![]() |
Uzak Yakınlar
Keşke bana benim kadar sen sana senin kadar da ben yakın olabilseydim şu anda sana Ama ne yazık ki ne sen bana benim kadar yakınsın ne de ben sana senin kadar yakınım Benim yakınlarım senin uzakların Benim uzaklarım senin yakınların olmuş saatler ayrılık vaktini vururken Gel dökelim kibrit suyunu bu ayrılığın köküne Yakalım hasretleri bir çırpıda çıra gibi Savuralım küllerini gökyüzüne zerre zerre ki vuslat olup yağsın gönüllerimize sağnaklar gibi Uzakların yakın yakınların uzak olsun Benim yüreğim seninle senin yüreğin benimle dolsun Artık ayrılıklar bizden uzak olsun |
Vakit Nakit
Vakit nakittir derlerse inanma sen sakın buna Paranı harcarsın dilediğin kadar sonra kazanırsın çalışarak tekrar Ama zaman hiç öyle mi? Bir kez harcadın mı zamanı bir daha kazanmak nerde Çarçur edersen vaktini uğrarsın büyük mü büyük derde. |
Ya Şehr-i Ramazan
Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan Oldun sen onbir aya sultan Sende indi mubarek Kur'an Dünya'yı doldurdun hep nurlan Bu ayda oruç farz kılındı Hergün teravihler kılındı Her gece sahura kalkıldı Her akşam iftarlar yapıldı Evlerimiz bereket doldu Açların karnı doyuruldu ALLAH'ın emrine uyuldu Şeytanlar zincire vuruldu Oruç tutanlar sağlık buldu Nefislere hep gem vuruldu Camiler müminlerle doldu İşlenen günahlar affoldu Kadir gecesi bu aydadır Bin aydan daha hayırlıdır Bu geceyi ihya edenler Gerçekten de çok kazançlıdır. |
Yalancı Dünyâ
Bu ağzı ve dili olmayan Dünyâya neden Yalancı Dünyâ derler ki? Dünyâ mı yalancı Yoksa bunu söyleyen İnsanlar mı? |
Yalancı Falcı
Günümüzde falcılara Rağbet arttı maalesef Sardı falcılar her yeri Neymiş efendim Fala inanma Falsız da kalma Kuyruklu yalan Madem fala inanma Diyorsun O zaman falla İşin ne senin? |
Yalnızlığa Terk
Ah ne kadar da yalnızım bir bilebilseniz Gökyüzünde parıldayan Ay'la Güneş Yeryüzünde dalgalanan okyanuslar Çöllerdeki kızgın kumlar Uzayıp giden patikalar Göğe doğru uzanan dağlar ve daha niceleri niceleri kadar yalnızım hâlâ Bir de ben yalnızlıklarımı yalnızlığa terk edebilseydim keşke Ne olurdu ki sanki? Kötü mü olurdu? |
Yaşamaya Mecbursun
Ruhun cehennem ateşi gibi ateşlerde alev alev yanıp kavrulsa da Başı göğe ermiş nice karlı dağlar karşına dikilip yolunu kapatsa da Acımasız çöllerde esen kavurucu rüzgârlarla savrulan bir kum tânesi olsan da Umutlarını yitirme hiç bir zaman Çünkü sen yaşamaya mecbursun. Kederler namlusunu doğrultup, her yanını düşman askerleri misâli çevirip sarsa da Dertlerin fırtınalarla çalkalanan hırçın bir denizdeki azgın bir dalga timsâli üzerine kapanıp, seni boğacak olsa da Yalnızlığın engin bir okyanus olup uçsuz bucaksız suların ortasındaki bir tahta parçasına seni mahkûm etse de Yaşama sevincini kaybetme hiç bir zaman Çünkü sen yaşamaya mecbursun. |
Yaşayan Ölü
Sen yokken yanımda Atmıyor yüreğim bağrımda Dolaşmıyor kanım damarlarımda Artık görmüyor iki gözüm Sensizliğe doğan bu gecede Tutulmuş dilim Ağzımdan çıkmıyor tek bir hece Ayaklarım hiç yürümüyor gideceği yere Nefes bile alamıyorum sen yokken Oksijen gitmiyor nârin hücrelerime Beni sen düşürdün bu amansız derde Yaşayan ölüye döndüm senin sâyende |
Yine Sen
Her şeyde sen varsın Saatimde sen, dakikamda sen Seni sen geçe kalkıp Sana sen kala yatıyorum yatağıma Takvimler de hep seni gösteriyor Yaprakları bir bir eksilse de her geçen gün Günlerde sen, aylarda sen, yıllarda yine sen Mîlâdım olmuşsun sen benim ömrüme Senden önce ve senden sonra Yaşıyorum seni sendeymişcesine an be an Mevsimlerde de hep sen varsın Kışlarda seninle ısınıp, yazlarda seninle serinliyorum Baharlarda seninle canlanıp, güzlerde seninle hüzünleniyorum Yazlarda sen, kışlarda sen Baharlarda sen, güzlerde yine sen Yağmurlar hep sen olup yağıyor bulutlardan toprağa Sen açıyor bütün çiçekler tomurcuk tomurcuk Sen kokuyor tüm karanfiller söz birliği etmişcesine Güllerde sen, lâlelerde sen Sümbüllerde sen, leylaklarda yine sen Çeşmelerden gürül gürül hep sen akıyor yaz kış Kana kana içiyorum seni Sana olan her susuzluğumda Güneş hep sen olup doğuyor gelen her yeni güne Seninle aydınlanıyor tüm dünyam Bahçemde sen, penceremde sen Odamda sen, tenimde yine sen Velhâsıl her şeyde sen varsın Baktığım her yerde seni görüyorum Seni okuyup, seni dinliyorum hayallere dalarak Şiirlerde sen, şarkılarda sen Sende sen, bende yine sen |
