www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Nevin Kalafatoğlu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135140)

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:08 PM

İllaki Aygül

sen yüreğinle uzaklara uç..
uzaklar seni ulaşılamazlardan yapacak
savur rüzgarlarını arş_ı alanın..
girdaplarında kaybolsun ihanetler..
sen kadınsın.. yaradana en yakın...
elini çevir semaya..
nankörlükler sadece arkandan baksın...

24.12.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:08 PM

İmitasyondu Şair

Bir aşk şiiri yazmak istedi canım
Şöyle alıp götüren
Beni de okuyanları da
Aradım kuyuların sularında
Aksisedaları
Gölgesini yüzünün
Sevgilinin
Bulamadım bu gün
Duygularımı tutukladı biri
İyi niyetliydi
Her tutuklayan gibi
Niyeti içinde belli
Kelepçelendim
Mantık istemiyorum aşkta
Biliyorum kimse istemiyor
Hele aşkın gerçek sahipleri
Bir aşk şiiri yazmak istedi imitasyon şair
Yazamadı bir türlü imitasyon bir şiir
Oysa içimden ikinci trendi geçen
Şiir sayfalarını uçacaktı vagonlarından
Amacı iş değildi,para hiç değil
Sevgiydi dağıtmak istediği duygularla
Duyu Asıl olandı
Kelepçelendi duygular..
Yazamaz belki de şimdi şiir
İmitasyondu
Şair...

04.01.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:08 PM

İsimsiz Bir Aşk Mektubu

Bilmiyorum gerçek sebebini
Düşünemiyorum seni
Hep bir lavanta kokusunun içinde
Buluşuyorduk ya hani

Sabah yürüyüşlerimde
Sesin mavi
Gölgen mavi, serinletiyor beni
Özledim ellerini

Sokağın köşesinde
Hala duruyor kedi
Birde simitçi, önünden geçtiğimde
Süzüyor beni

Sen gittin gideli
Gönderdiğin bir peri
Siliyor izlerini
Anlayamıyorum neden ellerini özlediğimi

Bu siliniş suni gibi
Bilirim gerçeklerini aşkın
Yer altı suları gibi sessizdir
Gizler kendini

İtiraf ediyorum
Özlediğimi herşeyini ve seni
Musanın asası gibi dokundun
Yardın denizimi

Boğulmadım asla sana inat yaşadım
Bir bir not ettiklerimi
Kalemimin yazdığı harfler gibi
Dengesiz bir aşksın,cezasın bana belki


Nevin Kalafatoğlu
20.05.2006 / LARA

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:08 PM

İsimsiz Sevgiliden

Seni dusundum ter içinde, ıpıslak butun gece
Yaz yağmurları yağıyordu parmaklarında serin serin
gozlerimi kitledim en parlak yıldıza
solugumu tuttum,
sesin kulaklarımda dansediyordu an an
isil isildi sehir,
sesler seni anlatıyordu takılmıs plak gibi
bağırıyordun bana
neredesin... neredesin... neredesin...

17.08.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:08 PM

İsimsiz Şiirler İçin

gülümseyen iki çift göz bakışiydı
yakaladı
haykırış nidasıyla beni
sanki asırların hasretine susamışlıklar vardı kollarında
duygularımda Şükran gurbet yollarında
herşey senin içindi
senin içindi Şükran
ne medcezirler yaşadım
şiir şiir okudum insan insan tanıdım
sevgili
şair duyarlığındaki kalpleri topladım avuçlarıma
son masada son anda
zamanlar geçmişten koşuştu kuş kanatlarında
mucizeler yaşadım
bir çift güzel göz gördüm derin
gülümsemeleri mahsun ve bakışlarında hüzün
yüreği isyan
şiir şiir okudum şiir şiir anladım
yeldeğirmenlerinin rüzgarıyla esen
karıştı dünyam
biliyorum sevgili
artık bu buluşmaların
her birinde bir sihir yaşanacak
her harfin tuşuna dokunduğumda
bir müzik yayılacak buralardan
avuçlarıma topladığım tüm kalplerin güftesini
fırlatacağım göklere sonsuzlaşsınlar diye
şarkılar çağıracağım
tarihin gizlerine karışacak
biliyorum bir gün batımında
her ton kızıllıklardan yaprakları olan
sevgi ağaçları büyüteceğiz
ve o ağaçlarda imgeçiçekler açacak
dallarında şiirin serüveni aşk
kökleri kan can şairlerin
aşk ölümsüzlüğündeki şarkı olacak
kelimeler
dökülecek ulu ağacın diplerine
ve ben onları toplayacağım
binbir koku binbir renk binbir çiçek
geçmiş zamanların gözyaşlarınla açmış şiirler yazacağım
şairler için
birgün okunacak bir varmış bir yokmuş bir masal
bir çocuk ağlayacak ve birkaç
neredeler...
neredeler şimdi sevgilileri
saf yüreklerin


