![]() |
Kalk ey elif
Daha bir hû diyerek kalk ey Elif minberinden, Sun bu yoksullara mîrâcını,muhtâç bırakma; O pak ikrâmın ibâdet gibi sohbetlerinden, Yak bütün kalpleri lâkin bu sükûnetle yakma... * * * Ahrazi |
Kalp kırmak
Kalbindeki yol kadar insanlığı bekleyen, Ölmüşse de bâkidir,hayattan onurludur. İnsanlığı bilmeden kalp kırmayı belleyen, Ancak ihânet kadar iffetli ve nurludur… * * * Ahrazi |
Kâmili,gafili böyle tanırsın
Koyarlar günâhı bir kuru dala, Gözlerin görmez de meyve sanırsın. Atanlar abdâlsa kanan budala, Kâmili,gafili böyle tanırsın *** Kul severse Ölüm gelmiş bana,Haktan ise ver, Korkum yok,billâhi korkum yok ondan, Kul Hakkı severse,Hak,kulu sever… *** Mahşere doğru Döne döne gidiyor da şu dünyâ,mahşere gidiyor, Aklı olan toparlandı ya,akılsızlar bu ne? diyor… Ahrazi |
Kanaat ne söyle aklım
Kanaat ne söyle aklım Geldim sabrın sonuna, Kanaat ne söyle aklım. Sığındım gelipte sana, Kanaat ne söyle aklım. Şeytan dolanıp duruyor, Yetmez mi diye soruyor, Elime delil veriyor, Kanaat ne söyle aklım. Çektim insanın kahrını, Geçtim sebaat nehrini, Göreyim bugün behrini, Kanaat ne söyle aklım. Bir yol yok mu yürüyecek? Hep kader mi sürüyecek? Şaşkınlığa dur diyecek, Kanaat ne söyle aklım. Ahrazi sıfatın verdin, Göz olup neleri gördün, Ne beklersin, neden durdun? Kanaat ne söyle aklım. Ahrazi Ahrazi |
Karanlık
İkindi vakti,son tepeden ayrılırken ışık, Karanlığın derinliğinde kaç ömür eskiyor? Ruhum bu matemin serinliğiyle ‘’akşam’’ diyor: Senin kadar hazin ve tek başınadır artık. Soğuktan inliyor gibi çıkan o kasvetli ses Bulutların uğultusu…ufuktaki velvele… Ürperriyor içim kanat çırpışlarından bile Boşlukta yankılanıyor alıp verdiğim nefes. Gürül gürül akan sularla bir yürürken nehir Sürüklenen kağıtlar…eski bir çaput parçası Hışırtısıyla yaprağın avuttuğu dalları… Karanlığın içinde hep bu haykırış devleşir. ‘’Kuşatma bu! ’’diyor gibi çevirmiş etrafı kar. Toprakta iz sürerken rüzgarın askerleri… Yavaşça döndü gökyüzünde,atlılardan biri, Tufan mıdır? Seçilmiyor,ardında kaç atlı var? Karanlık,aniden çıkan bir son buluş olmalı. Karanlık:Boşa geçmiş yılların sitemkâr sesi. Karanlık:Ömrün en büyük,en ağır işkencesi. Karanlık.Böyle bir kederden kurtuluş olmalı. Vakit geçer..güneş doğar..seher de memnun olur; Gürül gürül akan sularla uyanır vadiler. Yeter ki sen sabahı bekle,sakin ol dediler; Elbet,karanlığın sürüp giden cefası budur! Anımsatır gece; Ne hoş ne tatlı günlerdi… Huzurla,mutlulukla hatta az çok ilgiyle bir Gönlüm sevinç içinde çok zaman geçirmiştir. Akşam,bu hissiyatla ruhuma değen yerdi. Ya bir güneşli yer gibi ‘’Işık saçarsın’’ derim; Yahut akşam! Karanlığına seni defnederim! * * * (Mefailün/mefailün/mefailün/failün(fa’lün)) Ahrazi |
Karın beyazı suyun sabrındandır
