![]() |
Demiştim Sana
Demiştim sana Güneş tepemizi delecek Yarın geç olacak diye Balkona diktiğin karanfil Yağmazsa filizlenmeyecek Hem eylülden sonra zemheri Demiştim sana Sen bahar gibisin sevgili Demiştim Üşüyüp gideceğini Uzak durma öyle Nefes sıkışsın göğsümüzde Demiştim sana Sessizce özleyeceğimi Saçlarını okşayıp resimlerinde Sihir, iksir gibi gözlerinin Peşinden sürükleneceğimi Demiştim sana Ayrılık ölüm getirir Dayanılmazdır diye Demiştim değil mi? Seni çok sevdiğimi Ali Gençay |
Deniz ve Karadul
yazmazsam bana darılırlar ne zaman oturup denizin kenarına elime kalemi alsam kağıda serilir acılar yazılır karadullar çığlıkları duyuldu martıların gök mavi,deniz mavi uçuştular kanat,kanat mavi sonsuzluklar suya indi sandal küf kokan ağlar eğildi kadın alnında öpüldü deniz kıskandı kadın anladı içi yandı usulca mırıldandı -sakın beni onsuz koma kürek çekildi kayboldu uzaklaştı deniz çalkalandı gün devrildi karanlık sardı gelen olmadı yutkundu kadın ağladı o günden sonra karalar bağladı yıllar yılları kovaladı dayanamadı kadının suya değdi ayakları deniz dalgalandı suya tükürüyor balıkçı dilinde -lanet karı kadın çıkarıp başından siyah şalı dövüyor dalgaları köpürüyor deniz dalgalar dövüyor kayaları kadın haykırdı -sen aldın onu avuçları kanadı damladı içti deniz canavarlaştı korktu balıkçı anasına sözü vardı giydirmeyecek di siyahları esti fırtına mavi griye çaldı gün karardı kadın açıp kollarını seslendi -dayanamıyorum artık gel beni de al karalar kadını da aldı bitmedi acı yeniden canlandı kara şalı balıkçının anası taktı Ali Gençay |
Direniş
Ellerimle sundum şehre yalnızlığı Yüreğime indirdiğim acı İndi gözlerimin akına kan,kıp kırmızı İşte dediler,işte hain Kaçtım,tabanlarımda ölüm Burnu hız malılar,tırnakları uzunlar Düştü peşime katilim arsızlar Her nefesimde paralandı hayat Ele vermezdi beni hiçbir şey Tek ispiyoncum,terim acı çemen kokar Papatyalar dermiş insanlar Yolmak için saçlarını sıraya koyulmuşlar Titriyor genç kız,korkusunda aşk var Yılanmış elleriyle saçlarını okşar nine Korkma her yürek bir gün aşka kıyar Perçemime gizlediğim gözlerim Dudağımda tarantula ısırığı Yağmur yağsa diyorum içimden Islansa toprak,ıslanmaz en kirli yerlerim Öpemem ölürsün,dudaklarımda zehirin var *******i neonlar sarar caddeleri Şehir görülmemiş bir uykuda Rüzgar şehvetle okşuyor beton duvarları Ateş çiçeği düşmüş yarık arasına Baş kaldırıyor bir tek o,rüzgara Adamlar tutmuşlar tahta atın bacaklarını Ölü taşıyorlar ölüm diyarına Gözlerde birkaç damla yaş Oysa giden kurumuş yağmurlar altında Duruyor adımlarım Kilitleniyorum yine köşe başında Ayalarım güneşe dönüyor Dilimde elif be den kalma birkaç dua Korkuyorum toprak çok soğuksa İğrendiriyor şehrin kükürt kokan havası Bacalar tiryaki kesilmiş sömürüyorlar efkarı Yaşamak zor zanaat efendim Yaşıyorum anahtarı kaybedilmiş yalnızlığı Ali Gençay |
Diriliş Risalesi
Artık tenimde üşüme yok Ve bitmişlikler üzerine Hayal kurmak yok Umut, gözler ileride Bakmak yok, geriye Dizleri karnında Seccadesinde yeniden doğan adam İki elin, avuçları yerde Gemileri yakmış kumandanın Arkasında bıraktığı zaman Zaman ki her ezan vakti bölünür beşe Saate bakmak yok Alev aldığında güneş şehrin pencerelerinde Ve günah yok artık geceye Ali Gençay |
Doymayacağım Sana