Kuşadası şairler buluştu..
sonsuz sevgiler
bütün emeği geçen dostlara kusur ettiysek af ola..

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:08 PM

İstiridye Kabuklu Aşk Dondurması

turkuaz bir dalgaydı gelen denizden
uzunyollarını yazdım satırlarım da
en derin yerime
yerlere saçılmış istiridyeler vardı dibinde
mavi kumlardan bir peri evi
içinde aşk dondurması
tadı rakı
dilimden kaydı sana

cam bir deniz çizeceğim şimdi
aşk ateşinde
en mavi derinine Akdenizin
mor dondurma dağlarımı sen bilemezsin
üzeri aşk soslu
şiir için
sana

istiridyeleri topladım
inciler
bana


31.07.2006/LARA

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:09 PM

İşte Beyaz,İşte Yaşam,İşte Aşk..

koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler üzgün
doktorlarda bir telaş
hayat memat meselesinde insanlar
aşk varmı?
gözlerde küçücük flörtler
odalarda hayat anları
feryat... figan... can pazarı...
ah hayat,ah yok olma duygusu
sevgililerde tereddütler,
heyecan
yaşama..yaşatma meslesi...dertler
anlarda kücücük meşkler
gönüllerde kaybolma korkusu
gözlerde hatıralar..
beklenen sevgililer..
ve özlenilen anlar...
aşk varmı?
olmalımı
olmamalımı derken
olmalı
hemde yüreğin tam ortasına konmalı
gülümsemeli yaşam
aşk gülümsemelerde tutuklanmalı..
hiçbirşey unutulmamalı..
koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
ve vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler umutlu
doktorlarda bir telaş
işte aşk,
işte beyaz,işte yaşam



Nevin Kalafatoğlu
18 Mayıs-18 eylül 2003

içbükey yaşam dansı anları
Antalya Tıp Fakültesi koridorları

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:09 PM

İşte hayat

sana rastladım
gece
tekrarlar hece hece
okudum seni
enteresandı hayat
sanki hep orada bir yerde
belki ben surada burada
kimbilir nerelerdeydik
paylaşımlar ortak noktada
bir iki kelime
karşılaşmak raslantı
her rastlantı bir sonuç
sebeb yok düşünme
belki hayat bu
bırak kendini meltemlere
savrulsun yaşam
gittiği yere
güzelliklere
akışsın
tutuşsun
yaşansın
güzelliklere

29.06.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:09 PM

İz Düşümleri...

Bostancıdan Adalara bakarken bir gün,
yüzümde Marmara..
zerre zerre
gözyaşım,
gün batımı...
ayaklarım deniz,
gözlerim göklerde
seni ararım.
dalganın seslerinde
gün bitiyor...
ve vakit geçmiyor,
durdu tüm zamanlarım.
bir martı kanadında uçuyor duygularım
gitme... gitme...
yankılanıyor denizin dibinden, martının gölgeleri ağlıyor
senin sesinde bir şarkı oluyor
çocuk yüzüm beni anlatıyor
bakma sakın, bakma! ...
bırak yalnızlığıma bulutları.
adalardan bir vapur yanaşıyor..
iskele..
iskelede bir güz akşamı.
kararan bir günün son anları
gözümde hüzünden denizin dalgaları
seni arıyor.
boşluklar oluşuyor, bakış noktalarımda
bir iskele babası
taburem oluyor.
oturmak,
hayır! bu oturmak değil yığılmak
oracıkta öylesine, Marmara kokuyor
bayılıyorum
sonunda
bütün zamanlarına İstanbul’un
ayılıyorum.

