www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Zafer Şık (https://www.cakal.net/showthread.php?t=81930)

GooD aNd EvıL 08-16-2007 12:59 PM

Sadece Bir Yer

Hayat diye
Mavi gözlerine tutuldum,
Kayboldum gözlerinin derinliklerinde,
Ben karanlıklarda hiç dolaşmadım,
Hiç yön belirlemedim
Kutup yıldızıyla kendime..

Seni görmeliyim
Saatler her yediyi gösterdiğinde,
*******i rüyalar görüp
Sana tabirler ettirmeliyim,
Bir şiir yazmalıyım sana
Arasına bir de ah katmalıyım,
Sana hasretliğimle eririm
Ben hep aydınlıkta yürümeliyim
El ele geçmeliyiz köprülerden,

Göz yaşın kırağı olsun toprağa
Kurşun kadar ağır olmasın sözlerin
Ben karanlıkta hiç yürümemeliyim,
Şebnemler takılmalı güllere
Her gülün bir adı olmalı
Sonra her sabah sen olmalısın,
Ama şimdi sen bir karanlığın ardındasın
Bir yaşmak yüzüne perde,
Ben hep seni beklemeliyim
Ama sadece karanlığın bittiği
Güneşin yüzümüze gülümsediği yerde.

GooD aNd EvıL 08-16-2007 12:59 PM

Sana Geldim


Sana geldim
Sende sen olmaya geldim
Senden geçmedim beklerken yolunu,
Umutlarıma ektim seni
Bir yağmur tanesi kadar temiz, saf
Toprak kadar vefalı
Su kadar azizdin ruhuma,
Narin bir bekleyişin kalbindeyim

Sana geldim
Sende sen olmaya geldim,
Bileklerime takılan kelepçeydin
Senin zindanına hükümlüyüm
Müebbet bir hapsi ben istedim,
Şimdi senin kapında
Yüzü ak bir dilenci
Sadakaya değil
Eşiğinde sadık yar olmaya
Sende var olmaya geldim..

Sana geldim
Aydınlık bir gecenin sabahında
Güneşle el ele verdim,
Ben güneşin batmayan oğluyum,
Yedi gencin kaybolan izinde buldum seni..
Okumaya elifle başladım bu şehirde
Elifle başladım yollarda yürümeye yeniden,
Duvarda sen, aynada sen,
Nereye baksam peşimde gözlerin,
Ve dua isteyişin benden, son sözlerin..

Sana geldim,
Bir fincan kahve hatrına değil
Yedi mevsim görmüş ruhumda
Senin limanına demir atmaya
Geceden daha karanlık çaresizliğe bir nur olmaya geldim
Çünkü ben güneşim oğluyum,
Ruhumda en aydınlık günlerden
Daha nurani huzur var,
Dert varsa çaresi de elbette var,

Sana geldim
Senin ikliminde yetişmiş bir gül olamaya
Göz yaşlarınla deselenmiş yeşil seccadede
Nefsimi eritip namaza geldim
Sana geldim, şimdi senin kapındayım
Sensizliğin hükmünü bozmaya
Sende sen olmaya geldim.

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:00 PM

Saray


Senin gönül sarayının kapısını çalıyorum şimdi
Sana geldim işte
Ne varsa yüreğimde beraber getirdim kendimle;
Sevgimi, umutlarımı ve dualarımı
Aşk şarabıyla sana ikrama geldim işte,
Ne olur aç saray kapını
İzin ver girerim ne olur,
Artık hasretine dayanmaz oldu yüreğim
Sensizliği kaldıramadım işte
Sevginle donandı ruhum bilesin,
Aşk zaman ve mesafe tanımaz
Aşk sultan tanımaz,
Biliyorum kolay kolay açılmaz o kapı kimseye
Girildi mi de oradan bir daha da çıkılmaz
Ben o saraydan çıkmamak için geldim işte
Gönül sarayına mahkum olmaya geldim işte,
O saraya sultan olmak için geldim
Aç kapını, izin ver gireyim ne olur

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:00 PM

Savaşa Hayır!


