![]() |
Arka sokaklar mahallenin öksüz kalmışı,
Boya badanasız kirli çıplak evleri, Çöp deryası olmuş sözde bahçeleri, Arka sokaklar da çocuklar çocuk değil, Geçim derdinin rütbesiz askerleri, Nöbetsiz çalışıyor gün altında elleri. Arka sokaklar yüreklerde kin kapısı, Yanıp yanıp sönüyor hevessiz öfkeleri, Yüzlere gülmüyor olmayan neşeleri. Arka sokaklar vicdanların er meydanı, Kimi görüp geçiyor, görmüyor kimileri, Kimi paylaştırıyor elden gelen niceleri. Arka sokaklar a verilen sözler unutulmuş, Atılan nutukların hesabını versin birileri, Onları da dokuz ayda doğurmuş anneleri. |
Arka sokaklardaki kaldırımlarda arıyorum
Kaybettiğim yolumu Yapayanlız bir başıma sığınacak bir liman arıyorum Herkesten çok uzaklarda Tıpkı kalbim gibi yıkılmış harap olmuş Evler arasında arıyorum yitirdiğim yıllarımı Meydan okumaya çalışıyorum sadece hayata Umutlarımı enkaz altından çıkrmaya çalışıyorum Tıpkı bedenimin hasret kasırgasıyla Savrulup gittiği gibi umutlarımın da Savrulduğunu görüyorum bu enkaz yığınlarında... |
düşündünmü kafesinden kaçmış bir kuşun bulutların arasında özgürce
Kanat çırpışlarının sesini; Düşündünmü kırların arasında bir çiçekten diğer çiçeğe konan rengarenk Kelebeğin sevincini; Hatırlarmısın arkadaş bir zamanlar bizde o kuşlar gibi özgürce kanat çırpardık; Ama şimdi ise içimiz buruk kalbimiz kırık, Hatırlarmısın arkadaş çoçukluk çağımızda yaşıtlarımız misket oynarken Biz seninle cadde boyunca karanlığı delen gece lanbalarının altında Elimizde bira şişeleriyle birbirimize sevdalı şiirler okuduğumuz günleri Biz sevdamızın dalından kopan bir yaprak misali koptuk, Sarıldık bu genş yaşta ister istemez derde kedere Şimdi ise içimde ağlayan bir çocuk var bir türlü susturamadığım, Ve yanaklarımdan süzülen göz yaşlarım bilinmeyen yerlerde Görünmeyen yerlere resmini çiziyor. Şimdi anlıyorumki arkadaş dert ve kederden başka birşey vermemiş Bize bu sevda.......... |
Gel, otur yanıma arkadaş,
Derdini, tasanı bana aç, Önce bir sigara yak, Nefretini dumanıyla birlikte boğucu karanlığa bırak. Ama sakın ha sakın ağlayayım deme, Ağlamak acizlikten gelir, Ağlamak kötülüklere boyun eğmektir. Derdini bulutlara yükle, Onlar döksün gözyaşlarını, Eşkiyanın, teröristin ve çatışmaların yapıldığı toprakların üstüne, Bir kurşun gibi, senin yerine. O topraklar ki, her karışı şehitlerimizin kanıyla sulanmış, Şimdi ise, üzerinde düşmanlar kol gezmekte. Gönlünde sıla hasreti, Kulağında, omuz omuza çarpışırken şehit düşen arkadaşının son sözleri, Üzme kendini, senin günahın yok arkadaş, Ne zaman ki insanoğlu, o aç gözlü nefsini doyurabilir ve nefsine karşı başlattığı kavgada galip gelir, Belki o zaman son bulur, bu acımasız savaş... |
Şen şakrak birisin hayat sana kötü yüzünü göstermez
En mutlu olunabilecek derecede mutlu ol Nice acıların yaşandığı şu koca dünyada İşte sana söyleyebileceğim en güzel temennilerin Zat-ı içimde yaşattığım sevdayı ilk bilen Adını gör yüzünde gülümseme eksik olmayan arkadaş. |
Bir kuru çiçek gibi saklıyorum sevgini
Mektupların eskidi ne çok özledim seni Yürüdum gölgem önde anılarla kol kola Ağlıyor papatyalar sevda tarlalarında Gün geçmiyor bir hüzün bir telaş Yaşamak ne zor şeymis be arkadaş Gözyaşlarım kurumuş akmıyor Yüreğim yangın yeri be arkadaş |
Sevmiştik birbirimizi be arkadaş.
Bırakmayacaktık hani, Kim durdu ki sözünde, Sen durasın değil mi? Unutmayacaktık birbirimizi be arkadaş. Kim unutturabilecekti ki bizi, Kimin gücü yeterdi ki, Ama senin gücün yetti değil mi? Bırakmayacaktık birbirimizi be arkadaş. Etin tırnaktan ayrılmadığı, dağın yerinden kalkmadığı gibi, Olacaktı bizim arkadaşlığımız; Ama sen hatırlayamadın değil mi? Üzmeyecektik birbirimizi be arkadaş Ama sen bana bunların en büyüğünü yaşattın Çünkü neden biliyor musun? Beni, tek başıma bıraktın. |
Bitmesi gereken bu büyük savaş,
Onun zaferiyle bitti arkadaş. Seni sevmiyorum demesi bile, Beni ağlatmaya yetti arkadaş. İsmini ismimin yanından atın, Ona ait ne varsa toplayıp yakın, Sevdiğim, taptığım, o meçhul kadın, Elveda etmeden gitti arkadaş, Bir veda etmeden gitti arkadaş. |
Arkadaş....
eğer benim cesedimi görürsen göz yaşı dökme istemem sonra o göz yaşların benim yine ölmemdir senin o göz yaşların benim bu dünyada çektiklerimdir üzülme her canın sonu toprak değil mi? bana öyle acısı bir edayla bakma arkadaş. ne yapalım.. kader dedik niyet ettik arkadaş.... bu ölen kim derse bi arkadaş dersin .. yolun düşerse bir gün mezarımı bulursan eğer bir namussuzluğumu görmüşse mezarıma tükürüp geç arkadaş.. eğer bir iyiliğimi görmüşsen BİR FATİHANI BENDEN ESİRGEME ARKADAŞ.. sonunda bir gün gelecek gelecek elbet SABRET..... |
Tutunduğumuz dallar elimize gelirken,
Nasıl içmem nasıl arkadaş. Sevdiğim el yerine korken, Nasıl içmem nasıl arkadaş. Vur kadehi vur bu gece, Anlaşılmaz isyanım anlaşılmaz yine, Ağlama ne olur gel kendine, Vur kadehi vur arkadaş. İçmekle bitmezse bu dertler, Söyle başka nasıl biter, Saçımdan dökülen bu teller, Benim dertlerim işte arkadaş. İnat etme bir şişe daha ver, İçtikçe RAFET'in derdi biter, Birgün elbet kader bizede güler, Bu akşam burası mezarımız arkadaş. Durma bir şişe daha aç arkadaş. 1997 |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:35 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.