![]() |
Sensİzlİk Benİm Canimi Acitan
uçuruma yuvarlanıyordum dipsiz kuyulara düşüyordum sen yoktun.... git.... ben sensizde sevebilirim seni... özlemek denilen şey olmasa katlanırım yokluğuna ama var işte yaralayan kanatan SENSİZLİK BENİM İÇİMİ ACITAN..... içimde yangınların en büyüğü anlatılmaz... sen öyle yer kaplamışsın ki bende bıraktığın boşlukta öyle işte kapatılmaz.... öylesine bir sevgi ki sana duyulan tüketen.. yakan, kavuran... SENSİZLİK BENİM CANIMI ACITAN.... |
susuşlar...
suSuşlar.... Yangın yeri gözlerinden düşen kıvılcımlarla tutuştu yüreğim… Önce ağlayan,sonra çığlık çığlık susan bir ben çıktı karşına… Ellerimde titrek harfler dolanıyor… Parmak uçlarım buz kesmiş… Nefesim öyle yetersiz ki;ısıtamıyorum ellerimi… Yüzümde geceden kalma gözyaşlarımın izleri geziniyor… Her biri derin bir boşluk oluşturmuş… Ellerimi üzerinde gezindirirken parmaklarım kanamaya başlıyor… Her yanı kan kokusu sarıyor sevgili… Aşkım kan ağlıyor… Ben kan susuyorum… Sen kan sunuyorsun… Ceplerimde dilime yakışmayan biz kadar susuşlar… Kimse bilmez ama paylaşılacak kadar bütünleşmemiş bir aşkın susuşlarıydı bunlar… Anlattığım kadar,hatta daha fazlaydı seni susuşum… Her an senleşerek geçti bu günler… Dilime dolanmış tek bir cümle gibiydin… Gerisini getiremediğim,azıma tıkanıp kalan bir cümle… Duymak isteyen çoktu seni ve bilmek isteyen çoktu içimi… Fakat,ben sustum kimse duyamadı seni ve sen yoktun kimse bilemedi beni… Birbirimizi tutsak ettik yokluğumuza… Ben sensizlikle paylaştım seni,sen bensizliğin tadına bile varamadan sustun beni… Bu nasıl bir zıtlık sevgili? Ve ben böylesi nasıl sevebildim seni? Bir ses uyanıyor semadan… Çığırından çıkmış yokluğuna isyan edercesine haykırıyor… Bomboş bir hayatın ucunda Sıyrık düşüncelerle sana sesleniyorum… Ellerimde karanlık,faili meçhul seni sevmelerin ipuçları geziniyor… Ben demeye kalmadan her yanımı sensizlik sarıyor… Geceyi büyüten o suskun bakışından sabahın son demine sığınıyorum… Üşüyorum… Bir yorgan deyip üzerime örttüğün demli gözlerin ısıtmıyor;daha çok titretiyor bedenimi… Kan revanım bu diyarda sevgili… Her dem hüzün… Her dem sensizlik… Alışılmış bir ben değil çevremde dolanan… Leyla diyorlar,garip diyorlar,suskun diyorlar artık bana… Ah bal tadındaki bu sevda!.. Bir bilinmezin gözlerinden sızan ışık, yollarımı aydınlatır şimdilerde… Aşkın varlığımı perişan edip yokluklara gömerken O elleriyle gülücükler çizmeye çalışıyor yorgun suretime… Ceset ceset üzerimizden ne kadar aşk geçse de Yılmadan,susuşların suskunluğa boyandığı an için Birlikte savaşıyoruz sensizlikle… Ne göründüğüm kadar kelimelere sahibim bu satırlarda Ne de kelimelerim benden kalan tek şey sana… Yaşam belirtilerim azalıyor her geçen