Çocuklar hiç bu kadar masum olamazdı,
Yıldızları saymak vardı semada şimdi,
Geceyi hep aydınlatan kurşunlar mıydı
Şu üstümüzde kayanlar yıldız mı şimdi?
Umutları karartan; top, füze, bombalar,
Nerede sadece ekranlardan bakanlar..

Bu bağdat’ta sabah namazına uyanmak
Minarelerde ezanlarla olmadı ki,
*******i bir dem bile olsa uyumak
Kimler bilir, ahirete kalmıştır belki..
Yüzümüze gülümseyen bir çocuk görmek,
Çölde bir serap değil mi bunu beklemek..

Buralarda kurşunlar hep üstümüzdedir,
Gönüller mahzun, gönüllerde şimdi keder,
Kimler acaba bize dua etmektedir,
İnan ki açmayı unutmuştur çiçekler..

Yarınlarımız nadasa mı bırakılmış?
Bütün çiçekler bahar da solar mı öyle?
Bağdat’ın gülleri kanla sulanacakmış,
Bütün dünya sadece bakacak mı öyle?
Basra’da gökler titrer, yerler çalkalanır
Bunları gören kıyamet mi koptu sanır? !

İlim diyarı bağdat’ın yüzünde elem
Yeni değil ki bu film; eski bir hikaye..
Aşk değil bu, hep acı, daha ne söylesem,
Dua, kahır elimdeki tek sermaye,

Bizler gülebildiğimiz kadar mutluyuz,
En güzel türküler barış üzerinedir,
Bakmayın halimize, bizler çok mutluyuz,
En güzel şiirler sevda üzerinedir,
Burada en içli şiirler; ah şu savaş..

Yek vücut olmanın, birleşmenin vaktidir,
Zalimlere artık “dur” demenin vaktidir,
Şimdi bizleri hatırlamanın vaktidir,
Ve son sözde ku’an-ı kerimdendir, şimdi;
“Allah’ın boyasıyla boyanmanın” vaktidir…

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:00 PM

Şehitname



Vakit gece,
Sana bu mektubu
Ocak’ın on birinde,
24:00 / 01:00 nöbetinde,
Adını bile bilmediğim
Karlı dağların birinde,
“ Su uyur düşman uyumaz “ sessizliğinde
Uzun ve yorgun
Ve bitmek bilmez bir soğuğun
Ve şimdi yalnız olduğum siperden yazıyorum ağabey..

Askerliğimin kırkıncı gününde
Yüreğime sığmayan özlem var içimde
Bu hasret acısı
Dağlara ve sonra taşlara değseydi
Toz olup un gibi ufalanırdı,
Bu hasret sancısı aleme değseydi eğer
Kıyamet şimdiden kopardı,
Giderken, arkamdan sadece bakakalan
Kart postal rengindeki
Yarime selam söyleyin benden,
Dönüşü olmayan bir gidişi
Yüklendim omuzlarıma
Dönmezsem eğer
Kadere isyankarlığınız olmasın
Her insan biraz kaderin mahkumu,
Sizden daha çok merhamet eden Allah var
“Madem O var her şey var”
Elem yok, korku yok, endişe yok
İsyan hiç yok..

Çeyrek asırlık çocukluk yaşadım
Hepsini geride bıraktım gelirken..
Gelip asker oldum, adamdan saydılar,
Bak asker olmuş demedi kimseler
Adam olmuş dediler..

Takvimlerde adı yok bu mevsimin
Bahar değil, kış değil, hazan değil bu gün,
Bu kaçıncı yangındır yükseliyor göklerime
Gözyaşı döküyorum yaşananlar silinsin diye..

