![]() |
Yokluktaki Vardan Sakın.! !
Yokluktaki vardan sakın Dürecek yer bulamazsın Aşk atını akın akın Sürecek yer bulamazsın Yaratılmışa nazar tut Gönlünü halka pazar tut Can titriyor bir mezar tut Girecek yer bulamazsın Denizler içecek olsa Gökyüzü geçecek olsa Şu kâinat çiçek olsa Derecek yer bulamazsın Üstü boya, kir altında Fani dünya, sır altında Ar saklanmış, yer altında Erecek yer bulamazsın Halka karşı olma katı Hakikate sür kıratı Acele et, ver zekatı Verecek yer bulamazsın Artık tayin et yerini Düzen yüzmeden derini Meydanlarda mert birini Görecek yer bulamazsın |
Yol Kaygısı Taşıyorum
Gözümde nur, gökte ismin Gönlümde hayalin, resmin Yağmur gözlüm yerde cismin! Yara derin kaşıyorum Kaşıdıkça şaşıyorum! Yorgun yolun neresiyim İlk umudun töresiyim Kuru sevdanın sesiyim Kör talihi boşuyorum Boşadıkça coşuyorum! “Çıkmak kolay”demek kolay Karşılıksız emek kolay Bedavadan yemek kolay Övüyorlar şişiyorum Yanıyorum, pişiyorum! Kırıldı sürgünüm dalım Bağlı işte elim kolum Gelinmeze doğru yolum Tepeleri aşıyorum Yıldızlara koşuyorum! Yüksekten bakan sözünü Destursuz çıkan sözünü Özledim yakan sözünü Çıban başı deşiyorum Mezarını eşiyorum! Ben beni yere vurmuşum Boğazlanmış gönül kuşum Dalanlarla oturmuşum Sohbet soğuk üşüyorum Üşüdükçe düşüyorum! Kilit vurulu dilime Yaş gözümde lime lime Yetir beni sevgilime Yol kaygısı taşıyorum, Yaşamaksa, yaşıyorum! |
Yolcu...
Eşitlik safsata, hakka muhtacım, Bir kıta şiiri aldım, yoldayım. Bu ülke sevdamdır, başımda tacım, İşte cevabını saldım, yoldayım. Ruhumu sorarsan ızdırap kat kat, Her seher ağlamak bendeki sanat, Üzerime germe, ne kol, ne kanat, Açmadan zamansız soldum, yoldayım. Nefret bozuk para, sevgi kılıcım, Söner mi bu ateş, diner mi acım, Sorarsan nasılsın, cana duacım? Doğdum, yaşamadım, öldüm, yoldayım. Özümü yakıyor ülküyle turan, Kılavuzum Resül, rehberim Kuran, Sabrettim, bekledim, gelmedi o an, Her gün saçlarımı yoldum, yoldayım. Kafkasya'yla, Kerkük, sevgisiz sıla, Bir rahmet beklerim, yağmadı hala, Her gelen bu başa bir başka bela, Düş okyanusuna daldım, yoldayım. Gönül pazarının lisanı haktır Sevdalar satarım, alıcı yoktur, Dediler: 'Bu yolun çilesi çoktur' Bu yüzden gönüllü oldum, yoldayım. |
Yorgunum...
Hasret vurgunuyum, gerilmiş ağım Dert beni azıya aldı, yorgunum. Her gün yavaş yavaş kayar ayağım Vakit ikindiyi buldu, yorgunum. Mücadele ettim kalpsizler ile Kalleşlik ettiler dostlarım bile Neyleyim güneşi, ne deyim güle? Zamansız sarardı, soldu, yorgunum. Yaş zevale geldi, göçtüm gurbete Gör şu halimi de düşme hayrete Hasretlik yerleşti kemiğe, ete Bülbülüm biçare oldu, yorgunum. Dert etmem diyordum kederi, yası Bozuldu düzeni, yıkık yuvası Kaleli’nin ıssız kaldı sılası Yüreğim gam ile doldu, yorgunum. |
Yorumsuz
Bu günüme kara bahtım utana, Hoyratça savruldum, estim, yorumsuz. Bir can kurban olmuyorsa vatana, Kara talihime küstüm, yorumsuz. Ne umutla süt emzirdim yıllara, Vefasızlık diken döktü yollara, Perişan günlere, yaman hallere, Kederi, hicranı bastım, yorumsuz. Milyonlara, milyarlara söz örttüm, Dünlerime, bugünüme yüz örttüm, Yüreklere küllenmemiş köz örttüm, Gözümü göklere astım, yorumsuz. Bir çiçeğe, bir çimene, bir güle, Ulaşmak imkansız çekmeden çile, Mecnunum Leyla’mı salmışım çöle, Beni yere vurdu, dostum, yorumsuz. Kara çalı çölde güle özenmiş, Karga bülbüldeki dile özenmiş, Karıncayı gördüm file özenmiş, Dilimi mıhladım, sustum, yorumsuz. Kendini bilenler, nefsini yener, Atı yürük olan taya mı biner? Şu devr-i alemin her hali hüner, Kaleli özüme kastım, yorumsuz. |
Yüreğim Yayla Pınarı....
