![]() |
Önce Gitti İyiler
Önce gitti iyiler, biz kaldık geri. Her gün doğan güneşle doğamadık biz. Hırsla yarıştık, boşa döktük hep teri. Nefsi göz yaşımızda boğamadık biz. Perde çekti yüzyıllar vahiy asrına. Tekrar gelir diye dört gözle bekledik. Gitmez kuş tüyü yatak cennet kasrına. Uçmak nafile, kanat kırık; tekledik. 9 Mayıs 2004 Pazar, Danimarka-Køge 00.28 2+5+5 Necmi Ünsal |
Özlem Saltanat Sürüyor
Kurulmuş özlem kalplere, .....................................saltanat sürüyor. Mevsimler aynı, ......................gökyüzü parçalı bulutlu. Uçulmaz hoyrat zamanla, ......................................kol kanat çürüyor. Yaşını basan bağırlar ...............................visale umutlu. Acılar tartar, ................ümidin ağırdır darası. Tatmadan ölür vuslatı ................................sevdalar ve düşler. Her bahar kanar ........................inceden bir hasret yarası. Düşleri süsler ...................özlenen visalde öpüşler. 3 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00.27 3+2+3+3+3 Necmi Ünsal |
Pabuç Pahalı
Sevda çarşısında benim pabuç dama atıldı. Sevgiler alıp satardım, dükkanım kapatıldı. Pabucumu ahu gözlüm verdi artık elime. Pabuç bırakmadım, hüzün doladım ben belime. Çok safım, anlayamadım; hep pabucum çevrildi. Pabucumu giydirdiler ters, filizim devrildi. Eşiğinde aşındırdım yollar, pabuç eskittim. Beklerim visâli, kabul etmezse artık bittim. Ben pabucu yarım, baktım ki pahalı bu pabuç; Dedim kendime:“ Pabuçsuz kaç, hemen buradan uç.” Anladım, bildim; ayarım pabuçtan çok aşağı. Tüylenmiş tay gibiyim ben, gıdıklıyor kaşağı. Dünyaları bir pabuca çalışırım sokmağa. Ben çan oldukça daha çok alışırım tokmağa. Onu beklerken aklımı kapısında okuttum. Bir pabucu büyük buldum da kendimi okuttum. 6 Nisan 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.37 8+7 Necmi Ünsal |
Penceremde Baykuş
Bir akşam üzeri Ben penceremde baykuş. Anamın hatırası Ocakta pişer Gönlüme şifa Tarhana çorbası. Düştü yolumuz Gurbete bir defa. Hayatımın molası Ne yazar yorsan kafa! Örter kederimi, Paylaşır penceremi Benimle bayan kuş! 24 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 19.20 Necmi Ünsal |
Perçinledim Tabutumu
Bugün yine kopardım Takvimden bir yaprak. Çektim derin bir of, Bir sigara yakarak. Yine perçinledim tabutumu Bir çivi daha çakarak. Hayat merdiveninden Ağır ağır çıkarak. Bulamaz başımda bir saç Düzeltecek tarak. Şiirin sultanlarını Yudum yudum anarak. Bu şiir, şiir olmadı, Dedim hayıflanarak. Dağınık kalsın bırak! Ne bu şiir böyle: Vırak vırak! Sen usta değil oğlum, Çıraksın çırak! 24 Mart 2004 Çarşamba, Danimarka-Koge 22.18 Necmi Ünsal |
Piyonlar
Hey! Bu oyunda şah yapan Şımarma! Bu değil her şey! Sonra sana Gururun olur kapan. Hey! Bu oyunda mat olan Somurtup kararma! Verme hüzne pey! Nedir bu keder? Ayaktasın hâlâ. Alnın açıksa, Bu sana yeter. Etme kendini heder! Hey! Siz piyonlar Unutmayın! Dünya yaşlandı epey. Kimlerle doldu reyonlar. Yaraları kanatmayın. Nihayet sürülür bir kuytuya Yenilmez şampiyonlar. Şah da yapsanız, Mat da olsanız; Konur aynı kutuya Bütün piyonlar. 1 Nisan 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 23.14 Necmi Ünsal |
Ruh İsyana Köle Ferman Diye!
