![]() |
Yemlik Gelin
Bir yanım yeşerir, bir yanım ölür Hayat beni yoğuruyor, a gülüm. Dönülmez sıladan telefon gelir. Babam beni çağırıyor, a gülüm. Görünür sonumuz ahtır amandır Özlem ateş gömlek arzu yamandır Virane bekliyor bunca zamandır Ak şafağa yol arıyor, a gülüm. Gözü büyük, ablak çehre, al gibi Bezirgana köle gibi, kul gibi Sallanıyor bir tomurcuk dal gibi Her an dokuz doğuruyor, a gülüm. Gayret kaslarıyla hamle yayını; Gerince vuruyor göğün ayını, Aklının gözüyle görüp payını, Çoktur Allah bağırıyor, a gülüm. Kına yakmış kanım gibi eline Gözüm nuru şal bağlamış beline Bir şahin bakışlı 'Yemlik Gelin'e Talih yeni ağarıyor, a gülüm. |
Yeter
Bu akşam içimde tatlı bir hüzün Göklerin kaşını çattırma artık! Yalnızlığın aslı olsa da güzün, Pazarında hasret sattırma artık! Esrarlı sesine şefkati yükle Hicran ilâcını vuslattan bekle Süründüğün yeter, artık emekle Sürünü çakala güttürme artık! Önümüze ne konulsa boyarız Kimsesizin gözlerini oyarız Her gelenin komutuna uyarız Hazanı yaz diye yutturma artık! Bu sevda derdinden öldürme beni Kahırlı yollara doldurma beni Zalim avcılara bildirme beni O dağdan o dağa attırma artık! Dağlarımda karım erimese de, Eteğini çiçek bürümese de, Ayakların bana yürümese de, Ayrılık acısı tattırma artık! |
Yetişemedim
Ne diyeyim, ne söyleyim ben sana, Rahat, huzur kaçtı, yetişemedim. Dakikalar sene geliyor bana, Ay geçti, yıl geçti, yetişemedim. Bülbüllerin vardır zarı, sevdası, Herkesin erişmek elbet hevesi, Resul-ü Ekrem’in sünnet havası, Etrafa nur saçtı, yetişemedim. Kimse derdim anlamadı, sormadı, Selam saldım, nazlı yare varmadı, Hapis ettim, kafeslerde durmadı, Gönül kuşum uçtu, yetişemedim. Sevdam vardı, sevdalıydım ezelden, Sanma sakın geçerim bu güzelden, Bırakın sevdiğim gelsin tez elden, Başlardaki taçtı, yetişemedim. Yurdumun halayı, barı, köçeği, Kaleliyim çok aradım gerçeği, Huzur gölündeki sevda çiçeği, Ab-ı hayat saçtı, yetişemedim |
Yetmez Mi? ? ?
Ne yaptınız diye sormayın bize Zafere duacı olduk yetmez mi? Allah'ın izniyle güvenip size Canları pazara sürdük yetmez mi? Sahibimiz Allah vekilimiz size Bizde buruk yürek sizde cevher öz Milleti top yekun kucaklarız biz Sizleri meclise saldık yetmez mi? Sermayem kazancım güvencim artı Dil susar konuşmaz olmazsa sırtı Dün ile bugünü tartar mı tartı Sizinle ağladık güldük yetmez mi? Yetmez mi gül diye can sunduk işte Tesellimiz sizler avunduk işte Ta candan yürekten savunduk işte Sizi vekilimiz bildik yetmez mi? Hepiniz mücevher hepiniz değer Değerli olanı Peygamber över Kaleli'nin sözü hiç ise eğer Dört bin yiğit ile öldük yetmez mi? |
Yılan!