gün… Simam daha çok ölü soğukluğunu andırıyor… Anlaşılası güç durumlarda kendime yetemiyorum… An geliyor hep susuyorum… An gelmiyor an’sız kalıp yok oluyorum… Hamallığını yaptığım acıların ardı arkası kesilmiyor… Ayaklarım kelepçesine takılıp düşerken yüklendiğim o ardı arkası olmayan acılar üzerime kapanıyor… Kapı gıcırtılarıyla uyanıyor her susuşum… Sevgilinin"unut beni"demesinden yıkılıyor duvarlarım... Bencilce bir seviş… Çıkıntılarla dolu bir hayat… Ne çok geç kalmışlığımı düşünüyorum sonra… Çağımın en geride kalmış kimliğini ben taşıyordum… Yine aşkımı yağmalıyorlar sevgili… Gel! Kurtar seni yaban ellerden… “içimdesin nasılsa diyemiyorum bak!.. Kopartıyorlar seni;dikenli ellerinin yüreğimi kanattığını umursamadan… Kurşuni renklere boyuyor zaman senliğimi… Mermiler yağıyor üzerime yalnızlıktan yapılma… Ah yar! Böylesi kırıcı olmak zorunda mı gözlerin? Devleşen sancılarımı çoğaltma sevgili… suRetiMde gaRip ifadeLer geZiniYor... içiMde çoğaLan yaRaLara deRmaN buLamıYoruM... yoRgunuM... RuhuMu suSturuYoruM... Zayıflığımın son belirtileri;göz çukurlarıma dolan gözyaşlarım;boğuyor çirkin suretimi… Sakat ayaklarım yüzüme gölgeler çiziyor… Yüzü koyu gizlenmiş yalnızlığımla baş başa kalmak istiyorum olmuyor… Annemin nefes alamayışının korkusu sarıyor *******imi… Bir anda zindan oluyor tüm geçmişim… Parmak aralarından sızan ışıkla yüzsüzlüğümü nurlandırıyorum… Duvarlar hep kan öksürüyor üzerime… Siması bozuk ve ölmekten yorgun düşmüş cesetler geçiyor üstümden… Sağımda,solumda hesap soracak münker ve nekir duruyor… Ne yana dönsem suretime bir ah çarpıyor… Bu susuşların içsiz ve duygusuz söylemleri çenemi yoruyor… Yanı üzere yatan bir beynin içinden dökülebilecek tüm suçlar dökülüyor… Suçları herkes görmezden gelirken yastığım beynimi suçüstü yakalıyor… Gözyaşlarımı alnıma akıtan bir acının yarasına gözlerini bastırıyorum… Gözlerin içime değdikçe yaramın kabuğu kalkıyor ve en sus biçimde kanamaya başlıyor… Nerde soluk bir bez parçası bulsam etrafına engel diye sarıyorum… Ama gözlerin… Durmadan yaramı depreştirme derdinde… Beklenmedik zaman-sız anlarda çıkıyorlar karşıma… Bakmakla görmek arasındaki farkı tek senin gözlerinden anlıyorum… Böylesi iç yakışların kıvılcımıydı gözlerin… Aşk katili,içimin canına okuyan suskunluğunun adıydı gözlerin… Kelimeler düğümleşti yine sevgili… Garip şekiller dönüp dolaşıyor sularımda… Gökyüzü ağıtıma ortak olma derdine düşüyor… Maviliğini kirleten duman yüklü kentime lanet edercesine ağlıyor… Misafirperver topraklarım da gözyaşlarını kabul gününde… Soluksuz,hiç durmadan çatlamış dudaklarıyla içiyor gelen geçeni… Feryat figan ağlıyoruz birlikte… Sonra ruhuma şu anlık cemreler düşüreni arıyor ellerim… Kulaklarımda