Bülbülü nerede bu gülşenin? Mesken tutmuş ömrü kof kargalar. Kaldıranı yok mu bu düşenin? Çıkar bölüşmede hep kavgalar. Kutlu bir nağmeye kalpler muhtaç. Kor içilir derde derman diye! Günah olmuş başlar üstünde taç. Ruh isyana köle ferman diye! 30 Haziran 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 20.47 6+4 Necmi Ünsal |
Sana Kaçtı Uykularım
Gün oldu ağaçlar çiçek çiçek coşkun. Kaç mevsim dallar meyveye durdu. Sana kaçtı uykularım puskun. Dalgalarım sahillerine vurdu. Gündüzler terk etti beni. Evlendim huysuz *******le. Arşınladım kör çıkmazların dibini. Avunurum sessiz hecelerle. 24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.20 Necmi Ünsal |
Sancılı Bir Doğuma Gebe Âlem
Derin bir sükuttan ah eden o feryat benim. Söylemem türküsünü o pis, hoyrat zamanın. İsterim kör kuyuya kandil olsun bedenim. Altından yürütüldü sular küflü samanın. Limanda kaldı gemi, bitap ve köhne düştü. Tarihi kanla yazar zulüm, elinde kalem. Hep garip kaldı bu yol, dilsiz bir gönle düştü. Sancılı bir doğuma gebe, gün sayar âlem. 31 Mayıs 2004 Pazartesi, Danimarka-Køge 00.48 3+4+2+5 Necmi Ünsal |
Savaş Ve Çocuklar
Savaşta bir çocuk. Açmaya hazır tomurcuk. Yüzünde bir kaygı ve acı. Bir yudum sevgi ilacı. Hırçın, savaşın eli. Rahat yok barış gideli. Karanlık basar yarınları. Mermi doldurur karınları. O bir dilim ekmeğe muhtaç. Katillerin gözü ise hep aç. Gözlerde parıltı sönük. Tanklar çiçeklere dönük. Ey tomurcuk seni kim vurdu? Aradığın bir tadımlık huzurdu. Seni vuranlar olur mu âbât. Zalimlerin sonu hep harâbât. Ey savaşın çocukları, Silin gözünüzden elmas boncukları! Yerinize ben öleyim. Yaşadıkça sizinle dirileyim! 23 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 18.57 Necmi Ünsal |
Savaş Niye?
Ölüm, yıkım, kan, gözyaşı, figan; bunun adı savaş! Korku dolu gözler, ölüme yaklaşır yavaş yavaş. Bombalar patlar, tank ezer; kalmaz hiç taş üstünde taş! Fidanlar kırılır, biter anaların gözünde yaş. Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım! Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım. Harabe evlerde, yıkık bacalarda baykuş öter. Analar, öksüzler eder ah, çağa bu ayıp yeter. Füzede gürültü, tankta ateş, roket daha beter. Savaşa son vermek için yalnız O’nun gülü yeter! Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım! Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım. Bu kin, öfke, savaş niye? Sevgi kardeşlik dururken. Aş yok, ilaç yok, ciğerler; susuz dudaklar kururken, Bu vicdanlar nasıl rahat eder, silahlar vururken? Yataklar diken olmaz mı kalpler imanla vururken? Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım! Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım. Barut kokuları değil, koklansın Ahmedî güller! Hücum boruları değil, ötsün güllere bülbüller! Bu hayata kansın boynu bükük tüm masum sümbüller! Sevgi meltemiyle kalksın, sönen her ocakta küller. Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım! Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım. Kalmasın hiçbir kadın dul, çocuk gözü yaşlı yetim. Görmesin kötü günleri hiçbir zaman memleketim. Sokmazdım sözlüğe harbi, eğer olsaydı kudretim! İnsana barış yakışır, selam benim hüviyetim. Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım! Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım. Kan, gözyaşı, âh-u figan artık gerilerde kalsın. Yerini dostluk, kardeşlik, sevgi nağmeleri alsın. Barışın güzel çiçeği bu cihana hep ün salsın. Olsun ******* bombasız, çocuklar hülyaya dalsın. Ey dünya gelin, birlikte Cemil Bir’de buluşalım! Bir ortak paydamız olsun, güzel barışa kavuşalım. 28 Mart 2003 Cuma, Danimarka-Køge 23:39 8+8 Necmi Ünsal |
