www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Adult eski arşiv (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=376)
-   -   süper fıkralarrrrrrrr... (https://www.cakal.net/showthread.php?t=84770)

Kéan aRs 08-30-2007 03:23 PM

KİMDEN YANAŞIN?
Temel ile Cemal, kahvede oturmuş sohbet ediyorlardı. Temel birden sordu:

— Ula Cemal,
tenhada pi domuza
rastlasan ne edersun
de pakayum?

Tüfeğimle ateş ederum oğa!
Ya tüfeğin yoğsa?
Kafasına sopayla vururum daa...
Peçi ya sopan da yoğsa?
Pıçağumla öldirurum oni.
De pakayum yanında pıçağın da yoğsa?
Ula Temel de pakayum bağa. Sen penden yana
musun, yoksa domizdan yana mu?

Kéan aRs 08-30-2007 03:23 PM

HERİFİN ADI
Hitler Almanya'da Başbakan olduğun­ da, yıl 1933'ü gösteriyordu. Kısa bir sü­ re sonra, öyle "iyi günler" falan gibi se­ lamları kaldırıp, Alman selamı işte bu­ dur deyip, "Heil Hitler (yaşasın Hitler)" diye bağırtmaya başladılar Almanları. Metazori. Başka selamlar vatan hainliği sayıldı.

Ünlü komedyen Karl Valentin akşam vakti her zaman uğradığı meyhanesinde yedi—içti.. Borcunu ödedi. Kalktı, gidecek. Herkes me­ rak içindeydi, nasıl veda edecek diye. Valentin kapıya yaklaşıp herkese doğru dönerek elini kaldırdı ve bağır­ dı: "Heil..." Sonrası yok. Herkes bakıyor ve düşünüyor. Bir daha bağırdı: "Heil..." yine o kadar.. Düşünüyor. So­ nunda dayanamadı ve dedi ki:

— Yahu, herifin ismini unuttum!

GEMİYİ DURDURAMAZLAR

Amerika'da, Robert Fulton'un Clarment adındaki ilk buharlı gemisi, Hudson Nehrinde ilk seferine hazırlanı­ yordu.

Nehrin 2 yakasında, bu tarihi hadiseyi görmek için, onbinlerce insan toplanmıştı.

Seyircilerden biri kötümser yaşlı bir çiftçiydi.

— Gemiyi yürütmeyi asla başaramıyacaklar, diyordu.



Fakat, neticede gemi çalıştı, sür'ati de gittikçe arttı. Hızı arttıkça, geminin bacasından çıkan duman koyu- laştı.

Nehrin 2 sahilindeki halk bu büyük başarıyı çılgınca alkışladılar.

Kötümser yaşlı çiftçi ise gördüklerine inanmazcası- na başım 2 yana sallıyarak:

— Ama, gemiyi asla durduramazlar, diyordu.

Kéan aRs 08-30-2007 03:24 PM

KORKUTMA BEDELİ
Dişçi, müşterisine:

Bu diş çekimi için siz­
den iki misli ücret almak zo­
rundayım hanımefendi.
Neden doktor bey?
O kadar yaygara yaptınız ki, bekleme odasındaki
müşterilerimden ikisi çığlıklarınızı duyunca hemen kal­
kıp gittiler.

Kéan aRs 08-30-2007 03:24 PM

BABA MESLEĞİ
İngiliz yazarlarından Bernard Shaw, bir akşam, İn­ giltere kraliçesinin bir ziyafetinde bulunuyordu.

Bir aralık kendini beğenmiş genç bir Lord, ona:

— Babanız küçük bir terzi idi, değil mi? diye küçüm­ ser bir tavırla sordu.



Shaw:

Evet, diye cevap verdi. Lord:
O halde siz de ne diye terzi olmadınız? diye soru­
sunu yeniledi.
' Shaw gülümseyerek Lord'a:

Babanız herhalde centilmen bir adamdı, değil mi?
dedi.
Ona ne şüphe, cevabını alınca sözlerine şöyle de­
vam etti:
O halde, siz de neden centilmen bir adam olma­
dınız?

