![]() |
Bayramlar
bayramlar kutlanır hep iyi dileklerle mutlu neşeli geçsin istenir tatlılar yenir,şekerler ikram yaşlılar hoş edilir çocuklar güldürülür küçük hediyelerle. aslında kötü geçen bir sürecin barış günüdür. taşıdığı anlama önem verip değerlendirebilene............. birkaç günlük bayram yürekler bütünleşse dönüşür belkide; bir ömür mutlu serüvene. anlamsız kavgalar bitmeyen tartışmalar son bulur. kimsesiz çocuklar göğsünde bebesi ağlayan kadınlar hatırlanır,konuşulur. yarın bayram bitecek herkez sözüne arkasını dönecek olsada dostlar, kutluyalım bayramları kutlayalım hergünü bayram yapmak için uğraşalım.................................. bayramları yaşamak değil yaşatmak için yaşamalı sesimi duyabilen dostlarım kalın sağlıcakla................... sevginiz eksilmesin.......... Nazan İzmirli-04.11.2005-antalya Nazan İzmirli |
Bebeğim
İçimde büyüyen cenini nasıl hissedip sevmişsem, onunla büyüyüp onu nasıl büyütmüşsem, işte; sen aşkım bebeğim, bir ceninin büyümesi gibi sevgin. var oluşun canımdan bin parça. 18.08.2006-bebeğim- Nazan İzmirli |
Bekleyişlerim
sessizliğin hüküm sürdüğü anlardır sana tutsak bekleyişlerim. incitmek istemem o zamanları, suskunluğumda anlamlanır. bekleyişlerim, dingin yeşil vadiyi yaran derin derin ırmak olur. en derin gözlerin gözlerinde bekleyişlerim. sessizliğin hüküm sürdüğü anlarda sen varsın o zamanlar ki incitmek istemediğim. 11.08.2006-ant-bekleyişlerim Nazan İzmirli |
Bence kadın
bedeninde taşıdığı beyni ve ruhunu hissedebilendir bence kadın 08.03.2007-ant-kalkan- Nazan İzmirli |
Beni yaşamıyorum
sorma! neler oluyor bilmiyorum beni yaşamıyorum yüreğimde derinnn iz bırakan yıldız alacasını ela ela bakan bilmeceyi sihirli tebessümünü ...............adını .......................tadını rüzğarın boynunu ................yalayarak getirdiği................. ...................kokunu yaşıyorum...............ve...................... yazıyorum. ben tebessümlerinle bana taşıdığın coşkunu seni yaşıyorum......................................... ............. benim suçum yok ki............................................... Nazan İzmirli 11.11.20005-ant Nazan İzmirli |
Beyazları Düşledim
beyazları düşledim bugün küme küme bulutlar,bizi sarmışlar pamuklu şeker gibi uçan bir halıda sonsuzlığun yolculuğuna çıkmışız beyaz düşlerle......... beyazları düşledim bugün yüksek yüksek tepelerde karlı çatısına kadar karla kaplı yolları kapanmış dış dünyalara beyaz dumanlar bacasında bir dağ evinde, odun ateşindeki beyaz düşlerle.......... beyazları düşledim bugün gelin olmak istedim telli duvaklı tacında beyaz güller,elinde menekşeler eteklerinde kır çiçekleri, beyaz kardelenler uçuşsun üzerinde kar taneleri buz üzerinde gülümseyen beyaz düşlerle................. beyazları düşledim bugün düşlerimdeki beyazlar geçmişimdeki beyazlar bugünkü beyazlar gelecekteki beyazlar sonsuz beyazlar beyaz düşlerle....................... beyazları düşledim bugün papatya tarlasında beyaz pelerini uçuşuyor arkasında beyaz umutların prensi dört nala koşturuyor beyaz kısrağını beyaz düşlerle........................ beyaz düşlerle....................... Nazan İzmirli-24.01.2002-antalya Nazan İzmirli |
Bıçak sırtı gibi günler