Savrulurum
Bazen ben savrulurum Etekleriyle dervişlerin. Yol alırım döne döne... Bazen ayak bağı olurum Kendime gelişlerin. Elde kalmaz hiç mumum, Biter söne söne... Yellerin ıslıklarını koyarım Fütursuzca cebime, Şimşekten kırbaçları saya saya... Rüzgar yaparım Üflerim köhne gemime, Yürütürüm, İç çekerim doya doya... 10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23:43 Necmi Ünsal |
Selleri Cehenneme Çevirelim
Cefakar kadınlarımız Vefakar hatunlarımız Nur tanesi kızlarımız Kız teyzesi baldızlarımız Nur yüzlü babaanneler Dünya tatlısı anneanneler Masalcı nineler Şekerci haminneler... Kısacası dünyamızın yıldızları Hayatımızın simli yaldızları Aşağı kadın, yukarı kadın Dilde kadın, gönülde kadın. Sen, ey kadın! Şiirlerde, kutlu sözlerde yadın. Son durağın cennet, Şu dünya miadın. Ama, Üstünde bir gölge Zulüm daima. Tarlada Çapa yapan sensin. Harmanda Yaba tutan sensin. Akşam döşek seren sensin. Öğlen ipe çamaşır geren sensin. Saman bekler senden ahırın ineği. Isırır tozun piresi, balçığın sineği. Terinle yoğurursun hamuru. Maharetin el emeği göz nuru. İlmek ilmek, iplik iplik sanatı Nakışlara yansıttın hayatı. Zevklerin en estetiğini, Hislerin en didaktiğini Kucak kucak doldurdun eteğine. Bedenini basamak ettin yuvanın eşiğine. Nasırlı ellerin sergiler Nakış nakış, dantel dantel sevgiler. Sizler bizim kadınlarımızsınız Bu günkü yarınlarımızsınız. Cennet sizlere farzdan öte farz. Hakkınızı veremez şiirde de hiçbir tarz. Öpülesi yutulası elleriniz. Alıp başlara konulası elleriniz. Siz kadınlarımızın elleri. Size gelen selleri Cehenneme çevirelim. Kutlu bir fecirle devirelim Size uzanan despot gölgeleri. Çoğaltalım günden güne kurtarılmış bölgeleri. Haydi var mısınız? Bu bölgelere sığar mısınız? 24 Nisan 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 02.08 Necmi Ünsal |
Sen Ne Yaptın Be Amca! ?
*Amcam Halil Ünsal'ın vefatı münasbetiyle gönlümden dökülenler: Ben seni görürüm diye beklerken yeniden. Bu dünyadan çekip gittin sessizce aniden. Bize ölümünle acı, kötü sürpriz yaptın. Sonsuz olmanın tadını da bir anda kaptın. Sen ne yaptın böyle, sessiz sedasız be amca! Bizi hatıranla garip bıraktın onlarca. Haydi kalk artık, bizlere yapma böyle bir şaka! Bu gurbet fena bastırdı çok soğuk bir faka. Yenildin uykuda sinsi bu kalp krizine. Hâlâ inanamadık bu kötü sürprizine. Tüm evlatların acılı, biz kaldık hep yasta. Yengem ise, gittiğinden beridir hep hasta. Torunların camda garip, dede yolu gözler. Bekler hâlâ dışarıdan gelmeni bu gözler. Sendin yıllarca çalışmış emekli bir çavuş. Aniden sen tut, sessizce aramızdan savuş! Ruhun kanatlanıp gitti, oldu sanki bir kuş. Kalmadı önünde hiç, ne iniş ne de yokuş. Dedeme, ebeme oldun mezarında komşu. Gözlerde yaşlar, gönlümüz garip hüzün kuşu. Üzgünüm, göremedim son bir defa yüzünü. Nasıl unuturum ben, o en sonki sözünü! Yanarım, bulunamadım namazında bile. Taşıyamadım son bir kez omuzumda bile. Bıraktın bizi arkandan gözü yaşlı böyle. Mekanın hep cennet olsun, bizden selam söyle. Yaşta sıra gözetmedi bu apansız ölüm. Oturduğun koltuk yaslı, evde en acılı bölüm. Anladım artık, yoğurtla karpuz da yenirmiş. Hayat işte, Halil Çavuş da öldü denirmiş. 3 Haziran 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.55 8+6 Necmi Ünsal |