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:11 PM

Kadınca bir paylaşım

Merhaba Efendim …

Efendim zaman zaman okuduğum bazı forum yazılarında derler ki; şiir erkek işidir.
Bende alındım Biraz…
Bu güne şiirli katılayım bari dedim..
Düşününce eskileri, hakta verdim.Beylere, efendimle konuşmaya başlayan dönemlerde ne çok sebeb yaratmış ki hanımefendiler, şiir yazan beyleri gelenekselleştirmek için.
Beyler bu duruma ne kadar güzel adabte olmuşlar ve o sahane şiirler ve şarkılar doğmuş.
Kaçan kovalanır derler ya hani, bu söz biz hanımlardan yadigar bir hal herhalde eski zamanlardan kalan.
O zariflik ve flörtün tadına varmak adına eda ve nazlara kim dayanabilirmiş ki!

Kadınlar sa şiir yerine göz süzme, hafif bir gülümseme, aşığının önünden geçme, mendil düşürme… hikayeleri…Güzel kaçarlarmış bin bir zerafetle… ve şiirlerle kovalanırlarmış, romantizmin en üst noktasının yaşandığı zamanlarmış…Onlar ilham perileriymişler…
Ne yapabilirler ki beyler, mendil kokusuna bayılıp, çini mürekkeplerine gömülüp hülyalara dalar şiir yazarlarmış…Yazmazlarsa gönüllerdeki ateş nasıl sönecek, sevgilinin ceylan kaçışına bile hasret nasıl bitecek.
Bir göz süzüşe ve lamba ışığının gölgesine hayaller…Şiir olmaz mı.
Elbette, en büyük hazlarla yaşanan platonik aşklara cevaplar, zarif bir kalem edasıyla bir mektup kağıdına şiir olarak dökülmez mi?

Şimdi teknoloji uçtu tabii mektuplarımız elektronik olduğu gibi, erkekler kadar kadınlarda duygularıyla ortadalar. Şimdi onlarınperi olmayan İlhamileri var
Ürkütücü bile olabiliyorlar, aşk yaşanabilecekken bile yaşanamıyor, ince hesaplar, bağımlılıktan korku, sorumlulukların ağırlığı uçup giden İlhamilere dönüşüp kişiliğini saklamayan kadınları ürkütücü yapıyor. Oysa bütün kadınlar pembe bulut ta olabiliyor…Ama bu bulutu görebilen duruştaki erkekler için, pembe yağmurlarla ıslanmaktan korkmayanlar için.
Rüzgarların savurduğu samimiyetsiz ilişkileri besliyor ademoğlu. Buna sebeb, ne kadın, ne erkek sadece güvenmemek,aşkı kalbten tene indirgeyen bir dünyada sevgisizliğe mahkum, doğurulmayan çocuklara hazırlanan bir dünya…
Yalnızlıklar da evrensel boyutlarda…

Ey aşk sen artık mehtaba çıkaramıyorsun sevdiğini, uçuruyorsun anlarda yaşanan duygusallıkları, kaçamak yollarda bir klavye uzaklığında, sessiz kalbinin içinde bilinmez bir huriye…
Ey beyaz atlı prens bakıyorsun öylesine, atın koşmuyor, sadece durduğu yerde tırıs halinde ve sadece yelelerini savurup ses bile çıkarmıyor. Bakıyor öylesine… ürkek ve kararsız

En güzel örnek buna görmeyen gözlerin kinetik aşkı değilmidir…

Aşk gözlerde değil ki gönüllerde sözleriyle
Evet Aşık Veysel çok güzel demiş
Ama oda erkek sonuçta
gene kendine yontmuş üstad az biraz gülümsetmiş…

Güzelliğin on para etmez
Bendeki bu aşk olmasa

Zaten adıda Kördüğüm’dür bu deyişin...
Sevgiliye erişememenin verdiği isyan, gönlün göz açıklığıdır aslında, sitemdir.

