![]() |
Sen Sen Ol Bebeğim
dinle oğlum söyleyeceklerimi bir babanın nasihati değil bunlar kafese konmasın düşüncelerin kulak ver sade ce bil ki bilgelik cahilliğin için de serüvendir arama okulunu derinliklerinde gizlidir her attığın adımda say ki kendini bir bebek ağlayışında açlığın memeye sarılır gibi sarıl tahammülü yoktur açlığın dinle me beni kulak misafiri ol misafir ol yüreklere bilgi yüreklere gizlidir incitmekten korkma yürü üzerine korkunun korkular karartılarla gizlidir aydınlık olsun şafakların sevmekten yoksun bırakma benliğini seni ışık gibi seviyorum ışığı sen gibi kimse şımartmasın seni en güzel övgülerle çekilir perdeler saklanır gölgeler gölgen olma gölgelerden koru kendini en çokta öğren öğren karanlığı çünkü karanlıklardır saçan korkunun tohumunu bir çocuğun yalnızlıktan korktuğu gibi yitirme korkunu yürü üzerine misafiri ol ma gir özüne ışığı ol ben ışığı severim ışığı sen gibi severim sen sen ol bebeğim |
Sen Sözcükleri Çalan
Sen sözcükleri çalan Sanmaki aldığın sözcükler Sadece bir kaç tümce Yaşanan yıllar var içinde Yine de; Emek katıyosan eğer Sevgiye vuruyorsan İşlediğin hamuru Dağıtıyorsan Şöhret için değil Devam et Bende Sessizlik Yüreğim de bastırılmış Acı olarak kalacak Bir rüzgarın esintisi gibi Okşa yürekleri Peki ya sen; Kendn ile paylaşabilecek misin dizeleri Sorunun yılların içinde kalacak Yazılanlar yaşananların ezgisi |
Seni anlıyorum Zordasın
Zaman mı yoktu Yoksa başka şeyler miydi Arasına koyamadığımız Yaşantımızın… Kuru soğuğa çalan Esintiler arasında Sokaklardan Çığlıklar gibi yükselirken Meydanlarla İç içe Bahçelerden uzak Fırtına ekişimiz Ve Biçerken Dövmeden Bir gülün yaprağını Tutar gibi Şefkat dolu Namludan çıkan Kurşun acımasızlığında Hedefe doğru giderken Bir çift masum göz Karşısında Tutulan dillerimiz Aşık olmak Sevdalanmaya Benzemiyor Yiğitlik kar etmiyor Ne sıcağa Coşkulanan yürekte Nede soğuğa ürpertilerde Tene dokunmak istiyor Hedefsiz Kedi sırnaşık lığında Eğilmek istiyor Yürek istiyor Dile sıkışmış kelimelerde Kat kat örtülere Bürünmüş Utançla örülmüş Kelimeleri Tüm çıplaklığı ile Sermek istiyor Sevdiğinin önüne Zor zanaat Sevmek Bir çift gözün içinde Kendini görerek Yıllardır Varlığını bilmediğin Kelimeyi Bir cümlede Dudaklarının arasından Çıkararak İfade etmek Kaybedeceğini Düşünmek Bir daha duyamamak Öldürmek Görüntüyü Kıyamazken Hayallere Kaplayacak elbette Tüm benliğini Kara basana dönecek Düşüncelerin Ve Zamanı geldiğinde Sıkışacak kalbin Döneceksin Yine acemi cümlelerine Günlerce Binlerce Kelimelerden Oluşturduğun Dağarcığın Unutacak Acemi cümlelerin Dolacak Kulaklarına sevdiğinin Belki beklemeden Seni Duymayacak Duymak istediğinden Gayrisini Tek bir kelime Bir cümle Yenecek Her şeyi Sen Ona Diyeceksin ki Onca laf Kalabalığından sonra Seni seviyorum Oda duyacak Belki şaşırmayacak Belki Belki İşte dostum Seni bu kelime Söyleyene kadar yakacak |
Seni Çağıran
