www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Bolat Ünsal (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144827)

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Diyebilseydin

Bir oyundu diyebilseydin,
İlk gözlerime bakerken.
Bir damla su verebilseydin,
Sen yüreğimi yakarken.

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Dostluk

Dostum diyorsun ya
Senin bildiğin gibi değil
Dostluk benim dünyamda
Uzun yıllar yazar
Dostluk denen vefayı
Çileli yollar yazar
Silinmeyen her sayfayı

Aşabildiğin karlı dağlar
Geçebildiğin dar sokaklardır
Düşmeden başı dik alnı ak
Hayatın sahte gülücüklerine
Teslim olmadığın *******dir
Dostluk benim dünyamda

Sen sen üç günlük yaşamın kiri
Yanaklarına çöreklenmiş biri
Dön bak başı boş anılarına
Açabildiğin kadar aç gözlerini
Seyret kendini utanarak
Al git sefil *******ini
Gömül kendi bataklığına
Saçlarından bir tek teli istemem
Kalmasın ayak altında

Kana bulanmış dudaklarında kirlenmesin
En paha biçilmez kelimeler
Anca kendi çöplüğünde ötersin
Sana göre değil bizim buralar
Bırak dostum diyebildiklerim
Canımı verebileceklerim olsun

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Dostum

Yerlere vursa da kaderin seni
Ufkunda güneşin batmasın dostum
Razıyım hasretin yaksa da beni
Derunin de dertler yatmasın dostum

Anka kuşum can dost kabaran derya
Gitmesin gözünden en tatlı rüya
Üç günden ibaret kısacık dünya
Lebine zehirler katmasın dostum

Kararan bulutlar ufkun da yitsin
Us’unda kederler tükenip bitsin
Rağbet etme hüzne kovuver gitsin
Nurun karanlığı tatmasın dostum

Alnımızda gerçek her şey bahane
Zaman ayrılığı yazsa hanene
Iğıl ığıl aksa hasret sinene
Marazın kaşını çatmasın dostum

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Döneceksin Deliye

Çalınca yabancı bir el kapını,
Fırlayıp koşacaksın ben miyim diye.
Yıkılacak hayallerin bükülecek boynun,
Bulamayıp karşında, döneceksin deliye.

Kim bilir nice günler bekleyeceksin.
Pencerenden sokakları gözleyeceksin.
Acılar tenini saracak inleyeceksin.
Yalnızlığın kollarında,döneceksin deliye.

Dudak dudağa iki sevgili görünce.
Arılar renk renk çiçeklere konunca.
Göçmen kuşlar yuvasına dönünce.
Islanacak yanakların,döneceksin deliye.

Her gül buluşunda kadife kırmızıdan.
Bir çift görüşünde kadeh kaldıran.
Fırlatıp atacaksın kalbini kahrından,
Çıldıracaksın çaresizlikten, döneceksin deliye.

Dönüşü olmuyor uzayıp giden yolların.
Geriye gelmiyor kaybolup biten yılların.
Senin de tükenir elbet bütün umutların.
Yıkılacaksın ettiklerinden,döneceksin deliye.

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Dönüş

Yorgun kaldırımların insan selinde
Yaşam denen yolculuk sanki bir sürgün
İçime kor düştü savruldum yelinde
Gözlerime geri döndüğün o gün…

Mevsim yine ilkbahar
Aylardan nisan başımın belası
Korkarım bu fırtına yeniden başlar
Yeniden kanar yürek yarası

Kalmamıştı senden hiçbir iz
Meçhul sokaklarda meçhul evdin
Duymamıştım sana dair hiçbir söz
Bilmiyordum, sormadım, neredeydin

Yıllar seni alıp gitmişti
Adını bilmediğim bir ülkeye
Hani bu sevda çoktan bitmişti
Şimdi geriye döndün ne diye.

