![]() |
Anılar Çekiyor
Yaşlanıyorum Anılar çekiyor Çok, çok eskilere Henüz daha İlk öğretim öğrencisi Yaş yedi buçuk Yıl hesaplama gerektirir Bölünmesin duygularım O dönemlerde Buçuk çok önemli Yer Şırnak Bir tepe üstünden Yayılır düze doğru Bir yerinde hayal, meyal Tahta bir köprü Altında kuru dere Dedik ya Hayal meyal Kar boy boyu Boyum yaşıma uygun Bir çocuk boyu Babamı düşünüyorum Köyden köye dolaşıyor At sırtında kalpaklı Sürgün yıllar o yıllar Sürgünler, Yaşlanan bedenlerden fırlar Okula gidişim gelir Gözlerimin önüne Boy boyu karda yürümek zor Ayaklara bağlanmazsa eğer Tahta kasa kapaklarından Yapılan paletler Kar soğuk mu Yürek üşümekten Uzak o yıllar Baharı Çitlenbik Ağaçlarından Hatırlarım Alabildiğine dolu Salkımlarını koparırdım Yeşile boyanırdım Adı bile değişikti oralarda Menengiç derlerdi, dilim dönmezdi Ben onları sevmiştim, onlarda beni Yani Farklı bir şeyler Yoktu Çocuk Dünyalarımızda Bir dostum derdi ki, şiiri kıvamında bırakacaksın, Yoksa daha çok şeyler vardı… |
Anka Kuşu Balık Ve Deniz
Ne deve Nede kuşu ol Nakaratlara takılmasın yaşantın umutların kırlara dönüşsün Getirmemek için Cümlelerin gevişini Doğa kuşları kadar yaban ve özgür doğa kadar verici düşün Kuşu Koyma kafese Denizler kadar zengin ol girsin nehirler karışsın zenginliklerine Koyma Balığı akvaryuma Yüreğim seninle Seninle güzel olacak Anka kuşunun üzerinden Bakarken Denizlere Ahlar et... me Balıklar oynaşırken Sen değilsin Sadece, Özgürlük Mutluluk İsteyen Anka kuşu Balık Ve deniz Emrinizde Olmasın Masallarda bile Ne deve Nede kuşu Ol ma sın umudunuz… Yaşam Tek kişilik Hayallerle Dolmayacak Kadar büyük Ve Yaşanacak kadar güzel |
Anla Güzelim
kargacık burgacıktı çizdiğimiz yollar acemiydi korkaktı adımlarımız güneş batımından sonraki bizimkisi abur açlıktı acılara direnmekten yana hiç endişemiz olmadı yürek delen gözlerle göz göze gelmekten dağlamadan yana yaraları bir nebze duraklamadan uzak daldık daldık bilmediğimiz denizlere gözlerimiz kor kalplerimizde alev otuzunda düşmüşse korku bilincimize lal etmişse dillerimizi anla güzelim bizimkisi böyle bir sevgi nice sevdalarda pişmiş duru duygulardan geçmiş anla işte anla güzelim seni böyle sevdim |
Anladığımda Seni
anladığımda seni kanat takacak mısın duygularına erdemlere bürünüp yakınlaşacak mısın güneşe fırça darbelerin vuracak mı tik tak tuvale kara tuval üzerini örtecek mi pembe anlamam seni bilmem arzularını dolduracak mı boşluklarını anlıyorum anlıyorum seni istemesem de |
Anladım
tebessümün geldi aklıma olmadık bir yerde değil gülümsedim kendi kendime kumsaldan bir taş aldım alabildiğine savurdum denize taş denize düştü gülümsedim olmadık bir yer değildi güneş ne doğuyordu güneş ne batıyordu ne kıştı ne yazdı gülümsedim bir taş daha aldım tebessümüm geldi aklıma ellerimi sallayarak ıslık çalarak başladım yürümeye |
Anlarim Ben
dali agacin tomurcuk patlatir tomurcuklar acar bir guzel bir guzel dilim donmez anlatmaya kesilesice dilim kesilesice anlar meramimi meram hali iyice vur fetvaya muhurunu dilim donmez halimi sence anlatmaya garipce bir kusum ne bulbule benzer sesim ne sahine benzer pencem yolum surdadir desem yol bilmeyen ne anlar halimden sayar ki vurguna cikmis bir harami garip bir insan desem icime bakip kendime bilmemki normali nicedir donup baksam cevreme perdeleri cekilmis gun gibidir dilin dondukce sen soyle emegim cok verendir anlarim senide koku agacin kil salar topraga gormez kendi gunu gosterir yapraga sen anlat yapraginla dalinla anlat kokunle ruzgarinla anlarim ben soyarim tum giysilerini anlarim ozun ile |
