![]() |
Usanmaz
tekrar tekrar hiç bıkıp usanmaz acılar usanır mı? hiç yıpratmaktan insanları insanları Baykal Kaanalp |
Usta
ellerine sağlık kaldırım taşlarını yapan usta sen olmasan bu göl kenarında ayakkabılarım kirlenmeden nasıl yürürdüm ve nasıl seyrederdim karabatakların birbirlerine yaptıkları kurları avcılar vurmadan az önce Baykal Kaanalp |
Uyku Kasabası
Bu gece yine geçmedi Uyku kasabasından Bindiğim tren Bu gece yine birikti hayallerim Dosyalar dolusu Doldurdum bir valize Kaldırdım kilere hayallerimi Canım istedikçe Yeniden ısıtıp yemek için Dinlediğim üç beş satır müzik de Tuzu biberi olur yemeğin Üstüne birde Hüzünlü burma kadayıf yedim mi? Değme keyfime Bu gece yine geçmedi Uyku kasabasından Bindiğim tren Belki beni alır götürürdü Dolu dolu yaşadığım çocukluğuma İki buçuk liraya aldığım naylon taksiye Tel takıp beş liraya sattığım Tüccar çocukluğuma Ya da altı yaşında başladığım Futbolcu çocukluğuma Bu gece yine geçmedi Uyku kasabasından Bindiğim tren Durması gereken istasyonu mu? Şaşırdı bilmem ki? Yoksa kondüktör uyudu kaldı da Benim mi? haberim yok Olasılıklar çok ama Benim uyumuş olmamda mümkün Bu gece yine geçmedi Uyku kasabasından Bindiğim tren Geçmeyecek de! Baykal Kaanalp |
Uyukladığın bir yer
uyukladığın bir yer koltukların rahatlığına alışıpda kahve kokuları arasında burnunda tüten son halkalara aldırmadan yalnız uyukladığın seni inciten herşeyi geride bırakıp uçup gitmeyi göze aldığın ve sadece uyukladığın bir yer cumartesi akşamlarını unutmak ister misin? çılgın gemilerin sahillere vuruşunu ve unutturuşunu acıların özelliğini ve sadece uyukladığın bir yer koltukların rahatlığına aldanıp Baykal Kaanalp |
Uzun Köprü
sevgi uzun bir köprü bir kalpten diğerine sessizce dolaşır husumet denen törpü ayrılık dümenine Baykal Kaanalp |
Üç beş saçma
yoksulluktan artırıp sakladığı üçbeş görgü kuralını burnumun dibine dibine getirip bırakıyordu aslında üçbeş saçmaydı atmak istediği banallığıma ısıtp ısıtıp önüne koyduğum sınırsız ukalalığıma arada sırada hoş gördüğü Baykal Kaanalp |
varDım
vardım kumlu yazlar arasından denizleri bol döküm sicim sicim ıslaklıklar için hafifmeşrepliğine aldanarak vardım zamanıma kolay sancı katarak bile isteye şirin şımarık numaralara hatır koyarak vardım olduğum gibi olmaklığın içine kattığım ince öğütlerimi de alarak vardım vurdumduymazdım duyabileceklerime içten kalbim ve dokunuşlarımla tüm buluşlarımı kaldırarak vardım bilemem nedenini aldattığım kendi haline bakmadan bıkmadan sonuçların çekiciliğine çarpılarak Baykal Kaanalp |
Vazgeç Artık
vazgeç artık benim sana öğrettiğim latifeleri başka sevgililere söylemekten tapınaklarımızı hurafelerimizi zevkle anlatmaktan acizlendiğimiz korkularımızı zaaflarımızı açık bıraktığımız sayfasız defterlerimizi vazgeç artık benim sana olan sevgi borcumu isteyip durmaktan ödeyemeyeceğimi bile bile Baykal Kaanalp |
Ve yasa
ve kanun ve yasa ve tasa ve masa bekleşiyorlar bir yerlerde gözümde ki yaşlardan daha sığ ve derin daha etkisiz Baykal Kaanalp |
Veda
sevemem bir başkasını sevemem yalnız ve sensiz kalamam sana kul köle olama yalnız ve sensiz kalamam benim için sakla hepsini bir vedadır bu sözler yalnız seni seni özler yaşlı bakan bu gözler sevemem bir başkasını sevemem yalnız ve sensiz kalamam sana kul köle olama yalnız ve sensiz kalamam sakın unutma sevmiştin sende bir zamanlar söylemiştin masum yalanlar sende bir zamanlar sevemem bir başkasını sevemem yalnız ve sensiz kalamam sana kul köle olama yalnız ve sensiz kalamam Baykal Kaanalp |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:47 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.