www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Türk Öğer Koç (https://www.cakal.net/showthread.php?t=144867)

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Sen Sen Ol Bebeğim

dinle
oğlum
söyleyeceklerimi
bir babanın
nasihati
değil bunlar
kafese
konmasın
düşüncelerin
kulak ver
sade
ce

bil ki
bilgelik
cahilliğin
için de serüvendir
arama okulunu
derinliklerinde
gizlidir

her
attığın adımda
say ki kendini
bir bebek
ağlayışında
açlığın
memeye
sarılır gibi
sarıl
tahammülü
yoktur açlığın

dinle
me beni
kulak misafiri ol
misafir ol yüreklere
bilgi yüreklere gizlidir
incitmekten korkma
yürü üzerine
korkunun

korkular
karartılarla
gizlidir
aydınlık olsun
şafakların
sevmekten
yoksun bırakma
benliğini
seni
ışık gibi
seviyorum
ışığı sen gibi

kimse
şımartmasın seni

en güzel övgülerle
çekilir perdeler
saklanır gölgeler
gölgen olma
gölgelerden
koru kendini
en çokta
öğren
öğren karanlığı

çünkü
karanlıklardır
saçan
korkunun tohumunu
bir çocuğun
yalnızlıktan
korktuğu gibi
yitirme korkunu
yürü üzerine
misafiri ol
ma
gir özüne
ışığı ol

ben ışığı severim
ışığı sen gibi severim
sen
sen ol bebeğim

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Sen Sözcükleri Çalan

Sen sözcükleri çalan
Sanmaki aldığın sözcükler
Sadece bir kaç tümce
Yaşanan yıllar var içinde

Yine de;
Emek katıyosan eğer
Sevgiye vuruyorsan
İşlediğin hamuru
Dağıtıyorsan
Şöhret için değil
Devam et
Bende
Sessizlik
Yüreğim de bastırılmış
Acı olarak kalacak

Bir rüzgarın esintisi gibi
Okşa yürekleri

Peki ya sen;
Kendn ile paylaşabilecek misin dizeleri
Sorunun yılların içinde kalacak
Yazılanlar yaşananların ezgisi

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Seni anlıyorum Zordasın

Zaman mı yoktu
Yoksa başka şeyler miydi
Arasına koyamadığımız

Yaşantımızın…
Kuru soğuğa çalan
Esintiler arasında
Sokaklardan
Çığlıklar gibi
yükselirken
Meydanlarla
İç içe
Bahçelerden uzak
Fırtına ekişimiz
Ve
Biçerken
Dövmeden
Bir gülün yaprağını
Tutar gibi
Şefkat dolu
Namludan çıkan
Kurşun acımasızlığında
Hedefe doğru giderken
Bir çift masum göz
Karşısında
Tutulan dillerimiz

Aşık olmak
Sevdalanmaya
Benzemiyor
Yiğitlik kar etmiyor
Ne sıcağa
Coşkulanan yürekte
Nede soğuğa ürpertilerde
Tene dokunmak istiyor
Hedefsiz
Kedi sırnaşık lığında
Eğilmek istiyor
Yürek istiyor
Dile sıkışmış kelimelerde
Kat kat örtülere
Bürünmüş
Utançla örülmüş
Kelimeleri
Tüm çıplaklığı ile
Sermek istiyor
Sevdiğinin önüne

Zor zanaat
Sevmek
Bir çift gözün içinde
Kendini görerek
Yıllardır
Varlığını bilmediğin
Kelimeyi
Bir cümlede
Dudaklarının arasından
Çıkararak
İfade etmek

Kaybedeceğini
Düşünmek
Bir daha duyamamak
Öldürmek
Görüntüyü
Kıyamazken
Hayallere
Kaplayacak elbette
Tüm benliğini
Kara basana dönecek
Düşüncelerin
Ve
Zamanı geldiğinde
Sıkışacak kalbin
Döneceksin
Yine acemi cümlelerine

Günlerce
Binlerce
Kelimelerden
Oluşturduğun
Dağarcığın
Unutacak
Acemi cümlelerin
Dolacak
Kulaklarına sevdiğinin

Belki beklemeden
Seni
Duymayacak
Duymak istediğinden
Gayrisini
Tek bir kelime
Bir cümle
Yenecek
Her şeyi
Sen
Ona
Diyeceksin ki
Onca laf
Kalabalığından sonra
Seni seviyorum

Oda duyacak
Belki şaşırmayacak
Belki
Belki
İşte dostum
Seni bu kelime
Söyleyene kadar yakacak

