www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Cevat Çeştepe (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133259)

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:01 AM

Sonu sessizliktir çığlıkların

korkuyla açılır gözleri.
içerden;
geçimsizlik aryalarının
anlamadığı dilden
çığlıkları gelmektedir.
kulaklarını kapatır küçücük elleriyle.
ama büyümüştür içindeki korku
daha da açılır gözleri endişeyle.
biri babasının sesidir, diğer kişi annesi.
kırılan yeşil vazomudur
masanın üstündeki.
yoksa dedesinin fotoğrafımı
göğsü madalyalı, duvarda asılı.
tatmadığı kadar acılı
ve yaşamadığı kadar sancılı
bir rüzgardır,
öğrenemediği yönden esen.
son çığlıkla beraber kapanır kapı,
annesidir giden.
ve terk ediliştir sessizce içeri süzülen.

ağlayarak kapanır gözler.
bilinir ki;
el sallamadan gidilen her gidiş
dönüşü olmayan son gidiştir.
özenle saklanan mektuplardan
silinir sessizce
göndericinin adresleri.
ne kalır gözlerinin önündeki
dudak izlerini taşıyan
son gecenin tanığı kadehler,
ne de bir yerlerde göze takılır
bir saç teli
ya da ayak izi kim bilir.
dinlenmez radyolarda güftesi
beraberliğe yazılmış tüm şarkılar
sadece dinlenen kimsesizliktir
ve sessizlikle beraber yaşanır
ayrılık öncesinde atılan çığlıklar.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:01 AM

Sorsalardı eğer

sorsalar sana bilir miydin,
evet bir martı konacak pencereme
belki yarın, der miydin.

sorsalar bana bilir miydim,
evet bir martı olup konacağım penceresine
belki yarından da yakın der miydim.

sorsalar sana,
martının kanatlarında boğaz kokusu olacak
yüreğini dolduracak
bilir miydin.

sorsalar bana,
ne martı ve ne koku, sadece bir rüya olacaksın
ve gerçek gibi yaşayacaksın
inanır mıydım.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Söylemez ki gelincikler

şansınız bol olsun demiştim o çocuklara
gökyüzü avuçlarına düşmeden hemen önce
denizler sahillere nikah kıymışlardı o gece
ormanların bütün ağaçları el ele halay çekmiş
sadece bir kenarda gelincikler ağlamıştı nedense
kim bilir akıllarına neler, neler geldiyse …

beni kırmızı bir denizin ortasında ve boynu bükük düşle.
bütün kapılarım kapanmış bildiğimiz şanstan yana
boyası çıkıyor yaşanmamış tutkuların ellerime.
ne renk dökülüyor gözyaşım gözlerimden, bilmiyorum
belki gene küçük bir yel eser bilmediğim bir yönden
şöyle bir sallanır, anlarım yaşadığımı
başka ne gelir elden.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Suçlu olan gecedir

işlediğim cinayetlerin tüm ipuçlarını
geceye verdim.
göz hakkı diye bir şey var ne de olsa.

o gece ki,her gece
bıkmadan üşenmeden selam durur nöbete.
benim cinayetlerim de üstelik
gündüzü sevmez,
klasman dışıdır.
mesela;
ilk sevgilimin
ilk ismi hala
son kadıköy vapurunun
gece duhuliyesinde saklıdır.
ve yelkovanı çalınmış
tüm meydan saatlerinde;
düello kurbanlarının
acaip payı vardır.

işlediğim cinayetlerin tüm ipuçlarını
geceye verdim.
soracaksanız ona sorun.
ben bir şey bilmiyorum,
yemin ederim.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Sular akarken bir yandan

su boylarında bir aşağı yürüyorum bir yukarı
savaş baltamı çoktan gömmüşüm toprağa,
tüten, çubuğumun dumanı.
kendi halimdeyim, ayna tutuyorum güneşe,
gözlerinin içine.

su boylarında eski damgalı pullar yüzüyor
mektupları belki hiç ulaşmamış adresine
gözler hala yolları gözlüyor.
ben umudumun bugünüyüm, yarını yazıyorum,
günlüğümün içine.

su boylarında ıslak prensesler gibi söğüt dalları
gölgeler emanetmiş demek ki bulutlara,
saklasalar ne olur aydınlıkları.
dünden fazla kaçırdım düşünceyi, başım çatlıyor,
topluyorum avuçlarımın içine.

su boylarında yürüyorum bir elimde güneş
tarihsiz pullar yapıştırıyorum adressiz zarflara
bir gölgeye saklanıyorum son buluttan ödünç,
çubuğumu söndürüp, savaş baltamı çıkarıyorum.
gözlerini yerleştiriyorum günlüğümün içine,
avuç avuç yüzüme sürüyorum.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Sus ama yanımda ol

sen bana masal anlatma sakın,
ben dizlerinde uyumasını çok iyi bilirim.
sadece dudakların kıpırdasın,
hiç durmasın,
ne demek istediğini iyi anlarım.

