![]() |
Korku Yalnızlığı
Dön gel karanlıktaki yalnızlığım, dön gel. Görünmeze boya, seni saran korku çemberini Sırtına güneşi, alnına bulutları al da gel Dost edin onları korkuya inat. Serinlesin acıların zıpkın gibi güneş altında Bundan böyle bulutlarla yarışmalısın Bir yudum cesaret, sevgi biraz da Dost edin onları korkuya inat. Bir daha bırakma korkularını karanlıkta Tutma ellerini dost bildiğin alkolün Bakma gözlerine, mavi umut sunmuş olsa da Dost edin cesaretini tüm korkulara inat. |
Köroğlu'na
Bir zamanlar dimdikti başınız yere göğe sığmaz gurur, şan ve şeref sahibiydiniz. tek başına koşmuştunuz tüm hızınızla, kötü ve aykırı olan pek çok şey üstüne. Toz ulaşmaz, kartal kalkmaz tepelerde rüzgarın aslan yeleli atıydınız gece düşünceli, taş kalpli pek çok kafa ezdiniz dağlarda belinize kadar karda, kışta. böyleydiniz, böyle de olunmalıydı bir eliniz doğruda, zayıfın yanında diğer eliniz kızıl kandaydı. Ama bu böyle sürüp gitmedi sonunuzu getirdiler; yağ sürdüler kötülerin ekmeğine. doğruluğu, dürüstlüğü çuvala hapsettiler. Sonuçta mı? sonuçta yazık oldu! bunca aslan yeleli Köroğlu'nun e m e ğ i n e. |
Kötü Düşünce
Bir zulüm işareti var Sebepsiz okşayan ellerinde Boşuna durgun değil Düşüncelerindeki telaş. Yaklaşıyor mu dersin acaba! Hırs denizindeki gemi Yavaş yavaş. Sakin ol, dizginleri vur hırsına Gün doğacak düşündüklerine Nasıl olsa. Hem, kendini ne diye zorlayacaksın Bir garibin getirmek için sırtını yere. İşin çok kolay, okşamaya devam et Garip! sevildiğini sanır, olsa olsa. |
Küçüğüm
Biliyor musun küçüğüm? Sen ve ben bir bütünün Sanki iki değişmez parçasıyız; İkimizin de yüreği Terk edilmenin acısını tatmış. İkimizin de gözleri Gidenler için o masum gözyaşlarını akıtmış. Söylesene küçüğüm! Senin sevdiğin geri geldi mi, Sana seni yeniden verdi mi? Bak bana! Başıboş viranelerin tek temsilcisi Bana bak! O gitti ve bir daha asla geri dönmedi Kurudu artık göz pınarlarım Yaş yerine kan akıyor, Canım yanıyor, yüreğim sızlıyor Ben onu özlüyorum ama... O bir türlü gelmiyor. Sence küçüğüm! Ben ona ne yaptım, Neden bıraktı beni dersin -İhanet mi? -Asla. Sevgimden mi şüphe etti yoksa; Onu ölesiye severken burada? Senin sevdiğin vefasız güzel gibi Terk etti beni Hem de yalnızlığın tam ortasında. Sen olsan küçüğüm! Beni sever miydin, Ya da terk edip gider miydin? Söylesene bana Bu aşk masalında eksik olan ne? Ben onu canımdan bile çok severken Neden gitti O, Bilmediğim vefasızların eline? |
Ne Olursun
Doya doya öpsem güzel yanağın Bir şeyler fısıldar küçük dudağın Erişilmezisin sen bu sevdanın Ne olursun beni sensiz bırakma. O kara gözlerin siyah incidir Bir benzeri yoktur hep birincidir Beni aşka salan ta kendisidir Ne olursun beni onsuz bırakma. Saçların rüzgarla savrulup dursun Sımsıcak dudaklar beni kavursun Sevdayı ancak sen bende bulursun Ne olursun beni sensiz bırakma Yumuşak ellerin, öpüp koklasam Uyusam dizinde hiç uyanmasam Seni sevdiğimi her an anlatsam Ne olursun beni dilsiz bırakma. |
Neden Unuttun?
