![]() |
Deha Nedir?
Bakın insanların suratlarına lapır lapır aptallık akmaktadır. Çünkü insanların gözlerini bencillik, para, hırs, tamah bürümüştür. Evet evet insan iyiliği kadar, dürüstlüğü kadar, cömertliği kadar zekidir. Bu yüzden peygamberler dahidir. Bu yüzden insanlar hep bataktadır. Bu yüzden dünya savaşlar yaşamaktadır. İşte bu yüzden insanlık aptallıktan kurtulamamaktadır. Yani iyilik yapmamaktadır. Yani beyni şeytanlığa çalışmaktadır. Bazı insanlar başkalarını kandırmayı kurnazlık sanmaktadır. Üstüne üstlük bir de kendinle övünmektedir. Bunu bir zeka göstergesi olarak algılamaktadır. İnsanları üzmeyi, onlara eziyet etmeyi tilki kurnazlığı sanmaktadır. Bunun da Türk zekası olduğuna inanmaktadır. Hatta Türkiye'ye gelip dolandırılan turistleri aptal saymaktadır. Aklınca günahının affolacağına inanmaktadır. Avrupalının yaptığı sömürü bencilliğini bu sefer onlara iade etmektedir. Böylece aptallık ikiye katlanmaktadır. Size sorarım? Birisini mi ezmek istersin yoksa birisinin seni ezmesine mi razı olursun. Evet bir üniversitede ters yönde giden bir arabanın altında üniversiteli kız kalarak ölmüştür. Aptallık her yere girmiştir. Bizi de bulma ihtimali ortadadır. Ama hayır ben bir aptalın arabasının altında kalmak istemiyorum da diyebilirsin. Bu sadece temennindir. İyiliklerini arttırıp aptallığın belki biter. Fakat dünyada yüzlerinden aptallık akanların oranı çoğunluktadır. Osman Demircan |
Deli Gömleği
Aynaya bakmaya korkuyorum. Gözlerimin içinde kurtlar kuzular Aynı anda dolaşıyor. Hain hain bakıyorum. Bayramlık elbiselerimi çıkarıyor; Deli gömleği giyiyorum. Ben ara sıra çıldırıyorum. Anlayacağınız yine şiir yazıyorum. Ben kafayı şiirle bozuyorum. Osman Demircan |
Deniz Kabukları
Bır kıyı uzanır oturduğun şehrin altında kirpiklerinin ucunda Vurur sahile okyanustan gelen bakışların ve yosun gözlerin Dalga dalga saçlarından ellerime, avuçlarıma güzellik dolar Kumlar havalanır, palmiyeler sallanır, eser endamın yanımda Sonsuz bir sevi yankılanır kulaklarımda deniz kabuklarından Bir okyanus manzarasından fışkıran güzeliğinin yankısı gelir Canıma ciğerime tuzlu suların dolar, hararetin kalbimi yakar Öpüp öpüp yıktığın yerlerin koru gözlerinden gözlerime akar Osman Demircan |
Denizleri Yara Yara
Beklediğini biliyorum. Güne vuran güneşle, Sımsıcak bir gülüşle Döneceğim sana. Belki ilk vapurla, Denizleri yara yara... Belki kara trenle Yeni bir istasyondan, Yepyeni bir hayatla, Döneceğim sana. Bekle beni sevgilim. Kurşun sıkıp sensizliğe Bütün korkularını Sıyırıp üzerinden Pazılarımı yastık Yapacağım sana. Osman Demircan |
Derinliğine Sevmek
Biliyordum hayatımızı anlamsız ve renksiz bulurdun. Burada intihar duygusu bile anlamını yitirmiş derdin. Ve sen gecenin bir vakti, çekip giderdin. Gece karanlığında bastığın yerde kurtulmak isterdin. Kurtulmak için gittiğin yer kaybolmuş ömrün olurdu. Sonra sonra günlerce sokağa çıkmazdın. Hiçbir yerde hiçbir şey yok boşuna onca insan derdin. O kırık pencerenin ardından uzakları seyrederdin. Ardından dönüp bile bakmadan hayatımızdan giderdin. Arkanda o kırık penceredeki kimsesiz kanın kalırdı. Bense beni bıraktığın gibi durur uzaktan seni izlerdim. Sonra sonra zifiri karanlıkta evine geri dönerdin Eskisinden daha yorgun eskisinden daha paramparça. Hiçbiri parçalarını uzaklardan toplayıp sana dönmedi. Derinliğine aşkı yaşama adına yaralar alıp bana geldin. Ben seni tanıdığım için farklı olan benim bunu bildin. Osman Demircan |
Dua İle
Allah'ım sen olmasan gücüm neye yeter Bütün vapurlar beni terkeder trenler ezer Suya düşer sevdanın en hası en mavisi Yorgun ellerimde seni dileyen güller biter Bulutlardan avucuma yağmur suyu düşer Parmaklarım titrer solgun güller harelenir Acıyı toplarım gül bahçesinden birer birer. Kelebek konar Allah'ın güzelliğine dua ile. Osman Demircan |
Duvar
Sana söyleyecek çok çok sözüm vardı oysa Bir kez olsun durup dinlemedin ki sen beni Hep asılı kaldı sözcüklerim ikimizin arasında. Zamanla, vura vura bir duvar ördün aramıza... Duvara çektiğin dikenli tel elimi kanatıyorken Ne çok şey vardı seninle yaşamak istediğim. Aramızdaki duvara bir tuğla daha ekliyorken Suskunluğum büyüdü kalbimse küçüldü iyice. Osman Demircan |
Dünyanın Yüreği Avuçlarında
Hangi bacaklar ayaklanır da Hangi göz keskin bakışıyla Yer kabuğunu soyar. Bir gövde gösterisi bu. Aslanı yaratan mı yarattı seni. Pençelerini bana bağışla. Çünkü kıyamet yaklaşmakta. Aslan kükremesiyle korkar dünya. Belki vazgeçer sevdasından. Tutamaz yüreğini avuçlarında. Osman Demircan |
Dünyaya Benzersin Yine
Sen de bu dünyalı değil misin söyle Birden çekip gidersin şafak sökende Bir şey olmamış gibi başlarsın güne Güvendiğim dağlara kar olursun yine Tüm ölüm beyazlığını dökersin önüme Sonra güler gül açar gözünün içinde Beni unutur gibi ağlamayı unutursun Zulüm olursun yedi veren karanfilime Sen de bu dünyalı değil misin söyle Nasıl inanırım sözlerine ve güzelliğine Beni üzersin dünyaya benzersin yine Osman Demircan |
Düşünmesi Bile Korkunç
Aklımdan neler geçiyor? Tren geçiyor. Vapur geçiyor. Bir dolu otobüs geçiyor. Yol alıyorum düşünce iklimlerine. Düşünmesi bile korkunç Bazen ordu geçiyor. Bir savaş alanı oluyor başım. Beynime kan sıçrıyor. Yüzümü toprağa sürdüğümde Alnımdan halkım geçiyor. Bulutsuzluk özlemi içinde ülkem, Alabildiğine aydınlık günler istiyor. Yerle gök arasında alnımıza, Toprağımızın yazgısı düşüyor. Saçlarımız bayrak gibi dalgalanırken Vatan sevgisiyle okşanmak istiyor. Osman Demircan |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:44 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.