![]() |
Kralın İçindeki Kral
Susarsa dudak Eller konuşur Usun susuşunda Gözler konuşur Dilimde ve beynimdesin Ellerimle tutup Gzözlerimle okşayamadım Seni hala Özgürlük Sen susarsan Kralın içinde ki kral Konuşur Ey özgürlük! |
Kravat
Eski bir kravatım vardı Hani bilirsin Sen almıştın ya İlk evlilik yıldönümünde Ve ilk çocuğumuzun yaş gününde Kapımızı çalan Bir yaşlı kadına Hediye etmiştin hani Onu hatırladım bugün Mevsimin ilk yağmur damlasını seyrederken Sonra vitrindeki aynada Kendimi gördüm Karvatım.. O ilk aldığın ki kadar Yeni ve güzeldi Ama ben.. O ilk aldığın kravatı Taktığım gün ki kadar Genç değildim artık |
Kumpanya
Kırmızı fularını çıkar be kadın Türkü söyle,şarkı söyle,bir şeyler yap Durup bakma kapı girişinde yüzüme öyle Valizini bırak,dudağın oynat,,ıslık çal Eteğini savur,rujunu yenile,derinden bak Tahta döşemedir,ritm tut ayaklarınla Kollarını oynat ve yaklaş ışığa doğru Tanıt bana kendini,kabul ettir,utanma İş arıyorsan ve paraya ihtiyacın varsa Ve gururluysan kadın olarak biraz Satmalısın vücudundan başka herşeyini Bir göz süzüşün bile para edebilir bazan Bazan bir mimik bile anlatır herşeyi seyirciye Bütün kadınlar birdir aslında farklıyım diyorsan Hissettir,yaşat,anlat herşeyinle,ellerinle yüzünle Yoksa ısınmak bedava mı sandın bu kış gününde Hepde burada bu garip şehirler kumpanyasında Sen o kadın o istanbullu kadın değilmisin yoksa Yoksa sen bir anlık bir düşte bir perimisin Kırmızı fularını çıkar be kadın Yaklaş çekinme bu kumpanya benden sorulur |
Kurşunun Vurduğu Yer
Susacağım... Ben kalbimin durduğu Kurşunun vurduğu yerde susacağım Susarken son kez susayacağım Kurşunu atan son suyumu sunacak Zehir gözlerinin içinde... Asude bahar ne kadar yakındı oysa Bir milimlik zaman vardı sonsuzluğa Kapısından döndüm... Ağusu kapladı yaşamın Düşlerimin oynaşında... Değirmene benziyordu yaşam Bir un gibi dağılmıştım Ve musalla taşında Bana musallat Bir mevsimsiz hasat gibi O kadın için kırılmıştım Susacağım biliyorsun Ve zaman gündoğumuyla Benim yerime Her sabah Yeniden konuşacak Korkuyormusun? |
Kuşanalım İlim İle
Kaynıyorken dünya cahil Olmak gerek mutlak ehil Rabbim verir ise mehil Kuşanalım ilim ile Yaradanın rahmetiyle Dost elinin himmetiyle Alimlerim zimmetiyle Kuşanalım ilim ile Kimi zengin kimi fakir Fakir kulu görme hakir Alim olmuş Abdal Bekir Kuşanalım ilim ile Sakın deme inat murat Gel kuyuya sen bir taş at Altın değil, kırat kırat Kuşanalım ilim ile Sonsuz değil ömür kısa Cahil kalmak değil yasa Bunun için çekme tasa Kuşanalım ilim ile |
Kuzguncuk Kuşu
Gelde gör çaresizliğimi Kuzguncuk Kuşu Gelde gör yanlızlığımı Deli diyorlar deli Deli divane Ne insafsızsın be Kuzguncuk kuşu Evet desydin Ne güzel olacaktı her şey Yıktın beni be Vallahi yıktın Kuzguncuk kuşu Sende yıkılasın emi Boyun devrilsin Kuzguncuk kuşu Gerçi boyunda kısa Badi badisin ama Farketmez Tutunduğun dallar kurusun Kuzguncuk kuşu |
Küf
Yağmurlar başladı Benim de şairliğim Havada ki sis Yüreğimde ki kadar koyu Ve bacaklarımda ki Romatizmalar kadar Can sıkıcı Bu yağmur İstanbul kadar Beni de ıslatacak Ve benide ağlatacak İstanbul kadar Küf kokacak yüreği |
Libarelleşmek Adına
Ve libarelleşmek adına Mesela küfredebilisiniz Atatürk'ün yaptıklarına Mesela bir koyup beş alabilirsiniz Emeğin o ucuz borsasına Beyaz taşayabilirsiniz Asyadan Avrupaya Krediniz boldur İhracat yapabilirsiniz Namusunuzu.. Namussuzların ayağına Ve liberalleşmek adına Muhtariyetler verebilirsiniz Üç beş satılmış isyancıya Kolya değil liberaleşmek Ve çağı yakalamak markalar savaşında Önce gelinlerin beşi bir yerdeleri çıkmalı sandıktan Sonra yaşlı ananızın ölüm parasi çıkmalı yastık altından Bankala hücum etmeli herkes Ve faizler düşmeli bir nefes Düşmeli ki erbabı daha ucuz kredi alsın Tüyü bitmemiş yetim hakkından Sömürü bir daha kolaylaşsın Hele kalnmışsa İstiklal Harbinden üç beş tersane Olmamalı şu fakir devletin başına nane İşsizlik.. Güçsüzlük.. Ve açlık.. Bütün bunlar bahane.. Ekmek bulamazlarsa Pasta yesinler şekerim |
Liseli Kız
Sızlarsa ruhun Gece geldiğinde Odanda ki ışıkları yakarak Parmak izlerine bak Tuşlarına dokunmadan geçtiğin O karanlık hayatın İçinde ezilirse Acıların ince çığlığı Mazini avuçlayan Bedeninin en kuytu köşesinde Örülmüş saçlar Renkli kurdelalar Ve bir kaç kitabıyla İlk sevdiğin Liseli bir kızın Hayali canlanırsa Yanlızlığında Sakın gözlerin dolmasın Ve sızlamasın burnunun direği derinden derine Başardıklarına bakınca Kaçırdığın duygular Bir yangına dönüşüyorsa hala İşin sırrı Liseli bir kızın yeşil gözlerinde Ve çilli yanaklarındadır biraz |
Maço Duygular
Esecekmiş Essin maço duygular Bir sarı sonbaharın mahçupluğunda Sen bana geliver yeter ki Yüreğinde ki yanılgılarla Öperim hayal kırıklığını Satarım mavi akşamlara inan Savaştan dönüşümü bekleyeceksin biliyorum İnanmazsın yanlız yaşanan aşklara Hep iki kişilik oldu ayrılıkların Oysa ben yanlızlığımı götürdüm dağlara El salladığın için gülüşlerime Hep kurdela Ve hiç çizerdin resimlerde Güneşi dağın arkasına saklardın Beni ağladığımı bilerek |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:25 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.