![]() |
Gitmeden Evvel
Öperken *******i oyuncağını, Sen çoktan atmışsın yüreğe ağını, Kalk getir babanın şarap çanağını, Bir yudum koy içeyim, öyle gideyim. Garibim, cebimde metelik desen yok, Her şey yolunda olsa bile, busen yok, Şelale şelale sen de akan aşk çok; Bir yudum koy içeyim, öyle gideyim. Derdin dertleri zamansız toprağıma, Renklerini serpiştirdin yaprağıma, Haydi son kez, en son, çatlak bardağıma; Bir yudum koy içeyim, öyle gideyim. |
Gitmelerden Kalmalara Zahmetsiz Ayrılık Şerbeti
Hazırlanıyorsun gitmelere git Gelmelere ket vurur biçimde Kırıklığım ve kırgınlığın yok etti beni Ben odada Gözyaşı parmaklarımda Seni istiyorum Tanrımdan Kalmanı belki haksız olarak Sen kızgın ve gururlu Odamızda titrek İlk defa bir kelimeyi bu kadar hiç sevmiyorum ‘git’ Eşyaların havalarda uçuşur durur biçimde Kalma kelimesi o an saçma olur Demenin manası yok Yani saçmalamanın işin Türkçe’si Vesikalık ayrılıkların resmini yapıyorum Boş kâğıtlar aslında dolu Doldurmalara gerek yok Tuhaflığım üzerimde Kalbime kazıdığım bir resim siyah beyaz Kalbim cüzdanımda şimdi Ve cüzdanımda hayatım Bozuk kalp yok Yani bozulacak işin Türkçe’si Son kez kopuyorsun benden en son Kopmalar istem dışı benim için Utanmasan ağlarsın Ağlamaktan utanır mı insan Gitmeler dururken hiç Yüzüme bakacak mısın? Sanmam Yani avucumu yalarım işin Türkçe’si Şunu bil bir tanem Sırf anlayasın diye Ben seni sevdim işin Türkçe’si |
Gökkuşağı Sevgilim
Ağlama kırmızı kırmızı Yazık yeşil gözlerine Beyaz gülüşüne kıyamam Dağıt siyah saçlarını Uzat turuncu ellerini Bırak sarı tenini Turkuaz dudaklarınla gül Pembe düşüncelere dal Lacivert düşlerle gel Renklensin dünya |
Gözlerim Ufka Dalınca
Yıldızlarım göz kırpıyor, Aşıklarım el çırpıyor, Umutlar güller serpiyor; Gözlerim ufka dalınca. Çalınır tüm şarkılar, Uzakta şimdi korkular, Sesim boşlukta yankılar; Gözlerim ufka dalınca. Günler başka doğuyor, Kalbim acıları boğuyor, Çareler dertten soğuyor; Gözlerim ufka dalınca. Hiç bitmez nazında düşler, Yüzündedir hep gülüşler, Gönülden geçer öpüşler; Gözlerim ufka dalınca. Hava birden bulutlanır, Yağmur bile umutlanır, Tüm eski aşklar putlanır; Gözlerim ufka dalınca. |
Gözlerin Bile Dolarsa
Bedenin sabah sabah kâbuslarla uyanırsa, Pencere kenarındaki çiçeklerin solarsa, Yanık ayrılık kervanında, yüreğin kanarsa, Ağlama ne olursun, gözlerin bile dolarsa. Karşına anmayacağın anıların çıkarsa, Olur da bitmeyen aşkım, dağlarını yıkarsa, Seni benden en çok seven dahi senden bıkarsa; Ağlama ne olursun, gözlerin bile dolarsa. Gönlünü, uçsuz bucaksız okyanuslar basarsa, Yıldızlar gökyüzüne, illa yalnızlık yazarsa, Duaların ters dönüp de beddualar olursa; Ağlama ne olursun, gözlerin bile dolarsa. Tekdüze bir hayat, bütün zamanını sararsa, Eskilerden bir aşk, ummadık bir zamanda ararsa, İçinde bir yerde, bir kıvılcım mutluluk varsa; Ağlama ne olursun, gözlerin bile dolarsa. Uçurumlardan başına, ateş topu yağarsa, Vefalı güneş, yanlış yerden batar ve doğarsa, O güzel, simsiyah saçların, tek tek de ağarsa; Ağlama ne olursun, gözlerin bile dolarsa. Aşka yazdığım bince şiirim seni çağırsa, Haberin olmadan, hayallerim kızsa, bağırsa, (Sanmam ama) bu söylediklerim sana ağırsa; Ağlama ne olursun, gözlerin bile dolarsa. |
Gurbet İçinde Gurbet
Gurbet, imdattır hayatın içinde, Kayıp bir aşkın alnında yazısı. Zehirli balın tadının içinde, Ufak imzadır arının yazısı. Gurbet, zalimdir dünya üzerinde, Yasak sevdanın kalbinde sızısı. Topu topu gözyaşı nazarında, Tütün dumanı cebinde sızısı. Gurbet, yaşlanmak kirbik uçlarında, Kahkahaların dişlerdeki kazası. Beyaz beyaz ümittir saçlarında, Ruhların gidişlerdeki kazası. Gurbet, deli midir? Deliden deli, Huysuz rüzgardır, soğuttur mazisi. Memleket hep kederli hep çileli, Anne sütü kadar çoktur mazisi. |
Gül Misali