Hüzünler seni yıldırmasın gönül, Karın beyazı suyun sabrındandır. Dertler içini doldurmasın gönül, Şavkın doğuşu ayın sabrındandır. Tohum solan çiçeğin ellerinde, Toprak olur kışın kollarında, Yeşil kamışın derviş dillerinde, Nefes alışı neyin sabrındandır. Sözler sustukça sen konuşmadın mı? Aklı geçip ruhla tanışmadın mı? Bir iken topluma dönüşmedin mi? Hane buluşu köyün sabrındandır Yangının söndüyse külüne sevin, Bedenden kurtulan haline sevin, Işığı gösteren yoluna sevin, Derya oluşu çayın sabrındandır. Can ahrazim,daimi sükut lazım, Aslın nedir,bilmeye vakit lazım, Eşik açtık,geçmeye akit lazım, Sırrın gelişi huyun sabrındandır. Ahrazi |
Kaybolan
Varlık içinde kaybolan bir insandır âmâ, Gözden yakındır amma nerdeyim der,dâimâ. * * * Ahrazi |
Kendimden daha yakın bir yoldayım
Bir tohum gibi toprağa girdim, Açarsam gül’üm açmazsam ölü. Fikir denilen kabuğu kırdım, Ağlarsam yol’um gülersem deli. Fani zamandan baki zamana, Kara ateşten berrak dumana, Yeşermek için vardım çimene, Dönersem dal’ım kalırsam çalı. Kadir Mevla’ya akan dereden, Cihandan yaşlı kayıp süreden, Evvel gidenle aynı sıradan, Geçersem Ali’m kaçarsam bolu. Ahrazi sıfatlar teklik için, Varlıktan çıktım,yokluk için, Nurlu sularla paklık için, Yağarsam bal’ım çilersem dolu. Not:Üçüncü dörtlüğün son mısrasındaki ali’m Ruşen Ali yani köroğlu manasındadır) Tüm Dostlara saygı ve hörmetlerimle Ahrazi |
Kendime öğütlerim,kendimden taleplerim
Benim en büyük düşmanım,Aynada göremediklerimmiş, Keşke,aklımın önünde iki gözüm olacağına, Arkasında bir gözüm olsaydı. (bir toplulukla beraber tatildeyken gördüğüm ilgi ve yakınlık karşısında kibirlendiğim an) * * * Dost,bana seni sordular, Cevabı cevaba sormayın dedim, Gözümün birini kapatıp diğerini anlatmak olmazdı. (bir dostum hakkında şüphe ettiğim an) * * * Dilimizin yarısı tatlı yarısı acıdır, Kolumuzun birinin kılıç birinin şefkat olduğu gibi. Sen hangi tarafımızdan yaklaşmadasın Dost? (Bir dostun yaptığı hyata üzerine) * * * Sevilen olamadıysan seven ol, En yüce sevgi,sevilenin sevgilisi olabilenlerin sevgisidir. (Gönlüm sevgisine karşılık beklemesin diye) * * * Sevgiyi yok eden iki kelime vardır, Biri ‘’Ben’’ diğeri ‘’Sen’’, Çünkü; Gönül aşktan başka şahsiyet kabul etmez. (sevgiliyle yapılan bir münakaşadan hemen sonra çekip gitmeden hemen evvel) * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * Dostlar,Üstadlar; Anlaşılamamaktan değil,yanlış anlaşılmaktan korkarım.Haşa, bir başkasına öğüt vermek maksadında değilim. Sizler ki,gönül insanı,sevda insanı olabilenlersiniz,Bunlar yaptığım hatalardan çıkardığım dersler. Eğrisiyle,doğrusuyla gönlümü size açıyorum,İsterim ki,Hatam varsa düzeltin,eksiğim varsa tamam edin. Saygı ve Hörmetlerimle Ahrazi |
Kıblem aşktır kabem sensin