bir bayram havası ama içim sus… Ve ne sussam bilinmezim bana lanet ediyor sanki… Sensizlikteki iç çekişlerimi yalnız o dinliyor… İstemiyorum bu kadar içimin acılığını hissetmesini… Sessiz sessiz yüzümden dökülen damlaları elimin tersiyle siliyorum ki;düştüklerinde seslerini duyup “bu can çekişen de neydi” demesin… Dinliyorum her dediğini ama,yine susuyorum… An geliyor kendi acısını tekbirler getirerek kurban veriyor… Ne sorulsa aşktan yana bilmezliğini öne sürerek kalbini örtbas ediyor… Israrcı hareketlerime göz yumup bana benden de çok katlanıyor… Ah bal tadındaki sevda! İçimi dışımı tuttun! Kendimde geçtim seni sevdikçe… Anlayamadım ben senin acılığını… Öyle doyumsuz,öyle tatlıydın ki! Meğer tutan bir balmışsın… Düştükçe içime yok oldum kendimde… Bırakmadın beni bana… Halsiz,mecalsiz kaldım bir başıma… Damarlarıma düşüşünle öyle bağlanmışım ki sana vazgeçemedim… Acıttın… Kanattın… Susturdun… Ama öyle tuttun ki beni kopamadım bir daha… Şimdi keskin bir mevsim dönüşümü yaşıyor bedenim… Bir yanım sonbaharda kalmış,bir yanımsa hep kış… Bal içimde yeni yangınlar büyütse de duygularım hep soğuk,hep karakış… Yok sevgili yok… Bu aciz beden dayanmaz daha… Kafama yerleşen bu dayanılmaz sancılar sonumu hazırlamakta… Belki bu sözleri bir yazının uydurulmuş satırları gibi okuyorsun… Ama öyle değil sevgili… Ne yazdıysam bunların hepsi aşkının bedeli… Değer mi dediklerine bir cevap bu da belki… Benim sana olan sevdam; Senin için basit, Herkes için değerli, Benim içinse;seni en az bu kadar sevdiğimin çaresizliği… |
Yine Seni Seveceğim...
Yİne Senİ SeveceĞİm Bİr Daha DÜnyaya Gelmek Olsa, Sonu Yİne HÜsran Olsa, GÖzlerİm YaŞla Dolsa, Yİne Senİ SeveceĞİm.... Benİ Her Zaman Kahretsende, Kaderdİr Deyİp GeÇeceĞİm, Benİ Bİr Defa DeĞİl Hep ÖldÜrsende, Yİne Senİ SeveceĞİm... Resmİn Duvarda Tozlansada, GÖzlerİn Ufka Donuk Baksada, Dudaklarin HİÇ KonuŞmasada, Yİne Senİ SeveceĞİm.... GÜnler GeÇmek Bİlmesede, Kahpe Felek Dalgasini GeÇsede, Bu Hasret Mezarda Bİtsede, Ahİret Kapisinda BekleyeceĞİm..... |
ÜÇ KİŞİ...
sen terk ederken bu yüreği, sebepsizce... bir ses duyarım içimden; yüreğimin en derin yerinden; bir ses… gitme der… korkudan bembeyaz olmuş dudaklarımı ısırırken… sadece yüreğimin sesidir yankılanan… defalarca… gitme der… defalarca haykırır sesi bir ölününki kadardır ama benden başka duyan olmaz… sırılsıklam yüreğimle saatlerce izlerim seni… bir ölünün gözlerinin takıldığı gibi takılır gözlerim… attığın her adım bir anımı alır götürür her adımda haykırmak isterim sen kayboldukça sensizlik… sonra yalnızlık… sonra karanlık… sonra hayalin çalar kapımı sensizliği de alır götürür üç kişi kalırız her zamanki gibi karanlık… yalnızlık… ve ben… |
Ayrılmalıyız..!!
