www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Şiirler (https://www.cakal.net/showthread.php?t=86444)

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:31 AM

Çiçekler solsa da anısı vardır
Savrulup bir yana atılmamalı
Bir ömür yaşanmış mutluluk vardır
Savrulup bir yana atılmamalı

Onları aşk ile büyüten bilir
Yıllandıkça sevdaya kıymet gelir
Her dalı, yaprağı ayrı bir şiir
Savrulup bir yana atılmamalı

Kokusu olmadan yaşanır mı hiç?
Gülün hasretine dayanmak çok güç
Sonradan üzülüp ağlamak mı, geç
Savrulup bir yana atılmamalı.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:31 AM

Dünyada en büyük abidedir ziyarettir.
Bence orası cennetten de cennettir.
Orada yatan kurtarıcımız Mustafa kemaldir.
Dünyada kurduğu en büyük cumhuriyettir.
Cumhuriyet paha biçilmeyen bir servettir.
İstiklal savaşındaki şehitler genç Mehmet tir.
Her Türk gencinin borcu vatan için ölmektir.
Cumhuriyetin kıymetini bilmeyenler namerttir.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:32 AM

Yine aklıma düştün gece vakti
Bak yağmur yağıyor durmaksızın
Gözyaşlarımla yarış ediyor.
Güneş doğduğunda unutucam sanma seni
Tek yağmur yağdığında gelmiyorki aklıma gözlerin
Tek yağmur yağdığında düşmüyorki kor gibi hasretin
Her elim boş kaldığında
Her susadığımda
Anıyorum seni bütün varlığımla....

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:32 AM

Ankara ‘ya öyle yakışıyordun ki sen
Bir parçası gibi ayırmıyordu seni özünden
Tutuyordu en sert bağlarıyla seni
Beni ise misafir olarak görmüştür hep
Nazımın bile diline dolanmıştır o memleket semaları
Ne kalemler anlatmıştır ne parmaklar ağrıtmıştır
Ankara’nın o dar soğuk sokaklarını
Hiç baharı yaşayamadım Ankara’da
Tuhaftır ki hep kışları gelmişimdir
Hep soğuğu tatmışımdır damarlarımda , kanımda
Ellerimi üşütürdü hep mırıldanarak şiirler okurdum
Gazinin tam karşısında
Azımdan harfler buhar buhar çıkardı
Beklerdim seni yetimin ekmeği beklediği gibi
Ne büyük şehir derdim kendi kendime
Ne başı görünür ne sonu
Kimlerin aşkını kaldırmıştır saklamıştır içinde
Bir bizi kaldıramamıştı o koca şehir
O kadar büyükmüydü bizim aşkımız
Yoksa görünmeyecek kadar küçük mü?

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:33 AM

Titreyip üşüdüğüm zaman
Hissettim seni Ankara
Hüzün sende
Acı sende
Aşk sende
Hepsini yükledin boynuma tek tek
Kuşlar kadar özgür olamadım
Ankara sokaklarında
Hani yüreğimin sesi senin sesin olacaktı
Acı bende
Hüzün bende
AŞK mı yine sende


Soğuk ve yorgun bir evin körpe odasında vurdun beni
Son cıgaramda azımda
Son yudumu bekleyen çayım elimde
Politik gecen aşk *******im
Acımasızca alınan kararlarla bitti
Seni sevmenin bir yolu yoktur Ankara

Titrek bir mum alevinin
Işığında yazsaydım çilemi
Tattığım açılarımı yazardım
Cılız bir ışıkta göremediğim anılarım
Sadece sende kalırdı ANKARA

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:34 AM

İşte gidiyorum Ankara
Seni karanlıklara terk edip
Yıldızlarımı emanet edip sana
Güneşi yanıma alıp gidiyorum Ankara

İşte gidiyorum Ankara
Artık aylak aylak bağırmayacağım karanlığına
Birkaç kaldırım taşı alıp yanıma
Gidiyorum Ankara

İşte gidiyorum Ankara
Başım dik, Alnım ak
Gözlerimdeki ıslaklığa bakma sen
Biraz kırık dökükte olsa yüreğim
Seni giderken de seveceğim.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:35 AM

Uzaklığını göremedim
Sen Uludağ’da bir karçiçeğiydin
Ben Ankara’da gece bekçisi
Gece bana yetmedi
Ben de sana
Son umudumu sende harcamıştım oysa.

