![]() |
Başlık: 4.8.2004
sürekli koşsunlar istiyorum kelimelerim tek tek ya da cümlelerin içinde ve zaman yetişemesin hiçbirine, başları dik olsunlar istiyorum söylendiklerinde ve güzel dursunlar insanların seslerinde, onları görünce, onları görünce...sevinsinler istiyorum bu dünyanın çocukları, anlattıklarından bulaşmadı, bulaşmasın istiyorum kelimelerime, yalan Savaş Aslan |
Başlık: 5.4.2002
hayat sen sivrilip de önümüzde bazen küser gibi bize hayat sen yokmuşçasına akıp da çoğu zaman unuttuğumuz hayat sen bulanıp da birden yine ansızın en dibini gösteren hayat…sen… kıyısında da açığında da en öfkeli kanlımız en vefalı yarimiz seyrederken dalıp yaşarken uyandığımız halimiz Savaş Aslan |
Başlık: 5.4.2004
herşey tüketilirken tüketilirken düşünce, duygu, an, insan kalmamış epey azalmış insan Savaş Aslan |
Başlık: 6.1.1995
öyle coşkun duygular var ki bedenimde uçuyorum göklere tutuyorum güneşleri hatta güneşleri tutarken ellerimle içime kapatıyorum hepsini sonra tek bir güneş oluyorum inanın başarıyorum Savaş Aslan |
Başlık: 6.2.2004
ben her şeyin bir gün olduğunu gördüm boşalan bir bardağın bir gün dolduğunu gördüm sabırdan da değil, yaşamakla ilgili bir şey bu nereye yürüyorsan oraya çıkıyor gittiğin yolun sonu Savaş Aslan |
Başlık: 6.6.2002
yıldız, ter ve kum koşuyorum, kaslarımın sesini dinliyor toprak gecenin damarlarından geçiyor coşuyorum Savaş Aslan |
Başlık: 6.7.2000/Dönüşüm
çocuk suya koştu suya bir damla düştü çocuk korktu dokundu gözlerine anladı ki ağlıyordu, çocuk tekrar suya koştu suya bir damla daha... dokundu gözlerine yaş yoktu anladı ki su, ağlıyordu çocuk, bir suya baktı bir kendine bir evrene... taşsana, dedi suya taş ki, ağlama su, bir çocuğa baktı bir kendine bir evrene... aşsana, dedi çocuğa aş ki, ağlatma çocuk suyu dinledi su, çocuğu çocuk aştı su taştı çocuk aştı su taştı... çocuk aşıyor su taşıyor çocuk aşıyor su taşıyor... dönüştürüyorlar birbirlerini hâlâ, buluşsunlar buluşulsun diye orada çocuk suya koştu suya bir damla düştü çocuk korktu...? Savaş Aslan |
Başlık: 7.11.2007
suyun geçemeyeceği kaya sanıyor kendini devlet-i ali biz ne kayalar gördük ki suda boğuldu cisimleri. renkler sardı dört bir yanı; kuşak oldu göğe isimleri Savaş Aslan |
Başlık: 7.5.1994
güneş hep aynı güneş yıldızlar hep aynı gökyüzü hep mavi bense her gün yeniden doğuyorum, herkes her gün yeniden doğsa ilk güneşe dokunuruz sonra tüm yıldızlara... ve mavi oluruz yedirenk mavi Savaş Aslan |
Başlık: 7.5.2001
ve henüz hiç kimse anlamadı farklılıkların toplamının yaşam olduğunu; toplumsal uyumun kolektif yalnızlık... Savaş Aslan |
Başlık: 7.7.2002
kentleri boyalı dünya nasılda bulaştırdık yaşarken öylece acıyı aklımıza Savaş Aslan |
Başlık: 8.11.1997
kemiksiz hayvanlar gibi yalanlarımız her kulaktan giriyor her dudaktan çıkıyor Savaş Aslan |
Başlık: 8.12.2004
ama değer be adamım kalbini değiştirmeye, güneşe bakıp ışığından bir parça yakana iliştirmeye ama değer be adamım sıkı durmak lazım, bir rüzgardır dolaşıyor şu aralar dünyayı içinde gerilmiş bir yay, bekliyor fırtınayı değer gündüzlerin çoğu esmer *******in çoğu yarım olsa da rüzgar olup fırtınaya karışmaya Savaş Aslan |
Başlık: 8.5.2001
sihirli hiçbir şey görmedim ömrümce yalnızca düşleri, sözcükleri ve elleri vardı tüm zaferlerin yenildikse -güçlü olduklarından değil- kendimize yenildik ve yendiğimizde -güçsüz olduklarından değil- kendimizi yeneceğiz Savaş Aslan |
Başlık: 8.5.2002
kusar gibi konuşuyordu konuştuğunun ağzına ayaklarını basar gibi Savaş Aslan |
Başlık: 8.7.2001