Sapsarı gül misali yaşlandım soldum, Beyaz saçlarımı tek tek buldum, yoldum, Yalancıktan kahkahalarda boğuldum; Acı olan hayatımdan bezdim durdum. Avucunda kayboldum göz göre göre, Yalan konuşmadım yalan, hiçbir kere, Süründüm birdenbire, yerden yerlere; Ayaklarının altında gezdim durdum. Yumuşacık yanakların gül yaprağı, Bembeyaz teninde ıslattım toprağı, Gittim sonra, aldım elime tarağı; Uzun uzun saçlarını çözdüm durdum. Seni tanıdım bitti, bitmez kederim, Seninle değişti değişmez kaderim, Söylesene ben sensiz ne ederim; Kendi mezarımı kendim kazdım durdum. |
Güzel
Senin bir yerlerde nefes aldığını bilmek, Sesin duymasam da tenini hissetmek güzel. Sigaramın külü gibi dağılsam da toz toz , Sevginin gölgesinde üşümek, bitmek güzel. En güzel kafiyeyle herşeyini neşretmek, Sayfalara seni karalamak, çizmek güzel. Melodilerle ruhunu zor bela keşfetmek, Bulutlara geleceğimizi yazmak güzel. Bakışını ilmik ilmik kalbime dokumak, Bir anlık hasretinden dizimi dövmek güzel. Şiirleri sana ve yalnız seni okumak, Leyla olmasan da seni candan sevmek güzel. |
Güzellerin Aynasından
Gül dalında güzel, meyve ağacında. Hayat sevince güzel, ölmek darağacında. Zaman kalınca güzel, düş kurulunca. “Aman” alınca güzel, aşk sorulunca. Arı balınca güzel, çoban kuzuyla. Kar halince güzel, çorba tuzuyla. Dün yaşanınca güzel, bugün yaşlanınca. Çiçek açınca güzel, bahar yaklaşınca. Mum yanınca güzel, şiir yazılınca. Ölü anınca güzel, mezar kazılınca. Aşk selinde güzel, sevgi baharında. Dünya seninle güzel, cennet pazarında. |
Hediye
Katil sensizliğine tiryaki etme beni n'olursun, Ne de kanlı yokluğunun cinayetlerine kurban... Yüreksiz, süreksiz, gereksiz aşk anları yaşatma düşlerime Akrep yelkovanı zehirlesin Ansızın, birdenbire, aniden Çileli başın titreyen göğsümde rüyaydayken Fırtınalı zamanların olacaksa kafiyesiz Yoket öyleyse zamanı, çıldıran aşkın atmosferinde Küçük bir göz kırpmanla iyileşsin hasta yüreğim Kaybolup gidelim,görünmeyelim ortalıklarda bir süre Haberi olmasın kimsenin, Senin benim yanımda olduğundan Bıçkın dalgalar sürüklensin, güneşin ilk doğduğu yere Dudaklarımıza isimsiz bir şarkıdolansın dursun habire Leylalar sussun sen konuşurken, Mecnunlar kudursun İsimlerimizi haykıralım En bitmez bir geceyarısı sensizliğinde En karlı, en çılgın, en sevimli dağların en tepelerinde Avazımız çıktığınca haykıralım, Dünya uyansın ejderin uykusundan Ne var sanki, Bir gün de bizim için uykusuz kalsınlar Kainat izlesin ikimizi, Güvercin kanatlarında dans ederken Alkışlanırken, iki de yıldız kaysın ruhumuza, Bir dilek tutalım Uzanıp gitsin gülüşlerin gülüşlerimde Ama ağlama olur mu Ayrılık kelimesi parçalansın Ay kalsın artanından sadece Sadece aşk olsun o ayın altında Mutluluk yuvamız olsun Ayrılmamak kabul edilen Duamız olsun Katil sensizliğine tiryaki etme beni n'olursun, Ne de kanlı yokluğunun cinayetlerine kurban... Cehennem sensizliğinde yakma beni n’olursun Ne de yokluğunun acımasızlığına hayran Tatlı bir öykü yazalım en yazılmamışlarından, BİR KALEMDE Tüm yazarlar kıskansın, Yaprak yaprak birleşen aşkımızı Baş kahramanlar belli değil mi zaten, Elbet sen ve ben İki cümle arasına sığmasa da olayların keşfedilmişliği... Şifresiz mürekkepler aksın damarlarımdan kalemlerimize Tarihte hiç kullanılmamış harfler türesin dursun Sıfır, beyaz sayfalar koparalım bulutlar arasından Bir bir dökelim içimizdeki nazarsız yanlarımızı Deniz gözlerimizden boşalan çoşkun sellerde Islanmadan, boğulmadan göçelim En bilinmez uzaklara Allah’a emanet gönüllerimiz tek bir bedende buluşsun Suskunluğumuzu dindirelim, En yarasız bakışlarımızda Birgün bir yıldızda konaklayalım bir gün herhangi birinde Samanyolu bizim olsun, Tanımasın hiçbir gezegen Yabancılaşalım tanıdıkların arasında habersizce Öyle devam etsin öykümüz alabildiğince Ve bittiğinde öykü, sen gözlerini aç bana doğru Ve sen gözlerini açtığında bir anda Mutluluk kelimesi geçen bütün hayatlar İmrensin pürüzsüz halimize, nasıl diye Yalnızca beni gör karşında Ve yalnızca beni sev, Her zaman beni Şaşırsınlar mutluluğumuza, Nasıl diye İşte budur bana vereceğin en büyük hediye Cehennem sensizliğinde yakma beni n’olursun Ne de yokluğunun acımasızlığına hayran |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:35 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.