Yeşerince kaygılarım Yüreğimde ateş pişer Hüzünlenir duygularım Gözümden bir damla düşer Dedenin tespih elinde Bulmasa da şükrediyor Torunun aklı belinde Çok bulsa da küfrediyor Göz yaşlarım hislendiler Yanağıma doğru koşar Tüm hislerim islendiler Gölgem bedenimi aşar Yüreğim yayla pınarı Kaynadıkça kanım erir Gönlüm bir pervasız arı Oynadıkça canım erir Anam gelmiş baş ucuma Gözünde bir damlacık yaş Babam konmuş avucuma Tespih çeker yavaş yavaş |
Yüreğimi Karanlıklar Yutuyor
Gölge günü tutuyor Dağ altına atıyor. O anda yüreğimi Karanlıklar yutuyor. Ehli kâmile yarız Hak dostuna uyarız Uyumak yasak artık Her şeyde biz de varız. Aklı kinden sakındır Yoksa sonun yakındır Biz bunu biliyoruz Bu geliş son akındır. Dik durmak basirettir Kazanmak cesarettir Gaflet en ağır uyku Şehvetse esarettir. Sürülüyor sefalar Hala bomboş kafalar Pehlivanlık diyeti Ödedi Mustafalar. Utanmaz, aymaz kudur Cismin bir damla sudur Bedende baş ne ise İmanda sabır odur. |
Yüz Gerek
Mecalsize iniş gerek, düz gerek Maskaraya üstü açık söz gerek Lafı lafazana yedirirler de Utanmaya, kızarmaya yüz gerek. |
Yüzüstü...
Hele davran, işte meydan işte sen Buyurun aslanlar cenge yüzüstü... Önce seni alt eden şu nefsi yen Cehaleti düşür ringe yüz üstü... Yiğit o ki meydanda yüz ak ede Zengin fakir tuta aynı dengede Zamanın donduğu yerden ötede Destanlar yazılmış cönge yüzüstü... Sarmaşık gül, ısırgan dal verende Muhannet kul mecnuna hal verende Birisi can, birisi mal verende Hem adalet, hem de denge yüzüstü... Deryadan habersiz deredesiniz Hakkın ağladığı yöredesiniz Ey yitik sevdalar neredesiniz İşte abla, bacı, yenge yüzüstü... |
Zaman Ve Ben
Günah benim, zamanın ne suçu var Yeşermemiş sevdaları kaşırım. Anam gel der, yavrum dünyadan kovar. Yapayalnız, çırılçıplak üşürüm. Elfeneye üç deliğe çıkardık Elimizi gün görmezde yıkardık Garuşta oturur Moc’a bakardık Şimdi bedenimi zorla taşırım Yalan ülkesinde gerçek gariptir! Pervasız şakakta pürçek gariptir Bu masum yakamdan el çek, gariptir Günbegün sararır ve aklaşırım Nam yalan, ün yalan, şan demek yalan Yağ yalan, bal yalan, semirmek yalan Mal yalan, mülk yalan ve emek yalan Anlamsız dünyadan uzaklaşırım. Umutsuz; gayesiz, gayretim, çabam Gel diye el eder, anamla babam Dünya değiştiren hısım akrabam Benden uzaklaşır, ben yaklaşırım. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:08 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.