Gecesi,gündüzü vurgun peşinde Mazlumu yakıyor narı yılanın Her çeşit yolsuzluk vardır işinde Hiçbir yere sığmaz kârı yılanın Kesesine aksa bütün nehirler Tatmin olmaz, onun olsa şehirler Fırsat kollar, her kesimi zehirler Ki zehri yamandır sarı yılanın Girer her kılıfa, her türlü dona O yılanı bir de sorsana bana Yüzüne tükürsen vız gelir ona Bulunmaz namusu, arı yılanın Nere gitse mutlak baş tacı olur Parsayı o toplar, şanı o alır Avukatlar tutar, şahit de bulur Yalan, dolan, fitne varı yılanın Dikkat etmek lazım, mutlaka dikkat Yoksa cezasını çekeriz kat kat Kendisi her işin babası fakat Mazluma dokunur şerri yılanın Gün gelir mendebur elbet geberir Gebermeye bile bir düzen verir Nasıl tezgah kurar, nasıl becerir Vallahi bilinmez sırrı yılanın |
Yılbaşı
Kanlı doksan dörde zevkli başladık Eğlenmek zulümdür, gülmek zulümdür Can Azerbaycan'ı çoktan boşladık Eğlenmek zulümdür, gülmek zulümdür Analar, babalar yakarken ağıt Gözyaşı mürekkep, leçeği kâğıt Doğuda Mehmetçik olurken şehit Eğlenmek zulümdür, gülmek zulümdür Soğukta aç, susuz kıvranan Bosna Evladı fatihan, doğranan Bosna Kardeşler, bacılar şu yanan Bosna Eğlenmek zulümdür, gülmek zulümdür Bir yanda Sırp kardeşimi boğazlar Bir yanda Ermeni yüreğim sızlar Eğlenmek size mi düştü kansızlar Eğlenmek zulümdür, gülmek zulümdür Kaleli doksan dört kanla gözyaşı Medeni Avrupa çıbanın başı Eğlen bire kansız, bugün yılbaşı Eğlenmek zulümdür gülmek zulümdür |
Yılgınlık
Öyle dağınık ki dakikam, günüm, Gezmek istiyorum, gezdirmiyorlar. Şanlı geleceğim, şerefli dünüm, Sezmek istiyorum, sezdirmiyorlar. Geçim yükü hergün kırar belini, Beş yıldır nişanlı durur gelini, Can çekişen çoklarının halini, Yazmak istiyorum, yazdırmıyorlar. Dünüm yaşar günümün her anında, İsterim yüz olsun senin yanında, Her şeyi bir yana koyup sonunda, Tozmak istiyorum, tozdurmuyorlar. Bırakırsan derdi azar da azar, Kimi yalan söyler, gerçek der yazar, Tahtı kabir yapıp, üstüne mezar, Kazmak istiyorum, kazdırmıyorlar. |
Yılın Raporu
Efkâr bulutları ufkumu sardı Belli ki kimsesiz kollanıyorum Felâket arabam menzile vardı Binmiş bilinmeze yollanıyorum Gölgeler oynadı, gölge seyretti Akıllar buz tuttu, belge seyretti Cahiller konuştu, bilge seyretti Ben de aklım sıra dallanıyorum Varamadım sonsuz hasret iline Soramadım, bu pahanın sırrı ne Sevgiyi bıraktım bahtın yeline Cılız rüzgârlarda sallanıyorum Gölgem bıçaklandı, bağrında eli Kusuruna bakma, seherin yeli Sessizlik bir başka konuşma dili Ve lakin sustukça dilleniyorum Sendeki, bendeki hasret göçünden Sevgiyi hapseden ayın üçünden Ben vatanım, tâ kalbimin içinden Haberiniz olsun elleniyorum. |
Yitik Şehrin Fahişesi
Gözüm yolda kaldı gönlümde acı Yaylamızın ak lalesi hoş geldin Gönül senin ışığının muhtacı İrademin loş halesi hoş geldin. Aklım tımarhane, gönlüm serseri Sen susuz sahranın yaralı eri Yazısız kitabım, gözümün feri Uğraşımın meşalesi hoş geldin. Dibi delik testi dolmaz bilirim, Bu kafayla huzur bulmaz bilirim, Ölsem umurunda olmaz bilirim, Şiirimin klişesi hoş geldin. Kimine taçsın sen, kimisine ur Yamaçlarda duman, ormanda yağmur Kimine korkaksın, kimine cesur Ezik gönlün pür neşesi hoş geldin. Bir an önce açsın diye evdiğim Başım tacı, gözüm nuru dediğim Töresini, yöresini sevdiğim Duyguların şelalesi hoş geldin. Sen canımda can, damarda kansın Stres yap, baskı kur kalbime yansın Seni bu gönlümden kovan utansın Yitik şehrin fahişesi hoş geldin. |
Yokluğa Uzanmak..
Gelişin gurbettir, gidişin hasret Gönlümü gönlüne yar eder misin? Karanlıktan kara, kararsız gayret Derde salan, gönlü kor eder misin? Sevdanın yükünü yükleyip dile Acıyı bastırıp tatlı dil ile Dili muhabbete, gülü bülbüle Her seherde ahü-zar eder misin? Gönül dosta, dost yaylaya dayalı Yaylada hasrette, zülfü boyalı Mahzun gözlerinde yarin hayali Akşamdan sabahı zor eder misin? Gönül köprüsünden geçeceği an Hasret diyarına çiçekler saçan Yazın nergis, kışın yasemin açan Gönül sarayımı kar eder misin? Sevgi muhabbetin bir anlık mıdır? Gördüğüm dostluk mu, yarenlik midir? Kalbin gece kadar karanlık mıdır? Sözünde durmaya ar eder misin? Dünyayı başıma dar eder misin? |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:17 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.