Kıblem aşktır kabem sensin Madem sordun dinle yarim, Kıblem aşktır, kabem sensin. Kulak ver de anla yarim, Kıblem aşktır, kabem sensin. Gayesizim gün sayamam, Gece gündüz hiç uyumam, Tavaf etmeye doyamam, Kıblem aşktır, kabem sensin. Ne vakit ki seni gördüm, Karşılıksız gönül verdim, Yüce bir sevdaya vardım, Kıblem aşktır, kabem sensin. Sevgide mükafat olmaz, Versen bile seven almaz, Senden başka kimse bilmez, Kıblem aşktır, kabem sensin. Ahrazi Ahrazi |
Kıyâmet
Âhh..dedi,bu cihâna yâren olmasaydım,âh,,, Ne vardı îmân ile bende secde kılaydım. Âh dedi biçârem âhh..işte geldi son sabâh, Ne vardı yaprak gibi kuru yerde kalaydım. *** Kaç mevsim yada kaç yıl,nasıl yanmışım,nasıl? Nasılda pişmânım ben,keşke turâb olaydım. Duymasaydım figânı,yatacaktım velhâsıl, Ne vardı solacaksam mezârımda solaydım. *** Sordum ya günâhımı,sen de beni gördün ya, Utân diyen cevâbı al ateşten alaydım, Kalk da virân yerinden,sen de beni gör dünyâ, Ne vardı kıymetini âhirette bulaydım. *** Korkarım,kıyâmet bu,alnı mahşerin tanı, Bir ürperti,bir ağıt,keşke bende güleydim. Şu beyhûde gözlerim hangi yolun vatanı? Ne vardı ötelerden,uzaklardan geleydim… *** Not:Kalbinde bir zerrede olsa ümit bulunduran için Mevlâ’dan kurtuluş dilerim.Kandiliniz kurtuluşunuz olsun. Ahrazi |
Kıyısından bir hicrandı dün dağıtıp gittiğim
yutmuşsa da bahtımı düşlerdeki son kuyu vuslat için uzayan bir gölgedir efkârın yıkardım ben âhımla tutsak eden uykuyu ilk parçası olmasa uyanmak bir inkârın alnımda bir heyelan! tek kâhin bu rüyâ ki yeni baştan kurulan aynı kâbus ve cinnet öldüğüm gün elimde! bu nasıl bir dünyâ ki ey akıl! mecnûn ol da benliğimi yok zannet ne mahşer ki bu hayat,ya bu candan edecek ya da hasret kılacak,aratacak bir günü sevdâm için kalmasam hem çehremden gidecek hem de meçhûl sayacak bağrındaki sürgünü buhranlı bir akşamda hasretinle yansam da yük sınmadım aşkını isyânımla durmadım kavrulsa da bu cânım kor ateşe kansam da hicrânı ben yüklendim aşkına kondurmadım. * * * Ahrazi |
Kim
Kim bu cüssemle berâber duran, Rengi can meydanı sır hâne kim? Yol mu seyyah mı,refâkat mı an, Ey hayat! ölmeye pervâne kim? • �* ˜ Ahrazi |
Kimin var?
Ne arıyorsun? Ne bakındın Rab’bından başka? Kendine gel,kendine! Kimin var O’ndan başka! * * * Ahrazi |
Kimsem yoktu
Kimsem yoktu Ömrün en meçhul yolunda, Düştüm kalktım, kimsem yoktu. Şu kara bahtın elinde, Boyun büktüm, kimsem yoktu. Meskensiz, bir garip kulum, Karlı dağa döndü halim, Kader deyip sustu dilim, Çile çektim, kimsem yoktu. Gün batar, derdim doğarken, Ay çıkar toprak soğurken, Seher vakti çiğ yağarken, Yaşlar döktüm, kimsem yoktu. Ahrazi bıktı bu candan, Gayri, ümit kesti günden, Şu mezarın eşiğinden, Son kez baktım, kimsem yoktu. Ahrazi Ahrazi |
Korkarım ki