başkalarının yaraları kanatır hep beni, benimkiler? elinin kiri Savaş Aslan |
Başlık: 8.7.2008
herkes kendi keyfinde otlar ve sinekler de yağmur da kendi keyfinde sanırım bir deli ben kaldım bir de birkaç yoldaşım çoğu dağda, kimi şehirde ötesi kendi keyfinde… Savaş Aslan |
Başlık: 8.8.2002
sadece değişmesini istiyoruz o kadar; dünyanın... ağaçlar çoğalsın istiyoruz yoksunluk azalsın Savaş Aslan |
Başlık: 8.8.2004
bu dünyayı en iyi yumruğum tanır o ki dağları horgörür, karıncalardan utanır Savaş Aslan |
Başlık: 9.11.2003/Kanamak
benzerim yüz yıllık çınara aklımda düşünceler olduğunda, aklımda düşünceler olduğunda sevişmek isterim, hiç kimsenin köprüsünden geçmeden yumruklarımla kendime erişmek, ve sonsuz olsun isterim o anlarda dudağımda açılan yara kalbimi savuran fırtına, aklım düşüncelerle dolduğunda kanayan içimden bir gürz çıksın isterim yeniden ve yeniden savurabilmek için gövdemi surlarına bir gün bir yerde bir gedik açılır ve işte asıl o zaman, başlar kavga Savaş Aslan |
Başlık:25.6.2004/Düşlerinin Vazgeçenlerine
bir merminin gövdedeki sıcaklığı gibi hissedeceksin bir gün yaşamadığını belki; ne bulut ne yağmur ne toprak ne tohum ne çiçek olmadığını şimdiye dek, sadece seyrederek, bir çukurda zamanı yaşıyorum sanıp yaşamadığını. anladığında bir mermi gibi ısınacak kalbin kefeninden çıkıp dudaklarını ısıracak kalbin: sen sadece seyircisin! sen sadece seyircisin! sen sadece seyircisin! Savaş Aslan |
Başlık:17.9.2003
hiçbir adada olmayan bir deniz gördüm hiçbir kalemde olmayan bir kitap gibi, ben o denizden keman bile yaptım ıslık bile çektim dalgalarının içinden ben o denizin sırtında sevinçten…! ; doğmak deseniz öyle, ölmek deseniz öldüm aklımı denizin sularına gömdüm Savaş Aslan |
Başlık:28.4.2004/Sana Şiirler
bazen hiç bitmez bir duygu hiç bitmez mevsimler biter toprakta ayrıkotları biter insan kalmak biter bir duygu, hiç bitmez Savaş Aslan |
Başlık:3.7.2002/ Kırılgan İnsanlar Üzerine
ince dümenli bu gemi papatya yüklesen ambarlarına taşıyamaz, ağır gelir denize batar yelkenleri Savaş Aslan |
Başlık\ 2003
öylesine şeylerden bana ne hani, öylesine kaldırmışım ayağımı indirmek için yere; hah! bana ne! Savaş Aslan |
BEDESTEN-İ MANZARA ve KOMPOSTU TEORİLERİ - ÇÖPLÜĞÜ
Yalçın sen Küçüksün otur yerine Nihat sen de şöyle Geç ayak altında dolaşma Demek dünya böyleyken aydınları-mızın ve “aydın” adaylarımızın bize faydaları yalaka bir gevezelikten ibaret olacakmış Adam diyor ki bak benim egom toplumsal gel benim egoma inan, hem ben rahat edeyim hem sen bir şeyler öğrenmiş ol Biz bilgiye ve yol gösterilmeye muhtaç zavallılar onlara bir ev ödevi verelim, oturup onu yapsınlar; 1- Ne oldu da aydınlar aydınlanıp aydın oldu 2- Kurtuluş savaşının kurtardıkları Erol sen de şunu oku: sonra ben sizin tekerinize eğilip çomak bile sokmam, bir şey olsanız neyse ama değilsiniz…bakmam; yüzünüze; ıslatırım bir tek o da kendi neşem için 30.9.2006 gece olur masal kitabı kapanır yer yuvarlanır şafak söker horoz öter masal kitabı açılır; içinde al al masal hem de ne masal ne masallar var, her sayfası Atılgan tetikçi pişkin Bayar 24.11.2007 Savaş Aslan |
Bir Avuç Mutluluk
insanın yaşaması gereken bir avuç mutluluk hepsi bu ötesi hayatın oyunu. ve hiçbir zaman olamadı bir bardak su kadar ne bulduksa kendi kendimize ne bulduksa olamadı bir sıcak güneş gibi bir damla yağmur kadar tersini söyleyenler hep namussuzlar oldu hala da namussuzlar 28.11.2006 Savaş Aslan |
Bir Garip Eser
