www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Fuat Eriçok (https://www.cakal.net/showthread.php?t=142149)

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:35 AM

New - İn
yıllar geçti yoktunuz karanlıktı ufuklar
sonunda parladınız gezegen yıldız gibi
çap nice büyük olsa sabittir yörüngeler
zor olan kalabilmek hep o güzel kız gibi

siz hisar’ın güzeli bizler tıfıl çocuktuk
zaman hain çalıştı çocukluğu unuttuk
geldi sonbahar derken sarı sıcak parlayıp
ısıttınız bizleri geri dönmüş yaz gibi

ne kışlar ne yağmurlar ne fırtınalar gördük
çocuklar doğdu güldük yiten yâranla öldük
sefa ile cefanın kokteyli yaşantıda
yaz yeli estirdiniz kıvırcık poyraz gibi

siz bir orkideydiniz istanbul vâhasında
ne aradınız ablam çölün adana’sında
lüfer yanı lahmacun şalgam tasında viski
mehter eşliği “polka” meyhanede “jazz” gibi

ilerdesiniz bence doğunuz batınızdan
yenilik fışkırmakta en başta adınızdan
kara çarşaf giyseniz yakışırdı vallahi
vals olurdu ilâhi “rock’n roll” hicaz gibi

tebessüm getirdiniz eski günlerden bize
anlamıyorum zaman nasıl da geldi dize
anlatın tutunalım hayata new-in style
biz de taklit yapalım alman fransız gibi

nevin çarpması meşhur güneşten beter yakar
o çekime kapılan gözler biraz boş bakar
şahit oldum ki yalnız yitik kalplerle değil
kartla da oynarsınız papaz vale kız gibi

kızlar da aynı ritim nevin iki nevin üç
prototip üretim ayırmak gerçekten güç
mars ışığı altında nilüfer’i dinlerken
hilâl biraz durgundu fehime haylaz gibi

siz konuşun susarım haddimi bilirim ben
budalalar konuşur sohbetiniz sürerken
zaten kim dinlerdi ki cılız kısık sesimi
“amadeus” çalarken sivrisinek saz gibi

kimbilir dağarcıkta nice anılar vardır
hikâyeler katardır kitaplar bile dardır
derleseniz ah keşke gençlere lâzım olur
eminim okutulur fakültede tez gibi

bi’ “hadi zo” deseniz hayganuş sanıyorum
“vre” çekiyorsunuz eleni’den daha rum
nal bile toplayamaz “stand-up” meşhurları
“r” özürlü beyaz’la dazlak cem yılmaz gibi

hoş ne desem hikâye yıllardır uzaktınız
ne ateşler yaktınız kaç gönüle aktınız
hisar’da bir garibim bilici değilim ki
zaten bu ihtişama falcı olsam az gibi

az görüştük yine de sanıyorum keşfettim
merakım izlemektir çok insan etüd ettim
sırrınız şu: güldürmek ve illâ ki beğenmek
işte bu gerçek doping. ceviz kaymak muz gibi

hatırlamazsam olmaz simgeniz olan beni
hem karizma yaratıp hem özelleştireni
kalite tasdik gibi vurmuş ta damgasını
göz kırpıyor çapkınca cilve gibi naz gibi

methiye sanılmasın gerçek düşüncelerdir
dilim yağdanlık değil görüp de söyleyendir
ilham konu olanda ben fakir bir aracı
kelimeler sanki ip kalemse cambaz gibi

hep güzeldiniz gerçi ama bu tenden değil
ne pamuk ne ketenden ipek satenden değil
ruhun şavkımasıdır görebilen gözlere
kasvetli tablolarda ferah bir beyaz gibi

sürç-ü lisan ettimse kusuruma bakmayın
kıskananlar olsa da kafanıza takmayın
bizler sizi sayarız siz bizi bilirsiniz
kızmak kolay anlamak sanki daha haz gibi

sıkılırsanız gidin yalnız uzun sürmesin
zaten bir avuç kaldık nevin’ler eksilmesin
adana ova ama sıcağı akla zarar
hisar yokuş da olsa kalp yolları düz gibi

neşeli görünüyor çatal değil diliniz
hep mi “floş ruayel” açar sizin eliniz
eminim blöf değil bu güvenli dik duruş
rest kuvvetli ifade tam bir “poker yüz” gibi

övgüye kâğıt yetmez biraz da kusur bulsam
sigarayla başlasam içkinizde boğulsam
kumar desem bana ne para sizin zevk sizin
güneş’e dağ savursam karartmaz ki toz gibi

insanoğlu bayılır tenkide suçlamaya
baksa hemen ayılır ibret ile aynaya
eline iğne alan tatmazsa çuvaldızı
akibeti bellidir cafer ile bez gibi

hisar’a değmiş “hızır” hoş deniz leziz hava
kömürde cızır cızır taze istavrit tava
eksik gibiydi huzur geldiniz tamamlandı
temiz örtü gül hazır karabiber tuz gibi

maden derin kalem küt bu kadar kazabildim
zaman az izlenim kıt birkaç söz yazabildim
otuz yıl ara ile kırık dökük muhabbet
şiir için az yakıt akarsuda iz gibi

sizi nasıl anlatsam kelimeler yetmiyor
verdiğiniz ferahı fırçalar resmetmiyor
boğaz gören terasta sıcak bir yaz gecesi
dolunay sofrasında rakıdaki buz gibi

bulmadı hiç bir uyruk takmaya bir gerekçe
ne boyna boyunduruk ne bileğe kelepçe
hep yaşadım çelepce eriçok’um özgürüm
yâni biraz siz gibi ateş gibi töz gibi

fehime de hilâl de çok talihli evlatlar
bulunmaz böyle valde neşeyi üçe katlar
bana düşmez söylemek siz zaten bilirsiniz
çok severler herhalde bir kalp iki göz gibi