Bir kuş olup, uçup gelsem yanına, Korkarım ki avcı vurur, Gelemem. Bulut olup çıksam şu yüce arşa, Korkarım ki yağmur olur, Gelemem. Toz olup beklesem kapın ucunda, Korkarım ki rüzgar alır, Gelemem. Bir gül olup yer etsem avucunda, Korkarım ki eller alır, Gelemem. Toprak olsam evin, yurdun önünde, Korkarım ki basan olur, Gelemem. Bir han olsam vardığın yol sonunda, Korkarım ki talan olur, Gelemem. Gönül gerek desem, kulak biçare, Korkarım ki gönülden öte yare, Can dese de git artık bu yare, Korkarım ki diyar olur, Gelemem. Vakit bitse, ecel gelip sarsa, Korkarım ki canım sende, Ölemem, Yahut yaren gelse, kapım çalsa, Korkarım ki, seviyorum diyemem. Ahrazi |
Lâ mevcude illallâh
Vâd etsem de sana ben,gâipten bir haberi, ‘’Lâ mevcude illallâh’’bunu kimler duyacak? Her kim varsa deviren can denilen minberi; Savrulsa da kâinat yıkılmayandır ancak. Bir sürgündür bu hayat,bir sınavdır bu cezâ, Davran artık ey insan,hasmından evvel davran. Günâh kadar ağırdır,şeytân kadar ha kezâ, Son şeklini tüketir aç kalınca kadavran.. Gören o ki sırları; ne renk kalır ne de bet, Bir perdeyse bu şekil,varlıktaki son benim. Günde kaç kez yıkılır? zaman,köhne bir heybet, ‘’Lâ mevcude illallâh’’ki Ben senin kâbenim… * * * Lâ mevcude illallâh: Allah’tan başka varlık yoktur… Ahrazi |
Mahâreti günâhtan ibâret
Unutmuş,neylesin? bilmez ki nerde; Hânedir ve lâkin nezâret gibi. Günâhın kalbine sindiği yerde, Esâret yaşanır mahâret gibi. *** Ahrazi |
Mânevî eksiklik
Kulak ver rûhuna artık,nefs'e verdiğin kadar Sefil olmazdın; övseydin dîni,yerdiğin kadar! (mefâîlün/mefâîlün/fâilâtü/fâilün) * * * Ahrazi |
Mermerler ülkesi
Hiç kimse yakın değil benim kadar ey hayat, Az önce bulunduğum her ânı mahzun yere. Birkaç kişilik gürûh usûlen ağlar,fakat, Aslında bu haykırış,vedâ bu takvimlere. Yüksekte..semâda var; bulutların rengi bu, Günden güne artarak çoğaldı binlercesi; Mermer ki,bu toprağın semâlaşan avlusu, Gezmekle tükenmemiş,bulunmamış ertesi. Sürgün gibidir,neden? neden bu terk etmeler? Dar olsa da bir vedâ,sığarmışız onca gün. Hasretliğimiz olur,bizimdir en kuytu yer; Bir başka ziyâretin ucunda boş gördüğün. Velhâsıl,eşin kadar yakın bir ad,kim bilir, Teslim ediyor mu hiç,verir mi heyhat,kabir! * * * Ahrazi |
Mertebe
Ayyuka çıktın ya,boş ver yağmurları, Fırtına kopmuş,kıyametmiş,neyine. Dağıtsın bu korku en yüksek dağları, Sen ayyuka bak,yokluğu seyret yine… * * * Ahrazi |
Mevlâ
Mâşukların ecrine ve lûtfuna âşinâ, Evrenlerden evlâsın,gayrisi hep hayâl, Varlığındadır vahyin,O ne güzel bir görev, Lûtfet kölen olayım lâyıkınca âmâde, Âşikârdır bu hâlim,ben âşkınla zâhirim. *** Noton harfinde yer bulmak nasip oldu. Zâhir: Açık, belli. Ecir: Sevap’’örnek: 'Bu sabrın ecri büyüktür.'- âmâdebir işi) Yapmaya hazır. ****** Mâşukların Ecrine Ve Lûtfuna ÂşinÂ, Evrenlerden Evlâsın,gayrisi hep hayâL, Varlığındadır Vahyin,O ne güzel biR göreV, Lûtfet kölen olayım Lâyıkınca âmâdE, Âşikârdır bu hâlim,ben Âşkınla zâhiriM. ****** Ahrazi |
Mevlâ değil mi?