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Dönüşü Yok

Duyacaksın bir gün sende
Dönüşü olmayacak gittiğim yolların
Beni aradığın gün bu şehirde
Çoktan bırakıp gitmiş olacağım

Koşarak geçeceksin sokakları
Dolaşacaksın dört bir yanı
Dolaşacaksın bir nefes de
İstasyonlar trensiz
Limanlar gemisiz olacak
Sonbahar yaprakları savrulacak
Otobüslerin lastik izlerinde
Fayda etmeyecek pişmanlığın
Zamanı döndüremeyeceksin
Döndüremeyeceksin tersine

Yağmurları özleyeceksin
Seni bana getiren
Beni sana götüren
Islak kaldırımları
Titreyen yaprakları özleyeceksin
Üşümüşlüğün ısıtacak bir an yüreğini
Boş gözlerle bakacaksın etrafına
İçin titreyerek ürpereceksin
Manasız gelecek sana her şey

Duyacaksın bir gün sende
Dönüşü olmayacak gittiğim yolların
Unut gitsin düşme peşime
Seni bana getirmez ayak izlerim

Unut gitsin umutlarını
Buluşamayız gökkuşağının altında
Kavuşamayız aşklar rıhtımında
Beklemez istasyonlar dönüşümüzü
Yıkılmıştır bütün peronlar

Unut gitsin düşme peşime
Seni bana getirmez ayak izlerim
Dönüşü olmayacak gittiğim yolların
Seni bana getirmez ayak izlerim…

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Dört Mevsim

Ne zaman üşüse yüreğim
Gözlerinde kara bulutlar saklardın
Sen yılda dört mevsim
Baharı beklerdim bense
Kar kaplamış umutlarımda
Kardelenler güneşi ararken

Vuslatı arardım deli divane
Sana gelirdi ayak izlerim
Beyaza boyanmış sevdalar ülkesinde
Sen bir yuva olurdun
Buz tutmuş camların ötesinde
Ben bir güvercin olurdum
Yüreğinde sevgiyle titreyen

Ne zaman üşüse yüreğim
Damla damla gözlerimden akardın
Sen yılda dört mevsim
Fırtınalarım olurdun
İçime işlerdin kurşun misali

Medcezirleri yaşardı duygularım
Derinliklerim olurdun sen
Uçsuz bucaksız uzanan kıyılarım
Sana gelirdi ayak izlerim
Beyaz köpüklerle yıkanmış kumsallarda
Sen dev dalga olurdun
Çakıl tanesi olurdum bense
Sürüklenirdim senin kollarında

Ne zaman üşüse yüreğim
Düşlerime su katardın
Sen yılda dört mevsim
Ilıman iklimlerim olurdun
Kıtalar arası yolculuğum
Göçmen kuşların kanatlarında

Yuvam olurdun kuytu bir köşede
Hasretinle nice diyarlar uçardım
Serap olur gökkuşağım olurdun
Tüm maviliklerin ötesinde
Renklerinden tutamadığım

Ne zaman üşüse yüreğim
Seni arardım yorulmadan
Seni arardım hiç bıkmadan
Ütopyam olurdun
Sen yılda dört mevsim.

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:49 PM

Esnaf Sanatkar

Renk renk gözlerine şafak düşünce
Her tezgahta iştir esnaf sanatkar
Kepenk seslerine dua katınca
Bir bilge derviştir esnaf sanatkar

O dur geleceğe güvenle bakış
Ulus mozağini yamayan dikiş
Bilim potasında cehalet yakış
Sönmeyen ateştir esnaf sanatkar

Ahilik yolunda yıkılmaz kale
Fecre dalga dalga yayılan hale
Yurdun her yerinde yanan meşale
Nur saçan güneştir esnaf sanatkar

Sanat gergefinde ilim dokuyan
Türlü teçhizatta sestir şakıyan
Geçmişten yarına çağı okuyan
Bir önderdir baştır esnaf sanatkar

Toplum yapısının sevgi tohumu
Her derdin çaresi hapı serumu
Ekonomilerin kireci kumu
Temelinde taştır esnaf sanatkar

Orta direk adı çeker çileyi
Serhattır yörüktür bilmez hileyi
Kalpte birleştiren yedi bölgeyi
Zeybektir dadaştır esnaf sanatkar