Beyaz kefenini boynuna dolamış bu dağlarda
******* daha da uzar
Dönüşüm yokuş olur
Hüzündü enseme konan şimdi
Ve efkarlığımı katmerleştir Hakk’a olan borcum,
Ve tekrar tekrar bu uğurda baş vermeyi dilerim,


Sıladan uzaklık gelip çarpar suratıma bazen
Yetimliğim bir taraftan
Anama hasretliğim
Diğer tarafımdan kuşatır beni,
El açıp dua etmeyi annemden öğrendim oysa
Sabrı babamdan
Gözü karalığı sen öğrettin bana ağabey..

Vakit gece,
Sana bu mektubu
Ocak’ın on birinde,
24:00 / 01:00 nöbetinde,
Adını bile bilmediğim
Karlı dağların birinde,
“ Su uyur düşman uyumaz “ sessizliğinde
Uzun ve yorgun
Ve bitmek bilmez bir soğuğun
Ve şimdi yalnız olduğum siperden yazıyorum ağabey..
Duayı annemden, sabrı babamdan
Gözü karalığı senden öğrendim ağabey..
Serzeniş yok
Huzur var bir namlunun ucunda ağabey,
En güzel tarafı da
Öldüğünü bilmemektir şehadet.

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:00 PM

Sen Olmaya Geldim


Sana geldim,
Gitmek için değil
Sende sen olmaya geldim..

Güneşim çocuğuyum..
Karanlıktan korkmadım
Sensizlikten korktuğum kadar,
Ayın gölgesi düşse de
Geceleyin başımızın üstüne
Devşirme ışığa yer yok benim lügatimde,
Sensizliğe yer yok..

Temmuzdan daha da sıcak varlığın
İçimi yakışın sevdanla
Sonra beni benden edişin..
Ölü bir mevsimin can suyu oldun
İşte alfabemdeki kadim elif
Okumaya senle başladım; aşka..

Seni yitirilmiş bir köşede bulmadım
Ben seni, senin de beni aradığın
Meçhule yazılı şiirinde buldum..
Sana geldim işte
Asla gitmek için değil
Sende sen olmaya geldim.

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:01 PM

Sen Söyle Kemancı


Pranga vurmadım hiçbir zaman arzularıma
Ben anadolu çocuğuyum
Eflatun nazarla seyrederim hep olup bitenleri
Kadınların süslü elbiseleri yakışmaz ruhuma
Ben şarklıyım
Diyar kentin dağlarından
Güneyin sahillerine inmişim bir akşam vakti
Belki de bu yüzden ayak uyduramadım buralara,
Sözüm ona
Beni kulaklarınla değil, kalbinle dinlemeliydin!
Yaşlanmış umutlara elveda
Yıpranmış, kül renkli mazime elveda
Bir daha elveda, bir daha, bir daha..

Bir bülbül ağıt yakar gülün üstüne
Gidenler geri gelir mi ki bir daha, gelir mi…
Hıçkırıklar içindeki keman hangi tele vurur şimdi,
Gurur zaman tanımaz kemancı
Bu derde yakalanmaya gör bir kerecik olsun..
Feryatlar niye ki, şükür yaraşır bize
Ahretlik meselemiz varken kemancı
Gözyaşı dökmeye değer mi dünyanın üstüne
Faniyle fena bulmak ve heba olmak sonsuza kadar
Sen söyle olur mu kemancı, olur mu, olur mu?..

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:01 PM

Seni Bekliyoruz


Sen’i bekliyoruz şimdi Ey Güzel İnsan,
Gözlerimiz geleceğin yollarda asılı
Ağıtlar yakar dilimiz,
Sensizlikten dem vururuz biz,
Bestelenmemiş bir umudun ismi sensizlik,
Bizler Sen’i arıyoruz,
Tamamlanmış bir sevdanın sonuydu gidişin,
En içli türküyü yağmur yüzümüze vuruyor ardından Sen’in
Sen nur-ı hidayet, Sen rahmet üstümüze..