Sonsuza kadar bitmeyen kavgadır, gönül ne ister, ne yaşar… Bilinmez ve acı bir tat değil midir? Aşığa kalan.
Şiir doğar sancılarla…işte o anlarda Aşk her yeri kavramıştır ne cinsiyeti vardır ne de umurundadır aşığın.
Erseliktir artık…özgür ve güçlü kadınlarla… şiir de vardır, roman da.

Aslında okuyacak diye büyütülen kız cocuklarıyla, evlenip gelin olacak diye büyütülen kızların çatışması ailedeki gizli rekabet erkeklerin kafasını karıştırdı diyorum ben.
Aynı sapla saman misali…
Aslında bir halıydı dokunan şiir yerine…Bir türküydü yanık yanık okunan… Bir nakıştı gergefte işlenen,kim anladı, nasıl anlaşıldı, bilinmez…
Kadınlar çeyizlerinde de yazdılardı aşkı.Bir harf bir ilmekse hele birde ipekse kelimenin harfleri … söze ne gerek. Desense bir michelangelo inceliği,şiir yerine.

Bu gün bütün yazan ve çizen kadınlara, üreten ve tüketimi kontrol altında tutan kadınlara, boş vermişliğin farkındalığında olmadan iç güdüleriyle davranan kadınlara, asla anlaşılamayan bu yüzden suçlanan kadınlara ve bu durumun fena halde farkında olup gereğini yaşayan kadınlara selam olsunu böyle anlatmak istedim.
Eğer anlaşılmamak umursanmamak sendromunu sürekli yaşarlarsa bu günün kadınları…
var olacaklar elbette ama doğurganlıklarının en büyük güçleri olduğunun farkında olarak bir gün hiç doğurmayacaklar…

Ve insanlık erkeklerin elinde yok olabilecek bu durumda…Sonu hazırlayan doğanın kanunu gibi. Anlamak istemeyenler kıyameti koparacak.

Çiftliklerde insanlar üreyecek balıklar gibi…
Duygular ölecek ve şiir bitecek.

Aynı oksijenin bittiği gibi…

Suların bittiği gibi

Yağmurların yağmadığı gibi

Tohumların yeşermediği gibi

Doğanın kendini öldürdüğü gibi

Boş ve hasta ruhların savaşlarla yok ettiği insanlık gibi…

Acımız büyük olacak…


İşte o zamanlarda bir kelebek havalanırda gökyüzüne ve bir çiçek şaşkın şaşkın açarsa… Bir kadın bunları görüpte gözlerinin içi gülerse, bir adam onu görüp gülümseyen dudaklarına tuhaf bir dugu hissederse Aşk yeniden başlayacak…
Kelebekler ve çiçekler ağaçlar ve doğan güneş sevgiyi yeniden yeşertip dolunayda ******* aydınlanacak…
Yakamozlar neşeyle ay ışığına kahkahalar atacak ve yıldızlar mutluluktan yeniden göz kırpacaklar…

Yaşadığımızı anlamak için bu kadar acıya değer mi? Kavga neden, hepinize sesleniyorum dostlarım, el ele tutuşun ve gözlerinizi kapatıp sadece şunu söyleyin bulunduğunuz yerlerde…
Biz insanız… Sevgiyi yaşatmak için var edildik…
Bağırın alabildiğine…
Günlere sığdırmayın sevgilerinizi ve dağıtın… ölene kadar… ve öğretin bebeklerinize…Yükler bindirmeyin o muzlarınıza her anı değiştirebilecek bir kelebek olun

Sevgiyi götürebiliyoruz ölümde ve sevilmeyi yaşatabiliyoruz ardımızdan…
Gerisi ben ne yaptım sözöcüklerinde gizli kalmasın ölüm anlarınızda…
Yaşayın



aşık olduğuma yazarım şiir
neden yazmayacakmışım ki...
duygularımı ben yaşıyorum…