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:50 PM

Eylülde Antalya

Adım adım çiğnemek yalnızlığı
Kurabilmek zamanı mutluluğa
Senin avuçlarında
En güzel maviye boyamak bu şehri
Seyredebilmek gökkuşağını
Akdenize düşen çağlayanlarda
Bakışlarımızı yıkayabilmek
Köpük köpük sularda
Yazmak bu günü yarınlara
Yazmak ne güzel
Ne güzel di Eylül de seninle Antalya

Irmak olup akmak gözlerinde
Dağların koynun da olmak
Islanmak damla damla
Kayaların gözyaşlarından
Tutup saçlarından hasreti
Sürüklemek vuslat ülkesine
Akan suların ardında kalmak
Paylaşmak bir kaşık dondurmayı
Bir kadeh şarapta kaybolmak
Erimek dudaklarında
Kaybolmak dudaklarında ne güzel
Ne güzeldi Eylül de seninle Antalya

Bir kaldırıma demirleyip
Derin uykulara dalabilmek
Şarkılar söylemek rıhtımda
Şiirler okuyabilmek kumsala
Paylaşmak bir yudum suyu
Akdenizin mavisine düşmek
Islanmak ayışığında sırılsıklam
Yıldızları tutabilmek
Dalmak gözlerinde uykuya
Gözlerinde uyku olmak ne güzel
Ne güzel di Eylül de seninle Antalya

GooD aNd EvıL 04-26-2009 03:50 PM

Falezlerdeki Çığlık

Bu kaçıncı aşkım bilmiyorum,
Koparıp attığım uçurumlara.
Kim bilir bu kaçıncı kalışım,
Kaybolan sevdaların rıhtımında.


Yıllar önce başladı bu hesaplaşma.
Bu tezatlar bu cinayetler zinciri.
Yıllar önce ekildi lacivert sulara,
Hüzünlü gözlerimin incisi.
Vurgun yemiş yüreğimde
Yine falezlerin sessizliği,
Yine mezar olur umutlarıma
Sevgilim Antalya körfezi.



Karşımda Tünektepe Sarısu kıyıları.
Kol kola halay çeker sıra sıra Beydağları.
Güneş yamaçları son kez öperken,
Hücre kokusu sarar mavi düşlerimi.
Yine hasretin pençesinde kıvranır,
Yalnız akşamlarım.




Nerede? efsane aşklar.
Ölümüne dostluklar nerede şimdi?
*******ce gözkapaklarım da sakladığım
Firari sevgililer,
Tutunacağım eller nerede şimdi?



Suçlu kimdir? Nedir suçlu?
Vefayı unutan bizler mi?
Yoksa değirmen misali
Bizleri öğüten zaman mı?



Biliyorum ki suçlu gözlerimdir.
Biliyorum ki suçlu yüreğimdir.
Suçlu yüreğimdir ki yargılıyorum,
Aşkın yüce divanında.
Suçlu gözlerimdir ki,
Ümitlerimi asıyorum
Bu kente kurulmuş darağacında.
Bir balığın gözyaşlarıdır bu deniz.
Bir yalnız martının çırpınışıdır dalgalar.




Kasvetli sessizlik sarar havayı,
Sonra falezler de bir çığlık yankılanır.
Dalından kopar yapraklar,
Sürüklenir kendi sonsuzluğunda.
Oysa unutulmuş bir şeyler var.
Maziye takılı kalmış,
Kırık dökük anılar.
Dalgalarla boğuşan balıkçılar,
Gökyüzünü çınlatan martılar yok.
O zaman mevsim bahardı,
Şimdi yorgun bir sonbahar.
Kırlarda papatyalar açardı,
Yaşam kokardı ilk bahar.


Bu nasıl bir yazgıdır?
Bu nasıl kısır döngü?
Seversin anlaşılmazsın,
Sevilirsin anlayamazsın.
Arar durursun mutluluğu.
Belki bir gün bulursun,
Belki bulduğunu sanırsın.
Bir şeyler kayıptır hayatından
Belki yaşamanın kuralıdır bu.
Aranmak içindir umutlar
Ve en güzel sevdalar.
Ama yinede bir şeyler eksiktir,
Mutlaka hep var olandan.
Dinmeyen çığlıktır duygularım,
Falezler de yankılanan.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:45 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.