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Seni Çağıran

Kucaklar mısın onu
Yalnızlığın sesi
Seni çağıran

Yürüyorsun, İstanbul’un göbeğinde, Levent, Bakırköy fark etmiyor, ha alt, ha üst geçit olmuş, önüne uzanan eller hayır dualarının tüccarı olmuş, Acıma kaç para, sevdiğine kavuşma kaç para, kaç para kazadan uzak durma, Gazetelerde Derviş İstanbul Dünyanın başkenti olacak diyormuş, kaç para gazete, hayal kaç para, Caddelerde çocuklar Azrail’e merhaba diyor, sileceklere yapışmış eller, mini, mini eller, bir küçük çocuk bağırıyor biraz ilerde kaldırımda
Bebelerinizi sevindirin, ağabeyler, Amcalar, bebelerinizi sevindirin, bebe yüzlü çocuk, Sevgi kaç para, yürek kaç para… Yalnızlık kaplamış şehri, suskunlar yürüyor,..

Yalnızlığın sesi
Seni çağıran
Adı ne fark eder
Kucaklar mısın onu
Yoksa korkar mısın

Nedir sence korku, bir çiçeğin soluşunu görmek mi, gelmeyeceğini bildiğin sevgiliyi beklemek mi, yoksa sessizliği dinlemek mi, karartıların içerisinde gölgesiz,...

Kulak ver ürkme
Yalnızlığın sesine
O sesleri
Tanımaya çalışma,
Tanışmadın çünkü
Yılların ilerisinden geliyor
Kimisi dosttan kimisi torundan

Herkes bir şeyler bırakacak, istemese de o yalnızlığın içerisine, umutlar dolacak, hiç açılmamış, hayaller kalacak, tamamlanamamış, düş kırıklıkları birazda onur olacak,..

Kulak ver ürkme
Yalnızlığın sesine
Kendinden bir parça o
Sesler alıp götürecek korkunu
Bırak içindeki coşkuyu
Bütünleşsin yalnızlıklarla
Sen olsun köylerde, kentlerde
Bilgi olsun, Emek olsun, Sen olsun
Onurlu bir gelecek olsun Ülkemizde
Yalnızlığa terk etmesin isyan ateşini korkun

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Seni Düşündüm

seni düşündüm

akşam güneşi
kor bir alev gibi
ufka bırakırken

dalga dalga
geldin üstüme

bulutlar geziyor
karartılara karışmış

gün soğuyor
üşüyorum

Akdeniz
bana bakıyor

dokuz eylüllü
düşünüyorum

on dokuz mayısı
bir bir sıralanıyor
tarihler

yokluk
yoksulluk
nedir bilir misiniz
kelimelerden uzak
anlamlarından da öte
sözcüklerin

yirmi birli yıllarda
çarıksız süngüsüz
bir taburun
süngü savaşını

açlık ne ki

düşündünüz mü hiç
neydi bunu yapan güç

vatan
aynı vatan
düşman
aynı düşman
serv
adı ne fark eder

üşüyorum
kasımın soğuğu
vuran üstüme

Mavi gözlü Dev
Seni düşünüyorum

yine törenler olacak
yalnızlığa bürüneceğim
bulutlar dolaşacak
yanaklarımın üstünde
direneceğim…

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Seni Öylesine

Bir ayrılık şiiri idi
……………okuduğum
Sessiz sevdalara
Gömülmüştü gözyaşları
Başına mezar taşı konulmamış
Yorgun …
Kanat çırpıntıları gibi
Rüzgarlara salınmış

Kimeydi bu haykırış
Bir sen biliyordun bunu
Birde bilmesini istediklerin

Okumuş mudur
Hissetmiş midir benim gibi
Damıtmış mıdır içine
Hüznün buruk tadını
Unut demeye
Dilim varmıyor
Beklide anlayabiliyorum

Seni
Öylesine

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Seni Seviyorum

Akşamın hüznü çöktü üzerime,
Sen yoksun diye olsa gerek
Zaman dakikalarına palanga vurmuş
Yürüyüşü o yürüyüş değil
Kasvetli akşama boğuyor beni
Elli bir saat otuz yedi dakika
Saniyeler sanki ellilerden kalma
Tek öküzün çektiği kağnı
Tenim tenine değmeyecek bu gecede
Biliyorum dinliyorsun beni
Bir esinti giriyor içeriye
Perdeler kıpırdıyor
Dışarıda uzaktan gelen
Havai fişeklerin sesi,
Sarılıp ta belime
Seyredişin geliyor,
Gözlerim dumanlı
Aklım karışık
Taktım zamana
Zaman neden ilerlemiyor