Beni istediğin o günler üşüyordun Kollarını sarıp kollarının üstüne 'Beni böyle sar, haydi durma' diyordun Söyle şimdi neden yanıyorsun? Bir bakışımı bin manaya yoruyordun Arada bir 'sevgilin var mı' diyordun Beni bakışlarınla yiyor hazmediyordun Söyle şimdi neden hazımsızlık çekiyorsun? Böyle böyle bağladın beni kendine Hayran- hayran bakıp durdun gözlerime Hani bir sevgili bulmuştun ya kendine Söyle şimdi neden benden kaçıyorsun? O mutlu günleri hemen nasıl unutuverdin Hani beni bırakman mümkün değildi Her gün bin kez 'seni seviyorum' derdin Söyle şimdi bunları neden unutuyorsun? |
Nerede Dürüstlük?
Sahibin gibiydi, sahibin olmayan kimileri Seni kullanmaya gerek olmayan zamanlarda Şimdi: İhtiyaç var, sen varsın, onlar var Yok olmuş iradeler Değişmiş renkler Tutulmuş diller Bir türlü söyleyemiyor gerçekleri. Sattılar seni biliyor musun? Sattılar; Sattılar! Hem de korku denen o basitliğe Unutulmayacak asla bu yapılanlar Dürüstlük denilen o güvenilirliğe. |
Onurum Kırıldı
Kestim diye ben selamı sabahı Sanma ki seni unuttum sevgili İçimde sönmez bir yanardağ aşkın Suçlu benim,yok kalbimin günahı. Sevmek başka şey, onur daha başka Ömrüm boyunca kırdırmadım onu Kalbim ıstırap çekse de değişmez Bende onur hep üstün geldi aşka. Sevmiş olsaydın kırmazdın onurum Gülüp geçerdin hatalarıma hep Sevgi denen şey asla yokmuş sende Gerçek bu onu gösteriyor durum. |
Ölüm Gerçeği
Bir rüzgar var ortada esip duran Dur demeye kimsenin yok hakkı Odur solduran, odur döküp kıran Onun yanında yok kimsenin farkı. Ne tohuma, ne tomurcuğa acır Ne dala, ne çiçeğe ne meyveye Her giden ardından dilenir sabır Sonrası herkes çekilir bir köşeye Bir yandan kırılan dala yanarım Diğer yandan onda solan çiçeğe Şaşkın bir halde kendime sorarım “Alışır mıyım” diye bu acı gerçeğe. |
Özgürlüğe Kaçış
Basit bir nedenle ayrıldık... Şimdi hatıralarımdasın Hatırlarım belki zaman zaman deli dolu günlerimde Belki kahkaha olur dökülen titreyen dudaklarımdan Belki de bir kaç damla yaş gözlerimde. Hala o anlatılmaz günler gelir aklıma... Neydi o günler! Ufacık bir espiri bile öldürürdü bizi gülmekten Sonra sıkı sıkı sarılırdık hiç neden yokken birbirimize Aldırmazdık kimseye, çatlasınlar isterdik sevgisizlikten. Şimdi sen başka gönüllerde misafirsin ben başka Sıkılıyorum ben bu halden... Seni bilmem ama Birileri dese ki ''durma çek git bu esir kampından'' Hemen giderim sığınmak için tek sen gelirsin aklıma. Bilmem haklılık var mı bu anlattıklarımda sana Yoksa hata edip güldürüyor muyum seni kendime Yoksa sende mi sıklıldın esirlikten, tıpkı benim gibi Hasterliğin arttı mı seni sevip- saran kişiliğime. Haydi çöz zincirlerini de son ver şu mutlu köleliğine Dört nala koşarak gel o güzel günleri dikkate alıp Yine sevda yağmurlarıyla ıslanalım göz göze hep Sonra da sarılalım eskisi gibi hülyalara dalıp dalıp. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:32 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.