![]() |
Derd-i Derûn
Yamaları sökülsün Rengime giydirilen Bu deli gömleğinin Açılsın sefaleti bir bir Görünmeyen yerlerimin Meğer yangın sonraları Hep kül ve duman olmazmış Meğer kapatılan yerlerim Havalanmalıymış hep Derd-i derûnuma dokunmalıymış Sebeb-i hayatım Nazenin elleriyle Mülk sahibi bu diyarın Desteksiz tahtında Bir ömür oturmamalıymış Eyvah ki vah Sesinin goncası İçimin ormanına açılan Nergis soğukluğu Serden geçen serim hey Yeşilim Maviye karşı Mağlubum aşka......... 31 Ocak 2007 |
Derkenar
Kalbim; Bir ortaçağ aşkının Şuleleriyle doludur. Geçen zaman Dirlik eklemişsede, Yeniden yazılan hayatıma. Ve hasretler girsede, En eski halleriyle rüyama Ellerim; Rüzgarın vicdanına Terkedilemeyecek kadar Diridir! .. Bir dünya gözlerimde Hep canlı Bir yürek hep atar nabzımda Eksilmemiş vuruşların Ve yokluğunda kahrolunan Çün yokluğu azap olan Bir ER'in hüznü ruhumda. Yıldızların gadrına uğrar bakışlarım Yıldızlar: Ki çoktandır parlamaz Gözlerimin ufkunda Şiir bile yıldızlaşabilir Ellerimin atımında Şükrü Özmen |
Desk
Resmine bakıyor cennetin Kalemsiz kırılgan gözleriyle Tohumsuz pür perişan aklı Zikrediyor Kara karıncayı hakkıyla bileni Taun belası değil Aşkın en onulmaz En eczasız yarası İşte bu... Gözlerinden ruhlar geçiyor Taşlayan EBABİL'in Haziran/2004 Şükrü Özmen |
Ürperişim
Yaz henüz başlamışken Kıpırtılı hikayesini yazmaya Gece serinliği mi Öğlen kavuruculuğu mu İkindi tenhalığı mı Bilinmez İçime sabahlar açtıran cıvıltı Bu kadran dönüşüyle geldi Kovanıma bal dolduran bu arı Zindanımı çiçekleyen bu nefes Aydınlığım bundandır Yücelişim bu yüzden Ve kutsal bir meşale gibi parlayışım Dehlizlerin karanlığında Ellerimi ikircikli telaşlardan koruyan Bu yangı Nefesimi rengine bulayan Bu boya Doğdu Geldi İçimin cinnet provaları Sahnelenmeden az önce Kanyondan Mor çiçekli dikenden Boşluktan koparıp kalbimi Kırlara İşte oraya Papatyaların yanıbaşına fideledi Doğdu doğurdu ömrümü Anneden çıkan annem Yarim Yarenim Sevdam… 4 Haziran 2007 Şükrü Özmen |
Dokuz
Sahilindeyim yanık türkülerin Eşyaya ket vuruyor Ruhumun alazları Devrik taburelere ağıtlar yaktığım Dar gölgesinde uyumak Rüyalara dalmak için yırtındığım Bir anı denizi Önümde dupduru uzanmış Bana bakir balıklarının Marifetlerini seyrettiriyor Ah bu haşere zaman Nasıl kaşındırıyor anılarımı Nereden buluyor Coşkumu hüzne dönüştürdüğüm kavgada Kullandığım kılıcı Gövdesinde esrar Teninde giz'ler taşıyan Bu kervanı neden boşaltıyor Damarlarıma Ki onların güçsüz aciz çeperleri Kararıp ayinlerle Çatlamaya yüz tutmuşken Yok işte duyulmuyor Devrik taburelere Yazdığım şiirler... 1 Aralık 2006 Şükrü Özmen |
Dost'a l
Sen ölürsen dostum Adı dünyaya hüzünle kazınmış Anılarım ölür Hayata sımsıkı sarılışlarım Yeni baştan başlama arzularım Ve anlamlarımın kördüğümü gönlüm Ölür Şükrü Özmen |
Dost'a ll