Ne umarsın benden ey cansız kalem, Bana ilim veren Mevlâ değil mi? Niyetin bir şâhit fikrin el âlem, Her gizliyi gören Mevlâ değil mi? *** Hangi hüküm sende,bu gurur neden, Hangi sırra erdin kimse bilmeden? Varlık vâr olmadan kul sevilmeden, Ol emrine Yâren Mevlâ değil mi? *** Nazarınca var git,geç kalma sakın, Kader yoludur bu idrâkı yakın, Ara dur kendini aslına bakın, Seni sana soran Mevlâ değil mi? *** Dünyâ malın olsa şu semâ yerin, Yârınki nasipten var mı haberin? Kimine sığ düşer kimine derin, Her ameli yoran Mevlâ değil mi? *** Nice diyâr var ki bilen pek azdır, İçi cennet gibi dışı ayazdır, Geçmeye fermân yok,yolu niyazdır, O kabuğu kıran Mevlâ değil mi? *** Belki isyân ettin günâh işledin, Nurdan ayrı yerde keyif düşledin, Hâk’tan kaçtın ama nerde kışladın? Dört yanını saran Mevlâ değil mi? *** Ey ahrâzi dilim,de ki nihânsın, Nihân olmak kolay kime cihânsın? Kum tanesi olsan gene ayânsın, Her mekânı kuran Mevlâ değil mi? *** Ahrazi |
Mevla’yı görenler
Mevla’yı görenler Gönül uçsuz bucaksız bir yoldur, Sonunu gören Mevla’yı görür. Gönül izansız yüce bir haldir, İçine giren Mevla’yı görür. Dünya küçükmüş der durursun, Adımın alem olurda yürürsün, Sonunu merak edip sorarsın, Cevabı bilen Mevla’yı görür. Aklın kaybolur, kulağın duymaz, Ruhun nura kavuşmaya doymaz, Ağlamaktan şu gözlerin aymaz, Gülerek gelen Mevla’yı görür. Ahrazi Ahrazi |
Mısrâ denir,san’ât denir
İnsân denen tenden midir,nûrun beden hâli mi? Nûrsuz kılan Mevlâ bilir,cânım diyen zâlimi. *** Dilden gelen sırdan değil,sırdan gelen dil hani? Mânâ sözün meydânıdır,fermân da gayb âlemi. *** Destûr için vardık fakât,birkaç misâl verdiler, Azdan sayan câhil kadar hayrân eder âlimi. *** Terk etmeden sâhip çıkıp,cândan medet bekleyen, Menbâ iken katran veren şer hânedir dâimî. *** Mühlet kimin,nusret kimin,dünyâ mekân bâki mi? İnkâr eden haksız beyân,insânlığın kavli mi? *** Gıybettesin,kalbin fenâ,eyvâhların yurdusun, Nefsin kadar isyandasın,tevben,suçun hayli mi? *** Kin tutmayan sevdâ için,Mevlâ için gel desem, Mısrâ denir,san’at denir,şâirliğin söylemi. *** Müstef i lün /Müs tef i lün /Müstef i lün/Fâ i lün --- DestûrFars.) İzin, müsaade DâimîArp.) Sürekli, kalıcı, temelli, gedikli MühletArp.) süre, vade, mehil BeyânArp.) Söyleme, bildirme. Kavli:kavil'den türeyen(Arp.) Söz NusretArp.) Allâh'ın yardımı Ahrazi |
Muammâya sebep şu;
Kul muammâ değil ki,zamânda bir yerdeyiz, Muammâya sebep şu; Acep şimdi nerdeyiz? Nâsip oldu insânlık,bizde ona büründük, Söz maddeye varınca gölge ile göründük. İmân kimde bileyim,çoğal dedi Yaradan, Lâkin bilmez olur mu? inzâr çıktı aradan. Dünyâ ehli değiliz,bir ölümdür yaşayan, Cânım diyen ağlasın,Mevlâ diyene şâyan. Sırda gezdim desen de sırrın âhın kadar mı, Şu toprağın içinde kanat çırpan kuş var mı? Doğrul artık yerinden,zindân senin adında, Bırak seni zikretsin,hasret kalsın yâdında. *** inzâr:uyarı Ahrazi |
Muhtâcım