Anlatıyordu
ağzından bal akacaktı anlatırken eğer arıları üretebilseydi balı balı bal olacaktı anlatıyordu iyi insandı iyi incitmezdi karıncayı takarken boyna ilmeği düşündü biraz bir nefes çekti sigarasından daldı gözleri uzaklara hiç gitmezdi akşamları boş ellerle evine yanık sesi vardı küllerini dökerken önündeki tablasına hiç incitmezdi kurbanı çekti mi sandalyesini çıt diye duyardınız sesini kırılırdı boyun ani olurdu ölüm işinde adam gibi adamdı masada adam gibi adamdı birde masadan kalkışı olmasa büyük adamdı büyük büyük laflar eden dostlarının yalancısıyım dermiş ki büyük ülkem olacak büyük hayallerim var duydum ki tek kusuru alerjisi varmış bağımsızlığa |
Anne
senin yüreğinde ben benim yüreğimde memleketim zaman ayarlı bomba gibi yelkovanı saatin atar dururdu zamanı tik tak ları bırakarak boşluğa sen beyaz gelinlikli birini hayal ederdin bense baharını memleketimin nasılda yeşerecekti ovalar nasılda açacaktı çiçekler kuşları karıncaları sevecektim ellerimi sevecektim özgür bileklerimi su katılmamış sütler içecekti bebekler soğuğa yenik düşmeyecektiler sonra bir gelin olacaktı elbet kara yağız yiğit başları öne eğik olmayan torunların olacaktı belki anlayacaktın beni belki o zaman bende seni sevgi her şeyi anlamak değilmiş anne sevgi her şeyi yaşamak değilmiş yarım yamalak ta olsa korkuyu taşımakmış acıyı özlemi benim zamanım hiç olmamıştı düşünmelere anne şimdi her şeyin var yiğit bir gelinin başları dik torunların bahara özlem dolu oğlun var anne bahar nasıl bir şey bilir misin anne koyun kırkarken ıtır kokularını burna çekmek değil yada dalından koparılmış elmayı dişlemek taze yapılmış bir şarabın ılıklığı korkmamak anne yarınlardan korkmamak insanlardan bir gece yarısı kapının çalınmaması yatağından sıçramamak vatanını severken anne şimdi her şeyin var anne korkularımız büyüse de |
Antalya 2. Şairler Buluşması
dokuz eylül Cumhuriyet meydanı duygular karışacak gökyüzü deniz ve dağlar bakacak maviye yeşile kırmızıya çalarak kıpırdanacak çok şeyler biraz daha hızlı atacak yürekler bilinen isimler bilinmeyen yüzler gelecek aynı dilde eylülün başında karlar yağdırılacak tipi olacak gök gürleyecek fısıltılar gibi renklenecek sesler özlem diyecek biri diğeri sevda ayrılık olacak beklide bir başkasının dediği akşamları denizin sofrasında yıldızlara bakılarak şiirler okunacak bir kenara çekilmiş beklide bir şair aya yeni duygular saçacak kim bilir neler neler olacak zamanı hep birlikte kucaklar gibi |
Arap Kızı
bir parça kumaş bir avuç kuş tüyü bilir misiniz ne eder koskocaman yürek gecenin karası açılır laci laci bürünür bir çocuk bin çocuğa dönüşür çığlıklar yırtar gecenin sessizliğini bir kayanın tepesinde deniz dibinde tuz bulaşır ayaklarıma sızlar usulca yüreğim daha önce neredeydin yüreğime doldurmuş yıllarını bir küçük arap kızı başımın yanına kor başını bir yastıkta verir yıllarını arap kızı arap kızı |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:44 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.