![]() |
Sen bir yalandın benim kurdugum
Kendimi ben diye sende buldugum Hem göz yasın hemde gülüsün oldugum Sen bir yalandın benim kurdugum Durdu içimde zamansız ağlayan yalnızlık Sana ait o yaslar ellerimde bu kadarcık Girdigin o kapıdan aydınlıgını al ve cık Sen bir yalandın benim kurdugum Dostum dedigim neden niye beni üzüyor Adımlarım yolunu sasırmıs etrafımda gezıyor Benim mavilerim yalnız bende yasıyor Sen bir yalandın benim kurdugum Gölgen yokki kayıp gölge nedir bilmezsin Gölgeler içinde ben gibisin ama görmezsin Korkma!Karanlıgıma düşer düşer ölmezsin Sen bir yalandın benim kurdugum |
Bu kent! Bu sokaklar!
Gri bir özlem taşıyor kıyıdaki o banklar... Ahh... Hâlâ esaretin altında bu kent... Yarım bırakılmış bir besteydin sanki hiç kimsenin bilmediği. Hâlâ söyleniyorsun buralarda, melodin hiç dinmedi... Bilir misin bu kent tepeden tırnağa sen dolu. Her adımımda, her sokakta sen çıkıyorsun karşıma. Gün seninle başlıyor bu kentte... Önce güneş oluyorsun, derken kahvaltım, müziğim, çantam, saatim... Her şey sen oluyor birden. Gittiğim kafe, baktığım deniz, yaktığım sigara, her şey sen... Hâlâ söyleniyorsun dedim ya buralarda, kulağımdaki uğultu sen... Gözümdeki görüntü sen.. Yüreğimdeki gürültü sen... Hâlâ esaretin altında bu kent, burada yaşamak sen... Ve gün senle bitiyor elbet... Şimdi içimde hazin bir sonbahar gibi soluk hayalin! Ve artık yordu yüreğimi melodin.. Yeter! Sonu gelmedi mi bu esaretin? |
Baharın Desenleri
Ağaçtaki kırağılar dökülüyor Almus’tan yamaçlara Kuşlar uçuşuyor bir anda ses katmak için bahara Derenin buzulları çözülmeye başladı ertesi ertesine su şarıl şırıl sesleri desenliyor canlılığa Tepe de, çocuklar ve yine kuş cıvıltıları öfkesinde Gökyüzü berrak ve lekesiz Tokat’ın eteklerinde Gelinlik giymiş bir gelincik tabiat şahlığında Hepside boy verdi tabiatın ilk irkiliş canlılığında Biraz solumda karınca katarları Hızır gibiler Mizgin'liyorlar bize çalışanların kazanacağını Biraz sağımda tembeller uykuda hala Uyanmadılar onlar... Kaybetmeye hazır Nazır gibiler Kimileri daha kapanık Ağustos böceğini oynuyorlar Tıpkı ağaçtan kopuk Çürümeye mahkûm kavuklardalar İş’e yaramayan anlarla kuytulukları Küflenmiş yaprakların dibinde Uzun ölümlere yolculuk seçmişler Kesilen bir ağacın kütüğünde Bin Dersim çiçeğidir, Tohum dökerek irkilenler... Bir babacan yürek ansız, hesapsız ve kaygısız Er gibi doğacak, bir can misali pultusuz Namusluca toprağa düşerken Gökyüzünün berrak ve lekesiz şahitliğinde Almus'ta haykırabilmek var yine de... Yüreği gelinlik giymiş tabiat ana’nın Kollarında kan-revan içinde, Gidebilmek yine de... |
Sevgilim, ruhumun içi
Sen ki benim öbür yarım… Yalnız senle bahtiyarım. Gözlerim… Gözlerimin önündeki Dünya… eşim… Seninle ölmeliyim. Öperken ve koklarken duyduğum sen olmalısın. Seninle ölmeliyim. Beraber değiştirmeliyiz üstümüzdeki bu paçavra elbiseleri… gözlerimizin önündeki Dünya'yı… Ters dönmeli çamaşırlar çıkarken ve çırılçıplak kalmalıyız gecede Yağmurda, doluda, karda Isınmalıyız içiçe doymak ve ölmek seninle olmalı. Nefesini içime çekip, içimin tırtıllarını kozanla kaplamalıyım… Sen ipekten olmalısın. Ve ben tahtadan!… Sarılmalı, sarılmalıyız. Masallar anlatmalıyım sana Ateşin başında korku hikayeleri… filmler seyredip kahkahalar atmalıyız Piyango bileti almalı çocuklara gülmeliyiz Kavgalar etmeliyiz ve sonra ayrılıp birbirimizden Hiçbir şey olmamış gibi yeniden birleşmeliyiz. Saçların melekler saçı Bulutlar saçının tacı Bir Tanrı gibi yükseliyorsun trilyonlarca Sevgilim, ruhumun içi. Fakat seni bulmalıyım önce |
Dur demelerim fayda etmeyecek bu kez