Kucaklar mısın onu Yalnızlığın sesi Seni çağıran Yürüyorsun, İstanbul’un göbeğinde, Levent, Bakırköy fark etmiyor, ha alt, ha üst geçit olmuş, önüne uzanan eller hayır dualarının tüccarı olmuş, Acıma kaç para, sevdiğine kavuşma kaç para, kaç para kazadan uzak durma, Gazetelerde Derviş İstanbul Dünyanın başkenti olacak diyormuş, kaç para gazete, hayal kaç para, Caddelerde çocuklar Azrail’e merhaba diyor, sileceklere yapışmış eller, mini, mini eller, bir küçük çocuk bağırıyor biraz ilerde kaldırımda Bebelerinizi sevindirin, ağabeyler, Amcalar, bebelerinizi sevindirin, bebe yüzlü çocuk, Sevgi kaç para, yürek kaç para… Yalnızlık kaplamış şehri, suskunlar yürüyor,.. Yalnızlığın sesi Seni çağıran Adı ne fark eder Kucaklar mısın onu Yoksa korkar mısın Nedir sence korku, bir çiçeğin soluşunu görmek mi, gelmeyeceğini bildiğin sevgiliyi beklemek mi, yoksa sessizliği dinlemek mi, karartıların içerisinde gölgesiz,... Kulak ver ürkme Yalnızlığın sesine O sesleri Tanımaya çalışma, Tanışmadın çünkü Yılların ilerisinden geliyor Kimisi dosttan kimisi torundan Herkes bir şeyler bırakacak, istemese de o yalnızlığın içerisine, umutlar dolacak, hiç açılmamış, hayaller kalacak, tamamlanamamış, düş kırıklıkları birazda onur olacak,.. Kulak ver ürkme Yalnızlığın sesine Kendinden bir parça o Sesler alıp götürecek korkunu Bırak içindeki coşkuyu Bütünleşsin yalnızlıklarla Sen olsun köylerde, kentlerde Bilgi olsun, Emek olsun, Sen olsun Onurlu bir gelecek olsun Ülkemizde Yalnızlığa terk etmesin isyan ateşini korkun |
Seni Düşündüm
seni düşündüm akşam güneşi kor bir alev gibi ufka bırakırken dalga dalga geldin üstüme bulutlar geziyor karartılara karışmış gün soğuyor üşüyorum Akdeniz bana bakıyor dokuz eylüllü düşünüyorum on dokuz mayısı bir bir sıralanıyor tarihler yokluk yoksulluk nedir bilir misiniz kelimelerden uzak anlamlarından da öte sözcüklerin yirmi birli yıllarda çarıksız süngüsüz bir taburun süngü savaşını açlık ne ki düşündünüz mü hiç neydi bunu yapan güç vatan aynı vatan düşman aynı düşman serv adı ne fark eder üşüyorum kasımın soğuğu vuran üstüme Mavi gözlü Dev Seni düşünüyorum yine törenler olacak yalnızlığa bürüneceğim bulutlar dolaşacak yanaklarımın üstünde direneceğim… |
Seni Öylesine
Bir ayrılık şiiri idi ……………okuduğum Sessiz sevdalara Gömülmüştü gözyaşları Başına mezar taşı konulmamış Yorgun … Kanat çırpıntıları gibi Rüzgarlara salınmış Kimeydi bu haykırış Bir sen biliyordun bunu Birde bilmesini istediklerin Okumuş mudur Hissetmiş midir benim gibi Damıtmış mıdır içine Hüznün buruk tadını Unut demeye Dilim varmıyor Beklide anlayabiliyorum … Seni Öylesine |
Seni Seviyorum
Akşamın hüznü çöktü üzerime, Sen yoksun diye olsa gerek Zaman dakikalarına palanga vurmuş Yürüyüşü o yürüyüş değil Kasvetli akşama boğuyor beni Elli bir saat otuz yedi dakika Saniyeler sanki ellilerden kalma Tek öküzün çektiği kağnı Tenim tenine değmeyecek bu gecede Biliyorum dinliyorsun beni Bir esinti giriyor içeriye Perdeler kıpırdıyor Dışarıda uzaktan gelen Havai fişeklerin sesi, Sarılıp ta belime Seyredişin geliyor, Gözlerim dumanlı Aklım karışık Taktım zamana Zaman neden ilerlemiyor Sen saat on dokuzda Mersinde otogarda Yüreğini göndereceksin bana Daha sonrada tenin gelecek Toy bir düğün yerine dönecek Kapı çaldığında bilincim Kollarım sana aç Açlık bir başka dert gülüm Aşçıdan uzak kalmak bir başka dert SENİ SEVİYORUM |
