![]() |
Cendere
demir havanda ruhumu eziyorum süzülen hislerin şırasından yudum,yudum acı içiyorum ******* geliyor üzerime ben sessiz çığlıklar atıyorum ruhum dolaşmış ruhuna kördüğüm,arapsaçı çözemiyorum saçlarından tutum gecenin kör makas alıp henüz doğamamış düşleri göbek bağından kesiyorum kah ağlıyor kah kahkahalar atıyorum üzerine çizdiğim resmi hayvani iştahla yutuyor duvar tespih ipine dizilmiş gibi yıldızlar her tanesinde sabır çekiyorum yinede bitmiyor gece söyle kaç kişi kaldık şunun şurasında ruhunu sorguya çeken kaç kişi kaldık sevgiliden öte onsuzluğu seçen işte ruhun cenderesi sana kazanılan,kaybedilenden öte işte ezilen ruhtan sızan Ali Gençay |
Çav Bella
Pahalı şarap kokan *******i terk edeli Sigaradan sararmış bıyıklarım var Diğerleri duymasın diye sesini Ayağımda bitpazarından aldığım Kara lastik ayakkabılar Bu kaçıncı geçişim aynı sokaktan Değişmeyen tek şey Çılgın bir geceye çağıran yosmalar Kimse ayak basmasın diye Duvar gediğine soktuğum Arapça yazılı mukaddes/kâğıtlar Ne garip sardığım tütün kâğıdındalar Yaksam, bir nefes çeksem Tutuşacak elifler, lamlar Günahtan daha günahkâr sığındığım Yalanlar/yalanlar/yalanlar İsa, Musa ve Muhammed aşkına Bekâret hırsızı ucube şehirde Düşecek kuyu yok artık Doğacak Yusuf’lar adına Kan rengi şarap lekeli urbam Ardımda bıraktığım yalan Biliyorum ağlamıştır babam Neyin peşinde bu kadar insan Namus belasına daha ne kadar yatılacak Yatmazsam namussuz muyum ulan! Yine sövdüm, kahretsin Affet beni anam Kırptığım sakallar batıyor koynuma Ellerimde yorgunluk emaresi Gözbebeklerimde büyüme Nabızım üç buçuk mu ne Teşhisim belliymiş, sorun doktoruma Oysa hafızam yerinde Yitirdiğim *******de unuttuğum çakmaklar Nerden de düştü aklıma Kimdi o kadınlar Neden ateşimi aldılar Hayret halen arayıp soruyorlar Bilmem ki bende ne unuttular Odun ateşinden sıçradı cınga Düştü tenime, fırladım acınla Ateşe verildi ruhumu sakladığım orman Avuçlarımda isyan lekeleri Ele verdi dilimdeki pelteksi aksan Beni artık buralarda arama Görürsen gazetelerde Adım yazılmış büyük puntolarla Kirli sakallı eşkıya Parmaklarımda bazılarınca anlamsız işaret O sana Çav bella Ali Gençay |
Çıldırmalı
Tut ki yıkılır dünyam deniz gözlerimde tutsak sevgili ya sevmeli insan yada çıldırmalı sevdanın anlamsız yok oluşlarına elleri yüreğinde bir sevda yaşamak öldürür ruhu ya sevmeli insan yada çıldırmalı sevdanın bir mum gibi eriyişine sevda yüklenmeli umarsız ve çıkarsıca yüreğine ya sevmeli insan ya çıldırmalı sevdanın bir deniz feneri gibi yanıp sönmelerine eller gül toplamalı dikenli bağlardan kanayan ten olmamalı yüreğin yerine ya sevmeli insan ya çıldırmalı denizin medcezirlerine gökyüzünü arşınlamalıyım uzaklıklar adına ya da yer yüzünü gezmeliyim mecnun bıraktığı yerden ya sevmeli insan ya da çıldırmalı dudak da kaybolan sevda sözcüklerine Ali Gençay |
Çise
sabahın demindeyim üzerimde sabah ciseltisi aç perdeni bak nerdeyim üşüdü ellerim,bedenim hayat bir nefes cigaraydı ya bitirdim bak biti paketim zaman eriyip gitti beynimde bitti.. halen bitiremedim bitikleri kuytu buldum kendime sızdım inceden inceye sanırsın çiğ tanesi çömeldim köşe başına dizlerimi böğrüme çektim dilimde sevda dizeleri hadi aç pencereni gözlerin kilitlendi kulağın pencerde uyku tutmadı değilmi önce saçlarıma düştün sonra süzüldün yüreğime şimdi düşünmeden söyle bana ne anlatır sana gül olmazsa çiğ taneleri ondandır çok sevişim her dem karanfili Ali Gençay |
Çocukça
