![]() |
On Kasımlar Yas Günü Değil Artık...
On Kasımda bir yaprak düştü orman sallandı Dokuz yüz otuz sekiz...tüm dünya tasalandı. O yaprakla genç ağaç artık kurur sandılar Ağaçlar kökten kurur,gafiller aldandılar. Fırsat sanıp kurt,böcek; içten,dıştan dadandı Örümceklenmiş kafa, asıl o aldanandı... Bir kökü Trakya'da,Anadolu'da biri Sonsuz saçaklarıyla o ağaç hep dipdiri! Devrimler kabuklaştı,korur o genç gövdeyi, LAİKLİK'se yaratır ferahlatan gölgeyi. LAİKLİK gölgesine sığınıp yaşayanlar Başının yandığını gölge giderse anlar... O ağaç her yıl yeşil binlerce yaprak açar Her yaprağında ümit,her yaprakta ATA var. O yaprak sensin,benim; o ağaç tüm TÜRKİYE 'm, O ağaç şahlanmış at ona vurulamaz gem... ATA 'sız yıllar geçti hasretine alıştık On Kasımlar gelse de ağlamayız biz artık. İşte bir tane daha geldi yine On Kasım, ATA 'ya dil uzatan bizler için tek hasım. O 'na kem söz söyletmem ki atar kafa tasım ATA 'ya değil benim ATA 'sızadır yasım... Alper Kürük |
On Sekizi Bitirme Yaşı Ya Da Rüşt Yaşı Şiiri
Önümde görünmez uzay Arkamda geçmiş on yedi tane Aralıkta Sönmüş on yedi mumun yarı gölgesi. Bu ay on sekizincisini Söndüren üfrüğümde Bambaşka bir kuvvet var. Bu,medenî hayat havası... Söndürürken bir yandan mumu Delikanlılık kıvılcımıyla tutuşan Bir gençlik çırasıyla Yakıyorum on dokuzumcumu. Kavuştuğum medenî serbestlik Doldururken ruhumu Diyorum kendi kendime: Reşitim ben de reşit Hem tüm reşitlerle eşit... Önceki yapamadıklarımı Bir anda yapmak aç gözlülüğü Kasıyor,kalbimidaraltıyor, Kalbim duruyor şimdi Arzularım atıyor... Düşünceler artıyor... Dumanlıyor kafamı âni Korkuya bürünen bir düşünce: Başıma vurmasın bu serbestlik? Veriyor bunun cevabını da kafam Dinle diyor şu sözümü önce: İnsanın içine kurt düşünce Var ise yok gibidir serbestlik Yine eski tas,eski hamam |
Ona Benzer
Başımız dumanlı dağlar misâli Kupkuru gözümüz ağlar misâli Sanki perişan bağlar misâli Misâl misâl benzemiş herşey hâlimize. Yıldızlar ışığını yakmış her gece Aşk ile çakmak çakmak gözlerimizden Ya biz de âşık olmasaydık Daha da karanlık olacaktı dünya Bizim içimizden. Aşımız acı aş misâli Başımız dertli baş misâli Bağıra basılan taş misâli Hasret yatar gönlümüzde yavru yavru Aşktan vazgeçemeyiz Ana kâlbi misâli... Alper Kürük |
Organ Nakli...