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:35 AM

çünkü sevmek çingene yüzlü sonbahardır sizin oralarda
zamanın eskitemediği yeniyetme bir annedir
hani denizden kaçınca biz/saçaklarından martılar
uçup uçup giderdi / özlemlerinde fırtınalar
ve hala beklerdi pencerede yüreğindeki yangınla
gidip de dönmeyen sevgilisini
-yemen çok uzakta –
çünkü özlemin diğer adıdır sizin oralarda
Madam Flora


fırtınalı göğsünden martılar havalanır tütsü ve gül
ve eflatun gülücükler dağıtarak geçer dolunay
duyargalarında cam kırıkları o serhat kasaba
umut bir arpa boyu yürürdü /yüreğinden öperdim
günleri yaylım ateşe tutardı martinili birileri
galiçya’da mıydı Kafkaslarda mı
gravüre dönüşürdü sokaklar


çünkü sevmenin diğer adıdır sizin oralarda kavga
kekre sevgilerimizdir şimdi duygu imbiğinden süzülen
içsel denizlerimize sıkılan mavzer sesidir
saçlarımızda savrulan beyaz yeleli rüzgar
ve uzak limanlarda unutulmuş
eskiyen ve tutuşan kül aşklarımızdır
büyük ihtilallerin yetim çocuğudur
Madam Flora

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:35 AM

Ankara Rüzgarı
Erimesidir elimde bir elin
Ve ışımasıdır gözlerimde
_____________bi’çift harenin...
Ya da tomur tomur
Açılmasıdır içimde,
El değmemiş çiçeğin
Ve sıcaklığıdır yüreğimde
________tutuklu bir yüreğin

Sonunda;
Eski bir şarkının mırıltısıdır kalan
________________kulaklarımda
________________sonsuza değin
Sırrını rüzgarlara verdiğim....

GooD aNd EvıL 09-10-2007 09:35 AM

Beynimin alt üst olmuş harmanlarında, yoğruluyordum hala
Bana bir sevmek gerek diyordum da, başka bir şey demesini bilmiyordum...
Oysa yorgundu beden, yenikti yürek
Harman zamanıysa çoktan geçmişti...
Sen miydin o kapılarda beklediğim, yoksa gelen yalnızlığımın ayak sesleri miydi?
Gelseydin sever miydin beni, hiç kimsenin sevemediği kadar,
Yoksa sen de mi keskin bıçaklarla, kör kurşunlarla geliyordun bana,
Öyleyse yoktu bir daha sevmek, tövbe olsundu da, ben nasıl sevgisiz yaşayabilirdim ki!
Harmandım bu akşam harmandım, yoktu dizimde dermanım ağlatmayındı beni, söyletmeyindi beni..
Bir sevmek vardı kör kuytularda, bir özlemek vardı gecezifirlerinde, bir tutku vardı nefessiz bırakan beni!
Ben ağlamıştım az önce sana ne gerek vardı gökyüzü,
Canımın sızısı bulaşmış olabilir miydi sana da, ruhumdan kayıpda...
Baharda ağlamak olur mu be gülüm, balım, can sızım..
Bahara çiçek, güneş, ışık, toprak kokusu yaraşırdı da,
Aklımın bilip, gönlümün anlamadığı sağanak sağanak yağmak yakışmıyordu be gök gözlüm...
Gözüm müydü ağlayan yoksa gökyüzü müydü çıldıran anlayamıyordum!!!
Ben ağlıyordum, yağmur yağıyordu; yağmur ağlıyordu, ben yağıyordum...
Fikrimin ince tepelerindeki bahar çiçeklerinin dallarını kırıyordu yağmurun gözyaşları,
İçimdeki denizin dalgalarını köpürten yağmur, yüreğimi canımı acıtıyordu!
Sonra bir güneş açıyordu, hah tamam işte bahar diyordum!...
Ama yine yanılıyordum, bir bulut arkasından bir bulut daha....
Ben yağıyordum, kan yağıyordu, yüreğim kanıyordu, gözerim bulut oluyordu yağıyordu Allah yağıyordu!
Toprağıma ince ince yağmur sızıları işliyordu, işlemekte n kelimeydi, toprağımdaki çimenlerin içleri acıyordu, biliyordum.
İşte…
Mevsim bahardı, hava yağmurdu, güneş bozuktu, çiçekler ayanamayıp yağmura dökülüyordu, toprağın canı sızıyordu...
Kuşlar mı? Kaçıp sığınacakları saçak altı arıyorlardı.
Sanaydı bahar, tüm şarkılarım sanaydı, kafiyelerim bozuluyordu, cümle sonlarındaki...
Yağmur dindi, ama gözlerinden akan yaşların tuzu kaldı yanaklarında, toprağın..
Kaç bahar geçmişti de, hiç bu kadar canı acımamıştı bahçedeki küçük kayısının,
Ben ne diyordum, ne dedim, bilmiyordum!
Kurduğum cümlelerin sorumluluğu kuşlarındı, baharındı, çok biraz benimdi!
Kısacası bugün Ankara' da bahar vardı, ama baharda
yağmur, yağmurda özlem ve keder vardı.
Diyeceklerim bundan ibaretti, çünkü yine yağmur başladı…


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:12 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.