baktım elinde bir kalem -tedirgin de duruyor- sordum, ne oluyor? şiir, dedi yazıyorum da.. baktım, bir kaç satır sayfada mesela: 'gittin benden gelsen biraz ne olur ki kalsan belki... öpsen bir de kim ne der ki' nasıl? dedi ne? dedim şiir? dedi nerde? dedim ne? dedi şiir? dedim nasıl! ? dedi dili mi titredi ne... ya da bana öyle geldi sonra duydum ki eserini herkes sevmiş; zaten istediği de buymuş ıslatıp dursa da ağzında gördüm, kalemi kuruymuş 27.3.2004 Savaş Aslan |
Ç(Y) ÜRÜYüŞ
dostlarım siz artık gücenseniz de söylemeliyim yıkılıp gitmişsiniz… sadece ayaklarınız basıyor dünyaya aklınız vahşi bir hayvandan da yavan; bu dünyadan anlamayan ve bir çamurun içinde yaşayıp, insan olduğunu sanan 13.11.2007 Veya şöyle denebilir, cehennemi çok uzakta aramayın, çünkü içinde olabilirsiniz. - Y'den sonra boşluk yok ama eklerken bu şekilde kabul ediyor. Ve bütün harfler büyük olarak eklenemediğinden başlıktaki bir harf küçük. Savaş Aslan |
Bir Süre Hep Böyle
bir süre hep böyle hiçbir şey olmayacak, bir süre hep böyle gezinecek insanların ayakları yerde mavi bir taş bulacaklar gökyüzü sanacaklar bir süre hep böyle her şeye ille ki kanacaklar bir süre hep böyle ağaçların gülümsediğini görmeyeceğiz yaptıklarımıza [otoban asfalt tekerlek eni sonu ülke eni sonu devlet, bir süre hep böyle kalbimiz sınırlardan geçecek] bir süre hep böyle cüzdanlarımız olacak içinde et içinde ekmek içinde özgürlük içinde adalet ve açlık ve allah ne verdiyse ve kısmet, bir süre hep böyle alınteri değil minnet bir süre hep böyle düşleri unutacak aklımız belki sol yumruklarımız bile… denizin üstünde martılar uçarken gözlerimiz camekânlarda olacak, bir süre hep böyle camekânlar gözlerimizde bir süre hep böyle çocuklarımızın kanatlarını kıracağız; hayal eder de uçmak isterler diye [bir süre hep böyle yalnızlıklarımız olacak aradığımız bir şey olacak, bir süre hep böyle ayrılıklarımız olacak aradığımız bir şey olacak] bir süre hep böyle ceplerimizdeki kimliklerimiz gibi yüzlerimiz onaylı, sebeplerimiz tanıdık sonuçlarımız aynı bir süre hep böyle tutup da anlamayacak çoğumuz her şeyi birdenbire, bırakmayacak elindeki taşı bakmayacak gökyüzüne bir süre… sadece bir süre, hep böyle 31.5.2004 İstanbul Savaş Aslan |
Çarber
Özgürlükçü düşüncenin karşısındaki güçlerin ve onların bilinen her isimdeki insanlıktan çıkmış yandaşlarının hayata bakışımızı marjinalleştirmelerine izin vermemek gerek. Ki, marjinallik konusunda, ben bugüne kadar hiçbir zaman marjinal olmadım ve değilim. Sıkça kullanılan o olumsuz anlamıyla, asıl marjinal olan kapitalizmin kendisi. Asıl marjinal olan açlık sefalet ve cehalet. Asıl marjinal olan bir kişinin sabah kahvaltısının bir başka insanın aylık geliri olması. Bütün bu sözde ihtişam içindeki fakirliğin ortasında, bütün üretimin, genelleştirme arayışlarından çok, “zengin” denilen bir avuç parazitin korunmasına ve lüks tüketimine yöneltildiği, indirgendiği bir ortamda, devrimci düşünceleri marjinal bulmak ya kölece bir zihniyete sahip olmayı gerektirir ya da olsa olsa bir hamkafalılıktır. Savaş Aslan |
Çürümüş Bir Ülkenin Duvarlarındaki Resim
ışığa gitmelisin 24.7.2004 Savaş Aslan |
Çürümüş Bir Ülkenin Duvarlarındaki Soru
yarın ne zaman olacak? yalan, oldu bak peki yarın ne olacak? yarın ne zaman olacak? yalan, oldu bak peki yarın ne olacak? yarın ne zaman olacak? yalan, oldu bak peki yarın ne olacak? .................................... .................................... .................................... 23.7.2004 Savaş Aslan |
Davul-Zurna
biz yüzyıllardır cennetin içindeyiz zaten; sevdamız öyle bakmayın öldüğümüze ama bakın, bu cehennem siz inanmadınız biz öldük diye 12.3.2005 Savaş Aslan |
Dünyanın En Güzel Kadınına