Kéan aRs 08-30-2007 03:24 PM

HEPSİ BİRDEN
Bektaşi'nin biri cömertli­ ği ile meşhur bir zengin ile tanıştı, ahbap oldu. Bektaşinin fakirliğini öğrenen zengin:

— Sana para mı vere­ yim, bir at mı hediye edeyim, bir tarla mı ba­ ğışlayayım, beğen be­ ğendiğini... diye sordu.

Bektaşi:

— Parayı cebime yerleştirir, atıma biner, tarlama gi­ derim, dedi.

Kéan aRs 08-30-2007 03:24 PM

TANIMIYORMUŞ
Temel ile Cemal çok samimi arkadaştılar. İçtik­ leri su dahi ayrı gitmeyen bu iki arkadaş bir gün para yüzünden birbirleriyle mahkemelik olurlar.

Yargıç mahkeme salo­nunda karşısında Temel ile

Cemal olduğu halde durumu açıklar. Temel'in arkada­ şından 6orç para aldığı halde geri vermediğini söyler. İddianame okunur, şahitler birbiri ardınca dinlenir ve söz Temel'e gelince:

— Ha pen pu uşaktan borç para almadum. der.

Cemal bir arkadaşına, bir de yargıca baktıktan son­ ra:

— Ha sen penden para almadin mi?der.
Temel anlamsız gözlerle baktıktan sonra:

Hacim peğ, pen pu adami tanımayrum çi, ondan
para alayum... der.
Ha sen penu tanimay misun?
Tanimayrum tabii...
Cemâl, "Allah kahretsin!" gibilerden sağ elini yuka­ rıdan aşağıya salladıktan sonra:

— Peçi öyleyse, pen de senu heç tanimayrum... der.

Kéan aRs 08-30-2007 03:25 PM

NEDEN YEMEZSİN?
Nasreddin Hoca Akşehir'e yeni geldiği sıralar parasız kalmış. Karnı da aç... Sokak­ larda dolaşırken bir fırın görmüş. Yeni çıkan ekmek­lerin kokusuna dayanamayıp fırına girmiş, tezgâhın başın­ daki adama sormuş:

— Bu ekmeklerin hepsi senin mi?

— Benim.

— Be adam, madem ki bu kadar mis gibi kokan ek­
meğin var, ne diye oturup da yemezsin!

Kéan aRs 08-30-2007 03:25 PM

İPTAL
İş adamı sekreterine:

Hafta sonundaki bütün randevularım iptal edildi
mi kızım? dedi.
Ettim, beyefendi. En çok da Leman Hanım üzül­
dü. Cumartesi günü onunla evlenecektiniz ya...

Kéan aRs 08-30-2007 03:25 PM

BOŞUNA MI?
Temel ölüm döşeğindedir. Karısı Fadime'yi yanına çağırır:



Fadime, hizmetçi kızla aldatiyordum seni, beni
affet. Hakkım helal et.
Bileyirum, boşina mi zehirledum seni sanaysun?

Kéan aRs 08-30-2007 03:26 PM

TEMEL VE FADİME
Temel, karısı Fadime ile dargındır. Ayrı odalarda yat­ maktadırlar. Konuşmak zorun­ da oldukları şeyleri yazılı ola­ rak birbirlerine anlatmaya çalı­şıyorlardı. Bir akşam Fadime yatağına yatacağı zaman dola­ bının yanında küçük bir pusula bulur. Pusulayı Temel yazmıştır. Şöyle demektedir:

— Sabah penu saat peşte uyandurasın...

Ertesi sabah saat sekizde uyandığı zaman Temel ya­ nındaki masanın üzerinde şu pusulayı görür:

— Temel, haydi kalk saat peşe celeyi...

NİÇİN BALIK TUTAMIYORMUŞ?

Bir Batılı Alman ile bir komünist Rus, sınırın iki ya­nında balık avlıyordu.

Alman birbiri ardınca balık tutarken, Rus'un oltasına bir tek balık bile gelmiyordu.

Nihayet Rus nehrin karşı yakasındaki Alman'a ses­ lendi:



— Sen balık tutarken aynı nehirden, ben neden hiç
bir balık tutamıyorum?

Alman biraz düşündükten sonra cevap verdi:

— Belki senin tarafında, balıklar ağızlarım açmaktan
korkuyorlardır.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:16 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.