kapat tüm ışıkları boşa yanmasın.
gözlerinin ışığı düşer alnıma nasılsa.
sadece gözlerini yumma sakın,
hiç kapanmasın,
gecenin varacağı yerden korkarım.

ay bir yanda, güneş yanına gelsin
sen beni yeniden yazansın, bunu da yazarsın.
sadece yüreğin kalsın benimle,
hiç ayrılmasın.
o zaman hiç bir mevsim konmaz üstüme, bilirim.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Susuz mutluluk

çeşmelerden hava geliyor su yerine
sondaj pompaları taş ve kum fırlatıyor gökyüzüne
su kaynakları yok oldu
nehirler kurudu
denizler de çekilmiş.

şalterler inince sayaçlar dönmüyor
şeffaf aksesuar olmuş elektrik ampulleri yanmıyor
trafolar yangına dönük
ışıklar sönük
her yer ne karanlık.

rafinerilerde yutmuş alevleri bacalar
en yüksek beygirgücüne koşulmuş yorgun atlar
grafiklerde iflas ibresi
enerji yok
makineler stop …

…….

hangi uzak bahçelerden geliyor şimdi
bu doyulmaz ve çiçek kokulu
çocuk kahkahası
bir güzel kadın ipe seriyor çamaşırlarını
renklerinde cümbüş tadı
en sevdiği türküyü çalıp-söylüyor yüreğinde
ayaklarını uzattığı gölgede
güneş tenli bir adam
omzunda tünemiş iki beyaz güvercin
mutluluk damlıyor kanatlarından

sular tükenmiş ama güneş sıcak mı sıcak
bak; uzak bahçelerden nasılda geliyor şimdi
doyulmaz ve çiçek kokulu
bir çocuk kahkahası, çağlayarak.

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Sürrealizm

duydun mu Salvador Dali düşmüş gökyüzünden
mızrak bacaklı filler gibi dört ayak üzerine.
piyanonun tuşlarında dolaşırken iskelet parmaklılar
birde ne görelim;
her susuz parselimde boy vermiş ağaçsız ormanlar.

nadide bir tomurcuk olup açmış
dere yataklarında tuzruhu kokarak akan eski ölümler
kılçıkları yenmiş balık sofraları benzeri
yapışıp kalmışlar kalenin burçlarına tokluk gibi.
duydun mu Salvador Dali düşmüş uçuk bir ay ışığından.

şimdi gördüğün her göz, bir parça şaşkınlık
beyazperde deme o kendi halinde bir cenin torbası
en yükseltilmiş beyinler güya onun içinde saklı.
duydun mu kim düşmüş boş otoyollara sırt üstü
haydi şimdi kan toplamaya koşalım …
………….

anlamadım ne diyorsun sen böyle dedi
karşımda oturan akşamüstü saçlı bir hanımefendi
saygıyla baktım gözlerine
gözlerimi alıp düştüğü yerden .
bundan sonra dedim, sayın hanımefendi
hep söz edeceğim güzelliklerden
memleketimden, sevgililerimden, ışık ve renklerden
bağışlayın beni, şimdi onun ön hazırlığındayım
iki bacaklı, fesleğen saçlı kuzu kapamanın açlığındayım.

duydunuz mu Salvador Dali düşmüş ….

Cevat Çeştepe

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:02 AM

Şafak vakti gün batımı

avuçlarımdan kurşun aktı, şafaktı.
önümdeki ak kağıda yüreğimden kan damladı.
üzerinde sana geliyorum yazılıydı
oradayım üç şafak sonra
avuçlarımdan kurşun aktı, şafaktı.
senin beni okuyamayacağın zamanlara
bir yolculuk başlıyordu.
güneşin biri batarken diğeri doğmuyordu.

oysa bir gece önce mi, yoksa daha mı eski
kardeş türküler gibiydik sanki
daha dün gibi.
beraber halaya durur, hora teperdik.
birbirimizden yürek alır, kız verirdik.
aynı kavganın omuzdaşları değil miydik
benim soğuktan ellerim donardı
sen iliklerdin yaka düğmelerimi,
unuttum sanma.
bak şimdi bana tetik çeken parmağına
tanıyabilirsen tanı kendini.
haydi şimdi kapat açık giden gözlerimi.

avuçlarımdan kurşun aktı, şafaktı.
önümdeki ak kağıda yüreğimden kan damladı.
üzerinde bitecek bir gün diye yazıyordu
hele boy versin ekinler
gene hasat *******i beraber biçilecek
sevdalarımız aynı topraklarda el ele verecek
çocuklarımızın yarınlarında
üstümüze düşen
aynı gökyüzünün renkleri olacak.