bu kez dinlemeyeceksin gideceksin senden tek istediğim hani olur da aklına gelirsem eğer gülümsemen yüzünde gülümseme olarak kalmak istiyorum gitme demeler yetmeyecek biliyorum desem de gideceksin yalvarsam da gelmezsin senden istediğim şarkımız çalarsa , işitirsen bir yerlerde; durup dinlemen öylece dinlemen ve sadece geçirdiğimiz güzel günleri düşünmen bu gidişin gidiş değil bu bakışın hayır değil bu öpüşün mevsimi değil bu bilmeler faydamı sanki avutmuyor hiçbir şey artık sende anla dindirmiyor yaramı susturmuyor beni durdurmuyor hiç belki gözyaşı dökmüyorum ama içimdeki haylaz durmuyor daha hızlı çarpar oldu daha bir özler oldu seni gitme demeyeceğim desem de gideceksin atsam kendimi düştüğüm zifiri karanlıktır sadece tutsam ellerini çatlamış derilerdir öpsem dudaklarını yitip de gidişlerimizdir baksam gözlerine donuk iki renktir bitti işte son çırpınışlarımızdı belki yenik düştük zamana bizde yenildik aşka |
eğer sevgi buysa
sevgi içimin yanması, düşününce bıraktığın bir başıma bıraktığın heyecansa, içime attığın korsa, yakınımda iken dokunmamak, uzağımda iken benim olduğunu bilmekse, gözlerimde ki yaş, kalbimdeki özlemse, boşluklarımı doldurmansa sevgi, sana tapmamsa eğer, adını zikredip uyanmaksa, özlemle terbiye olmaksa hayatta, seni seviyorum. bakmaksa gözlerinin içine, kaybolmaksa renginde, eriyip bitmekse , 1 yudum mutluluğu sana da, bana da çok görmemekse, bazen canımın yanması , bazen ruhumun okşanması, bazen neşemsen eğer, seni seviyorum. bilmekse tüm engellere rağmen benim olduğunu, ve hissetmekse en derinimde, en mahremim en gizlimde seni, paylaşamamaksa kimseyle, kıskanmaksa her şey den ve herkesten, seni seviyorum. ve seni seviyorsam eğer sadece...... gel al beni gel taşı benliğine hapset gözlerine gel sımsıkı tut ve bırakma beni |
senın gözlerini göemekten aciz gözlerimin dünyaya bomboş bakmak mı?
ya da ellerini hissetmeden ellerimin baska gereksız somutlara dokunması mı? peki ya sadece bir nefesinle ısınabilecek vücudumun soğuğa karsı verdığı savaş mı? söyle sevdiğim neydi yaşamak? her sabah gözlerimi actığımda yanımda seni bulamamak mı? ve bunu bir kabus sanıp tekrar tekrar bakıp umuda yenilmek mi? kahrolurken her dakika sensizlikte kaybolurken yine seni sabretmek mi? anlat sevdiğim neydi yaşamak? senin hangi yönde olduğunu bilmeksizin adımlar atmak mı uğrunda? bastığım yerlerin neyden ibaret olduğunu görememek mi yoksa? yoksa zifiri karanlkta mı kalmak sabahın altısında? neydi sevdiğim neydi yaşamak? binlerce insan kalabalığı arasında yapayalnız kalıp seni aramak mı? saçma sapan uğultunun içinde sesini duyabilmek için gözlerimi kapamak mı? acı çekmek mi dipsiz bir kuyuda ararken seni ama sabretmek mi? unuttum sevdiğim neydi yaşamak? |
işaretler
Bir cümle hayatım İşaretleri bende Ardı ardına sıralı Bakışlarım Bir virgül Noktalı Ünlemdir Kalbimin her atışı Tırnak içinde gözyaşlarım Parantezde sancılarım Soru işaretidir Tüm kırgınlıklarım uzun *******de Uykumsa virgülüm Bu kısa cümlede Son noktadır ölümüm Artık bitse de Dolsa da şu ömrüm Üç nokta bırakacak geride Kabre gömülüşüm! |
senınle
bendım eskiden gözyaşlarıma bendim çocuk misalı hep kadere yenik düşen ve ben oluyordum mutsuz denizde boğulan yok artık onlar bende gülüyorum artık acılara dertlere ******* dostum aksamlar arkadasım degıl artık ve ben her gun biraz daha seninle yaşarıp büyüyorum...... |
tarif
bir bardak dolusu gülümseme ile baslayın bir kap dolusu dostluk ilave edin bir tutam yumusaklık ve biraz da nezaket tozu ile kabartın bir kaşık ümit bir büyük porsiyon yardımlaşma cok miktarda ıkım ve bir tutam alcakgö¤¤¤¤uluk ile çırpın kuvvvetlendırmek için de bir corba kasıgı güvene ihtiyacınız olacak bir sadakat kasesi içinde bir ölçü inanç iki ölçü aklı selim ve bir kac damla hosgoruyu azar azar ilave ederek sevgi ile karıstırın iki kaşık gülücük bir kaşık sabır ve bir tutam övgü ilave edin şevk ile hiç durmadan karıstırın ve şükran ile tatlandırın yemegin adı mı? insanlııık... |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:15 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.