Seni Tanımak
ne kadar zormuş seni tanıyabilmek arıtarak düşünceleri dokunabilmek dokuna tüm yaşanmışlığının içinden geçerek şarap kadehini alarak eline kırılgan hüzünlü bakışları akıtmak uzaklara ne zor şeymiş seni tanıya bilmek oysa duruşun ne kadarda duru al beni çöz işte ucu diyorsun sorular sorulara yanıt verir mi açmış döşünü bu benim diyorsun bırakarak bir ömür dolu izlerimi yürümek üç kuruş atmadan masaya çıplaklığını izleyebilmenin bedeli taşımak her yere serperek anıları biliyorum o kadar ucuz değil bu fasıl şarkılar söyleyemiyorum içimden her köşe başında dolanıyorlar dilime destanlaşan direnişlere ezgiler haykıramasam da fısıldıyorum “ulaş gardaş can veriyor, yüreğim düştü ateşe” fark etmiyor büyük harf küçük harf ne zaman ”r” lere gelsem o oluyor fark edilen bir çayın ırmağa karışması gibi yavaş yavaş seni izliyorum kim bilir nelere dönmüyor senin dilinde içten içe tutuşturuyorsun saman kümelerini dupduru dururken yaşanmışlıklarınla çözemediğim denklemleri düşünüyorum ne zor şeymiş seni tanımak caddelerinde gençliğimin ayak sesleri sokaklarında kovalamacılarımız kalçamdan Arnavut taşına düşen damla umudum bilinmezliğe karışan şeyler an lar yemişler tozlar kızlar ve diğerleri ne çok yokluklarla doldurmuşlar seni *******i yanmışım sokakların için saman alevi misali savrulmuş bulamadığım küllerim… |
Senin ile beraber
İsteğim; Seninle beraber içmekti Bir avuç gökyüzünü Süzüldü gitti Parmaklarımın arasından Akıp giden zamanla beraber ............................ve susuzluğum sana ............................ağlama isteğide ............................yok yüreğimde Sen her gün Zihnimim içerisindeyken Ben gökyüzünün Yıldızsız bir köşesinde Öylesine, duruyorum yapayanlız ..................................ve bende Sevgisizlik ..................................bende huzursuzluk .................................eriyip gider öylece Parmaklarımın arasından Akıp giden gökyüzü gibi Ve sana olan susuzluğumu içerim Venüsün Parlaklığında yürürüm gecenin eşiğinde yıldızlar yol gösterir bana Sessizce ulaşırım Yalnızlığa. |
Senin Yanın Dağlarım Olsun
Sokul Sokul yanıma Tenim Yoksul kalmasın Dokun bana Seni duyayım Seni yaşayayım Sonrada Bırak dalgalara Dalgalarında Dolaşayım Sevdalara yol bulayım Anlık Yolculuklardır Sevdalara sıkışmış Hasatın Sıkılmış suyunu İçmeye gör Döner durur Başın Sanki Üzümden öte Sıktığımız Gel gir koynuma Seni alıp gidem Gidem buralardan Başka diyarlarda Gösterem... İçine bir sevda İçine özlemler Ekem... Sevdaların Papatya olsun Sevdaların Keklik olsun Kekik kokularına Bulansın umutların Sen ovaları Ben dağları severim Özlemsiz Duramayız biz Sokul yanıma Sar kollarını Boynuma Özlemler isterse Özlemeli olsun Yoksulluk Çekmesin sevgi Papatyalar açsın ovalarda Keklikler uçsun Kekik kokuları sarsın Dört bir yanı Senin olduğun yer Dağlarım olsun |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:15 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.