Usandım bu diyârdan,beyhûde cândan yıldım, Adı aşkla başlayan her sabıra muhtâcım. Hasret bana büründü,ben hicrânla ayıldım, Yâr yanında kışlayan her habere muhtâcım. *** Korkarım ki çâre yok,mecâl bile ıstırâb, Göz yaşımdan hâlime,mekân oldu bu turâb, Ya hayâtı benden al,yada yakın ol Yâ Râb, Dilde cevâp düşleyen her tâbire muhtâcım. *** Ne denir ki Cânânım,senden başka ne denir? Boşa feryâd etmeyen,kula divâne denir, Seven adanır elbet,âşka bir cân ödenir, Beni diri belleyen her kabire muhtâcım. *** Not:''Beni diri belleyen her kabire muhtâcım''buradaki mana ölüme ya da mezara özlem değildir,şöyle ki; Sevgiye teslim olabilmek için insan kendini ve herşeyini bırakmalıdır(can) Ben sevenlerdenim,keşke beni bende sanan(canlı sanan) bir yer(kabir) olsa da Sevda için can vermenin hazzını yeniden yaşayabilsem işte ben buna muhtacım''anlamındadır saygılarımla Ahrazi |
Nasıl derim
Umdumsa ben hayâtı,bir hayâle yandımsa, Hiç dinmeyen efkârım tükendiyse velhâsıl, En mahşerî uykudan aşkınla uyandımsa..; Can da bana Yâr diye,nasıl derim ben,Nasıl? * * * Ahrazi |
Nasuh
‘’Mâdem ki dünyâdan evlâdır bu sal, Terk eyle buhrânı,mahcup durma Nuh’’ Hışmıyla gelmişse tek gerçek misal; Buhranlı dünyâyı bir seyret Nasuh…. *** Ahrazi |
Nasûhi
Uyan ey Nasûhim,ey insanlık nûrum uyan, Uyan da fark et artık,anlayan var mı seni? Eğlense de boş ver,ya bir câhildir uluyan, Ya da seyre dalmıştır semâdaki cüsseni… * * * Tevbe-i nusuh:asla bozulmayan tevbe Not:Bu sözler,Nasûhi haricinde hiç kimseye ithafen yazılmamıştır. Ahrazi |
Ne de sevdâm bitecektir
Ne vatanlar bırakıp ben,sana geldim ey nihan, Yeni baştan kuracaksan sırat olsun her cihan, Geçerim tek yolu göster,ne bu mahşer bekletir, Ne de sevdâm bitecektir yıkılırken son mekan… * * * Ahrazi |
Ne serhôşum ne de aklım başımda(Nicoldu?)
Ne serhôşum ne de aklım başımda, Benim benden yana hâlim nicoldu? Acar bir dert yuva kurmuş düşümde, Bu iş âyân ama zâlim nicoldu? Sabah tansız gene akşam uzundur, Nefes susmuş dile meylim hazîndir, Gel ey dostum bana yardım sözündür, Devâ ilmim diyen âlim nicoldu? Can Ahrâzim niye feryâd edersin, Acep eğrin nere bağrın mı dersin, İsim sensiz sen isimsiz gidersin, Senin senden yana hâlin nicoldu? Ahrazi |
Ne şân ister bu kulun ne de...
Dolandım bir başıma,erdim yedi nihâna, Aslî yurda varınca hâne oldum cihâna. Ne vakit ki dönmüştüm,benden kabûl istendi, Sizde Mevlâ kim dedim? bizde Mevlâ pîr dendi. Ben neyleyim rehberi,bu sözümü duâ kıl, Senden başka birine Mevlâ demez bu akıl. Ahmet vardır bilirim,o ki nûrun mimberi, Vâr olmadı öylesi,adı konalı beri. Gör ki talep edilen seni talep etmekte, Nice kapı gördüm ben,hepsi sana gitmekte. Ey yegâne Sultânım,gayri cândan azâdım, Fâni teni bıraktım,yalan dünyâ mezâdım. Ne şân ister bu kulun ne de gizli bir âyet, Sükût etmiş talebin,dili Sende nihâyet. ***** nihanFarsça) Gizli. mezatArapça) Artırma ile satış. azatFarsça) Serbest bırakma. Ahrazi |
Ne şiir ne mısra ne de kalem
Al bu cânı benden al bahtımı Yâr, Adını andıkça anasım gelir. Yokluğun ateşse mahşer bu diyâr, Kuru dallar gibi yanasım gelir. Ne şiir ne mısra ne de kalem, Diyemez derdimi söz olsa âlem. Ahrazi |
Ne vakit göğe darılsam
Ne vakit göğe darılsam, Hasret gecemde ay olur. Vefasız dosta kırılsam, İsmi dilimde vay olur. Seher derdi nakşedince, Çiğ misli gam dökünce, Hüzün puslanıp çökünce, Gönlüm virane köy olur. Bir ürperti hüküm sürer, Kefen gibi canı sarar, Medet umsam neye yara? Sitem fikrime huy olur. Gece mahşerin gölgesi, Sur misali çınlar sesi, Can koparır her nefesi, Ruhum elinde ney olur. Ahrazi harın söner mi? Ayazlı derdin diner mi? Bir dost adımı anar mı? Gözüm yaşlara koy olur. Ahrazi |
Neden.......?