(ağustos ‘03)

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:35 AM

New - in / 2
gönül tahtına haşmetle kurulunca nevin
aşkı aşkın mertebede durulur can evin
velev ki aklın sırrına nail olunca “nev” in
kamaşır gözün serâpa nur olur can evin
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Ninem böyle söylerdi
almak kolaydır asıl vermeyi bileceksin
hüzün doludur hayat gülmeyi bileceksin
yaşamak sonsuz değil ölmeyi bileceksin

almadan vereceksin
ağlarken güleceksin
yaşarken öleceksin

ezberden bilgi olmaz özden öğreneceksin
görmek göz işi değil yürekten göreceksin
sevilmek zor zanaat sevip sevileceksin

bilirsen göreceksin
görürsen seveceksin
seversen dereceksin

kendini düşmanının yerine koyacaksın
komşun aç geziyorsa sen tok olmayacaksın
ihtiyaç duyulurken hiç yok olmayacaksın

tarafsız olacaksın
varı paylaşacaksın
yoksa katlanacaksın

kem söz gelince dile önce bir duracaksın
derin bir nefes alıp sonra yutkunacaksın
kibrini gemleyecek aklını yoracaksın

değeri bileceksin
iyiyi öveceksin
kötüyü döveceksin

peşin fikirli olma sinirle karar verme
bilip tanımadığın yerlere postu serme
renge kokuya kanıp öyle her gülü derme

doğru öğreneceksin
iyi hazmedeceksin
çokça sabredeceksin

zaman içinde koruk tatlı üzüm olurmuş
akıl yolunu insan düşünerek bulurmuş
ninem böyle söylerdi dedem böyle buyurmuş

baştan dinleyeceksin
durup düşüneceksin
sonra yürüyeceksin

bunu böyle bilmeyen ne çok hamhalat gördüm
ellerinde para mülk şöhret ve rahat gördüm
ninem yaşarken demiş ben yaşamadan öldüm

insanın hali nazik
ivme düşüyor yazık
kafam bu yüzden bozuk

5 ekim ‘07
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Nitekim
hanımlar
kirli çamaşırlarınızı
yıkar yıkamaz
hemen asın

sepette
beslemeyin

(eylül ‘02)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Niye / yiNe / yeNi
çevremdeki her şey
aynada birer daha
yeni

ben tekim
yine
niye


(20 kasım ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Nobel
ödül mü
ödün mü
yıllar sonra gelen nobel?

nâzım
aziz nesin
yaşar kemal
çetin altan
adalet ağaoğlu
dağlarca
yazdılar ırmak ırmak
sel sel

ve fakat
neyi ne zaman kime vereceğini
iyi biliyor el

çanlar çalıyor yine çanlar
duymak istemiyorum

no – bell..
no – belll..
no – belllll..

(13 ekim ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Nocturno
ılık sonbahar güneşi okşar tenimi
boğazdan sıra sıra gemiler geçer
serin poyraz yüzümde kollarımda…
uyuklarım hafiften
içim geçer

göz kapaklarımın altından
dudaklar, bacaklar, göğüsler…
birer birer
eski sevgililer geçer
uykularım kaçar

her gece yatarım
uyuyamam!

ve sonra kış gelir
sonra bahar sonra yaz
bir ılık… bir sıcak… bir serin… bir ayaz…
ömür geçer

her yanımda ağrılar sızılar sıkıntılar…
aklımdan gençliğim geçer
keyfim kaçar

bir gece yatarım
uyanamam!

26 eylül ‘07
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Noel
farklı bir kültürün
inanç motifi noel
yabancı

istemiyorum
no el

(aralık ‘03)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Nokta
susma hakkımı kullanıyorum bu gece
tek mısra yok kafamda
tek bir hece

ne kafiye ne vurgu
prozodi şöyle dursun
imge ile metafor
sıkıntıdan kudursun

sözlükler tozlansın
kalem de dinlensin biraz
kolay mı her akşam
uykusuz duraksız
yaz yaz yaz

kalbimin aşk damarları
yüzde yüze yakın tıkalı
tükettim parlak fikirleri nükteleri
tükettim tüm üç noktaları
virgülleri ünlemleri

kelime bulamıyorum
şöyle kullanılmamış fazla
eli yüzü düzgün
arap’a Fars’a ingiliz’e fransız’a bulaşmamış
farklılık uğruna yozlaşmamış
kulağa göze hoş gelir cinsten
fazla el içine çıkmamış

bir tane bile kalmamış
hatır için olsun
rafta
stokta

bu yüzden
şiir miir yok bu gece
virgül bile bulamıyorum

susma hakkımı kullanıyorum
nokta

(29 ekim ’06)
Fuat Eriçok

GooD aNd EvıL 02-28-2009 10:36 AM

Nostalgia
aşiyan’da dolunay
yüzün gibi güzel ve aydınlık
ruhumu kucaklıyor sinesi
seni andım

başı omzumda esrik
gözleri kısık
badem kokulu nefesi
öylesine sıcak ve öylesine kösnülü sesi

ve kımıl kımıl kollarımda
yarı kadın yarı balık
bilmem ki kimin nesi
seni sandım

26 eylül ‘07
Fuat Eriçok


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:15 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.