AŞK HİSSEDENE AİT

hissetirene değil ki
şiir de yazarım
resim de yaparım
şarkıda söylerim
heykelde binada
çeşme de yaparım
cocuk da doğururum
ekin de biçerim
severimde sevdiririm de kendimi…
aya da aşığım
güneşe de
ne olacak şimdi
Erkek mi olmak zorundayım... şiir yazmak için veya Kadın mı olamalıdım bulaşık yıkamak için, hem evde, hem işte calışıp daha düşük mü ücret almalıydım erkek olmadığım için, ama aynı işi daha zor sartlarda mı yapmalıydım bana birileri eksik etek dedikleri için…İnsan değilmiyiz eşit değilmiyiz biz.Erkekler günü neden yok.. kadınlar günü neden var… hediye mi ediyor insanlık bu günü bize… teşekkürlerimle almayayım.
Çünki bütün günler benim.
Düşünüyorum neden diye…

AŞK ÖLDÜ KİMSE İNANMIYOR…

Kadınların aşkı hormonal değil belki ondandır.

Bazen bir demet menekşedir aşık eden kadını. Bazen bir sestir sevgi dolu,bazen bir bakıştır yakalanan... Ama en önemlisi
Sevilmektir kadını belirleyici kılan...
Sevgiyle üresin insanlık diye...iç güdüsüdür, KENDİSİNE ARMAĞAN…

İllaki Neruda olamayabiliriz
veya İngeborg Bachman
veya Özdemir Asaf
veya Gülten Akın

Ama yazarız, çalışırız, üretiriz..
kim hangi kompleksinle konuşsa bile umursamam şiir sevdası düştüyse yüreğime...

İşim benim üretimimdir, benim duygularımdır ve içindeki gizleri çözebilene şiirdir.Çözemeyene yorumsuzum.
Ama şairim diyenlerle şair olunmaz, şiir okumakla sevgilide bulunmaz.
Aklarla karaları karıştırmayalım.Şiir beyinlerde filizlenir...Hayaller olmadan keşifler olmaz…yatırımların en büyük gücü hayallerimizdir bunun cinsiyeti olmaz.
Kalplerimiz, bilinç altımızda değil hiç birimizin.
……..
…………..

Benceleyin yazmak düştü içime ve
Paylaşmak hoştu benim açımdan sizlerle…
Unutmayın ki dugusal zekayı yeni keşfediyorsak, eksiklerimizin farkındalığında büyük adımlar atmaya başlayacağız demektir.
Eğer bu tutuklanan günler bunun için yararlıysa insanlığa varolsun kutlu olsun.
Gönül dolusu duygulara ve yaratcılığına selam olsun.dileğim bu…

Yeterki şiir olsun varsın yazsın insanlar...keşfetmenin hazzında bir serüven yaşasınlar ömürlerinde bitmeyen..

Şairleri sonra zaman belirler.İnsanlığı kurtaranlar doğuranlardan olsa ne olur.Zaten hepimizin bir anası yokmu… Bazen kadın bazen erkek olabilirler…
Gerçek ise yazıyorsak,okuyorsak, insanca yaşıyorsak ne mutlu bize…

Hoş kalın
Tutuklu gününüz kutlu olsun.

Nevin Kalafatoğlu

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:12 PM

Kadınca tereddutler

Saclarım ne renk
bazen bilemiyorum.
Istanbul'da Mevlut bilirdi,
Antalya'da Mehmet.
Bilmem ki,
Ne kadar bilebilirsiniz,
Saclarımı,
*******i yıldızlarla
Suslemek,
Sabahları papatyalarla.
Mor irisler koksun isterdim
Öğleden sonraları,
kırmızı gelincikler süslesin
Saclarımı.
Bilmiyorum ki...
Yağmurla
Islandığında sırılsıklam,
Gok kusağı olsun isterdim
saçlarım.
Olasılık varmı ki...
belki!

Nevin Ka
02.03.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:13 PM

Kadınca tereddutler 4 (Kadının gücü)

Kadının gucu....

