![]() |
Mim
Mavi hüzünler girdabında Karanlığa mekik dokur acılar, Sadece bir yol var Sadece bir yol ulaşmakta aydınlığa, Toz duman olur dağlar Kızıl alevinde sevdanın, Biçare gözler intizarda Denizde mehtap ve yakamoz Cim karnında arsız bir nokta Ve sonra bu gecenin hikayetine dahi Nihayet taze bir mim konmakta. |
Mim 2
Dermansız bir hastalığı yükleyip kalbime gittin, İthal sevdalar benim harcım değildi.. Korkuyla tanışmışlığım yok şu zamana kadar Bir tek akıbetinden korkuyorum senin, Annenin seni dünyaya getirdiğine kızacaksın belki de.. Garip ama, kendine zulmediyorsun aslında İnanmayacaksın belki de Kötü ve çileli günler hazırlıyorsun kendine, Deşifre edilmiş hilekarlığın Ve ve ve… mim |
Mim 3
Bir deniz boşluğunun sessizliği! Bir limoni muhabbet! Bir kırlangıç hikayesi! Bir film şeridi! Bir dağ tutkunu! Bir kelimenin anlamsız karşılığı! Bir nihai arzu! Bir ölüm fermanı! Bir hayat kavgası! Bir kuş bakışı! Bir kırık el! Bir çift yürek! Bir bir bir… Bir değil, bütün “Gül”lerin ömrü az olur!!! |
Naylon Çiçekler
Beni önce esir edip kendine sonra bırakıp gittin Hararetiyle kavruldum bu şehirde sensizliğin Buzdan ümitler besledim aylarca, gelmedin, Naylon sevdalar yakışmaz hiç bizim gibi adamlara Ben gülü hep dikeniyle beraber sevdim, Murat bahçesinde dalından koparılan kırmızı bir gül Sen bir gül yangınından arta kalan kül Kızıla boyalı; kanayan yürek, Sen bir gül yangınından geride kalan kül Bir Nemrut ateşi, bir Firavun kepazeliği… Beni onmaz yerimden vurup gittin Bir devasız derde düştüm ki Lokman-ı Hekim bile bulamamış çaresini diyorlar, Önce seni yakmalıydı her halde Neron Kızıl denizi kana, sen buladın, Toprak kadar vefalı olamadın suya Su kadar da aziz olamadın Bir Azize olamadın insanlığa… Adamdan sayılmayan yanımla gözümde büyüttüm seni Adına kaç şiir yazdım bilmiyorum Kaç defa rüyalarıma misafir oldun kovmadım, kovamadım Kaç arkadaşa seni sevdiğimi söyledim Radyodan şiir okudum senin için Akşamları bakabildim bebe vitrinlerine, Muhabbet kuşlarım, senden önce terk ettiler beni… Bütün gülleri soldu bu şehrin, Ve şimdi ben, adamdan sayılan yanımla Senden önce, ben seni bırakıp gidiyorum işte, Kader bu; işin sonu, olacağı buydu, Adını söylemiyorum senin, söyleyemiyorum işte, Nedendir bilmiyorum “Bu naylon çiçeklerin adını kim gül koydu?”!.. |
Nerdesin Ey En Sevgili
Varlığın bir ruh gıdası Ve yokluğun kıyamet habercisi Nerdesin ey en Sevgili! Seni özlemişiz, şimdi sensiz ne eyleriz biz, Sensiz güneş doğar mı, yağmur su indirir mi bize? “Bilmiyorlar, bilmiyorlar, bilselerdi böyle yapmazlardı” dedin Biz bile bile attık kendimizi günaha, harama ey en Sevgili, Biz şimdi sana layık olamadık efendim; Biz son Peygamberin (S.a.v), alemlere rahmet senin ümmetiyiz Demekten utanıyoruz, Sen’in için: “Size sizin içinizden öyle bir Peygamber geldi ki, Sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, O size çok düşkündür...” buyurdu Allah, Evet biz bilemedik efendim, Kapında Kıtmir olmaya, sana layık olmaya geldik.. Nerdesin ey en Sevgili! Dünya derdi