Ama gel gör ki
Biz yağmura küskünüz
Sensiz yağmurları biz ne eyleyelim ki
Sensiz açan gülü, sensiz gelen baharı
Sensiz doğan güneşi
Sensiz yıldız kaymalarını…
Sen yaşayamazsan tüm bunları
Her yağmur damlası;
“Bunlar size haram olsun” demesin mi?

Sen’i özlüyoruz bizler
Ay her doğuşunda Sen’i soruyor *******e
Güneş mahzun gülümsüyor yüzümüze
Ve suçlu indiriyor ışığını yeryüzüne,
Asırlık hasretler var yüreklerimizde
Firakın hasretin muallimi oldu
Bu hasreti bitirmek için gelmelisin,

Sen’i arıyoruz Güzel İnsan
Yürekler isyanda sensizliğe
Ayrılığın taşkınlaşmış, ölümlerden bile beter,
Güneş ve ay sözleşmiş sanki hasretinden hep ayrı gezer
Anlaşılan onlar da vurulmuşlar, onlar da tutulmuşlar
Bizim sana tutulduğumuz kadar,

Sensizliğin bir adı karanlık, bir adı hasret
Karanlığa nurun, hasretine vuslatın gerek,
Tüm bunlar Sen’i özlüyor
Biz yolunu gözlüyoruz Sen’in
Sen yeşil aşk, mavi umut, beyaz düş
Sen bize yaşam
Yağmura bile rahmet olan yine Sen,
Sen’i bekliyoruz en Güzel İnsan
Bizler Sen’i özlüyoruz
Bil cümle alem Sen’i gözlüyor
Yaşamın ta kendisi, canlar canı Sen’i.

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:01 PM

Seni Keşfediyorum


Şimdi sen benden çok uzaklardasın
Biliyorum aslında her zaman yanımdasın
Kalbimde bir temmuz sıcaklığı
Ve senin sıcaklığın,
Ve yüreğini alev alev yakan sevdan
Bu sevda
Bu deli gönüle
Ve bu dünyaya çok dar,
Biliyorum
Bu sevda seninle ebede kadar.
Sen kalbimdeki ince sır
Ben bu sırra ihanet edemem bilesin,
Hala keşfedilememişsin
Her gün bir yanını keşfediyorum senin
Sonsuza kadar da sürecek biliyorum.

GooD aNd EvıL 08-16-2007 01:02 PM

Sır


Solgun hayatın karelerinde
Salası okunan mevtaların iniltisi maşrıkta ve garpta..
Kabir azabına dönüşen firkatin
En uçuk bir rengin kırıntısı,
Solmuş yüreklere sen; ahmak ıslatan..

Şimdi saatler yokluğunu gösteriyor,
En kuvvetli yanım;
Gönül odamın bir köşesinde her daim varlığın,
Mevsimlerin hüznünü taşıyor takvimler,
Yokluğunun adını hala koyamadı alem,
Herkeste garip bir burukluk sensizlikten gelen
Müteessir bir vicdanla kahrolan canlar var,
Neylesin ki kelimeler
Pişmanlığın ve hayıflanmaların tesiri yok,
Gün görmez gözler ne yapsın ki bu bahta karşı…

Kayısı kentin viraneliği bir fotoğraf bilmecesi,
Sensizlikten nükseden sayrılık
Kıyısı olmayan bir şehrin susuzluğu sensizlik,
Payitaht değişmişse bu memlekette
Adını bilmeyen hakuranlar,
Söyle alfabemdeki boynu bükük mim neylesin ki…

Bugün yusuf oldum dibi görünmez bir kuyuda,
Kırkmerdiven çıktım,
Kırkikindi saydım, ama yine de
Firkatin sönmedi yas tutmuş bu yüreğimde..
“ey seyyidinden kaçmış köle”:
Geleceksen eğer şimdi gel,
Çünkü sensizlik kokan bu zalım şehri, terk etmeyi ahdetmişim,
Ama bencilüs dağındaki sırra,
Ve gidip gelmemeyi yakıştıramıyorum, onca hatıralara.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:31 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.