www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Melih Coşkun (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143931)

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Öldürmeyin İçimde Şarkılar Söyleyen Çocuğu

Öldürmeyin içimde şarkılar söyleyen
Aydınlık yüzlü çocuğu
Bir gülümseme bekliyor sizden sadece
Ömrünüzü değil

Belki karanlık bir boğazın sularına
Böyle alaycı bakan sizlersiniz
Sesi kulağınıza gelecek kadar yakınsınız
Yanı başınızda dizleri üzerinde sürünen
O kokuşmuş hayata

Dünyanın en güzel denizine
En sefil gözlerle bakarken
Bu ıssız yarımadanın sahipsiz insanları
Bunca ışık da avutmaz artık
Bıçak sırtında yatılan bir geceyi
Boğazı yırtan
Ancak duyulmayan o sesi
Duyan olmaz bir daha...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Ölmek Dert Değil de Yazık Olmaz mı Umuda

Gözlerinde bu akşam
Yumruk yumruk
Yumruklaşan bir hasret
Sol kolun gökyüzüne özlemi
Ve yerçekimine meydan okuyan direnişi

Alnından akan tuzlu sıcak ter değil
Alnından akan kıpkızıl bir kan
En delikanlı günlerimizin
Şakaklarında onlarca kurşun yarası
Tanklar geçiyor sanki yüreğinin üzerinden

En güzel günlerinin önünde dev barikatlar
Ve ölümünü düşünmediğin kadar cesursun
Yoldaşların türkü söylediği sokaklardan geçiyorsun
İçinde aynı yolu yürümenin gururu

Böyle yitmemeliydi elbet bu hikaye
Bu tuzlu ter, bu kusursuz emek
Kuşkusuz daha güzel bir yarın adına
En güzel günlere ulaşmak adına bu fedakarlık
Dalgalı denizler durulur diye bir gün
Diner diye çatıları uçuran fırtınalar,
Sonsuz anlamlı gözleri ve elleriyle
Davar gütmek yerine çayırlarda,
Kalem tutsun
Ve büyüsün
Ve Yürüsün diye
Şu küçücük yürekler

Beynimde yumruklaşan bu hasret
Şakaklarından kızıl kanlar yerine
Sıcak, tuzlu ve namusla aksın diyedir ter.

(Ölmek dert değil de
Yazık olmaz mı umuda...)

18 Aralık 2002
01: 39

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Ölüm Dediğin...

Hani zayıf yüzlü genç bir adam vardı
Gözleri alev alev bakardı
Yüreğinin dokunduğu yerde
Nice ormanlar yakardı...

Nedendir böyle kederli duruşun
Tuzu mu değdi asi denizin
Kemençenin tellerine
Ölümden korkan
Onun kadar kalleş olsun be uşağım...

Kederli bir yol havasıdır ki sürer gider ömrümce
Söylenir sisli yaylalarca
Çeşme başlarınca
Genç kızların ürkek bakışlarınca

Ey Karadeniz’im
Özgürlüğe akan suyum
Al savur
Abıhayatla yıkanmış bedenimi dalgalarına
Ölüm dediğin iki türkülük yol da olsa
Korkmadan söylemek
Kime yakışır bizden başka...

2006

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Ölüm mü Var Yeryüzünde...

Gökyüzü karanfiller yağdırırken aymazlığınıza
Benim de bir avuç kum atıldı yüreğimin gözlerine...
Kızsam kendime
Neye yarar
Dişlerimle dudaklarımı kanatmaktan başka
Kaçsam neye yarar
Cahil cüretinize yenik düşer bilincim

Kalır mı yanınıza sanıyorsunuz yaptıklarınız
Boşuna mı çekildi yoksa bunca acı
Titremez miydi elleri celladın
Yağlı ilmeği geçirirken boğazıma

İşlemediğim suçların
Cezası olsun
Onurum...
İstemem
Servetini yoksul yüreklerinizin.
Tek silahım sazım olsun
Tek silahım kalemim

Sesini yüreğine kat
Saf sularında yıkansın günahlarım
Seninle arınır ancak
Ruhumun kirleri...

Ölüm mü var yeryüzünde
Ey can,
Yüreğinin diliyle konuşabilene...

