![]() |
Mustafa Kemal Olsaydım
Mustafa Kemal olsaydım... çıkıp şu ala dağların yücelerine çıkıpta Afyon Ova'sına baksaydım görürmüyüm acaba? Bu vatan için can veren aslanları Bu ülkünün geleceğine inananları Mustafa Kemal olsaydım... çıkıp şu ala dağların yücelerine bir lacivert kayaya yaslansaydım dinermiydi acaba? Yüreğimdeki özgürlük ateşinin harı Görürmüydüm ay yıldızlı baharı Mustafa Kemal olsaydım çıkıp şu ala dağların yücelerine altında şehitlerin yattığı şu kutsal toprağa uzansaydım yaşarmıydım yeniden? İzmire şimşek gibi akan serdengeçti süvarilerin coşkularını Ve o dokuz eylül fırtınasının alkışlarını |
Mutluluk
Neydi sanın adın unuttum Hani sabahları gözlerimi açınca başlardın Hani tembellik ederdin Sevdiğinin kalk deyişine Hani traş olurken banyoda Kaynayan suyun sesi duyulurdu çaydanlığında Hani seni arardı telefonla Kıymetini bilmeden konuşurdun Hani akşamı sabırsızlıkla bekletirdi Hani sıcak yuvanı sarardı ya ******* boyu Şimdi hatırladın Seni mutluluk |
Mülkiyeli Eniştem
Külhaniler kül bastı yaptılar Yelkeni yırtık gerçeklerimi Bir gaz lambasından daha kötü Kokusu yanık hayallerimin Bu bahar gezmeside ne Piknik sepetleri kandırmasın O gözlerinde ki şüpheyi Ağaçların altında gölgelenen Güneş iskambil falında Evde kalmış hemşiremin Vapur çoktan kalkmış Gece başlıyor belli Sen eteklerini toplarken Uzatırmısın ayağını Kel kafalı adamın Sıfır nokta üç astimap Oh...Olsun... Yakalandın işte Çenesi düşük anneme Ah deme vah deme İstiyorsan izdivaç Aç.. Onları biraz daha aç Külhani olmasada Mülkiyeli eniştem Çoktan razı kül bastıya Bir bahar gezmesinde |
Mümkün Değil
Seni bırakıp gitmek Gözlerinin yeşiline hüzün yüklemek Dudaklarını büzüştürmek Bekletmek Utandırmak Ve ağlatmak Mazide gezinirken Seni böyle sevdikten sonra Mümkün değil Mümkün değil İhanet Yanılgı Kararsızlık Kırılmak,gücenmek,darılmak Mümkün değil Ellerini tutmamak Gözlerine bakmamak Tenine dokunmamak Seninle yaşamamak Ve senin dönüşüne kilitlenmemek Mümkün değil Sevgilim Her şey mümkün ama Artık Sensizlik Mükün değil... |
Nafile Gelmez Gidenler
Bedeninde büyütme kıskançlığı Öldürme erkekliği Ufak adımlar için Ufak adamlara kızıp Saldırma yalanlara *******i uzatma yıldızlarla Tahtırevena biner tutku Salınır gururla Kanma sakın Ölürsün hasetinden Bir tutkudur terkediliş Akıp gider biriktirdiklerin Her şey çelişir Her şey somutlaşır Bir küncülü simite benzer Çöküşün çıtırdıları Bahar hiç gelmez Yeşil düşmez umutlara Hayaller buza keser Mevsim yaz olsada duygularda Saatlerce ağlarsın Nafile gelmez gidenler Yitirilen Bıraktığı ile kalır anılarda Ararsın... |
Namluya Uzandığında
Dünya nizamı Yıkılır Tabancalar patlar Bıyıkların altında Surat gerginleşir Gözler İri iri açılır Ve eller titrer Namluya uzandığında |
Nasihate Doğru
Saçlarına ak düşmüş saçlarına kır Oturmuş bakışına ıssız bir bozkır Şu kısa ömründen kaç deprem geçti Kimbilir yerle gök,kaç kez birleşti Ellerin titriyor ellerin nasır Yüreğin bir avuç şevkate esir Haramide bile varken meziyet Şu sonsuz evrende senmisin kusur Dudağın arıyorsa en doğru sözü Susmaktır kelamın mahyası özü Yinede konuşmak bir zaruretse Makbuldur unutma her sözün azı Sıkıntı kaçmakla edilmez ihraç Yardım iste gelir Mansur-u Hallaç Üzüm istiyorsan bağbozumunda Düğün tarlasını bırakma kıraç Şu güzelim dünyayı say ki harabe Kalmadı farz edelim bir tek sahabe Eğer sen gördüysen kutlu rüyayı Boş ver oynasınlar körle körebe |
Nazar Boncuğu
Önce kaç Sonra sarıl Doğanın sesine Ve böceklerin sessizliğine Aradığın Bir nazar boncuğu olsun Gecenin bir yerinde Bilmediğin Duymadığın Bir türkü için Saatler boyu Hiç üşenmeden |
Nazar *******i
Sevecektim daha çok sevecektim Bilemedim Yitiktim... Büyütecektim daha çok büyütecektim Sevdamız şan olacaktı Göremedim Bitiktim... Hengamesinde nazar *******inin Bir küheylandı umutlar Yelesinde sahipsiz bilmecelerin Bir nazlı oğlandı bulutlar Ne oldu da ihanet yanıverdi Güneşe hasret kuytularda Ne oldu da dolanıverdi Fingirdek namuslar kutularda Nasılsa bölüverdi ilah İçimde binlerce ah.. Kara nehir ak akar Yar hasret Yar yalan Gözü gözüme bakar |
Nede Aldı Bir Nefes
Bir dağ köyünden gelmişti yaşını büyüterek Çorak susuz Bire bir bile vermeyen Umutsuz tarlaların ortasından Davul zurna ve alkışlarala 'En büyük asker bizim asker! ' Gelmeden yirmi gün önce evlenmişti Daha on beş yaşındaydı çocuktu Ve daha dün çeşme başındaydı Sevdiği yavuklusuyla Hiç izin dahi kullanmamıştı Çabucak bitsin diye askerlik Ne bir ses duydu Nwe de bir nefes Mayınıyla tanıştığı an Törenler yapıldı Gözler yaşlı bakışlar karanlıktı Kalp atışları yavaş Mahcup ve eğikti binlerce baş Umutsuz tarlaların ortasında Karşıladı köylüsü Ellerine kına yakan eller Tabudunu okşadı sessizce Bir çınar ağacı altına defnettiler Geride gözü yaşlı bir yavuklu Ve ona imrenen... Hani Anadolunun ortasında/bir çınar altında Baş ucunda mezar taşı dahi istemeyen Şairin yetim mısraları kaldı |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:53 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.