bu gun bir kadın dinledim tv de...
onu tanır gibiydim...
Ayse'ye benziyordu... Yasar gibiydi... ve Asuman
Gul de kadındı... onun gibi...Nesun'da... Hilal'de...
Mehtap'ta çilekesiydi dunyanın...
gonullerinde ki isyan...............ben
ne kadar coktuk.... hikayelerimiz.... ortak
mutsuz olmamak adına... direndik...
hayatlar boyleydi... hepimiz farklıydık aslında...
renklerimiz... islerimiz... sevgilerimiz...
cocuklar...kocalarımız...sevgililerimiz...
aynı değıldik... rengarenktik...
aynı bizim gibiydi tv deki kadın...... lar
gucu gozlerinden belli...sozunden demli...
ne kadar coktuk... farklı diyarlarda...
kapalı kapılar ardında...yasamlarımız..
çeyiz sandıklarında...
tasıdıklarımız... tasıyamadıklarımız...
akıllıydık zeki ve guzeldik...muhtesemdik...
saçlarımız... gozlerimiz... dudaklarımız..
o futursuz ve ozguvenli tavırlarımız...
isimiz ve basarılarımız...
biz aynıydık bir yerde...ve hala oyle...
yurekli kadınlardık..............simdi
biz tv de.... siirlerde..... sarkılarda...
kürsülerde... derneklerde... gulucuklerle....
kalbimizdeki insanlık askı ile....
ülkemizdeki iyi ve ozgur cocukların... analarıydık...
onca mucadele................. protest tavirlar...
kadınsı isyanlarını yasarken anılar....
hepsini birden yapabilmenin verdiği zevkle....
sıkıntılarımız....anlasılamamak... ince dusuncelerımız...
onca engelleri astık... bırakmadık...sorumluluklarımız
arayısları dunyanın.. zevk-i sefa yerine... veya bir bilezik...
yepyeni ufuklar acıp....yurumeye... basladık... bu gun tv de...
durmak yarasırmı zannedersiniz bize...buyuduk artık...
biz durursak durur dunya...su iyi biline....
el istiyoruz artık esler.. sevgililer...tutusalım el ele.
tereddutlerinizi pozitif yapın....... yasatalım... dunyayı
el ele ask ve sevgi ile...
ozgurce..ve saygiyla...guvenin kendinize...
yasayalım beraberce kadının gucu ile...esitcesine...


25.10.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:13 PM

Kadınca Tereddütler (Ne Yapsam)

Kıpırkıpırım
duraganlıklarım bitti.... üretkenim..
güneşmi yapıyor beni böyle...
yoksa başka bir nedenmi...anlamadığım..
ruhum medcezirleri yaşiyor gene...
anlarım anlarıma inanmıyor...
zamanlarım zamanlarıma...
önümde birsürü yol...
elim başımda...düşüncelerim...
yolların başinda yorgunmuyum neyim
hangisi doğru yolum........mecburmuyum.....
aşkım...özgürlüğüm...şiirlerim...projeleri m..
şimdi gene benim...işte bu benim.... benliğim...
neden... neden ben hep böyleyim...
hepsini isterim hep...
hepsini hep...

14.11.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:13 PM

Kadının Gizi

birgün
başım döndü der şair
bir adam çarmığa gerilir içinde
aslında ruhunu temizler
herkes
öldü der masa başlarında
aslında öldü diyenler ölmüştür
o an
gömülmüştürler
o ise özgürlüğün
varolmanın en yüksek katında
aşkı bekler
dünya döner
kadın adın
bekler zamanların içinde gizlerini dünyanın
hasta ruhlar temizlenip
bilgeleştiğinde
iner gökten
ben geldim dediğinde
yeşillikler içinde tepeden cocuk sesleri gelmektedir
bütün erik ağaçlarının
çiçek açtığı zamanlardır o anlar
zaman ve gizemli kadın
ağlamaktadır
yaşanmakta olan mucizelere
dokunduğu hersey nurlanmaktadır
ruhların saflığından
gelir
o kutsanmış varolan
dualarından
nur yüzlü bilge bakar düşünden
gülümser
saklanan köşesinden bakarken
gizemler
kadının adını söyler

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:13 PM

Kalemi eflatun kadın

zambak rengine tutkuluyken
leylak kokan sokaklarda dolaşırken
dağların eflatunlarına vurgunken
düşüncelerindeki sıcaklıkları hapsederken maviye
ressam biraz beyaz kattı tuvale
şiir eflatun oldu birden
kalem yazdı eli mahkum
kadının kalbi eflatunken