Ölüm Taze bahar çiçeklerini Kıskandıracak güzellikte Buluyor kendini Senin gözlerinde İkindi gölgeleri gibi Upuzun düşüyorsun Hayatın ışığına Alacakaranlıkta tertemiz hayaletler Oluyor başucunda Ve tertemiz rüyalarında Bakirelerin Senin gözlerin oluyor. Ergenler sivilceli yüzleriyle Sevmedikleri kızları Rüyalarında düzerken, Sevgilisinin ellerine Dokunmaya kıyamıyor Marifetsiz çocuklar Senin düşlerinde Sen kendini Uçurumlara Kalkansız yalnızlıklara Düşlere Annelerin gözyaşlarına Babaların katı şefkatlerine Ve terkedilen sevgililerin İç burkulmalarına bırak Beni burda bırak Yalnızlık gözlerimin yoldaşı olur Ruhumsa hep aynı istikamette İşte ölüm Senin ellerinde Ter-ü taze kır çiçeklerinin Nazenin yalnızlığına dönüşüyor Kırıyor işte benim belimi Ölmek değil Ölümün düşüncesi Beni sana Beni dünyaya Beni Allah'a Açıklayacak hiçbir şeyim yok Şu birkaç dizeden başka: Birden bire boşalan yolların ortasındayım Hedefler hep çok çook kolay olmuştur. Nereye Nereye Nereye Gideyim... Temmuz 2002 Şükrü Özmen |
Dost'a lll
Ömrümün En yakışıklı hatırası sensin Kapanıp ağlamalarımız boyunca ******* ve ******* boyunca Elleri çiçeklenmiş gençliğimin En elle tutulur Unutulmazı sensin Ufka dalıp gitmek Hayali cihan değer Devletler gibi Bakmak dünyaya Sivri yanlarımız Muhalif bakışlarımız Gayr-ı fıtri otomobillere Ömrümün En adam hatırası sensin Aynalarda ben başka Karşımda sen hep aynı Ömrümün En naçar hatırası sensin Sensin çıkmazlarda Kadınların aydınlandığı şarkı Bilirsin Hep korku dolu bakarım ben Denizin o geniş karnına Sınırsız gök aramalarım Sonunda Ufuksuz bir mahpus şehre Düştü günbatımı O sığ ve büyük Irmağın kıyısında Karşımda gözlerin Güvercin kanatlarına anlamlar yüklüyor Ömrümün En girift hatırası sensin Kadınlar Ve işte kadınlar Senin en büyük bilinmezin Korkun ve kederin Kadınlar ah kadınlar Akreplerin aydınlattığı kadınlar Yüreğime kıpırtılar katan Beni ölünmez uçurumlardan atan Kadınlar Seni birtek onlar bilecek Ana yürekleriyle... Evet oğlum Sen benim ömrümün En derin hatırasısın. Şükrü Özmen |
Dost'a lV
Semaları yeryüzüne indirdik Hasretlere aşık olduk seninle Yangınlara buzdan urba giydirdik Yandık; yanmalara yandık seninle... Şişmişti ayaklarım yazdı sıcaktı Tepelere altından bir güneş çıktı Doyurdukça karnımı ruhum acıktı Bulduk; bulduğumuzu sandık seninle... Ellerim yüzümü kapatıyordu Akşam ovaları saratıyordu O mana ruhumu daraltıyordu Uçtuk; yücelere konduk seninle Ruhumda tenimin ağırlığı var Ruhumda cesedin sağırlığı var Ötelerden bir sesin çağırdığı var Uyduk; çağrılara kandık seninle... Şükrü Özmen |
Dost'tan
Sen ölürsen Toprağının kokusu Şiir ülkemi sarmadan Gitmem mezarından Sen ölürsen Bayrağı bulutlar olan Gönül ülkemizden çıkmam Ben ölürsem O zaman Sen ölürsün DOST............ 27 Kasım 2006 Şükrü Özmen |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:58 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.