bitap düşürdü bizi, Sen’i unuttuk Sen’den daha çok sevdik eşimizi, Çocuğumuzu, anne ve babamızı.. Ey en Sevgili! Senden çok biz kendimize değer verdik, Yüzümüz yok sana gelmeye, utanıyoruz, Ölmek için dünyaya geldiğimizi unuttuk.. Seni unuttuk, affeder misin bizi efendim? Bizi kapına Kıtmir diye alır mısın efendim? Her uğurda bir feda gerek Senin ve dinin için feda olmaya geldik.. Başımız önümüzde eğik, gül yüzüne bakamıyoruz ki Sen’in, Öyle ki ashabın da bile “Onun imanı bir tarafa ümmetimin imanı bir tarafa konsa, Onun imanı daha ağır gelir” dediğin Sıdık-ı Ekber ve “Benden sonra Peygamber gelseydi bu Ömer olurdu” dediğin Hz Ömer senin yüzüne ancak bakabiliyordu sadece.. Nerdesin ey en Sevgili! Seni anlatmaya ne hacet Tevrat’ta Ahmed, İncil’de Ahyed Kur’an-ı Kerimde Muhammed (S.a.v) ismiyle övülmüşsün Sen, Allah sana “Habibim” yani “Sevgilim” dedikten sonra Biz sana ne diyelim efendim, Yaratılış sebebimiz olan sen, canımıza can olan sen Gönlümüzün sultanı olan yine sen, Kapında acip bir dilenciyiz şimdi Ayağının tozu olmaya geldik efendim.. Sana layık ümmet olabilirsek İşte o zaman kazanan biz olacağız, İstemez miyiz ki dünya onların, ahiret bizim olsun, bizim.. Nerdesin ey en Sevgili, nerdesin… Seni, sesini ve ölümsüzlük tadındaki gül kokunu özledik efendim. |
O Beni Tanıyor
Gidemem Gitmek için gelmedim Kalmak için buradayım Sensizliğe hüküm giydim biliyorum, Senin için değil Danyal Peygambere hürmeten geldim bu kente Kalemi kırılmış mahkumun şimdi, Senin olsun devşirme gülüşler Şuh vaatlerde kendini kaybet Mutluyum de inadına sonra Dönüşü olmayan bir kuyuya at kendini Ama bir daha da karşıma çıkma Herkes kendi yoluna Ama unutma Bizim yolumuzun bittiği noktada Senin yolun daha yeni başlar! İşte o zaman hasret tüketir Acılardan, hüzünlerden, gurbetten Ruhumun gölgesini damıtırsın, Seni ben kaybetmedim Seni sen kaybettin, Hakkettiğinden fazla değer verdiğimden oldu belki Ama aslında kazanan benim Seni değil Ben kendimi kazandım Onun için gururlu ve mutlu Onun için sensizliğe şükür ederim, Ve beklerim.. Seni değil Ben daha tanımıyorum İçimden bir ses “ama o seni biliyor” diyor. |
O’nun İçin
Seni şiirlerime de yazdım Kalbimden ve gönlümden sonra, Seni düşündüm, sen oldum Bütün kapıları kapattım gönül sarayimin Senden başkasına yer yok Sadece sana bıraktım.. Beyaz, bembeyaz bir sayfa Dokunulmamış, kirlenmemiş bir sayfa önümde senin için Kalemi elime alıyorum Ve alfabemin ilk harfini “Elif” diye yazıyorum Sonra nameler dökülür kağıda; elifnameler Şimdiye kadar hiç duyulmamış ve hiç yazılmış nameler bunlar.. Mecnun Leyla’sını Allah’a satmış Ve Leyla da bile Mevla’yı bulmuş Leyla; iki “lam”, iki “ye” Leyla’lar gitti Mevla kaldı geriye.. İlahi bir ses ferman etti: “Allah, muhakkak müminlerden cennet karşılığında Canlarını ve mallarını satın almıştır” Önce korktum Ama sonra anladım ki Ben seni zaten O’nun için sevmişim.. |
Ölesiye Seviyorum