29.06.2004
grup eflatun
güneş narçiçeği
akşam üzeri
side

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:13 PM

Kalemi kırmızı kadın

birden
kıpkırmızı oldu güneş
akşam düşünü yakaladı gökyüzü
bir siyah noktaya odaklanmıştı gözü
aşkın rengini buldu ateş
kalem kızıldı
kıpkırmızı yazıldı şiir
hislerini aktardı satırlara
alev alev
geçmişin geleceğe
dönüşümünü hissederek
kalemi kullandı
yazdı kırmızı


29.06.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:14 PM

Kalemi pembe kadın

bir şarkı gönderdim Akdeniz kokan
mevsimlerden yazdı
mehtap vardı
bir şarap kadehi,biraz peynir
biraz kavun
meltemindeydin Side'nin
sessizlik şiir oldu içimde
dost sohbeti aradım
düşümde vardın
istanbul koktu burnuma
yakamozlarında boğazın
dolaştım o anlarda
arnavutköy burnunda uçuşurken martılar
sen
doğan ayı kucaklıyordun
side akşamlarında
gökte güneşin kızıl izi
kumsallarda ismin
dolaşıyordun Side sokaklarında..
sessizlik onca günlerden süzülüyordu
işte ben o zaman
şiirinin sesini dinliyordum
yakomozlar da dans ederken
Nevin Kalafatoğlu

28.06.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:14 PM

Kan Kül ve Gül

Anlayamıyorum kızgınlığını ateşlerin
ve sevmiyorum gözlerim olmadan konuşmayı...
mecaz ve nazdı sözcükler oysa dudak izlerimde
ahh sevdiğim anlaşılamamak ağırlığı uykulu gözlerimde
bir oyundu safca sarfedilen kelimecikler
sen olumsuzlukların girdabında dönen bir göl
halka misali sonsuzluğa artan
ben bir damla su basit ve alıngan
maviyi sevmek çoğalmak demekken
morların bilgeliğine varmaklığım boş..
bazen dünyada var olmak nahoş

bilebilsen duyabilsen
dilimden dökülen aşk nağmelerinin gücünü
ellerinle kavrayıp gökyüzüne fırlatabilsen söz demetlerimi
ben dökülen hazan yaprakları misaliyken
yıldızları parlatabilsen
ay misali dolsan geceme yansımalarınla
inleyen bir dağ olsan acılarıma
vur beni
öldür istersen
kan kırmızı güller açacak döküldüğü yerde aşkın
kokladığında ruh misali
ikilerin birlikteliğine
gümüş rengi bir sevgi verdim
sen bilirmisin ki
senin sesinden öte bir yanardağ var içimde
külleri savrulan yedi aleme bir ankayım ben
her külden bir can doğuran aşk misali
bir kadınım
yak yakabildiğin kadar ateşler içimde
vur beni...yerden yere
son dileğim güllerle öldür beni...
küllerin içine göm gül kokan sevgilini
bitmez aşk...


17.05.2005

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:14 PM

Kanama

sessizce büzülüyor ruhlarımız kendi içlerine
bilinç çöplüğümüzde büyüyor katilleri ruhumuzun
onlar pisliklerinle büyüyorlar
öldüre öldüre
sesizliklerinde dinleniyorlar sadece
deliriyorlar haksızlıklara aslında
suslarında kavgaları büyüyor
iç doğalarında ki papatyaların seslerini
duyuyor boynu bükük ayçiçekleri
konuşuyorlar çiçekler güneşleriyle
üşümesin diyor, iç dünyaları kadınların
kendi kendilerine
terketmeyin diyor dağlarındaki kardelenler
ben varım
patlıyor bomba misalı gözyaşları
emanet bedenlerinden
kan akıyor biteviye
sonsuz nehirlerinin kaynağı çoşmuş ürüyor
suluyor kırları bayırları
bütün umutlarının çiçek tohumları
filiz veriyor yeniden
yeniden herşey başlıyor derken
titrek ve ürkek yürekleriyle
silkeleniyorlar güneşe
denize bakıyor gözler
dönüyor evren
yeniden diyor herşey
silbaştan yeniden
geçiyor geçmiş cesetlerinin üzerinden
ak yeleli kısraklarla
saklanmış ruhlarının içinde
kanıyor beden.