ve ben yıldızım ve sen gecem ve ben ağacım ve sen serçem 19.7.2005 Savaş Aslan |
Hayalgücü
Hayal gücünün de bir evrimi vardır. Bir sınıfın hayal gücü tekdüzeleştiğinde, kendi için yarattığı teknolojinin-görselliğin, kendi için yarattığı bilimin, edebiyatın/sanatın içine sıkıştığında, hissedip de anlatamadıklarından dolayı, hissedip de kabullenemediklerinden dolayı her geçen gün biraz daha saldırganlaştığında, sonu da yaklaşmış demektir. Yüzyıllar süren bir başlangıcın ardından belki yine yüzyıllar sürecek bir son. Ne kadar “Yaşamak, bu” dense de öğrenilecek milyarlarca şey var bu dünyada. Birlikte öğrenilecek milyarlarca şey. İşte bu gerçek insani zenginliğin önündeki tek engel, hayal gücümüzü ve potansiyellerimizi kendi için-kendi bakış açısına göre sınırlandırıp köleleştiren, kendi mekanizması ve kurumları içine hapseden kapitalizmdir. Anarşizm yeterince takıntılı ve yeterince bencil. Bu yüzden, kapitalizmin bir yan ürünü olarak günümüzün kaosu anlamında değil ama, bir sistem anlamında bir ütopya. Hem de hayal gücü tekdüzeleşmiş bir sınıfın içinden çıkmış bir ütopya. Bu cümleleri yazarken aklıma Dövüş Kulübü geldi; kendi yarattığı metalar dünyasının kendisini de fazlasıyla esir almasından bunalan bir sınıfın, kendisine saldırması...Oysa bu dünyanın çalışan-ezilenlerinin intihar etmeye hiç ihtiyaçları yok. Çünkü onlarda başka bir duygunun tohumları var; bir burjuvanın hiçbir zaman samimiyetle kavrayamayacağı bir duygunun. Bir insanın bir metadan daha değerli olabileceği başka bir dünyanın tohumları... Sorun, üretim araçlarının bir sınıfın mülkiyetinden çıkıp, insanlığa armağan olabilecek kadar gelişip gelişmediğiyle ilgili. Evet gelişmiştir diyorsanız 1’e, hayır gelişmemiştir diyorsanız 2’ye basın... İşte bizi hep böyle oyalıyorlar. Bu yüzden gülümseyin ama inanmayın... Çünkü Afrika, Avrupa’dan da Amerika’dan da daha gerçek. Onların Dijital Kaleleri, Da Vinci Şifreleri...var, diğer tüm insanlığınsa gerçekçi düşleri. ... 'İtibar canavarların en korkuncudur.' troçki Savaş Aslan |
Eğreti
gülümsetmeyin bizi iyi şairler, sıkı yazarlar, loş odalar biz bir tek sinek göremiyoruz pencerelerinizin camlarında, *******i sayfalarınızın üzerinde gezen böcekleriniz de yoktur sizin şimdi, öyleyse aranızda gülümseyin bolca ama gülümsetmeyin bizi gülümsetmeyin bizi entel adamlar, dantel madamlar sizin raflarınızdaki kitaplar olsa olsa bizim bir tek acı küfrümüz kadar... hani ve yani kendi aranızda ne yerseniz yeyin de gülümsetmeyin bizi [kendinize] o kadar! 4.11.2004 Savaş Aslan |
Karşılama
hiç gelmeyecekmiş gibi gitmiştiniz paylaşan yanımız ve gül bahçeleri 5.11.2004 Savaş Aslan |
Konçerto
ruhumun taşlarına yazılar yazdım ruhumun taşlarına şekiller çizdim, çizgileri derin şekiller, ruhumun taşlarına. ruhumun taşlarına betonlar döktüm ruhumun taşlarına masallar söktüm kitaplardan okudum ruhumun taşlarına ruhumun ayaklanan aşklarına 14.10.2004 Savaş Aslan |
Kristof Kolomb’un Her Nesilden Torunlarına Serenat
insanoğlunun ateşi bulmasını seviyorum kadınların ve erkeklerin parlayan bir kibrit gibi aşk çakan gözlerini o ateşi, o ateşin yapabileceği her şeyi insanların özgürce duruşlarını seviyorum fırtınanın içinde simsiyah bir geminin yanan yelkenleri gibi, asi, devrimci yoksa şu fedakâr koca yaşlı dünya burjuvaların us’suz hayalleri gibi olurdu ya; her birimiz hayalleri çalınmış hayaletler gibi… lanet olası burjuvalar! gidişiniz de görkemli olacak! gelişiniz kadar 13.10.2004 |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:41 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.