylarına girecek


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:32 AM

Başlık: 2.3.2005
gözlerini aç ruhum
şöyle kanatlarını gere gere,
işte geniş ovaların...ve güllerin üzerinden
denizlere kaç ruhum


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:32 AM

Başlık: 2.8.2003
seviyorum sımsıkı tutunmayı
söylediklerinden bambaşka bir dala
oradan konuşmayı seviyorum ben
orada derimin altına dek kanarcasına korkmayı,
o başka dalda aşık oldum ben insanlara ve dünyaya,
tanıdım binlercesi arasından yüzünde gül
ve umut taşıyanları, orada
ve oradayım, başka bir şey istediğim
başka bir şey söylediğim için, hâlâ

bakın ne güzel anlaşıyor ağaçlar yıldızlarla yoldaşlar
gece donuk, ve kurtarılacak milyonlarca pencere var


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:33 AM

Başlık: 2.8.2003/Nietzsche Anladığında
ve ben bu caddeden de çekip gideceğim
sırtıma ayaz deye deye,
gittiğim yerden de geçip gideceğim
ömrümün ulaşabildiği en uzak yere

hiçbir yere imzamı atmadan
hiç kimsenin gözüne batmadan
evrenin efendisiymiş gibi yaralı ve ağır…
sürüleri ve çobanları terk edeceğim


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:33 AM

Başlık: 2.9.2002
karıncalar öldürsün beni
ya da kendim,
milyonlarcasını öldürdüm karıncaların
haklarıdır,
ama hiç insan öldürmedim


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:33 AM

Başlık: 20.08.2007
eskiden sahradan evimize kadar güneş vururdu
şimdi sığınacak yürek bile bulamıyoruz
eskiden çamur sadece çamurdu
şimdi içinde yolumuzu bile bulamıyoruz
bu yalnızca sizin marifetiniz bizim hünerimiz değil
biz sadece hayatı uğrunda ölecek kadar güzel bulduk
bulduğumuz her güzelliği elimizden alıp bizi öldüren siz oldunuz;
oysa bizim uğrunda ölmeyi istediğimiz zaten hayattı.
ama şimdi yaşıyoruz hem de ne olursa olsun büyük bir zevkle
düşmanı olduğumuz her şeyin bir bir öldüğünü göre göre


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:39 AM

Başlık: 20.10.2003
katlanır ikiye üçe beşe
şehrin beli katlanır,
doğrultmak için
binalarını, gövdelerini ve ekmeklerini
insanlar ayaklanır,
ve katlanır
ayaklanmayanlar katlanır
şehrin beli gibi
bükük bir ömre

ayaklananlar kanatlanır


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:40 AM

Başlık: 20.6.2001
söylenip duruyordu
yangına dökülen su:
üstüm başım kül oldu!


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:40 AM

Başlık: 20.5.2005
ve bir gömlek yakası değil ki insanın kalbi
kirlendikçe yıkansın


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:40 AM

Başlık: 20.8.2002
ben güzel ve yeşil de oluyurum
sabahları öperek uyanırsam kendimi


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:40 AM

Başlık: 2001
sevebiliyor onlar

unuttuk biz çoktan

güzel bir elmayı

dişlemeyi

gülebiliyor onlar

unuttuk biz çoktan

sevişmeyi


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:41 AM

Başlık: 2002
öğreniyorum ilk gibi
penceresinde odamın:
bir yanımız özgür
bir yanımız yarım,
kar ve güneş…
akıyor camlardan zaman
dönüşüyor aklımız
bekliyoruz bakalım


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:41 AM

Başlık: 2003
yüzler
yüzleriniz
yüzlerce duygu
yüzlerce derin deniz


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:41 AM

Başlık: 21.11.2002
geldin
aldım…
gittin
kaldım…
gel
al
git
kal,
tik
tak
tik
tak
saate
bak,
yat
kalk
al…
kal…
merhaba
hoşça kal


tekerlek
plastik
asfalt
taş,
yavaş
yavaş
makinalaş,
bir kadın
bir yara
bir telaş,
taş
kalbim
taş…


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:41 AM

Başlık: 21.2.1995
akşam oldu
nedir bu ölü karanlık
anlamıyorum,
oysa yirmibirimdeyim daha
oysa çok akşamlar gördüm
çocukluğumda,
belki pembeydiler
belki sarı
şimdi nedir bu katran karası
çözemiyorum


