![]() |
Diyebilseydin
Bir oyundu diyebilseydin, İlk gözlerime bakerken. Bir damla su verebilseydin, Sen yüreğimi yakarken. |
Dostluk
Dostum diyorsun ya Senin bildiğin gibi değil Dostluk benim dünyamda Uzun yıllar yazar Dostluk denen vefayı Çileli yollar yazar Silinmeyen her sayfayı Aşabildiğin karlı dağlar Geçebildiğin dar sokaklardır Düşmeden başı dik alnı ak Hayatın sahte gülücüklerine Teslim olmadığın *******dir Dostluk benim dünyamda Sen sen üç günlük yaşamın kiri Yanaklarına çöreklenmiş biri Dön bak başı boş anılarına Açabildiğin kadar aç gözlerini Seyret kendini utanarak Al git sefil *******ini Gömül kendi bataklığına Saçlarından bir tek teli istemem Kalmasın ayak altında Kana bulanmış dudaklarında kirlenmesin En paha biçilmez kelimeler Anca kendi çöplüğünde ötersin Sana göre değil bizim buralar Bırak dostum diyebildiklerim Canımı verebileceklerim olsun |
Dostum
Yerlere vursa da kaderin seni Ufkunda güneşin batmasın dostum Razıyım hasretin yaksa da beni Derunin de dertler yatmasın dostum Anka kuşum can dost kabaran derya Gitmesin gözünden en tatlı rüya Üç günden ibaret kısacık dünya Lebine zehirler katmasın dostum Kararan bulutlar ufkun da yitsin Us’unda kederler tükenip bitsin Rağbet etme hüzne kovuver gitsin Nurun karanlığı tatmasın dostum Alnımızda gerçek her şey bahane Zaman ayrılığı yazsa hanene Iğıl ığıl aksa hasret sinene Marazın kaşını çatmasın dostum |
Döneceksin Deliye
Çalınca yabancı bir el kapını, Fırlayıp koşacaksın ben miyim diye. Yıkılacak hayallerin bükülecek boynun, Bulamayıp karşında, döneceksin deliye. Kim bilir nice günler bekleyeceksin. Pencerenden sokakları gözleyeceksin. Acılar tenini saracak inleyeceksin. Yalnızlığın kollarında,döneceksin deliye. Dudak dudağa iki sevgili görünce. Arılar renk renk çiçeklere konunca. Göçmen kuşlar yuvasına dönünce. Islanacak yanakların,döneceksin deliye. Her gül buluşunda kadife kırmızıdan. Bir çift görüşünde kadeh kaldıran. Fırlatıp atacaksın kalbini kahrından, Çıldıracaksın çaresizlikten, döneceksin deliye. Dönüşü olmuyor uzayıp giden yolların. Geriye gelmiyor kaybolup biten yılların. Senin de tükenir elbet bütün umutların. Yıkılacaksın ettiklerinden,döneceksin deliye. |
Dönüş
Yorgun kaldırımların insan selinde Yaşam denen yolculuk sanki bir sürgün İçime kor düştü savruldum yelinde Gözlerime geri döndüğün o gün… Mevsim yine ilkbahar Aylardan nisan başımın belası Korkarım bu fırtına yeniden başlar Yeniden kanar yürek yarası Kalmamıştı senden hiçbir iz Meçhul sokaklarda meçhul evdin Duymamıştım sana dair hiçbir söz Bilmiyordum, sormadım, neredeydin Yıllar seni alıp gitmişti Adını bilmediğim bir ülkeye Hani bu sevda çoktan bitmişti Şimdi geriye döndün ne diye. |
Dönüşü Yok
Duyacaksın bir gün sende Dönüşü olmayacak gittiğim yolların Beni aradığın gün bu şehirde Çoktan bırakıp gitmiş olacağım Koşarak geçeceksin sokakları Dolaşacaksın dört bir yanı Dolaşacaksın bir nefes de İstasyonlar trensiz Limanlar gemisiz olacak Sonbahar yaprakları savrulacak Otobüslerin lastik izlerinde Fayda etmeyecek pişmanlığın Zamanı döndüremeyeceksin Döndüremeyeceksin tersine Yağmurları özleyeceksin Seni bana getiren Beni sana götüren Islak kaldırımları Titreyen yaprakları özleyeceksin Üşümüşlüğün ısıtacak bir an yüreğini Boş gözlerle bakacaksın etrafına İçin titreyerek ürpereceksin Manasız gelecek sana her şey Duyacaksın bir gün sende Dönüşü olmayacak gittiğim yolların Unut gitsin düşme peşime Seni bana getirmez ayak izlerim Unut gitsin umutlarını Buluşamayız gökkuşağının altında Kavuşamayız aşklar rıhtımında Beklemez istasyonlar dönüşümüzü Yıkılmıştır bütün peronlar Unut gitsin düşme peşime Seni bana getirmez ayak izlerim Dönüşü olmayacak gittiğim yolların Seni bana getirmez ayak izlerim… |
Dört Mevsim