Sen saat on dokuzda
Mersinde otogarda
Yüreğini göndereceksin bana
Daha sonrada tenin gelecek
Toy bir düğün yerine dönecek
Kapı çaldığında bilincim
Kollarım sana aç
Açlık bir başka dert gülüm
Aşçıdan uzak kalmak bir başka dert
SENİ SEVİYORUM

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Seni Tanımak

ne kadar zormuş seni tanıyabilmek
arıtarak düşünceleri dokunabilmek dokuna
tüm yaşanmışlığının içinden geçerek
şarap kadehini alarak eline kırılgan
hüzünlü bakışları akıtmak uzaklara
ne zor şeymiş seni tanıya bilmek

oysa duruşun ne kadarda duru
al beni çöz işte ucu diyorsun
sorular sorulara yanıt verir mi
açmış döşünü bu benim diyorsun
bırakarak bir ömür dolu izlerimi

yürümek üç kuruş atmadan masaya
çıplaklığını izleyebilmenin bedeli
taşımak her yere serperek anıları
biliyorum o kadar ucuz değil bu fasıl

şarkılar söyleyemiyorum içimden
her köşe başında dolanıyorlar dilime
destanlaşan direnişlere ezgiler
haykıramasam da fısıldıyorum
“ulaş gardaş can veriyor, yüreğim düştü ateşe”

fark etmiyor büyük harf küçük harf
ne zaman ”r” lere gelsem o oluyor fark edilen
bir çayın ırmağa karışması gibi
yavaş yavaş seni izliyorum
kim bilir nelere dönmüyor senin dilinde
içten içe tutuşturuyorsun saman kümelerini
dupduru dururken yaşanmışlıklarınla
çözemediğim denklemleri düşünüyorum

ne zor şeymiş seni tanımak
caddelerinde gençliğimin ayak sesleri
sokaklarında kovalamacılarımız
kalçamdan Arnavut taşına düşen damla
umudum bilinmezliğe karışan şeyler
an lar yemişler tozlar kızlar ve diğerleri
ne çok yokluklarla doldurmuşlar seni
*******i yanmışım sokakların için
saman alevi misali savrulmuş
bulamadığım küllerim…

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Senin ile beraber

İsteğim;
Seninle beraber içmekti
Bir avuç gökyüzünü
Süzüldü gitti
Parmaklarımın arasından
Akıp giden zamanla beraber
............................ve susuzluğum sana
............................ağlama isteğide
............................yok yüreğimde

Sen her gün
Zihnimim içerisindeyken
Ben gökyüzünün
Yıldızsız bir köşesinde
Öylesine, duruyorum yapayanlız
..................................ve bende Sevgisizlik
..................................bende huzursuzluk
.................................eriyip gider öylece
Parmaklarımın arasından
Akıp giden gökyüzü gibi
Ve sana olan susuzluğumu içerim
Venüsün Parlaklığında
yürürüm gecenin eşiğinde
yıldızlar yol gösterir bana
Sessizce ulaşırım
Yalnızlığa.

GooD aNd EvıL 04-28-2009 04:23 PM

Senin Yanın Dağlarım Olsun

Sokul
Sokul yanıma
Tenim
Yoksul kalmasın
Dokun bana
Seni duyayım
Seni yaşayayım
Sonrada
Bırak dalgalara
Dalgalarında
Dolaşayım
Sevdalara yol bulayım

Anlık
Yolculuklardır
Sevdalara sıkışmış
Hasatın
Sıkılmış suyunu
İçmeye gör
Döner durur
Başın
Sanki
Üzümden öte
Sıktığımız

Gel gir koynuma
Seni alıp gidem
Gidem buralardan
Başka diyarlarda
Gösterem...
İçine bir sevda
İçine özlemler
Ekem...
Sevdaların
Papatya olsun
Sevdaların
Keklik olsun
Kekik kokularına
Bulansın umutların

Sen ovaları
Ben dağları severim
Özlemsiz
Duramayız biz
Sokul yanıma
Sar kollarını
Boynuma
Özlemler isterse
Özlemeli olsun
Yoksulluk
Çekmesin sevgi

Papatyalar açsın ovalarda
Keklikler uçsun
Kekik kokuları sarsın
Dört bir yanı
Senin olduğun yer
Dağlarım olsun


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:15 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.