Bana gel Kendinle beraber Kalbini de getir Sonra umutlarını Sonra dualarını Ve hiç bitmeyen Ve hiç bitmeyecek olan Aşkını da beraberinde getir bana.. Maviyi sevdimse senden Dalmışsan hayale senden Senden hep kendimden geçmişliğim.. Şimdi hasretini kokluyorum Senin yerine, Seni öylesine değil Ölesiye seviyorum. |
Ruhuma Yakışan
Bir yanımda hüzün Diğer yanımda sen, Hüznüm yokluğundan.. Suskunluğum susuzluğumdan sana hep.. Ser sefil hayatın kollarında Gözlerinin ferinde buldum umudu.. Mesafe tanımayan hasret Koynumda yılan gibi dolaşıyor.. Özlemin tufan oluyor yüreğimde Nuh’u arıyor gözlerim Gemisine bizi de alsın diye.. Hani Allah emretmiş ya Her varlıktan iki tane; bir dişi, bir erkek O sefinede bir de sen ve ben gerek.. Acısına hasretinin dayanamaz, seven bir yürek Sen nerdesin, ben nerdeyim Yedilerin, kaybolmuşların şehrinden Selamlar yolluyorum sana, uzaktan.. Selam olsun sana Selamlar, seven o temiz kalbine olsun.. Süleyman (as)’ı arıyorum şimdi Rüzgarlara bindirsin beni, uçursun, Senin olduğun diyara, çok yakınına, yanına.. Belkıs’lar hayrete düşecek o an Sen şaşırıp küçük dilini yutacaksın Beni karşında bulduğun zaman, mutluluktan.. Günler ve aylar ve hatta yıllar İnsana, yokluğa alışmayı öğretirler sanırdım Yangınımdım ve şimdi yanılgımsın.. Dalgalarına tutuldum sensizliğin Yed-i beyza sahibi Musa (as)’yı arıyorum, Firakına dokundursun asasını Hasret denizinde can çeken ruhuma.. Kızıldeniz misali bir yol açsın sana Özlemi gebe yapsın vuslatımıza, Çıkmaz sokaklardan kurtulup Ölümsüzlüğü gerdanlık yapmak vardı boynuna, İmar edilmiş bir şehir kadar sükun içinde ruhum Attığım her adımda sana yol bulan bir yolcuyum.. Ve şimdi Meryem Oğlu’na bakınıyorum Meryem Oğlu İsa (as)’yı arıyorum Hani ölüye can vereni Beşikte iken koşuşan peygamberi.. Ölürsem, bana Allah’ın emriyle hayat versin diye değil Varsa eğer bir hakkım onu da sana versin isteyeceğim.. Uzun bir ömür değil Bu dünyada senli bir hayat yakışır bana.. En çok sen yakışırsın ruhuma, En çok sen… |
Sabah Yıldızı
Gözlerin doğuyor zifiri *******ime, Nasıl da ışıldıyorum bir görsen, Bütün yıldızlar avuçlarımın içinde, Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden Dudaklarımda sevdalılara ait Eski bir mehtap şarkısı.. Ben seni unutmak için sevmedim İşte doğduğun o virane evdesin, Nasıl bakarsa su toprağa Öylece bakmaktayım sana, Yolunu gözlemekteyim senin, beklemekteyim… Gözlerin dalgalanmakta olan bir mavi deniz Ben dalgalı denizin kucağına aldığı Sabah Yıldızı, Denizin mehtap şarkısı güzel Gece yıldızları kıskanmakta bu Sabah Yıldızı’nı, Bütün balıklar mutludur denizlerde Bir deniz girdabı çeker beni içine, Çaresiz bir kuştur çırpınan ellerim Mavi denizinde gözlerinin, Bu tekne ben miyim mavi denizinde yüzen? Bu rüzgar ben miyim, sarı gök yüzünü dalgalandıran? Gözlerin doğuyor zifiri *******ime, Nasıl da ışıldıyorum bir görsen, Bütün yıldızlar avuçlarımın içinde, Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden Dudaklarımda sevdalılara ait Eski bir mehtap şarkısı, Ben Sabah Yıldızı. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:44 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.