![]() |
Buralarda çok yalnızım baba
Tıpkı senin yalnızlığın gibi Kalabalıkların içinde Bir başımayım. Dışarıda kar yağıyor İçimin yangınına inat Her kar tanesi Karşıki evlerin çatılarına değil İçime düşüyor elif elif Sığırcıklar ellerime konuyor sarı siyah Selviler kucağıma Eğilip uzansam Toprağında biriken karlara dokunacağım. Senden çok uzaklarda Artık senin kadar yaşlıyım baba Saçlarım seninki gibi kırlangıç Gözlerim senin yorgunluğunda İçimde Sinop kadar hasret Akliman kadar |
Uzaklarda da olsa insanın sevdikleri
Ona, yüreği kadar yakındır Gülüp oynasa bile ara sıra Acısı hep içinde saklıdır. İnsanın sevdiği uzaklardaysa Bir fırsatını bulur, ona gelir Öper-okşar ellerini Dizlerine kapanır Bir kez görmek Bir kez sarılıvermek ellerine Ona teselli verir. Şimdi öyle uzaklardasın ki Ne bir yol var sana ulaşan Ne mektup, ne telefon. Gemiler yol almaz o denizlerde Uçakların kanatları yetmez Kuşlar bile bilmez bu yolu Gül kokuları erişeme |
Gözlerimi her yumduğumda
Çıka gelirsin odama Ellerinde pembe güller İnce tüller içinde Nihavent faslı ile Saatlerce dans edersin Gözbebeklerimin içinde İnce kıvrımlarla örersin Sevgini yüreğime... Kuğular kıskanır güzelliğini Bülbüller susar Gönül şarkılarımı söylersin kulağıma Her üzüntümü Gülücüklerin dağıtıverir En güzel günlerimin kaynağı sensin En kötü günlerimden Beni alır, çıkarıverirsin... Hiç bitmesin isterim rüyalarım Asırlara dönüşsün her gece Uykularımdan uyand |
Bugün kar yağıyor İstanbul'da.
Elif elif uçuşan kar taneleri Beni alır, götürür doğduğum yere. Her kar tanesi Çocukluğumun güzelliğini örer Doğanın gergefine. Beni alır yorgunluklarımın içinden Tertemiz kırlara salıverir Ta, o güzel çocukluğuma. Babamın elleriyle yaptığı Kızağa binerim her kar tanesinde. Cebimde kuş lastiğim Taştan mermilerim Koşarım kuş peşinde. Ağabeylerim önümde Küçük kardeşim yanımda Bakal, sığırcık ne varsa Koşturur bizi peşinde. Nefes nefese. Köprübaş |
Sabahın erkeninde
İndim sitrin sarısı kumsalına Aradım ayak izlerinin kokusunu Yoktu. Akliman uykusunu almadan daha Güneş vedalaşırken Babakaleyle İlk ışıkları yeni düşer eteğine Kuşlar bile şarkısına başlamadan İki karaltı uyanır evlerin arasından Sanki dolacakmış gibi mavilerden Koskoca bir kova var ellerinde Yarı mahmur, yarı merakla Ne çıkacak bu sefer oltanın kancasında. Yokuş aşağı seker gibiydi Yaşları belki de üçte bir Onlar inmeden küçük limana Ayak izlerine basmadan |
Bugün Ozandan bir mektup aldım
Köyümün kokusunu sarıp göndermiş İki satıra sığdırmış güzellikleri Sevdiğim yerleri dolaşmış bir bir Bütün ağaçlar çiçeğe durmuş Gelin gibi!... Kayığım beni sormuş limanda Çatlamış dudakları hasretimden Taşlar özlemiş nasırlı ellerimi Çağkent çoktandır unutmuş ayak izimi... Bahçemde güller açılmış renk renk Kayısı, armut, şeftali çiçek Zeytinim her zamanki gibi Yeşilden buket Papatyalar kaplamış Göztepeyi Gelincikler dağlarda kırmızı siyah |
Yine kana bulanır gecem,
Ölüm yine yanıbaşımdadır nöbette Doldurup miadımı alıp götürmek ister ahmakça Onsekiz yaş son yıllarım Kötü geçer hep acı soğuk, Sonra azrail sarar bedenini Hep karayla bağdaştırır kendini Düşünemez hiç iyimser olamaz o Ta ki beyni bitene, kalbi durana Ve acıları son bulana dek Kara bir kardelendir kaldırım kenarlarında Kanla sular çiçeklerini kırmızımsı Kötü geçer, siyah geçer, Ölüm geçer hep o sadık mısralarında. Çalıp çocukluğunu, alıp tertemiz , Derede |
Hani farklı şeyler beklenir ya senden
Üzüntünden kopacak acı bir tebessümü Yada insan olmayı kendin varken sadece. Ve ağlamanı bekler hayat,ortada hiçbir şey yokken. Oysa seni benden farklı kılan Yaşadığın hüzünlerin ,acıların şeklidir. Bir lokma ekmek ,bir yudum suyun gittiği yer, Hayal ettiklerin ayırır seni benden hepsi o.. Yani ne uzun ne kısa, ne sevinç ne hüzün Ne de gülüşündeki cesaret değil farkımız Benliğindeki haklılık duygusu değil Bütünlüğü bozan bunlar değil. |
Bir canavarlar ülkesi Türkiyem
Trafik canavarı bir tarafta Van gölü canavarı diğer bir tarafta Bir diğer yanda ise o meşhur enflasyon canavarı Hani şu günden güne eriyen Sürekli can çekişen ölüm döşeğindeki Bir de kurabiye canavarı var, çocukların canavarı Yurt dışından ithal, şu Susam Sokağındaki Listeyi daha da büyütmek mümkün Ama ne gereği var ki lafı uzatmanın Hiç şüphesiz içlerinde en tehlikelisi Trafik canavarı, nâmı diğer trafik terörü Her yıl binlerce insanımızı |
Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben mahsur kalmışım
Kuş uçmaz, kervan geçmez bir dünyâya dalmışım Yedi düvele, yedi iklime, her yana haber salmışım Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben tutuklu kalmışım Bir yalnızlık şiiri dökülür hece hece dudaklarımdan Sararan yapraklarım dökülür bir bir budaklarımdan Karasular iner yılların yükünü taşıyan ayaklarımdan Tek kişilik yalnızlığımın içinde ben tutuklu kalmışım Yıllar sürekli birbirini kovalar kedi fare oyunu gibi |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:21 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.