![]() |
Bir Deli Eylül
Lacivert şarkılarım oldu benim de, hüzünlerimi döktüm çöp kovasına... siyahi bestelerim oldu söyleyemediğim, devirdim kadeh yerine mısraları ve sarhoş oldum bir Eylül akşamında. Benim Eylüllerimin Nisanı, Mayısı, Temmuzu olmadı hiç. Ben yazı baharı kışı yaşamadım hiç ama hiç... Hasret ağacına takılı kaldı umutlarım, hüzünlerimden fenerler yapıp denize saldım. Oysa, oysa mavi sevdalarım olsun isterdim, pembe umutlarım. Güneşi avucuma versin isterdim yürekli birisi çıkıp gelerek. Ne beyaz atlı prensim oldu düşlerimde gezinen, ne şovalyem oldu kapatıldığım kulenin zirvelerine tırmanan. Hatta, hatta Romeo da yoktu benim kitaplarımın arasında. Helen için memleketini yok etmeyi göze alan bir Paris. Şimdi diyeceksin ki ya Mecnun, Ferhat, Tahir, Kerem, Yusuf'a ne oldu. Ah be yiğidim ahhhh. İnan bana şimdiki sevdalar da sevgiler de sevenler de naylona döndü. Geriye bir deli Eylül kaldı. Eylül GÖKDEMİR...26.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Bekleyişi
Gel efendim, hasretime çare ol. Gel efendim derdimin dermanı ol. Gel efendim sensiz işe yaramaz bu kul. Gel efendim gözlerimi yollarında kaybettim. Gel efendim derdim dermansız Lokman hekim olmaz çare Gel efendim, bilirsin sensiz bir hiçim. Zamanı olmayan zamanlardan geçtim. Sevgi derleyip, yalnızlık biçtim. Zalimin zulmüne dayanmak bile, Seni sevdiğim için kolaydır Gülüm. Eylül der ki mecnun,deli divaneyim. Aşk yolunda gezinen Leyla'ya benzerim. Sokaklarım perişan, yıkık viraneyim. Gel efendim sensiz yaşam haram bana. Eylül GÖKDEMİR Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Çığlıkları
Keşkelerle dolu çığlıklar duyarım düşlerimin en orta yerinden beni ayağa kaldıran, ter içinde uyanırım, uyanırım sırılsıklam *******de. Keşkelerle geçti hayatımız, keşkelerle vurduk elimize çekici, örs üzerinde. İnemedik gül bahçelerine, inemedik papatya tarlalarına, nazlı nazlı salınan gelincikleri yolduk acımasızca. Sevgiyi anlatır diye tek tek kopardık, taç yapraklarını papatyaların, sevgiye ihanet edercesine. Bulutlara sakladık göz yaşlarımızı, şimşeklerle haykırdık çılgınlıklarımızı. Yıldırımlara koyduk yangınlarımızı. Hep ben dedik, hep ben. Sen olamadık bir türlü, o olamadık, hele biz, biz diyemedik, bütünleyemedik aşkları, sevdaları, sürekli yarım kaldık, yarım olmaya özen gösterdik. Sevmeyi denedim deli dediler. Aşk istedim divane dediler.Dost dedim, bilemediler. İhanet dolu karanlıklarda haykırdım delicesine, küfrettiler. Keşkelerle dolu bir dünyaya geldim, tercih şansım olmadan. KEŞKE HİÇ SEVMESEYDİM SENİ. Eyll GÖKDEMİR...23.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Çılgınlığı
Ayaklarımdan ayakkabılarımı çıkarıp yalınayak yürümeye devam ettim, yağmurun ıslattığı sokaklarda, ayak seslerim duyulmuyordu.Islak çimenlere bastım, içimdeki yangın söner belki diye, serinlerdi belki ruhum buz yangını ateşlerde. Mavi düşler ayırmıştım ikimize, mavi sevdalar. İçten gülücükler toplamıştım gelincik tarlalarından, senin için. Kimsesiz sokaklarda gezen ve ayak sesleri duyulmayan bir kadın yürür Bostanlı sahilinde.rüzgar dağıtırken sarı saçlarını, gözlerinin mavisi meydan okur denizin karanlığına. Meydan okur ayın denize düşen yansımasına, yakamozlara. Çakmak çakmaktır bakışları, alaz alazdır. Aldırmaz delip geçen bakışlara yürür Bostanlı sokaklarında. Alıp başını gider, gider çocukluğunu yaşamak istercesine salıncaklara. Bir şarkı tutturur derinden, bir şarkı...Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin...Parkın yanından geçen pamuk şekerciye seslenir hafifçe, Amca bana bir pamuk şekeri verir misin...döner bakar adam ve hafifçe gülümser. Elindeki pamuk şekeri uzatır sessizce. Yine başlar yürümeye sokaklarda ne aradığını bilmeden. Gölgelere seslenir sevdiği diye. Gölgeler de yalancı çıktı der içi sızlayarak.Katran karası bulutlara el sallar çekilin, yıldızımı göremiyorum diye. Şimal yıldızı çıkar, sıyrılıp bulutların arasından ve göz kırpar, buradayım gitmedim bir yere diye. Parkın yanından geçerken durup içeriye girer ve başlar çiçeklerle konuşmaya. Sorar her birine tek tek sevdiğim geçti mi buralardan, gördünüz mü diye. Boyun büker çiçekler, güller kanatır ellerini yeter artık vaz geç bu sevdadan diye, düşman olup, küser bir daha gül sevmeyeceğim diye. Ihlamurlara yaslanır bir an, bayıltan o kokuyu içine çekerek. Siz söyleyin bari gördünüz mü onu diye. Sallanır bir meltemin ılıklığıyla nazlı bir gelin gibi ve polenlerimi saldım dört bir yana, meraklanma yakında gelir haberi diye. Ihlamurlar altında beklemeye başlar çıplak ayaklı kadın. Bir delidir, divanedir, ıhlamurlar altında yaşar çılgınlığı. Sevgisiyle avaredir. Eylül GÖKDEMİR...24.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Gönül Sayfası
Dalgalar tutulmaz, Kayıp gider parmaklarının arasından Gözlerimde anaforlar süzülür, yama yapmak niye Düğme yapacağım yıldızları gömleğinin üzerine İlikleri olmayacak açılıp kapanırken kopmasınlar diye Unutulmak mı zor bilemem Unutmak mı sensizliğin çemberinde Unuttuğum her yıl seni getirdi bana Unuttuğum her anı gerçek olup çarptı yüzüme Şarkılar senin için çaldı, Besteler yapıldı senin için Senin için dansetti rakkaseler Sevda yangınları tutuşurken yüreğimde Kastelyent sesleri çınladı kalbimin sergüzeştinde Unuttuğun her an için kahrettim Okyanusları kuruttum sevdamın susuzluğunda Bir delinin gönül sayfasında gezdim dün gece İçin için kanıyordu yüreği, için için Yağmur yüklü bir buluttur şimdi ellerim Avuçlarımda tutup sana getiririm Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Gözyaşları
Sabaha varmayan *******den geçtim, geçtim geceyi, gözyaşlarımı mey diye içerek, kendime yoldaş diye asi yüreğimi seçtim, seçtim fırtınaları göğüsleyerek. Nice dağlar aştım sabaha ulaşamadan, nice kervanlarla söyleştim, göçmen kuşlarla yarışarak. Gönle benzemez gönüller gördüm, ihanetler gördüm, bu nedir diyerek. Ferhata rastlarım belki bir sabah diyerek, dağ başlarında konaklayıp, mağaraları gezdim. Mecnunu tanırım ben diyerek, susuz çöllere düştüm. Yangınlara daldım kurtarırım belki diye, Kerem için. Oysa bir masalmış hepsi de... ne Kerem yaşamış bu dünyada, yanarak Aslı diye, ne Ferhat varmış, vurduğu her darbeyi Şirine türkü yapan, ne Mecnun varmış, sırtlanlara meydan okuyarak, Leyla diye inleyen. Aşklar da bozulmuş, aşklar da yalan olmuş, aşıklar da. Şimdi soğuk rüzgarlar esiyor gönüllerde, yaz ortasında zemheri ayazını yaşatan. İhanet kokusu sarmış şehrin her yerini ve tüm sokaklar çıkmaza dönüşmüş. Dalgalar köpük köpük güzelliğini kaybetmiş, katran karası sular. Martılar da yok artık, çığlık çığlığa selamlasın gelenleri. Bir divanedir başım, gözyaşlarımı içerim kızılcık şerbeti diye, mahzun gezer dururum sensizlik çemberinin oluşturduğu hücremde. Eylül GÖKDEMİR...22.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Günlüğünden
Gözlerine astım gözbebeklerimi, avuçlarına bıraktım yüreğimi...ne keskinmiş pençelerin bilir misin ey YAR, kan damlıyor yüreğimden deli deli...seviyorum biliyor musun, seviyorum...ben kanıyorum içim acıyor, darağaçlarına asıyorum kendimi...yüzlerce, binlerce dar ağacı kuruyorum ihanet kokan şehrin tüm sokaklarına...bedenimi ayırıyorum önce atomlarına, sonra sırasıyla gözlerimi, yüreğimi...ellerimi, ayaklarımı ve hatta gölgemi...senin için idam ediyorum her hücremi...sen, sen, sen, sen diye haykırıyor her biri...celladı oluyorum kendimin ve okuyorum infaz kararını, AŞIK BİR YÜREKTİ...hey benim saçları ıhlamur kokulu yarim, hey benim gözleri şiirler yazdıranım...bir de sevmeyi öğrenebilseydin. Eylül GÖKDEMİR...20.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Hezeyanları