Zalim
Kendini dünyada baki sanırsın Zalim nefsine mi hemen kanarsın Zulme ve pisliğe her an dalarsın Dünyaya meyletme sakın yanarsın Yetimi hor görüp iter kakarsın Masumun canını neden yakarsın Arkana bir sürü azgın takarsın Dünyaya meyletme sakın yanarsın Yaptığın yanına sanma kar kalır Bu dünyanın malı dünyada kalır Ahrette yanında amelin kalır Dünyaya meyletme sakın yanarsın İblisin yolunu tutup gidersin Helal, haram demez ne varsa yersin İyiliği değil, şerri seversin Dünyaya meyletme sakın yanarsın Timur İlikan der ki yapma, etme Garibe, yetime sakın zulmetme Gel Hakk yoluna gir, ateşe girme Dünyaya meyletme sakın yanarsın. |
Zalimler
Bütün zalimler ki toplumun habis urları İnsanlık can çekişse olmaz hiç umurları. |
Zâlimlerle Dolu Dünyâ
Hiç bir şeyden çekmedim şu zâlimlerden çektiğim kadar Her yerde onlardan var Her köşe başını tutmuşlar Çok ama çok acımasızlar Her biri hayâ perdesini yırtmış olmuşlar birer hayırsız Kimisi kapkaççı hırsız Kimi soysuz kimi uğursuz Kimisi banka hortumcusu Kimisi de o yolun yolcusu Yok onlarda hiç utanma duygusu Zerre kadar da ALLAH korkusu Hiç bir şeyden çekmedim şu zâlimlerden çektiğim kadar Her yerde onlardan var Tutmuşlar her suyun başını Çalmışlar mâsumun ekmeğini, aşını Fâre kadar yapmışlar işçinin, emeklinin maaşını Kaldırırlar banka kuyruğunda can veren amcaların, dayıların, teyzelerin naaşını Zâlimse gelir görmezden çevirir başını Yontar da yontar insanların mezar taşını Hiç bir şeyden çekmedim şu zâlimlerden çektiğim kadar Her yerde onlardan var İşleri güçleri hep zarar Nerde kanı emilecek, ümüğü sıkılacak insan var diye onları hep arar tarar Kiminin başını kiminin kaşını yarar Her gün mutlaka bir haram tadar Sonra da azdıkça azar Bedbahtların kuyusunu kazar Yakıp yıkıp talan eder her şeyi de kırar bozar Her an yol alır cehenneme azar azar Hiç bir şeyden çekmedim şu zâlimlerden çektiğim kadar Her yerde onlardan var Onlardan var her yerde Onların olduğu her yerde Uğrarsın büyük belâya, çetin derde Nerde zâlimsiz, nerde zulümsüz dünyâ nerde. |
Zaman Gemisi
Saatler zamanın girdaplı sularında akar da akar hiç geri dönmemecesine Zaman gemisinin rotası bellidir yol alır her dâim müphem geleceğe Mâzide kalan limanlara hiç uğramamacasına ilerler dâima sonsuz ufuklara yelken basarak zaman gemisi Bizlerse bu geri dönüşü olmayan yolculuğa çıkmış birer garip yolcuyuz aslında yaşam denizinde yüzüp giden bu gemideki Gitmek var dönmek yok bu yolculuktan bir daha geriye Zaman gemisinin rotası bellidir yol alır her dâim ileriye |
Zeytin Yağı
Kimse zeytin yağı gibi suyun üstüne çıkmaya çalışmasın hiç bir zaman ve hiç bir şekilde Zeytin yağı gibi su üstüne çıkmaya uğraş gösteren mağrur kişi an gelir batıverir bir kurşun külçesi edâsıyla suyun en dibine en dibine bir daha suyun yüzünü hiç görmemecesine sonsuza dek sonsuza dek. |
Zifiri Karanlık Bulutlar
Akın akın yol alırsa göçmen kuşlar gül kurusu rengi ufukları yararcasına Gökyüzünü mekân bellerse küme küme zifiri karanlık bulutlar Süzülürse salına salına dalından güneş sarısı ölü yapraklar Titretir içimi tâ uzaklardan kopup gelen kış mevsiminin o buz kesen nefesi Uğuldatır bir anda kulaklarımı hırçınca esen o poyrazlarının sesi |
Zıtlıklar
Herşey zıttıyla birlikte Güzeldir ve de anlamlıdır da İyi ve kötü Güzel ve çirkin Akıllı ve ahmak Ahlaklı ve ahlaksız gibi Bir düşünsenize kötüler Olmasaydı iyilerin Olur muydu ki bir kıymeti? Çirkinler olmasıydı eğer Güzellerin peşinden Hiç koşulur muydu ki? Ahmaklar olmasaydı Akıllı olmak neye yarardı ki? Ahlaksızlar olmasaydı Ahlaklının ne değeri olurdu ki? Bütün bunlar olmasaydı Hayâtın ne anlamı kalırdı ki? |
Zorlu Dağlar
Hoyratça esen rüzgârlarla yarışılmaz Sırf hayal kurmakla zorlu dağlar aşılmaz |
Trafik Işıkları
Yandı mı lambalardan kırmızı Pek de zorlar tükenen sabrımızı Ha yandı ha yanacak derken sarı Arkadan basarlar hemen kornaları Yanıverir hasretle beklenen yeşil ışık Haydi ne duruyorsun bas gaza Herkes buna alışık Türkiye'de trafik arap saçı Hattâ arap saçından da karışık. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:09 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.