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:41 AM

Başlık: 21.7.2003
elbet bir gün bir yerde bir şey olacak
sinekler kalplerimizden uçup yerlerine kelebekler konacak
elbet bir gün bir yerde olması gereken olacak
rüzgârı ulaşacak insanlığımıza, ve akıllarımız fora,
elbet bir gün bir yerde bir düş, bir rüya...
kabuğundan çıkartacak güzelliğini, dağılacak dünyaya


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:41 AM

Başlık: 21.3.2001
içimi dünyayla doldurdum
dışımı rüyayla,
rüyadayım sanıyor herkes beni
oysa, gördüğüm tek rüya
içimdeki dünya


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 22.10.2006
ve bu bizim taşıdığımız
sırlarla dolu bir sandık değil
duygusuz bir ayakkabı
boyalı ve parlak
ve sürekli yükselen
sırtımıza basarak
ve ruhsuz bir cellat
ve bu bizim taşıdığımız


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 22.5.1995
küstahtı geçen yıllar
kırbaçlanmış dram tiyatrosu gibi
hep karanlık gibi
tıpkı sen gibi,
oysa ellerim gül kokardı
kırmızı günler düşerdi takvimimden
yüreğimse inadına mavi

zincirlere direnmek güzeldi
hem de günahlara gülmek kadar,
çünkü bambaşka bir adım
sonrasında bambaşka bir ben
çünkü inadına kırmızı
çünkü inadına mavi

düşlerim toprak kokardı
çocuklar gibi dans ederdim
yıktığımız duvarlar arasında
çıplak ayak,
özlemlerin böylesi işkencedir dediler
oysa vazgeçmedim
düşledim

kaybolmaktı korkum
biliyorsun
bu yalanlar ülkesinde kaybolmak

gerçeğin boyası döküldü ellerime
ardındaki çingene siyahı acılardı
işte hayat, dedim
zehir gibi uzaklaştılar benden
kapadılar tüm aralık kapıları
sahte dünyalarına gömüldüler yeniden

oysa ellerim gül kokardı
kırmızı günler düşerdi takvimimden
yüreğimse inadına mavi,
yine de kırmızı
yine de mavi


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 22.5.2003
her şey benimle oluyor
benimle yürüyor aşk, yanı başımda benimle,
her şey benden çıkıp bana dönüyor
benimle doğup-ölüyor
her seferinde ben taşıyorum
dağı odama,
benden başka bir de ben varım kendimde
bir de benim dışımda birkaç ben daha,
özür benim
kabahat ben
çığlık ve renk.
batıp çıkıyorum, mavi benim mavim
açıp-kapıyorum dünyaya beni
dünya benim,
her şey benden yükselip bana alçalıyor
bana bakan benim
benden bakan da ben,
benimle geliyor benim olan her şey
bıraktıklarımda yine hep ben,
sebep benim
sonuç, olasılık, varlık,
muhteşem ya da aşağılık
…………………………
…………………………
ve saire ve saire ve saire


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 22.7.2004
ben tanrıyı aldattım
ona inanır gibi yaptım

[yine olsa yine aldatırım]


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 23
hep 11 gibi
hep 11 gibi
çalar kapımı umut
öyle de güzeldir ha!
dünya kadardır
canım gibidir

gözüm gibi bakarım ona
11 gibi kapıma gelen şarkıma
hep 11 gibi
hep 11 gibi
sarılırım arkadaşım, aşkıma

hiç görmesem ne olur
duymasam ne olur çektiklerimizi
her şey 11 gibi olsa
hep 11 gibi

sonra kalksa masamızdan
karanlık
koca bir yalan
sussam
11 gibi olsam
hep 11 gibi olsa göğsümdeki zaman




12.3.2005


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 23.1.2002
bir aynaya arkamı dönüyorum
ve hiç düşüncesiz
çekip gidiyorum
imparatorluğunuzdan

damarlarımda simsiyah bir aşk
aklım alabildiğine dünyalı

red ediyorum
-ediyoruz-
aynalarınızın gösterdiği yaşamı
geri dönmeyi
teslim olmayı
bağışlanmayı

red ediyorum
-ediyoruz-
savaşlarınızda savaşmayı

bir aynaya arkamı dönüyorum
ve hiç düşüncesiz
çekip gidiyorum
imparatorluğunuzdan

gönüllü katıldığım ordunun
saflarına
özgürlüğün akmaya gün bekleyen
sokaklarına


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:42 AM

Başlık: 23.11.1998
ben yalana bulaşmadım dostlar
yalan bana bulaştı,
ve iki kardeş gibiysek şimdi
suç gerçeğin
ona sorun
o bize sataştı!