Sen Verdin Mehtabımı
Sorular kümesinde Sen verdin cevabımı. Günahlar ülkesinde Sen verdin sevabımı. Sürgünler bölgesinde Sen verdin mehtabımı. Hasretler gölgesinde Sen verdin serabımı. Başıboş akıyordum. Sen verdin mansabımı. İsimsiz bakıyordum Sen verdin lakabımı. Ateşler encamsızdı Sen verdin kebabımı. Cümleler anlamsızdı Sen verdin kitabımı. ******* kararmıştı Sen verdin maytabımı. Yapraklar sararmıştı Sen verdin leblabımı. İçmeler isyandaydı Sen verdin şarabımı. Edepler nisyandaydı Sen verdin erbabımı. Arzular fâni aşka Sen verdin matlabımı. Olmayan senden başka Sen verdin Çalabımı. 22 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.12 3+4 --------------------------------------------------- Mansab: Bir akarsuyun denize, göle veya daha büyük akarsuya döküldüğü yer, ağız. Leblab: Sarmaşık Matlab: İstenen, taleb edilen şey, istek Çalap: Mabud, Mevla, Hüda, Necmi Ünsal |
Sen Yine Yoksun
Seni fısıldar rüzgar, Duvarlar sessiz ağıt. Ovalar kendine dar, Hüznü ağlar kağıt. Mevsimlere koşar zaman, Günler olur saf saf. Güneş ufka değdiği an, Çullanır yalnızlığıma, karanlık taraf. Sen yine yoksun, Düştü üstüme bir efsun... 24 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 23:20 Necmi Ünsal |
Sensin
Köle pazarına düştüm. Efendim sensin! İdam sehpasına düştüm. Kemendim sensin! Aynaların sırrına düştüm. Menendim sensin! Hüzün denizinde kadırgana düştüm. Serlevendim sensin! Dergahına, ocağına düştüm. Bülendim sensin! Şarkılarda makamına düştüm. Ahengim sensin! Hasret yollarında kervanına düştüm. Peşengim sensin! Sevda çarsısında pahana düştüm. Mihengim sensin! Vuruldum, ayağına düştüm. Tüfengim sensin! Öldüm, mezarına düştüm. Çelengim sensin! 13 Mart 2004 Cumartesi, Danimarka-Køge 01.44 ___________________ menend: Eş, benzer. peşeng:Kervan veya kafilenin önünden giden. Mihenk:Altının ayarını ölçmekte kullanılan taş. Necmi Ünsal |
Serme Dünyaya Post
Güzel sıfat kazan dinle. Yüce bir din gönderdi Hak. Bir söylersen iki dinle. Bir dilin var, iki kulak. Rabbe şükret, hamtla şenlen. Hep söylesin hoş söz dudak. Hikmetlere ram ol demlen. Olsun gönlün nur, yüzün ak. Hep güzel gör, güzel düşün. Düşmanlığı, kini bırak. Yorulsun hep hayra düşün. Kabuslara olma tutsak. Sevgilerle ol dâim dost. Haset senden olsun ırak. Serme fâni dünyaya post. Kalır senden cennet uzak. Sakın usta oldum deme! Hep kalırsın sonra çırak. Uzak dur ha, haram yeme! Bu dünyada var çok tuzak. 8 Haziran 2004 Salı, Danimarka-Køge 20.38 4+4 Necmi Ünsal |
Serzenişim Sana
Bu serzenişim kadere değil, hep sanadır sana! Sevda rengiyle boyandı gönlümde solan badana. Nemelazım, titrek; solgun mum ışığı nağme bana. Yaptığın besteyle eder dans, son ilhamımda mana. El sallarım dönüşünü bekleyen bu şafaklara. Hiç itibar etmem sensiz süslü püslü konaklara. İntizarım serçeleri konuk etmez saçaklara. Sensin hâlâ gelmeyen bu yaşadığım bucaklara. 25 Mayıs 2004 Salı, Danimarka-Køge 21.35 8+8 Necmi Ünsal |
Sevda Budalası
