![]() |
Felek ne kadar kahretse kalbimize,
Zaman zaman hatırladığımız olur, Hangi dilber ilk aşkı tattırdı bize; Bir bahtiyarla yaşadığımız olur. Ah o yaz gecesi, o mehtap, o havuz! Balkonundan gül atan cömert sevgili! Aşkınla deli divane olduğumuz, Sarmaşığa tırmandığımızdan belli. Belki bugün bu yaşta tekrar olunmaz, İlk aşk gecesinin masum yeminleri, Fakat nerde ilk öpüşün verdiği haz? Saadet bilmiyorum o hazdan gayri. |
Gün bitti;
Akşam serinliğiyle başlıyor memleketim. Doğduğum köy göründü; Sakin yıldızlariyle gittikçe yakınlaşan sema, Dört nala kalktı atım sevincinden; Uçaraktan gidiyorum sılaya. Çocukluğumda uçurttuğum uçurtmalar olacak Bacalara takılan şu beyaz bulutlar; Belki de rüzgârda namaz bezidir. Yüzüne hasret kaldığım anacığınım! Herhalde beni bekleyenler var. |
Can yoldaşın olmazsa olmasın
Yalnızım diye hayıflanmayasın, Eğilmiş üstüne gökyüzü masmavi Bir anne şefkatine müsavi. Üç adım ötede deniz Dosttur, ne öfkesi ne durgunluğu sebepsiz. Bir derdin varsa açabilirsin ağaçlara Ağaç yaprak verir, sır vermez rüzgara Ve kış yaz, Dalda kuş eksik olmaz Dağ başında duman Yalnızlık nedir göreceksin öldüğün zaman. |
Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık. Susar ve hatırlar: - Bu kırık Aynadaki hazin perişanlık Sizindir, siz gafil, siz bihaber İnsanlar bilseydiniz ne bekler Bir gün açmak için bu çiçekler; Ölülerin sükûnu çiçekler |
Meyanın balıdır gardaş
Şifadır bütün bedene Böbreğinde kalmaz taş Kuvvet verir midene Meyanın özüdür gardaş Işık gelir gözlerine Her uzuvun sarmaş dolaş Parlaklık verir tenine Öyle bir soğudu ki Keman çaldırır dişine Mübarek buzhane sanki Yaş döktürür gözlerine Bu kavurucu sıcakta Vücuduna klima Yüreğini ferahlatır Stres alır anında Vay meyan vay! |
Gitti gelmez bahar yeli;
Şarkılar yarıda kaldı. Bütün bahçeler kilitli; Anahtar Tanrıda kaldı. Geldi çattı en son ölmek. Ne bir yemiş, ne bir çiçek; Yanıyor güneşte petek; Bütün bal arıda kaldı. |
Şiirden bir dünya kurdum,
Gerçek dünyama gem vurdum. Bütün gece sildim durdum, Canımı sıkan sözcüğü. Dizgin vurmak, gerçeklere Pek mümkün olmuyor diye Çıkardım kelimelerle Ondan çıkmayan hıncımı. Ne güncem var, ne hatıram Ufku belirsiz bir dünyam Ve bitmek bilmeyen hülyam Sözcüklerle sükût buldu. |
Şehirde bir kasvet,
Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken, Beyaz açılırken Bu mavi sularda Her gün binbir yelken, Âni bir kararda, Edip şehre veda, Niçin acep niçin Sen de bir geminin Yolcusu değilsin? Şehirde bu kasvet, Rüzgârda bu dâvet, Enginde hürriyet, Serde gençlik varken. |
Bu el titremesi kadeh tutarken
Bu yaşta nasıl koyuyor insana Orhan gibi vaktinde gitmek varken Değer mi oyalanmana Rakıdan tütünden beter alışık Olduğumuz korkunç güzel bir şey var Tutmuş bırakmaz bizi bir sıkımlık Canımız çıkana kadar. |
Bir hisse ver gönlümün perdesine
Bilmediğim mevsimlerden serpilen. O sımsıcak duygular iklimine Gabya uçan sevgilerden seçilen Hiç bilmeden sabahın seferini Belayı taşıyan gönül teline, Sevdadan iyice uçmuş ferini, Nakşettiren kurnaz Hint sefirine… Yalnızlıkta dahi bir zehir gibi Yollayan ruhumu bir tahassüse Kelamın kurduğu saf şehir gibi Orkinos gölünde gizlenen süse |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:04 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.