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:53 AM

Başlık: 23.11.2000
nota oldum
yaptığım ilk beste
sendin,
tuval oldum
yansıttığım ilk resim...
kayık oldum
deniz oldum
balık oldum
gördüğüm ilk fırtına
sendin,
döndüm
kaçtım
korkak oldum
özlediğim ilk cesaret...
şehirleri sevmedim
ada oldum
betonları sevmedim
yaprak oldum
çiçeklere özendim
toprak oldum,
denizim de
rengim de
kokum da
sendin...

sen:
hani şu sıradan...
hani şu demir döken
çocuk bakan
maden çıkaran
ağ toplayan
patos atan
kumaş dokuyan
cam eriten
mermer kesen
hasat kaldıran
yük taşıyan
pamuk toplayan
metal doğrayan
harç karan...sen

sen:
hani şu yaşam dediğimizi yaratan,
ve kendi yarattıklarını
çalmak zorunda bırakılan;
ekmek yapıp, yiyemeyen
otomobil yapıp, binemeyen
elbise yapıp, giyemeyen
yol yapıp, gidemeyen
apartman yapıp, oturamayan
okul yapıp, okuyamayan
kömür çıkarıp, üşüyen
baraj kurup, susayan sen...

onlar en çok seni teselli ettiler
onlar en çok seni öldürdüler
onlar en çok senin yüzüne güldüler
onlar en çok seni öldürdüler
onlar en çok senden çekindiler
onlar en çok seni öldürdüler

ve onlar yalnız, sen varsın diye zenginler
ve onlar en çok, seni öldürdüler

açlıktan
ya da iş kazasından
hastalıktan
ya da kömür sobasından
soğuktan
ya da elektrik kontağından
müteahhit hatasından
ya da grizu patlamasından...
onlar...
en çok...
seni...
öldürdüler...

onlar...
şu “ büyük ” adamlar
senin yarattıklarını sana satanlar
senden çaldıklarına “ zenginlik ” adını takanlar

biliyorum ki
sen, çoğulsun
onlar, tekil
sen sudaki ilk hücresin
onlar topraktaki zehir
sen milyarlarcasın
onlar yeryüzünde birkaç milyon kir

nota oldum
yaptığım ilk beste
sendin,
tuval oldum
yansıttığım ilk resim...
sen:
hani şu sıradan,
hani şu yaşam dediğimizi yaratan,
hani şu birleşerek
onları devirecek olan,
yolculuğum da
yoldaşım da
sensin


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:53 AM

Başlık: 23.8.2001
ve caddelerden kadınlar geçiyordu
kadınların üstü bulut
altı toprak
kadınların saçları ak.
yürüyorlardı
koca bir erkekler imparatorluğunu
ardlarında bırakarak.
ve gülüyorlardı
ilk kez böyle, umutla
yarattıkları geleceğe bakarak


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:53 AM

Başlık: 24.4.2004
hiçbir şey olamıyorsan
sebep ol
ki
sonuçlar adam etsin seni


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:54 AM

Başlık: 25.1.2004/Bir Rüya
gözleri tanıdı içimi
ayakları geldi bana
elleri utandı…

sonra yüzü sevinçten yandı
sözlerime kandı kandı kandı…

öptüm…
öperken, nasıl da insandı


Savaş Aslan

GooD aNd EvıL 08-10-2008 10:54 AM

Başlık: 25.5.1995/Sığınak
köprüler atmışım hayatın ıslak kollarına
silik düşler gibi görüntüleri,
yağmurda yıkılacak gibi sessiz...
oysa köklerimi salmışım derinliklere
görmüşüm uzaklarda acıların en soylusunu;
ölür gibi yaşıyor olmak oyununu

bir yanım teninin buğday rengi
bir yanım avuçlarımın arasında küflü ekmek
bir yanım gülüşünde donakalmış gözler
bir yanım damaklarımda bayat tütün tadı

hiç dinledin mi şafakta suların türküsünü?
ağladın mı sevginin ilkbaharda kurşunlanışına?
ya da düşündün mü insanların binbirinci yüzünü?
dinlersen, ağlarsan, düşünürsen bir gün
sokakların uğultusunu duyarsan bir gün
sığın yalnızlığımın kalabalık saflarına;
bin gül açar bilmediğin toprakların gölgesinde
renkleri kuşatır yüreğinin karanlık odalarını
sınırlar silinir bakışlarının düştüğü yerde
bedenin anlar yıkımlarda bitkin gözyaşlarını,
dinlersen, ağlarsan, düşünürsen bir gün...


Savaş Aslan


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:46 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.