Yollarimiz burada ayriliyor Artik birbirimize iki yabanciyiz Her ne kadar acıda olsa Her seyi unutmaliyiz Her kaderin tesellisi bulunur, uzulme Insan ne kadar sevse unutabilir Mevsimler, gelir gecer, yillar gecer Sen de unutursun bir gun gelir Hic yasamamiscasina, hic sevmemiscesine Unutursun o gunlerimizi, *******imizi O gunlerce ******* Sevişmelerimiz |
Seni BuLup BuLup Kaybediyorum
SENİ BULUP BULUP KAYBEDİYORUMMM! Gel benim ruhumun gerçek sesi gel! Yıllardır sönmeyen alevim, korum.! Gel benim ömrümün hikayesi gel..! Şiirim, sonsuzum, gerçeğim, zorum.! Gökle yerin birleştiği kavşakta.! Seni bulup bulup kaybediyorum..! İlkin rüzgâr değil sanki nefesti,.! Bir kez başlayınca estikçe esti....! Sonra bir upuzun karanlık bastı..! Sürdü hep aynı düş, hep aynı yorum.! Şimdi duraklarda her akşam üstü.! Seni bulup bulup kaybediyorum..! Yitiksin baharlar, güzeller içinde.! Resimler, baharlar, sözler içinde..! Bazen bir iz görüp izler içinde.! Cevap umuduyla titriyor sorum..! Sonra en tanıdık yüzler içinde.! Seni bulup bulup kaybediyorum....! |
O Aşktır Dedilerhttp://www.cakal.net/images/smilies/58.gif(
Her nereye baktıysam senden bir güzellik; Gördüm. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... Al yanakta rengarenk açmış türlü çiçek Derdim. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... Her nereye baktıysam senden bir güzellik; Gördüm. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... Al yanakta rengarenk açmış türlü çiçek Derdim. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... Ne yaptıysam uğruna değilim hiç pişman, Dökülmesin gözyaşın aman canım aman! Sen gül, eğlen, mutlu ol bana kalsın figan Erdim. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... Sevince güzelleşti bu alem sevince, Bende mevsim sonbahar sense açan gonca, Gönülden köprü yaptım göz göze gelince Vardım. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... Seni ister bu yürek baharı solsa da, Seninle sendir gönül bir gece kalsa da, En şahane zamandır son nefes olsa da Sardım. Bu nedir? Dedim. - O aşktır, dediler... __________________ ALINTIDIR... |
Senİ BaŞka YaŞiyorum
Seni başka yaşıyorum bugünlerde İçimde kahrolası nefretim Öte yanda bakışlarına kilitliyim Bir martı süzülüyor Boğaziçi'nden Ben ağlıyorum iki kelimenden Sen, sabah mısın Farkın ne doğan güneşten Bugünlerde başka yaşıyorum seni Kısık kısık çığlıklarım içimde Bir türlü seni sevmiyorum diyemiyorum Kavgalıyım sevdalarla uzun zamandır Hasretler pişman olacak yakında Ama hiç sevdadan korkmadım Acısı hala paramparça Bugünlerde senden de öte bir şey var duvarlarımda Engelleyemediğim Bir düş aklımda Artık rüzgarlar dağıtıyor asi saçlarımı Kahvemsi bir yalnızlık gözlerimde Boş boş bakıyorum bitmez özlemlere Ben sevdadan hiç korkmadım O yıllardır büyüttüğüm çocuk içimde Samimiyetsiz gülüşlerimin ardında Bir boşvermişlik Masumiyet var bütün isyanlarımda Yılmaz zaferlere teslim ettim asil ruhumu Ben sevdadan hiç korkmadım Seni bir başka yaşıyorum bugünlerde Seni sevmekle bir hayli kavgalıyım..... |
konakladığın yüreğe teşekkür ederek
…seni tanımak vardı; uzun bir beyaz kağıt almalıydım elime, birde sol elime, kırmızı kalem. Önce anlatmalıydın sevdiklerini, Hiç aklımıza sevmediklerin gelmemeliydi! Beyaz kağıdı kirletmemeliydi! Karslımısın, Maraşlımı yoksa Sivaslımı.. Bana anlatmalıydın, Kırmızı kalem nakış nakış işlemeliydi beyaz kağıdı, Uzun bir yoldan gelmiş olmalıydın, yorgun olmalıydın! Yüreğimde dinlenmeliydin; Benim beyaz kağıdı okurken dinlendiğin gibi! …sonra yeni güne beyaz kağıdı okuyarak başlamalıydın, konakladığın yüreğe teşekkür ederek |
BELKİ ben sana sevgimi anlatamadım Belki de sen beni anlamadın SANA sevgim vardı Senin bana gösterdiğin Anlayışından da büyük Seni anlıyor, Gece gündüz düşününüyor ve Deliler gibi seviyordum. Ama sen yıktın hayatımı Hoşgörü istedim anlamadın sevgi dedim sırt döndün Beni yüzüstü bırakıp gittin Hemde arkana bakmadan |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:57 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.