Bügün yaşıyorsunuz ama neden? Doğrulun artık,dün öldüğünüz yerden... *** Hak'ka inanmayanın da çenesine bir ip bağladık, İnsan dedik,insandan saydık,onun için de ağladık... *** Bana anlat,anlat şu rüzgarı anlat, Dağlara sunduğu toprağı, ve ondan çıkan ağacları anlat, Anlat ki rüzgardaki şeklimi seyredeyim Ne kadar fani olduğumu görebileyim... *** Ey yüceler Yücesi Mevla'm; Şu arılar ki taşıdıkları servet, En tatlı yüktür yükleri, Ne tadına bakan var,ne de bilen, tevekkeltü derken halleri, Bir Sen'sin sevilen... *** Ölürken dili kem küm edenlere bak, Neyi unuttu ki hatırlamaya çalışır.... *** Sen,şimdi git nefsinle birlikte uyu, (U) yanacaksın ya! heba etme uykuyu... *** İnan bana,inanmayan da inanan da, Aynı fani yerde aynı fani zamanda... *** Not:Şiirin edebiyat olduğunu sanırdık ki edebiyata ismini veren edeple buraya geldik.Şehveti,İnkarı ve dahi nefsin her lügatını yazanlarla aynı yerde olmak nereye kadar ve ne kadar doğru? Şiir bu ise ben Şairlikten kaynaklanan ayıbımı temizlemek arzusundayım... Unutanların dahi aşikar olarak sığındığı Mevla'ma emanet olun... saygılarımla Ahrazi |
Nedeniyetler
Böyle yalnız,böyle matemliydiniz; En yakın şehrinde bir uygarlığın. Söyleyin! Germen mi,Hellen miydiniz, Hangi zalim ırkıydınız varlığın? Yükselin heyhat,katedraller gibi! İngiliz Kont’unca bir dünya nedir(!) Para,mal-mülk,her şeyin tek sahibi; Frenkler,endamınca gayet böyledir(!) Çok şükür,Osmanlı bayrak aldı da, Bir vakit,sessiz..sedasız kaldınız. Cümleniz,bir bir düşüp alçaldı da, Devleşen İslam ve Türklüktü yalnız. Geçti..bedbahtız! O günler gelmedi. Hepsi bu! Âsî nesilmiş servetin: Bayrağın altında bir çok ecnebi; Biz yetindik(!) Ey vatan,sen de yetin! * * * Ahrazi |
Nefsim ölmek üzeresin
Ne eylersen eyle nefsim, Hükmün son bulmak üzere, Son arzunu söyle nefsim, Belki dinlerim kazara. Bu harp nihayete erdi, Seni benden fazla yordu, Evvel ben bakiyim derdi, Diye yazdırdım mezara. Gel mermerden taş isteme, Ağzın yanar aş isteme, Ruhum gelmez eş isteme, Hak’kı bilmez işgüzara. Can Ahrazim konuş gayri, Öz ruhunla tanış gayri, Bu paklığa alış gayri, Bak nefsin ölmek üzere. Ahrazi |
Neler gördüm
Neler gördüm Hep bir yerlere savruldum, Dağdan düşen taş misali. Nereye konsam vuruldum, Garip serçe, kuş misali. Kaderim, bahtım hiç yokmuş, Eşim, dostum boynum bükmüş, Şu genç ömrüm neler çekmiş, Kabus olan düş misali. Muradım, arzum kalmadı, Hayat yüzüme gülmedi, Kimse değerim bilmedi, Bitirdiler, aş misali. Yarım aşklarda can verdim, Gönül yaramı ben sardım, Esir gibi ömür sürdüm, Dört mevsimde kış misali. Ahrazi çile doldurur, Ağlarken eli güldürür, Tükenmiş gayri, bildirir, Gözden düşen yaş misali. Ahrazi Ahrazi |
Neuzübillah
Topal efkarına hiç bakmadan yine, Koştur ilhamına,koştur riya tayı. Nice bin ad yüklemişsin o heybene, Ağır olsun diye ilmin kurultayı…! * * * Ahrazi |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:31 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.