![]() |
Yeni evlenen mutlu çift odalarına çekilirler.
Damat Bey yeni karısına: ' Senden bana söz vermeni istiyorum. Başucumda duran bu komidinin ilk çekmecesini hiç açmayacaksın ve bana da hiç bir zaman bunu sormayacaksın. ' Karısı söz vermiş ve aradan 10 yıl geçmiş. Kadın merakdan çıldırıyormuş. Artık dayanamamış ve sözünü unutup çekmeceyi açmış. Çekmecede 3 yumurta ve 750 $ görmüş. Kocasına merakını yenemediğini anlatmış ve ne olduğunu sormuş. Adam ' Madem gördün bende sana anlatayım o zaman. Evlendiğimiz gün kendi kendime karar verdim. Seni her aldattığımda çekmeceye bir yumurta koydum. ' Kadın kocasının 3 kaçamağını affetmiş. Ve tekrar sormuş ' Peki o 750 $ ne için? ' Adam: ' Yumurtalar çekmeceye sığmayınca onları satıp dolar aldım. ' |
Bir profesor 3 kız öğrencisinin " durum degerlendirmesi" yeteneklerini sınamak istemiş... Durumu anlatmış üçüne de ..
-"Denizde bir salın uzerinde yarı çıplak ve yapayanlızsinız. Birden içi erkek dolu bir teknenin size doğru geldiğini görüyorsunuz. Hallerinden belli, bu balıkçı teknesi aylardır denizde ve hiçbiri aylardir kadın yüzü görmemiş. Hepsi aç kurt gibi size bakıyor. Sorunu çözmek için ne yaparsınız. ?" Kumral kız yanıt vermiş... -" Salın yönünü akıntıya doğru çevirir, kaçmaya çalışırım..." Esmer olan daha kabadayı çıkmış... -" Yanımda bir rambo bıçağı var..Ona sıkı sıkı sarılır, bakalım sala atlayacak erkek kimmiş beklerim..." Sarışın başını iki yana sallamış... -" Durumu anladık Hocam da , sorun ne?" |
Bir Makine Mühendisi, Bir Elektrik Mühendisi ve bir Bilgisayar Mühendisi bir gün eski bir araba ile yola çıkmışlar. Issız bir otobandan geçerken, araba aniden durmuş, baktılar çalışmıyor, Makine Mühendisi
- Ben simdi hallederim!" diyerek atılmış, önce arabanın altına yatmış, kaputu açmış, bir kaç girişi sıkıştırıp, bir kaç yere çekiçle filan vurmuş ama tik yok! Başı eğik arabaya geri dönmüş. Bunun üzerine Elektrik Mühendisi atılmış hemen, o da elektrik girişlerini, sigortaları kontrol etmiş, kablolarla oynamış ama hareket yok! Bunun üzerine ikisi birden dönüp, Bilgisayar Mühendisine bakmışlar. Sıranın kendisine geldiğini anlayan Bilgisayarcı, - Eeee şey, arabadan bir çıkıp tekrar girsek? |
Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak. Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor. Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş; - Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi? - Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş; - Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim...":D |
Clinton, Küba’ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ress****** başvurmuşlar. Bir tablo yap, Adı,'Clinton Küba da' olsun" diye. Ressam "Hadi oradan" demiş. "Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba’ya gelmedi. Şimdi ben nasıl 'Clinton Küba da' diye atmasyondan resim yaparım?" Tesadüf bu ya, bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş.
- "Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz" diye. Vermişler Temel bir hafta sonra, Kübalıları çağırmış. "İşte tablonuz" demiş. Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da dönüvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah. - "Bu ne" diye gürlemiş, Turizm Bakanı"Bu ne? Bu kadın kim?" - "Clinton'un karisi" demiş, Temel. - "Peki bu üstündeki adam kim?" - "Clinton'un uşağı" - "Peki Clinton nerde ulan" - "Clinton Küba’da" demiş Temel! |
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür. Kime : Sevgili karıma Konu : Yeni ulaştım. Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin. Not : Burası çok sıcak. |
Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtigi adam sağır ve dilsizdi. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına çağırdı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi: - "Ne parası? Benim paradan maradan haberim yok. Neden bahsettiginizi anlamıyorum." Tercüman tercüme etti: - "Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. " Baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beyninedayadı: - "Şimdi sor bakalım, para nerede." Tercüman işaretle sordu: - "Para nerede?" Sağır-dilsiz kan ter içinde isaretle yanıt verdi: - "Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan 3. ağacınn kovuğunda yüz bin dolar var." - "Ne söyledi?" dedi Baba. Tercüman yanıtladı: - "Dedi ki, hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.. istermiş."
|
Titanik battığında üç kişi kurtulur. (İngiliz,Fransız ve
Temel)İngiliz sadece golf sopasını, Fransız sadece golf topunu, Temel de hamsi konservesini kurtarabilmiş. Bunların canları çok sıkılmış. Fransız hadi golf oynayalım demiş. İngiliz de katılmış. Temel de çok sevinmiş sonra da benim hamsiyi yeriz ,ama ben nasıl oynandığını bilmiyorum deyince ,çok kolay, Sopa, top ve delik lazım demişler. İngiliz: Bende sopa var. Fransız: Bende de top var. Temel: Ben oynameyrum |
Bir gün bir bilim adami yilbasi nedeniyle hastaneleri gezip akillanan delileri salmaya karar vermis. Bir sürü hastaneyi gezmis fakat hic akillandigina kanaat getirilen deliye rastlamamis.
En sonunda bir hastaneye gitmis birde bakmis ki bütün deliler zipliyor hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormus: -"Bunlar neden böyle zipliyorlar?" -"Bunlar kendilerini misir patlagi zannediyorlar." demis Birde bakmislar ki bir tanesi ziplamadan yatagin üzerinde sabit bir sekilde duruyormus. Hemen ona yaklasarak sormus. -"Sen neden ziplamiyorsun?" -"Ben tavaya yapistim..." |
İki ihtiyar oturmuş, kendi unutkanlıklarını konuşurlarken biri; "Artık o kadar unutkan oldum ki, bazen merdivenin ortasında duruyorum, aşağı mi iniyordum yukarı mı çıkıyordum hatırlayamıyorum." der.
Öteki araya girip; "Yapma yahu, bir doktor var. Sen de ona git. Ben çok faydasını gördüm." diye tavsiyede bulunur. Unutkanlığından yakınan adam heyecan ve merakla; "Kim o doktor?" Diğer ihtiyar; "Dur, hani bir aşk hikayesi vardı. Adam dağları deliyordu, kimdi o?" diye sorar. "Ferhat." diye yanıtlar öteki. "Peki sevgilisinin adı neydi?" diye sorunun devamını getirir. "Şirin." yanıtını alınca adam sevinir ve mutfağa doğru seslenir; "Şiriiin, şu benim doktorun adı neydi?" |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:06 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.