canım arkadaşım, oralardan çok uzaklardan.........., uçtun geldin günüme insanoğlu, kanatsız kuş bunun için dememişler boşyere beni de seyyah ettin gittiğin yerlerde olmak istedim inan şu an seninle olmuyor işte.........! acı, hasret her yerde..........! . zorluklarına rağmen herşeyin yolunda gittiğini anlıyorum herşey gönlünce olsun,sen hak eden nadir insanlardan birisin. şeytan üçgeni kabusun geçmiş,başarıları okyanusta süzülen geminin önüne katmışsın görüyorum. havadan,sudan bahsetmiyorsun doğru ya günlerdir mavileri görmeden belkide gidiyorsun bir buz denizinde buralarda kış, her zamanki gibi acı hasret rüzgarları estiriyor anaya....yavruya......dosta......yare......garibe. ......esiyor da esiyor çorapsız,çarıksız boyunu aşan beyazlara yenik düşen miniklerin al al damla damla yüreği karalara bulanmış çıplak sırtına değen her kar tanesindeki umut düşlerinde... uçuk dudaklarında ki şafaklara ulaşamayan nefesinde estiriyor. bu rüzgarlar ne zaman durulurki yazın meltemi......oh derken geçti sonbahar poyrazının kıymetini bilemedik kışın karayellerine kaldık hırçınmı hırçın, keskin mi keskin bıçak sırtı gibi.......günler........gergin bilirsin buzlarda neden yattığımı zirvelerde bilirsin bilgisayarıma takılı kelebeklerin hikayesini sanırlar aksesuardır her biri oysa terbiye etmektir amacım bu acımasız yüreği gelirmi dersin baharlara bezenmiş tatlı esintiler kaybedecek ne varki beklemek yinede güzel... aşk, hasret, acı, varlık, yokluk taşıyabilene yüklenirmiş ne mutlu ne mutlu ki bu beden böyle bir kalbi besler sen beni boşver, çok gezip gören, paylaşmasını bilen dostlar sağolsun bir gün belki bir gün iki tekerleklilerimizle yol alırken yorgunluktan soluklanırken anlatırsın okyanusta birer nokta ıssız, hırsız,aç yoksul adaların yılan hikayelerini ben sızarım, yüreğimi hapsettiğim sırt çantamın üzerine ninnilerin hazzını duyarım şükrettikçe halimize birbirini tamamlayan kötü ve iyi haber ver bana diyorsun duymuşsundur karda çıplak ayakla okula gitmeye çalışan çocukları (kötü) kampanya güldürdü (iyi) ha...! birde kendimi şımartmak istedim bu sabah bir gonca gülü kırdım dalından parmağıma batan dikeni yüreğimde hançer oldu ben affetmedikçe kendimi gül affedermi beni bilmem sen takma kafanı dertliyim diye sana iyi seyirler sonsuz enginliklerde dualar et,neşeli şeyler yazayım bir dahaki sefere. uzaklardan geldim,kucak dolusu sevgilerle........ 08.12.2005.antalya'dan deniz kızı tülin'e.............. Nazan İzmirli |
Bırakın
bırakın! bırakın beni gideyim buluşmuşken maviler mavilerle... çizgiler oluşmuşken düşlerde... bırakın beni gideyim............................. Nazan İzmirli |
Biiiiiiit.... ti.
tanıştığın ben sen de yaratılan ben di sen de yaşandı sen de bitti ne.. öncesi .............oldu ne sonrası ........olacak biiiiiiiit......ti. 06.02.06-antalya |
Bilinçli bilinmez bir ====== yol (- 6 -) 2006 Demirkazıktan anı
Bir kez daha...! İçim içime sığmıyor tarzında bir heyecan ile, var olduğunu hissetme zamanına doğru; Bilinçli bilinmez bir yol==================== ve yolculuk başlamıştı. Yollar akıp giderken ve geride kalırken, bedenimde ve beynimdeki tüm fazlalıklar boşalıyordu adeta. Kendimle başbaşa kalmak ne kadar zor olacaktı acaba...? 28 Temmuz gecesi Antalyadan yola çıkan Kulubün yolculuğu,29 temmuz 2006 tarihinde Niğde'nin Çamardı kasabasında,Demirkazık köyündeki dağ evleri mevkiinde son buldu. Muhteşem bir organizasyon içersinde şenlikler ve eğitimler devam ediyordu.Çıkış rotaları gruplara serbest bırakılmıştı.Bizde klasik rota olan dağ rotasını seçtik ve sokullu pınarı yol ayrımından devam edip arpalık yaylasına ulaşarak kampımızı kurduk. Büyük demirkazık zirvesine ulaşmak için beş ana rota mevcuttu. -Kuzey rotası / Kuzey duvarı -Güney rotası / Peak kulvarı -G.doğ. rotası / Klasik rota -Batı rotası / Dağ evi rotası -Doğu rotası / Klasik dağ rotası Antalya / Niğde arası uzun ve yorucu bir yolculuk geçirmiştik.Güneşin bir kez daha batışındaki güzel yolculuğa şahitlik edip istirahate çekildik. Güneşin yolculuğu derken........... Buradan güneşin batışını izlemek bambaşka.Tam karşınızda,sonsuz bir ufuk çizgisinde onunla birlikte kaybolur gibisiniz. Maviye çaldığı renk cümbüşü tüm yorgunluğunuzu alıp götürüyor ve bu mutluluk içersinde kısada olsa ömre değer bir uyku. 30 Temmuzun ilk saatlerinde 00.30 'da kamptan ayrılırken,kalplerimiz yine bilinçli bilinmez bir yolculuğun heyecanı ile atıyordu.Samanyolu yıldız yağmuru ile gökyüzünün laciliğine kızıllık çalana kadar bize eşlik etti. Güzel,güneşli bulutsuz bir gökyüzü ile gün bizi bekliyordu. Arpalık yaylasında başlayan hareket, çınbar kanyonunu takiben, teke pınarı kapısına varış 50 dakikada sürdü.