Kâlbimi aşkla yoğurup sana verdim Senden izinsiz aldılar Bilmediğim birine aşıladılar. Yıllardır koklayıp nefes nefes Seni doldurduğum ciğerlerim Birilerinin olacakmış Nerden bilirim? Ya diğerlerim... Kara demeden karaciğerimi Ve de iki böbreğimi Alıp uygunlarını buldular... Bana kala kalan:derim, Etim,kemiklerim Vesairelerim... Tıbbın naklini başaramadığı Bir de şu beynim Ki beni kimi zaman yanışltmışsa da Yine ben onu beğenirim... Nakledilen organlarım Bir süre daha yaşadılar, Yine benimdir benden alınanlar Ahirette... Aslına dönecektir elbette İnanarak umarım. Geride bana kalanlarım Anında özüne döndüler Ben şimdi toprakta varım... Alper Kürük |
Orhan Veli'nin Aksine
'Orhan Veli'yi bu güzel havalar mahvetti...' Mahvetti beni bu bozuk havalarla Bir de yeşil gözler... Böyle havalarda girdin Rüyalarıma melek yüzle, Günahsız güneşler doğdu Sen,şeytanca çıktın rüyalarımdan Belinedek günaha batık. Gözlerimi her açışımda yeniden Günahlar üstünde kurulan dünyaya Kara gözlerimde yeşil gözler İçim meyhanelerin kirli duvarları... 'Cahit Sıtkı'nın bekâr yatağından'da Daha soğuk yatağım, Geçtim çor-çocuktan Nerde eş? Kim kurtaracak bu bekârı? Alper Kürük |
Ortada Herşey
Herşey herşeyini dökmüş ortaya Pazarda satılık misâli. Tabiat tüm güzelliğini Bak şu karşıdan gelen dilber Dik göğüsleriyle yuvarlak kalçasını Gözlere hedef etmiş Ve daha neler... İçinden ötürü melekleşen Çocuk çocukluğunu Ortaya koyarken Tecessüsten açılmış faltaşı gibi gözleri. Her manzara karşısında Gönül oynarken her telden Ortaya koydum sâf hayranlığımı Her sevişimde hayatı içten... Alper Kürük |
Ortaklaşa Cinayet
Mutlu olamadıksa kusur yalnız bende mi? Kabahatin büyüğü öldüren,ölende mi? Kusur değil sevgiyi,olmaz mı arasaydık? İki katil bir olup aşkımıza biz kıydık... Alper Kürük |
Öğretmenler Günü Ve Öğretmenlerim İçin
Bu günlere gelmişsek,bir değersek sen ve ben Bunun mimarı kimdir? Tabii ki ÖĞRETMEN. HAZRETİ MUHAMMED 'dir güzel ahlâk öğreten İlim ÇİN 'de olsa bul diye ilme yönelten. Bir harf öğretene kırk yıl der köle olurum HAZRETİ ALİ gibi ben hep yazar,okurum. İslâm Dini âlimi şehitlerle bir tutan Canlar yaşasın diye şehitlerdir veren can. TÜRKLÜĞÜ uyandırıp canlandıran yeniden Ulu Önder ATATÜRK her TÜRK 'e BAŞÖĞRETMEN. 24 KASIM sizin gününüz öğretmenim Kutsal ellerinizden SAYGILARLA ÖPERİM... Alper Kürük |
Öksürük
Aşkımızın bölünmesine Bir kem öksürük sebep oldu. Hatırla bir güz sonu Mehtaplı bir gecede dönüşümüzü... Ben unutamadım bir türlü Dün gibi hatırlıyorum: Bir rüzgâr vardı hafiften Ğığış gığış ayaklarımızın altında Bizi bir başka âleme sessizce Aktaran yapraklar... İçin ürperdi ansızın Seni daha fazla kollarımda sıktım ısınasın diye Boğazın gıcıklandı Ve arkasından başladın tatlı tatlı öksürmeye Öksürüklerden ördüğün acı bir besteyi... Aşkımıza ve bana ithaf ettin... Nöbetçin oldum günlerce yatağının başında Senin her öksürüşüne Ben bir sessiz hıçkırık kattım Ayakta olduğuma bakma benim Seninle birlikte ben de hastalanıp yattım... Alper Kürük |
Öküz Ve Boğa
Öküzün arkasında değişen:kişi Öğenderelemektir onun hep işi. Öküzün geleceği tıpkı geçmişi Bir kez başı kaptırmış boyunduruğa... İspanya'da yılda birgün o koşturur Önündeki kaçanları o coşurur, Arenada özgürdür,onundur gurur Artık o öküz değil olmuştur boğa... Alper Kürük |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:01 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.