Bir maske taktım yüzüme yıllarca çıkaramadığım, acılarımı, hüzünlerimi, depremlerimi, viran olmuş gönül bahçemi gizlemek için...bir maske ki, adına tebessüm, sesine kahkaha, içeriğine hoş görü dediğim...bir maske işte beni koruyan, kollayan. Öyle günler oldu ki, hançerler saplandı tam sırtımdan öteye giden, ciğerlerimi parçalayıp, nefes almamı önleyen...gülümsedim, ağlamam gerekirken hıçkırarak...şen kahkahalar attım zaman zaman, ne kadar güzel gülüyorsun dediler...ama hiç kimse bu maskenin altındaki kim demedi. Gözlerin çok güzel, engin deryalar gibi dediler, ama yine de girip yüzmeye cesaret edemediler, korktular vurgun yemekten, korktular derinlerde kaybolup gitmekten...sonra, sonra dostluktan bahsedip durdular, dostluğun ne olduğunu bilmeyen anlamayan, anlatamayan kabiliyetsiz yürekler. En kalın maskemi takındım işte o zaman, o zaman kalbim her zamankinden fazla sancıyor, her zamankinden daha fazla ağlıyordu.Zaman zaman çatladığını hissedip hemen tamir ediyordum yüzümdeki maskeyi, incitemesin, yaralayamasın, kıramasın zalimler diyerek. Saklanan narin bir yürek, hassas bir keman teli, zarif bir kelebeğin yansımasıydı çünkü. Şimdi soruyorum sizlere, maske kimlere gerek. Eylül GÖKDEMİR...21.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Hıçkırıkları
Kalktım düşümde bir ormana gittim, keşke gitmez olsaydım. Hava kararmış, ağaçların gölgesi uzamış, kuş seslerinin yerini sırtlanların ulumaları almıştı...korkuyordum. Korkuyordum içimdeki karanlık boşluğun derinliğinden, korkuyordum gel gitlerinden. Kuytu bir ağaç kovuğuna sığınıp uyuyakalmıştım, sessizce titreyerek. Seni aramıştım karanlığın bastığını farketmeden. Üşüdüm, sessiz sessiz hıçkırdım, ağladım sabaha dek. Sen yoktun ve gelmeyecektin hiç bir zaman. Uzaklarda bir yerlerden ağaçlara vuran balta sesleri gelmeye başladığında, yüreğimin kanadığını gördüm. Birlikte diktiğimiz ve aşkımızın nişanesi olacak ağaca vruyordu hain bir el. İçten, ciğerlerim sökülürcesine bir kez daha hıçkırdım. Rüya bu ya, yaklaştım ormancının yanına. Kaldırıp başını bana baktığında ağladığını gördüm, şaşırdım. Neden, neden diye haykıran gözlerle baktım gözlerinin içine. Öne eğdi başını. Gelmeyecek dedi, sevmeyecek dedi, darağaçlarını bir bir kırmayacak, seni ipten almayacak dedi. İnledim, gökyüzü sallandı, inledim, 12 şiddetinde depremler oldu, inledim, ne orman kaldı ne ormancı, yandı kül oldu. İnledim, Melekler indi saf saf. Hıçkırdım can verircesine. Ben hıçkırdım, melekler ağladı. Bir sen anlayamadın sevgimin ne kadar kutsal olduğunu, bir sen.Yemin ediyorum son nefesimi veriyorum. Gözlerim açık, yüreğim hasret gideceğim sen gelmezsen. Eylül GÖKDEMİR...24.04.2006 Eylül Gökdemir |
Bir Delinin Umutları
Ben seni, sen uzak iklimleri özlerken, Rüzgarın olup dağıtsaydım saçlarını, Dokunabilseydim gözyaşlarına, Ben seni koklarken sen bir gülü, Dikenlerim olsaydın yüreğime batan, Kabuslarım olsaydın yatağımdan hoplatan Bölseydin en güzel yerinde uykularımı, Hazanım olsaydın, Hüznüm, Güz Güneşim Olsaydın işte bir şeylerim ve... Olsaydım ben de her şeyin senin. Pembe düşlerine girebilseydim apansız, Mavi umutlarına uçabilseydim seninle Bembeyaz bulutlardan yağabilseydim Islatsaydım seni delice sevgimle. Eylül GÖKDEMİR...26.04.2006 Eylül Gökdemir |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:51 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.