2006

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Ölüm; Adın Yaşamaktır Artık Senin

Bir idam mahkumunun
Son gecesinde
Annesine gizlice okuduğu türkü kadar sevebilmek hayatı
Hem de o en çok kirletilmiş çağında aşkın
Hani o en çok sevipte sevilmeyen çağında

Hep şafak vaktine gelirdi ayrılıklar
Üç kişi eksik kalkardık yataklarımızdan
Bağları çözülmüş bir çitf postal kalırdı geceden
Ve zincir sesleri hala kulağımda çınlayan
Kansız bir ölüm kalırdı

Hep bir adım önde yürüyenin kaderiydi çünkü
Hep bir adım önde ölmek
Başı dik ve türkü söyler gibi

Çirkin yüzlerin gölgesi vururken sabahın ilk ışıklarına
Ne zincir sesi,
Ne yankısı kalır o cesur türkünün
Kansız bir ölümdür artık geceden bize kalan
Bir ananın sessiz ağıtıdır
Ve yitirmiştir anlamını ölüm
Ne yazgıdır bu
Ne de kalleş bir kurşun
Ölüm;
Adın yaşamaktır artık senin...

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Ölümsüzlüğüm Senin Elinden Olacak

Kanırtıp imgelerimi
Beynimin yasak bahçesinden
Takacağım göğsüne
Bir kızıl gül yerine

Sadece bir dize dökülecek kalemimden
Gerisi dur durak bilmeyen yürek akıntısı
Terim damlarken
Sarı saman kağıtlı kitapların
En ateşli sayfalarına
Yalnızca benim haykırışımı duyacaksın

Düşündükçe sensizliğimi
Gökyüzünü yırtacağım tırnaklarımla
Buharlaşınca alın terim
Kendi ellerimle
En güzel gökkuşağını yapacağım sana

En güzel imgesi ömrümün,
Bil ki
Ölümsüzlüğüm senin elinden olacak...

2005

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Ömrüm Seni Sevmekle...

“Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır.”

.......Oysa biz nicedir unuttuk öyle sevmeleri. Nicedir saçma sapan yaşanıyor elli beş ekran televizyon ekranlarında adına aşk dedikleri.
.......Çok sevdiğim bir ağabeyim bu şarkıları sevmeye başladığın gün büyümüş olacaksın demişti bana. Ne kadar doğruymuş gerçekten. Fikrim yeni ufuklara, yeni umutlara kucak açtıktan sonra sevmeye başladım o şarkıları ve o şarkılarla vazgeçtim çocuk olmaktan.
.......İlk kez yüreğime düştüğünde aşk denilen yangının közü şu sözler takılmıştı dilime ******* boyunca;

Öyle dudak büküp hor gözle bakma
Bırak küçük dağlar yerinde dursun
Çoktan unuturdum ben seni çoktan
Ah bu şarkıların gözü kör olsun.

.......Bir şair neden sever acılarını sorusunun cevabını o zamanlar anladım işte ben. Acılardan güzellikler yaratmanın ne olduğunu, sevmenin yeri geldiğinde sevileni de aşabileceğini.
.......Biraz daha büyüdüm o şarkılarda. Annemin sevdiği şarkılara hüzünlendiğimde anladım bunu. Kadehin en derin yerinde ararken sevdalılar birbirlerini. İstanbul’un kalabalık sokaklarında dolaşırken bir başıma. İlk defa aşk acısı çektiğimde, ülkemin acı gerçeklerinin içinde boğulduğumda, kangren olmuş yalnızlıklara düştüğümde, ezildiğimde, isyan ettiğimde. Sevip de sevilmediğimde anladım işte büyüdüğümü.
.......Ve “Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktığında
.......Denizler ortasında yelkensiz bıraktığında” ağladım en çok çaresizliğime.
.......Ey hayat;
.......Şimdi dinlediğim her şarkı bana seni hatırlatıyor. Nicedir unuttum ağız dolusu gülmeyi. Bir avutan da yok şimdi sahipsiz kalan kalbimi. Ne olur sen tut bari üşüyen ellerimi...

“Yalnız senin aşkınla ruhum solacaktır.”