Düşler kurar Avuçlarında rengarenk enekler Kısacık kesilmiş saçlar Okşasam, tersleyecek Dökülecek dilinden eşek oğlu eşekler Topacını çalmışlar Ağlamış salya sümük Şeker çuvalı bezinden donu Ağında koca bir delik Eğilse dalga geçiyorlar Şeyine bakın büzük Ayağında lastik çedik Terlemiş vıcık, vıcık vıcıklar Kötü bir topun peşinde aldırmaz Bir o yana, bir bu yana atlar Düşmüş dizinde kaysaklı yara Umurunda değil ki dünya Yarada sinek yakalıyor kerata Aldırmıyor yaşa, çamura Kıçında en güzel elbise Fazla sürmez birkaç saate paçavra Ah dünya! Çocukluk işte olmaz umurda Hele bir büyü sen Uğrar düşler dumura Birde bakmışsın Sıkışmış çocukluğun Küçücük fotoğrafa Ali Gençay |
Çok Zor
Kaç benden, kaç Daha çok unut(tur) mak adına Ama unutma ki; Unutulmuyor Gemiler geçiyor önümden Gemiler binlerce tonluk demirden Kuduruyor kabarıyor deniz Köpük kusuyor Zaman sonra iz kalmıyor Islığımla uyanık tutuyorum yalnızlığımı Çimdiklediğim yerlerim mor. ******* devriliyor üstümden *******i ki deli eden zifirden Bu sensizlik beni deli ediyor Üşüdüğümde nefesim ısıtıyor ellerimi Yastığımla başım arasında kalıyor fotoğrafın Unutmadım gözlerinin rengini Lakin kırışan resminde Gözlerine saatlerce baksam da Kendimi görmek artık çok zor Ali Gençay |
Çoşku
Türküler esmer der Yar, sana kim benzer Kıskanma beni Ozan kara gözlere neler söyler Sazda tel tir, tir titrer Mızraptayım, dinle orda yüreğimi Ezgiler mi ağlattı Sızan gökyüzünü nemi değil mi Sen dik tut başını Sakın dökme yüzünü Zemheri olur donar nefesim Susar Güneşim Üşüyorum, ısıt beni Düşlerim benden yar ister Ne diyeyim Çizsem sayfalara resmini Biliyorum benzemeyecek Yine sileceğim Gözlerini kara çizsem Geceyi kaybedeceğim Kaşlarını yaya benzetsem Ok olur kirpiklerin Sineme yaralar dizeceğim Yarim Sevgilim, sar beni Halen gölgede çiçeklerim Yolunu şaşırmış gemim Denizler acemiliğim Bir koksa burnuma bahar Fırtınalara atlar gelirim Rüzgar olur dokunurum saçlarına Değer tenine ellerim Bak ölüyorum Yeniden dirileceğim Ecelim Özledim, al beni Ali Gençay |
Deli Aşk
bazen düşler kurup uzanıyorum ellerine bazen sesi sana benziyor diye hiç tanımadığım bir telefonu arıyorum sen diye bazen savrulan yaprağın peşine düşüp kayboluyorum saçları sana benziyor diye dokunuyor ve fırça yiyorum deliliğime çok görme aşk deli ediyor beni avuçlarıma aldığım uç,uç böcekleri papatyadan yaptığım taçlar yalın ayak adımladığım kaldırımlar bir elmayla yetirilen şaraplar karton aleviyle ısıttığım hayaller garipseme aşk deli ediyor beni bazen uyuyorum ayakta bazen de uyanığım yatağımda tırnaklarımın sesi ele veriyor beni yinede beceremiyorum yazmayı unuttum zaten ismin neydi gülme sakın aşk deli ediyor beni bulutlar uçuruyorum nefesimle kuşlar çağırıyorum ıslığımla hele birde kokladığım kaktüsler ele veriyor burnuma batan iğneler parmaklarımda ucu olmayan eldivenlerim başımda kulaklarımı kapamayan kepim kızarıyor burnum soğuğa soyunurum deli gibi sakın acıma bana aşk deli ediyor beni Ali Gençay |
Delice
gece yine sen vardın düşümde ellerimi yakan hasretinde kaç kez uyandım yine seni istedim delice ateş ellerimden sardı bedenime bir düş kuruyorum seninle ıslak dudakların dokunduğumda yanan bedenin sıklaşan nefesin seni istedim delice Ali Gençay |
Demeler/I
Uyma dedim uydun el sözüne El bakmış ne bulmuş gözünde Dermanım, ferim tükendiğinde Olaydın da yar, sen olaydın Bülbüller ötüşür her seherde Güle ayaz vurmuş zemheride Hasretin oku bağrı deldiğinde Olaydın da yar, sen olaydın Eskiler fikrime ansız düşende Seni diyen her şiir her türküde Sazın pençesinde, bam telinde Olaydın da yar, sen olaydın Kapıma dayanır ecel benimde Ali’yim nefes bitip tükendiğinde Gün gelir otlar biter üstümde Olaydın da mezara taş olaydın Ali Gençay |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.