hatırlasana dün gece mi yoksa daha mı eski
beraber siper kazarken menzilinin dışına
düşmez miydi terlerimiz aynı toprağa.
ve vurulup yatarken yan yana
karışan kanlarımız değil miydi kardeşliğimiz adına.
bakma şimdi;
avuçlarımdan kurşunun akmasına bir şafak vakti
çok acılı bir oyuna zorlandık diyelim,
bugünleri bir daha yaşanmamak üzere silelim.
ben öldüğümle kalayım, sen öldürdüğünle
ama çok geç olacak yarınları asla beklemeyelim.
bizim oyunumuzda bu olsun
dosta düşmana karşı
kardeşliklerimiz hatırına el-ele verelim

GooD aNd EvıL 08-13-2008 11:03 AM

Şair dediğin erkek olur - eleştiri notları

Bazı sözcükler vardır ki yaşam içinde ne zaman karşıma çıksa hep bir tarafından ya kulağımı kemirir yada gözüme iğneler batırır. Beynimin hoşgörülü sınır kapılarından içeri giriş için vize alamadığı ve hiçbir zaman da alamayacağı ama ısrarla o kapılara omuz vurmaya devam ettiği için de küçük çaplı fakat kronik çatışmaların vazgeçilmez nedenidir.

Burada eleştiri notlarıma konu olan anarşist ve sürekli sınırlarımı zorlamakta ısrarcı sözcük: Şaire

Arapça kökenli şair sözcüğünün paralelinde kullanılan ve kökünü yadsıyamayacağı için gene Arapça olmaya devam edecek olan bu sözcüğün karşılığı (ısrarla kullanıcıları bilecektir) Türk Dil Kurumunda; kadın şair olarak karşılık bulmuş. Oysa aynı TDK sözlüğünde şair kelimesinin karşılığı için bakın ne diyor:

‘isim’ şiir söyleyen ve yazan kimse, ‘sıfat’ hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu kimse.

Yani yorumsuz bakacak olursak referansına güvenebileceğimiz bu kaynak bize şair sözcüğünün (hiçbir cinsiyet ayrımı olmaksızın) şiir yazan kadın-erkek herkesi kapsadığını oldukça açık dille satırlarında kayıt altına almıştır. Bundan sonrasında yer alan şaire sözcüğünün karşısındaki “şiir yazan kadın” açıklaması için işin TDK açısından söz konusu olabilecek çelişki yanına takılmadan ancak Arap/Şark kültürü içinde gelenekselleşmiş ve cinsiyet ayrımını sürekli destekleyen yapının sonucudur diyebiliriz. Herhalde buna karşı yapılacak “hadi canım sende” başlıklı açıklamalarda aynen şaire sözcüğü gibi beynimin kapılarından vize alamayacaklar kuyruğunda kendilerine bir yer bulacaklardır. Hiçbir zaman (belli konular dışında) ön yargılı olmamaya özen gösterdiğime inanan bir kişi olarak bu tür olası ithamlara karşı da şimdiden gerekçeli savunma dilekçemin hazır satır başlarını da burada açıklayayım.

Uygar toplum modelleri içinde olduğu kadar, kişiye özel ve çıkarcı yorumların dışında dinsel öğretilerde her türlü cinsiyet ayrımının karşısındadır ve kabul edilemeyeceği görüşünü benimsemiş, uygulamış ve bu yanlışlığı öğreti ve anlatı alanı içine almıştır. Mesleklerin apolet yıldızı olarak oluşan akademik kariyer unvanlarında da bu ayrımcılık asla yer bulmamış mesela; erkek mühendis/kadın mühendise, erkek doktor/kadın doktore, erkek mimar/kadın mimare gibi cinsiyete göre farklı sıfatlar oluşturulmamıştır.

Sanat ise zaten bu tür cinsiyet ayrımı düşüncesinin düşünülmesinden bile çok farklı bir dünyadır ve hele böyle sıfatların ısrarla kullanılma yada bir şekilde sözlüklerde bile olsa karşılık bulmasını kabul edemez. Ki bir zamanlar gene bu mantıkla kendilerine bir yer edinmeye çalışan aktör/aktris sıfatları bile neredeyse kullanım alanlarının dış kenarlarında toplayacak top bulamamaktadır.

Ne demek yani şaire?

Bu sözcüğü ısrarla kullanmakta olan kimi arkadaşlarımıza ve ayrıca “antoloji” sitesi içinde ve dışında sayıları belirsiz; “hayal gücü geniş olan, duyarlı ve duygulu, şiir yazan” kadın-erkek tüm ŞAİR arkadaşlarıma saygılarım ile …

Cevat Çeştepe


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:32 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.