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:43 PM

Örgütlendi Kelimeler

Örgütlendi kelimeler
Cümleler kıta kıta, bölük bölük
Fısıldaşıyorlar aralarında
Anlatıyorlar birbirlerine yaşanmayan ne varsa
Ne kalmışsa söylenmeyen
Şifreliyorlar hayatı
Şifreliyorlar aşkı, kavgayı

Örgütlendi kelimeler
Yeniden kuruyorlar hayatı
Her gece yarısı saat on ikiyi geçtikten sonra
Başlıyorlar dünyayı değiştirmeye...

Solmuş çiçekler kaldırıyorlar boyunlarını
Değişiyor sevginin tanımı
Ağaç daha yeşil oluyor
Deniz daha da mavi

Bir ses çalınıyor kulaklarına suskun çocuklarının:
İsyan...

Yürüyorlar işte
Söylenmemiş ne kadar kelime varsa geçiyor caddelerden

Emek...
Hürriyet...
Eşitlik....
Aşk...
Zulüm...
Ölüm...
Vefa...
İsyan...

Örgütlendi işte kelimeler
Cümleler kıta kıta, bölük bölük
Yürüyecekler hep birlikte
Saat on ikiyi geçtikten sonra
Değiştirecekler dünyayı...

12 Ocak 2003
16: 24

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:44 PM

Öyle Adaletsiz ki Şu Hayat Dedikleri

Öyle adaletsiz ki
Şu hayat dedikleri oyun
Dönüp duruyor başımız acıların ekseninde

İnsanlar unutturdular bana
Kendilerine güvenebilmeyi
O gün bu gündür
Aşka sığınıyorum.
Yağmurdan kaçan bir kedi yavrusu gibi.

Zor yolların yolcusuyduk
Kirlenmemiş yüzlerimizle
Kovulduk girdiğimiz bütün kapılardan.
Fazla geldi dürüstlüğümüz
Yaşamak için yalancıların dünyasında
Yüreğimiz büyük geldi
Yüreksizliğinin ardına sığınanlara

Öyle adaletsiz ki şu hayat denilen
Hainleri kahraman yapar
Gerçek kahramanlarını hain.
Sevmek terk etmeyi gerektirir
Nefretse ilk sayfa haberi gazetelerde.

Gür çıktıkça sesim
Kalın duvarlar örerler etrafıma
En büyük hatadır bahsetmek
Haktan
Alın terinden
Hürriyetten.

Meze yapılır alın teri sarhoş masalarında
Haysiyet kapı dışarı çıkmaya utanır ay başlarında
Ve dünya dönmektedir hala
Acıların ekseninde…

Melih Coşkun

GooD aNd EvıL 04-09-2009 03:44 PM

Öyle Bir Özlemdi ki Bu

Öyle bir özlemdi ki bu
Ne suya benzerdi
Ne de ormana.
Yalnız bir an için
Koskoca bir ömrü harcayabilirdi belki insan
Vazgeçebilirdi bütün anılarından

Öyle bir hasretti ki bu
Tükenmek bilmezdi zaman
Uzundu alabildiğine aramızdaki yollar
Kelimelere sığmazdı anlatmaya kalksam
Adının geçtiği bütün muhabbetlerde
Okuduğum bütün mektuplarda
Yani seni hatırlatan her şeyde
Göğsüm kafesinden çıkmak isteyen
Hürriyet sevdalısı bir kuş gibi çırpınırdı.
Kendi ellerimde yarattığım bir aşktı bu
Her sabah gerçek olması ümidiyle uyandığım rüyalar gibiydi
Hiç bitmesini istemediğim filmler gibi
Her sabah hüzünle kalkardım yatağımdan
Delice kıskanırdım mutlu insanları
Kenarından tutmak isterdim onların dünyalarını
Sonra yeni yüzler görürdüm
Vapurlarda, otobüslerde
Kalabalık kaldırımlarında şehrin
Aklıma getirirdim yeniden sevebileceğimi
Başka gözler içinde şiirler yazabileceğimi
Ve içimin tekrar sebepsiz yere büyük bir sevinçle dolabileceğini

Evet öyle bir özlemdi ki bu
Bütün anlarını harcayabilirdi insan
Bir tek an için
Vazgeçebilirdi bütün anılarından…

Melih Coşkun


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:36 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.