Ne zaman üşüse yüreğim Gözlerinde kara bulutlar saklardın Sen yılda dört mevsim Baharı beklerdim bense Kar kaplamış umutlarımda Kardelenler güneşi ararken Vuslatı arardım deli divane Sana gelirdi ayak izlerim Beyaza boyanmış sevdalar ülkesinde Sen bir yuva olurdun Buz tutmuş camların ötesinde Ben bir güvercin olurdum Yüreğinde sevgiyle titreyen Ne zaman üşüse yüreğim Damla damla gözlerimden akardın Sen yılda dört mevsim Fırtınalarım olurdun İçime işlerdin kurşun misali Medcezirleri yaşardı duygularım Derinliklerim olurdun sen Uçsuz bucaksız uzanan kıyılarım Sana gelirdi ayak izlerim Beyaz köpüklerle yıkanmış kumsallarda Sen dev dalga olurdun Çakıl tanesi olurdum bense Sürüklenirdim senin kollarında Ne zaman üşüse yüreğim Düşlerime su katardın Sen yılda dört mevsim Ilıman iklimlerim olurdun Kıtalar arası yolculuğum Göçmen kuşların kanatlarında Yuvam olurdun kuytu bir köşede Hasretinle nice diyarlar uçardım Serap olur gökkuşağım olurdun Tüm maviliklerin ötesinde Renklerinden tutamadığım Ne zaman üşüse yüreğim Seni arardım yorulmadan Seni arardım hiç bıkmadan Ütopyam olurdun Sen yılda dört mevsim. |
Esnaf Sanatkar
Renk renk gözlerine şafak düşünce Her tezgahta iştir esnaf sanatkar Kepenk seslerine dua katınca Bir bilge derviştir esnaf sanatkar O dur geleceğe güvenle bakış Ulus mozağini yamayan dikiş Bilim potasında cehalet yakış Sönmeyen ateştir esnaf sanatkar Ahilik yolunda yıkılmaz kale Fecre dalga dalga yayılan hale Yurdun her yerinde yanan meşale Nur saçan güneştir esnaf sanatkar Sanat gergefinde ilim dokuyan Türlü teçhizatta sestir şakıyan Geçmişten yarına çağı okuyan Bir önderdir baştır esnaf sanatkar Toplum yapısının sevgi tohumu Her derdin çaresi hapı serumu Ekonomilerin kireci kumu Temelinde taştır esnaf sanatkar Orta direk adı çeker çileyi Serhattır yörüktür bilmez hileyi Kalpte birleştiren yedi bölgeyi Zeybektir dadaştır esnaf sanatkar |
Eylülde Antalya
Adım adım çiğnemek yalnızlığı Kurabilmek zamanı mutluluğa Senin avuçlarında En güzel maviye boyamak bu şehri Seyredebilmek gökkuşağını Akdenize düşen çağlayanlarda Bakışlarımızı yıkayabilmek Köpük köpük sularda Yazmak bu günü yarınlara Yazmak ne güzel Ne güzel di Eylül de seninle Antalya Irmak olup akmak gözlerinde Dağların koynun da olmak Islanmak damla damla Kayaların gözyaşlarından Tutup saçlarından hasreti Sürüklemek vuslat ülkesine Akan suların ardında kalmak Paylaşmak bir kaşık dondurmayı Bir kadeh şarapta kaybolmak Erimek dudaklarında Kaybolmak dudaklarında ne güzel Ne güzeldi Eylül de seninle Antalya Bir kaldırıma demirleyip Derin uykulara dalabilmek Şarkılar söylemek rıhtımda Şiirler okuyabilmek kumsala Paylaşmak bir yudum suyu Akdenizin mavisine düşmek Islanmak ayışığında sırılsıklam Yıldızları tutabilmek Dalmak gözlerinde uykuya Gözlerinde uyku olmak ne güzel Ne güzel di Eylül de seninle Antalya |
Falezlerdeki Çığlık
Bu kaçıncı aşkım bilmiyorum, Koparıp attığım uçurumlara. Kim bilir bu kaçıncı kalışım, Kaybolan sevdaların rıhtımında. Yıllar önce başladı bu hesaplaşma. Bu tezatlar bu cinayetler zinciri. Yıllar önce ekildi lacivert sulara, Hüzünlü gözlerimin incisi. Vurgun yemiş yüreğimde Yine falezlerin sessizliği, Yine mezar olur umutlarıma Sevgilim Antalya körfezi. Karşımda Tünektepe Sarısu kıyıları. Kol kola halay çeker sıra sıra Beydağları. Güneş yamaçları son kez öperken, Hücre kokusu sarar mavi düşlerimi. Yine hasretin pençesinde kıvranır, Yalnız akşamlarım. Nerede? efsane aşklar. Ölümüne dostluklar nerede şimdi? *******ce gözkapaklarım da sakladığım Firari sevgililer, Tutunacağım eller nerede şimdi? Suçlu kimdir? Nedir suçlu? Vefayı unutan bizler mi? Yoksa değirmen misali Bizleri öğüten zaman mı? Biliyorum ki suçlu gözlerimdir. Biliyorum ki suçlu yüreğimdir. Suçlu yüreğimdir ki yargılıyorum, Aşkın yüce divanında. Suçlu gözlerimdir ki, Ümitlerimi asıyorum Bu kente kurulmuş darağacında. Bir balığın gözyaşlarıdır bu deniz. Bir yalnız martının çırpınışıdır dalgalar. Kasvetli sessizlik sarar havayı, Sonra falezler de bir çığlık yankılanır. Dalından kopar yapraklar, Sürüklenir kendi sonsuzluğunda. Oysa unutulmuş bir şeyler var. Maziye takılı kalmış, Kırık dökük anılar. Dalgalarla boğuşan balıkçılar, Gökyüzünü çınlatan martılar yok. O zaman mevsim bahardı, Şimdi yorgun bir sonbahar. Kırlarda papatyalar açardı, Yaşam kokardı ilk bahar. Bu nasıl bir yazgıdır? Bu nasıl kısır döngü? Seversin anlaşılmazsın, Sevilirsin anlayamazsın. Arar durursun mutluluğu. Belki bir gün bulursun, Belki bulduğunu sanırsın. Bir şeyler kayıptır hayatından Belki yaşamanın kuralıdır bu. Aranmak içindir umutlar Ve en güzel sevdalar. Ama yinede bir şeyler eksiktir, Mutlaka hep var olandan. Dinmeyen çığlıktır duygularım, Falezler de yankılanan. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 04:45 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.