Yar uyumak istiyorum kollarında Gün tepeden aşmadan doymalıyım sana Bir gün/bir saat/bir dakika Gündüzler kahır, ******* asır bana Bir ömür/bir nefes/bir anda olsa Biliyorum doyamayacağım sana Söz üstüne söz yok(sa da) En güzel yazılmış/söylenmiş olsa da Kim beni anlatır, ne anlatır Kurumuş mürekkep saman kağıdında Hangisi yeter yaşamışlığıma Kim söyler seni/beni/ aşkı şarkılarda Doğru ya kim doymuş ki aşka Biliyorum doyamayacağım sana Dağlar/yollar uzaklık, ıraklıksa Özlemin adına ne yanı başında Yar uyumak istiyorum kollarında Sensiz geçmez ki zaman Bir ömür/bir nefes/bir anda olsa Olmalısın yanımda Biliyorum doymayacağım sana Ali Gençay |
Duygularım
kısık sesle çalan radyodan yükselen bir ezgidir duygularım makamsız kulaklarımı fısıldayan rüzgara vermektir duygularım anlamsız gözlerimi saran pastel bir sonbahardır duygularım katıksız kızıl bir akşam batan güneştir duygularım apansız.. Ali Gençay |
Dün Yine
dün yine yeniden aşık oldum aya öle mağrurdu ki ve yalnız dün yine yeniden aşık oldum yıldıza öle parlaktı ki ve yaldız dün yine yeniden aşık oldum sana öle güzeldin ki mağrur yalnız yaldız dün yine yeniden aşık oldum aşka öle bir büyüktü ki ay yıldız sen gibi |
Dünyam
I- An gelir delinir gök kubbem Kezzap olur gecemde yağmurlar Şiirlerle yıkanır caddeler, sokaklar Yakarım düşümdeki şehri Gülüşümde mayhoş ızdırap Gözlerime bak sevgili Daldığın sevda binlerce fersah An gelir yıkılır insan Yıkıntılar arasında sessiz feryat Sıkışır iç çekmeler hayat En güzeller bitmiş Kalan en berbat II- Üzerime çocukluğumu ört Üşüyorum anne Sana yalan söyledim Elerim kan Kendimi öldüren benimdim Yaşım otuz dört Büyüyorum anne Ufaktım, hayallerim kocaman Minik yüreğimde dünyam Yalan söyledin anne Senin küçüğündüm Bak işte bitiyor rüyam Sabah beri içtiğim kaçıncı demli çay Var yakılan sigarayı sen say An gelip de ağlarsam anne Sinende okşa başımı Hiç tutmadığım öğütleri say III- Neden azalır insan Azalan ömür, bir an An gelir gün doğar sevgilim Silinir şafağa dizdiğim karam Ummadığın anda değişir sesim Çarpar yüreğine sevdam Seni sevmek Sensiz büyüyen dünyam Ali Gençay |
Düş Panayırı
ben bir şaklabanım içim de en şaşalı panayırım çocuklar kaçın… zehirden kağıt helvalarım karıncadan atlarım dönenmeden duran dolaplarım sahte tüm kahkahalar yalan gülüşleri insanların ‘’At,, dedi çingene, sırtardı altından dişiyle düştü elimden çember, düştü tüm iğrençliğiyle gözler bende beklediler hüsran,kayıp tüm ütülmüşlükleriyle girin,korkunun yalan olduğu tünele gülün,alçıdan yapılmış iskeletlere ve ağlayın,palyaçonun tüm şebekliklerine aynalar aynaya düştü yansımalar neşelendi yamul tunca insanlar asıl olan oydu o insanlara kendilerini sundu ateş kusan adamlar ip üstünde cambazlar kaçın, ezecek sizi tahta bacaklılar çocuk... inanmadın değil mi bu bendeki düşte sarhoşluk belkide bir gecelik uykusuzluk hadi uyandır beni düşümden yıkılsın bu panayır yıkılsın tüm sahte varoluş Ali Gençay |
Ecelim
ezgiyim,kırık sazda, gam telinde bir ezgiyim bakın bana,dinleyin,ben bir anlık sezgiyim tutuşan ellerim,kanayan dilim ne yana vursam,parçalanır yüreğim mecnunum,Acem ilinde,korkutun dilindeyim hani nerde Leyla’m,nerde Şirin’im Nemrut’tan ateşim,Erciyes’ten zemherim hani nerde kardelenim,gölge çiçeğim İsa’yım,karalar çalın bana,çarmıha gerilmeliyim çiviler çakın ellerime, alnıma,boynu yana düşürmemeliyim dikenli telden taç giydirin,kandan göz yaşları Meryem’in acım yok,yok sitemim,siz öldürmeden ben ölmeliyim hüzünüm,geceyim,kan kırmızı mağrur karanfilim şimdi senden daha yakın ecel bana,ey sevgilim! ! mumyaladım ruhumu,melekleri beklemeliyim ateşle gel,çarmıha ger,ölümü korkusuz bekleyenim Ali Gençay |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:20 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.