İlk soluklama kara göl de 3.30 da yapıldı.Paylaşılan birkaç yudum kayısı suyu ile yolumuza ettik. Gece olmasına rağmen grubun performansı mükemmeldi. Kapıdan devam eden geçit bizi tektonik çukurlardan oluşan derin bir vadide yol aldırırken, alaca karanlıkta aladağların sizi sarmaladığını ve ulaşılması zor hırçın duruşlarının arzularınızı kamçıladığını hissediyordunuz..Adeta zirveye ulaşma ona dokunup hissetmenin ayrıcalığı, ruhunuza usta ellerin nakışı gibi, usta bir neyin ahengi gibi işleniyordu. Doğu çarşağına girdiğimizde güneş aladağların tüm zirvelerine bizden önce ulaştığını,oluşturduğu gök kuşağı çizgileriyle anlatıyordu.An an başımızı kaldırıp günün ihtişamlı gelişini izlemekten kendimizi alamıyorduk. Nasıl bir güzellik bu batışı başka, doğuşu başka güzel ve hissettirdiği duygular ise sonsuzluk..... Çarşaktan çıkınca bizi kucaklayan dik, sarp, keskin,kaygan volkanik oluşumları, emniyet açmaya ihtiyaç duymadan zevkli bir tırmanışla,boyuna çıktığımızda saat 07.00 olmuştu.Burada kahvaltı molası verip,dinlendikten sonra henüz hareket edecektik ki.Batı rotasından bize doğru AKUT başkanı ve Dağcılık Sporunu yeni nesile profosyonelce aşılayan sevdiren kimlik, Nasuh MAHRUKİ adeta bizleri kutlamak ve coşkusunu paylaşmak adına koşar adımlarla geliyordu. Tanışma, kutlama,birkaç kare derken zirvede buluşmak üzere, zirvenin külah altına doğru yol almaya başladık.Çarşaklı parkur dik ve kaygandı. Artık emniyet alma zamanıydı. Performans ve eğitimli olunmasına karşın riske hiç gerek yoktu. Ve alınan eğitimleri uygulayabileceğimiz mükemmel geniş bir rota vardı karşımızda. Gizemli, eteklerinde vadilerinde birçok uygarlığa,kırallığa,kültüre zirveden bakarak şahitlik etmiş en ulu nokta, BÜYÜK DEMİRKAZIK. Küllahı aşmak için,çıkışta 50 metrelik 4 çift, inişte 50 metrelik 2 çift hat açıldı.Boldlarla istasyonlar kuruldu. İnişler pursikle gerçekleştirildi. Ekip teknik malzemeler konusunda tam donanımlı ve kullanımı konusunda başarılı idi. Hiçbir risk ve tehlike yaşanmadan,profosyonelce emniyetli bir şekilde zevkli,heyecanla küllah aşıldı. Son emniyetten sonra bir zirve bir zirve daha heyecanı ile son sırttan bıçak sırtında süzülerek bir yılan kıvraklığı ile baba zirveye ulaştık. Bizi zirvede yine büyük bir coşku ile karşılayan Nasuh MAHRUKİ oldu. Kutlamalar,zirve anılarına kareler ve anı defterinde duygular paylaşılarak, yarım saatlik istirahate çekildik. Artık, ulaşılması en zor diye adlandırdığımız Büyük demirkazık ve geçit vermeyen birçok dağ ve zirveyi ayağımızın altından avuçlayarak, yüreğimizin en derin yerine yerleştirmiştik. zirve....! Bilinçli bilinmez bir yolun========== o anlık sonuydu ve sonsuzdu. bir parça taş avucumda sabır dedim adına zaman zaman dedim bastım bağrıma. Yunus Emre'nin altın sözlerinden biri gerçekleşmişti. 'Dağları aşmak ne kadar zor olsa da,yollar dağların üzerlerindedir.' Zirve'den ayrıllış saati 12.00.- Kampa varış saati 20.00.- Dönüş için aynı rota izlenerek, sorunsuz ve keyifli bir faaliyet ortamıyla kampa varıldı. Faaliyete katılan dokuz sporcunun hepsi, zirve defterine imza atma şansını yarattıkları için kendilerini yürekten kutuyorum. Nazan İZMİRLİ 31.07.2007-/niğde/ aladağlar /demirkazık / Nazan İzmirli |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:52 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.