Bir çiçek adası Kalbimim tam ortası Bir renk curcunası Düşlerimin fırtınası Kahrolmayası Ömrü uzun olası Ben, sevda budalası Daha, daha başkası Elinde fırçası Kurumamış boyası İki kaş arası Bana yakın sevdası Sevgimin tüter bacası Dumanın en karası Kara sevdamın en alası Üstelik harikası Bundan daha sonrası Kalbimin tam ortası Bir çiçek adası Ben bir sevda budalası 23 Mart 2004 Salı, Danimarka-Køge 23.09 Necmi Ünsal |
Sevda Eri Kürek Mahkumudur
Gözyaşından su verdirir sevda sabrın çeliğine. Gam, keder savurur aşkı, gönül bir başka bilenir. Hasret yıkılır gurbette bir anafor deliğine. Tesbihin her tanesinde diller hep sabır dilenir. Yalnızlık sessizliğimdir, ıssız dağ başı sisinin. Her yön puslu ve karanlık, sevda ağır zor yürümek. Kürek mahkumudur sevda eri hasret gemisinin. Çile rüzgarına zevktir, aşkı özleme sürümek. 28 Nisan 2004 Çarşamba, Danimarka-Køge 22.50 8+8 Necmi Ünsal |
Sevenleri Ayırmak Günah
Sevenleri ayırmak günah. Ayıranlara yeter bu ah. Bozulsun bütün tuzak, tezgah. Ayrılık fena, gülsün yüzler. Aşk için ölmesini bilmek Kavuşup gözyaşını silmek Sevda dokumak ilmek ilmek Ömre bir mana, gülsün yüzler. 11 Temmuz 2004 Pazar, Danimarka-Køge 00.09 Necmi Ünsal |
Sevgi Balından Bir Parmak Al
Yaşasan da bin sene şu dünyada, Sevgi balından bir parmak al kardeş. Nice kabuslar görsen de rüyada, Seni uçuran hülyaya dal kardeş. Kulluğun şandır, imanda ol kâim. Sabırla cennet kapısı çal kardeş. Şeytan düşmanın, hileyi sez dâim. Küfrün sırtını sen yere çal kardeş. Bitmez dünyanın derdi ve cefası. Bu hayat süslü, hep kîl-u kâl kardeş. Bilki sonsuzdur cennetin sefası. Hep Allah-Rasül sözünde kal kardeş. İyiler ölmez, övgüyle anılır. Sen gönül dostu olup ün sal kardeş. Şu fâni hayat hiç bitmez sanılır. Unutma ki son bineğin sal kardeş. 6 Haziran 2004 Pazar, Danimarka-Koge 21.45 5+3+3 Necmi Ünsal |
Sevgi Bıraktırır Sultanlara Tahtı Tacı
Sevgi insanlığın var olma sebebi, ezelî can suyu. Susuzların içip kandığı devasa derya, derin kuyu. Diri kalmanın, var olmanın, maksuda varmanın ilk şartı. Özü muhabbettir, onunla mizanda ağır basar tartı. Sevgi esrarengiz aynadır, sırlanır onda kalp gözümüz. Yüzlere akseder, ruhumuzu saran hakiki özümüz. Sevda yollarında, hasret çekenlere serin âb-ı hayat. Anka kuşu gibi, aşıklar onunla uçar, çırpar kanat. Çekilmez bir yüktür sinede, sevgiden yoksun kara yürek. Merhametten eser yok, fitne saçılır hem de kürek kürek. Şiir, şarkı, türkü ve ezgiye seçkin bir konuktur sevgi. Konuğu sevgiyse bir yerin oradan hırsla kaçar yergi. Sevgi, kalpten öte aklın maverası; yüreğin miracı. Bir yakmaya görsün, bırakır sultanlar süslü tahtı tacı! Özünü sevmeyen zavallılar, başka bir canı sevemez. Kendinde olmayan şeyi başkasına uzatıp veremez. Sevgi gönüllerde kapıları açan, gizemli anahtar. Kasalarda değil, kalpte saklanan has bir cevher; bir aktar. 15 Nisan 2004 Perşembe, Danimarka-Køge 00.28 *6+6+6 Necmi Ünsal |
Seyran Ederim
Seyran ederim alemde, asumana seferim. Parlarım yıldız yıldız. Süzülürüm fezada, göktaşlarını çekerim. Gezerim yalnız yalnız. Yol gösterir bana meleklerin kanatları. Işık-ışık, yana yana. Ab-ı hayatla ürkütürüm son hırçın atları. İçerim kana kana. Kutlu muştular arıtır kirimi tozumu. Seller ters akar. Sitem yağmurları yağar bir bağ bozumu. Ateşim cehennemi yakar. 10 Şubat 2004 Salı, Danimarka-Køge 22.03 Necmi Ünsal |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:39 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.