www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Türk Öğer Koç (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144867)

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:10 PM

Koparsa Gönlünüzden Birşeyler

kelimelere vursan
vursan beni
kaç satıra sığdırabilirsin ki
bir damla
yanaktan sızan suyu
hangi adla çağırabilirsin ki
akar gider
uyarak yer çekimine
süsleme sanatının
en mahir ustası olsan
değiştire bilir misin ki yatağını

dokundurmadan tele mızrabı
vurmadan deriye tokmağı
döke bilir misin nağmeleri

ey benim bilgeliğini
gecenin içerisinde
yıldızlara bağlamış
cümlelerine sevgi ile başlamış
emekte fukara
sözünde keramet olan
sevildiklerim

yılanın derisi
ürpertir beni
sarılamam basarken
acılarımı tuza
acılarım gün olur
keskin olur tuzdan
kokutmaz kelimelerdeki ihaneti
emektir saran her türlü yarayı
onaran zaman

sunmayın yıldızlarınızı bana
karanlıklar içerisinde
ışıltı değil aradığım

okuyamıyorsam eğer kelimeleri
ısıtamıyorsam eğer yürekleri
parıltıları taşımak
paye etmiyor
yıldız taşımakla…

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:10 PM

Kor

körüğün
inmeye hazır
kolu gibi
köze

körüğün
savurduğu
yel gibi

demire
ışıltısını veren
kor gibi

akıp geçti
ilk bakışları
bilincime

durulmak için

dokundurdum
duygularımı
dalgalara

dalgalar buhar
kulağımda
bitmeyen uğultular

doruklarda yaşam
başım duman

yüreğim çelik
esnek kırılgan

haydi durma
vur çekicini

örsün üzerine
koyduğum yüreğim

mahir olsan
evrende güzelliğinle

cilvelerin
kıvraklığını sarsa

raksetirse
isterse dilin
en nadide nağmeleri

çıkarmasaydın eğer
kat kat altından
esaretin
bendeki
cevheri

kar eyler miydi
köşkleri kurmaya

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

Korkularım

yara yara giderim
şehrin yosma düşüncelerini
korkarım yenilgilerden
üzerine üzerine giderim
korkularımın

gizli bahçe dedikleri
bir garip yer

üç beş masa bir çıkrık
eskilerden kalma
birkaç düş

bir sokak ressamının
fırçasından dökülmüş gibi
biraz hayal biraz süs

birde şu iskele
şu deniz olmasa

şu motor sesleri
şu tek tük
havalanan kuşlar

tadımı kalırdı
şarabın

yara yara akıtırım irini
bir sararmış
çıban başı gibi
durur garsonlar

bilirim birazdan
daha bitmeden
sigaram

küllüğümü
alacaklar

kül olmuş duygularla

ellerin elimde
nerede dilek tuttum
hiç sevgili
kul olmadım

şu esinti
şu gökyüzü
şu öğlen güneşinin
denize vuruşu
yakamozlar

kentin kıvrak belli
******su

elleri elimde
sevdiğimin

korkarım
yenilgilerden
onun içindir ki
üzerine üzerine
korkuların
gitmelerim

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

Korkuyorum

Hiçbir şeyden korkmazdım
Senin ile oluncaya kadar
Ama şimdi ayrılıktan
Özlemden, Sensizlikten
Korkuyorum

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

Koy Noktayı

koy noktayı
yetiyorsa yüreğin
titremiyorsa elin
biz alışığız
çentik atmaya
kah kabzalara
kah noktalara

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

Koyun

diyorlar ki
her koyun
kendi bacağından asılır

nice kendi bacağından
koyunları asanları gördüm

her koyunu
kendi bacağından asanları
asanları gördüm

düş mü
düş mü ola

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

Kökler Salar Derinlere Umudum

1-)

Yalnız kaldığımda diye başlasam da, uzaktır yalnızlıklar yaşamdan…
Düşen taneleri yağmurun imgesel farklılıkları gibi süzülür bilgece yüreklerimize, bir gül yaprağında damlacık olarak alırız düşlerimize, düşmeye devam eder damlalar,
Damlalar olmasa yağmur olur muydu, hüzünlene bilir miydik bir cümle yerde, camdan bakarken, kuyruğunu kıstırarak bacaklarının arasına almış şaçağın altına sığınan köpeğe, yeşertebilir miydik, ektiklerimizi, ıslana bilir miydik sokaklarda sevgilinin elinden tutarak, atar mıydı kalbimiz o ürkek gizemlerle…

çoğalırım çoğalırım
damla büyüklüğünde

seneler oluşur
bir elma çekirdeğinin
toprağa girişi gibi
üretkendir benliğim
üretkendir toprak
açar yapraklarım
kalmaz yaza
alabildiğine özgür
özgürdür yapraklarım
gövdesine bağlı
dal ile

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

2-)
Yalnız kalabilir miyim toprağa düşmüş bir damla gibi yaşama karışarak, baş, başa olmak mıdır yalnızlık; yaşamla, rüzgar vurur saçlarıma, bir arı konar çiçeğe, bir dal takılır, yüzümde esintilerin özgür gezintisi, belleğim dolu canlarla…
Bazen yüreğimden kopan sessizlik yırtar bilincimdeki sessizliği, bilinmezlerle dolu, akıntılarda hedefe doğru giden, bazen bir çaya düşmüş yaprak gibi…
Çay akar ırmağa doğru, yaprak akıntıya bırakmış kendini, takılacağı yere doğru…


serçeler konar dallarıma
rüzgarlar savurur
yapraklarımı
hışırtılar kaplar sessizliği
rüzgar esmeseydi
konmasaydı kuşlar dalıma
duyar mıydım seslerini
kerameti gösteren
ayna olsa
kırar mıydım aynayı
yaşam sarmasada kollarını
kucakla sen kucaklayabildiğin kadar
yaşamı

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

3-)

Dalından kopup akıntıya bırakmak kendini, gitmek bir yerlere uzaklaşarak köklerinden, kurtarır mı, bir orman olmak kökleri sarmalamak bir birine nasıl tad verirse de, seyyah olup gezmek diyarları aynı şey olsa gerek öyle anlatıyorlar, hiçbir zaman bir seyyahla oturup sohbetim olmadı…

göçmen kuşları
sanki yer çokmuş gibi
uzak durur
kırlangıçlar
leylekler turnalar

kökler salar
derinlere umudum
uzaklaşır görüntüden martılar

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:11 PM

4-)

Deniz yanı başımda, düşüncelerim uzak, beklide Anadolu’nun ücra bir köşesinde…
Oynaşıyorlar düşüncelerim, anılara karışmış hayaller, anıları güzel yapan, kopmuşluğumu yaşamdan, yoksa hatırlanması mı istenilen kesitten, oynaşıyorlar esintilerle yaprakların oynaşması gibi ses oluyorlar, bir kış, bir yaz, gönlüm sürekli baharı istese de…


bir başka oluyor
yağmuru düşlerken yalnızlık
istemlerin dışında ise eğer
hücrelerine oksijeni
çekmekten öte
şeyler gelip
giriyor bilince

köklerimi salıyorum
daha derinlere
çınara dönen bilincimin

bir elma çekirdeği
bir çınar
gidip gelmelerim

bir saka
bir kırlangıç
umutlarım

üflüyorum
közün üzerindeki
küllere
kor parlaklığı
bulmak için


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:16 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.