Nevin Kalafatoğlu
17.Aralık 2005/Antalya

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:14 PM

Kapanan pencerede kalan efsane,

neydi bir kacısmıydı bu?
neydi bilemediğim, adını koyamadığım,
tekrar donmek diye bir yol vardı geriye
bir pencere vardı acılan gecenin bir yerinde
birden kapandı kanatları
bu pencerenin.
tekrar acılma yolu vardı, bir sozcuk,
o sozcuk cok mu zordu,
virajlari keskinmiydi yolların,
uçurumlari korkunç.
geceydi, sabah olacaktı nerdeyse
bir gunaydın
bir gitmeliyim mektubu vardı, beklenen acılmayan pencereden
boyle yapayanlız birakılmamak vardı,
terkedilmemek,
donup el sallamak vardı
ve bir gulumseme yansitmak.
sevgiliye,
bir el kalkar,
bir buse gonderirdi,
o buse gokyuzunde yıldızlara konar,
her gece pırıltılarla,
ulasırdı sevgiliye.
askı bulutların tasıma imkanı doğar,
o ozel gecenin anısı goklerde yazılır,
efsane olurdu,
tekrar donulseydi geriye...


08.04.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:15 PM

Kar Karşılamalı Bir Düş

gece kar gezmelerinde İstanbul`un
ağaçlar ve ışıklar iz düşümlerine gebe
yanlızlıklarımızda dolaştık seninle o gece
iki yabancı
sessiz sessiz konuştuk
içimizde şiirler gezerken
her biri tane bir mucize dantel, beyaz beyaz
düşerek yüreğimize tane tane
eriyordu nefesinde suskunluklar...

yüreğim kızgın bir lav sana
suskunluğun, anlamsız karmaşan
sorguların kendine acımasız ve dalgacı duruşun
bitikliğine ruhunun acıyordum, adam!
yokluğundan sevgisizliklerin kızgınlığında sana...
serinliği olsun buz *******in,üzülme
dokunuşlarındaki uzak özlemlerinin
yasaklanmışlığını kendi kendine,
güvensizlikleri bırak.

oysa acılar keşmekeşliklerinde gözlerimden yansıdı sana
sadece o anlarda süzülerek
uzatılmış bir eldeydi, yürek
özgür ve bağlanmam diyerek
sökülmüş bir kalpti çok evellerden kalan
sadece benden almak istediğine, mühür konan bir yumruk.
bencillik şiiri yazıyordu ruhundaki kalem, bildim utanarak
tokum ben artık bütün bunlara...
artık yaşam, aşk ve kendim için hayat
bilmem kaçıncı gecemin kar gezmelerindeyken sadece verdiğim
sevgilim
arta kalandan kalan an
dokunma, greyfurt suyu tadında olan aşka...sakın
yudum yudum içerim ben ve...
sadece gülümser gözlerim.

boğazın tepelerindeydi, çamlar beyaz
ve erik ağaçlarının dallarında buz izleri gibiydi ışık
küçük bir kızın gölgeden seksek izleri
Çamlıca`da havada kuzgun bir ayaz
başında tafta kordelası beyaz
ayakkabısı kırmızı rugan parıldayan
çoraplarındaki ponponlar alaz alaz
aradı gölgeler, bin karmaşalı dolaşmaları
kar lapa lapa yağdı
nefesinin uzaklarında odun kütüklerinin sesinden duyuldu
süzülen alev izlerinde anılardan arta kalan sesler
oysa sarman bir kediydi mırıldıyan
mor kadife perdeden süzülen ışıktı,
ipek gibi bacaklarında kadın aşktı.
fantazisi simsiyah geceden
anılardı...

cocuk hayaletleri şarkılar söylediler o gece
kimsenin dokunmadığı o rüya parkta
gözümü kapadım...
aşk çalındı kulaklarıma doğal bir senfonide...
gece!
bir iç çamaşırıydı iç gıcıklayan lirikti
sahte ve yalnız dokunuşlarında
sıyrılan karanlıklardan


12.01.2005
İstanbul

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:15 PM

Karış dalgalara mor ol

dalgalara karışmak
insan sellerinde bir damla olmak
cakıl taşlarının işgal edilmişliğine inat
özgür olmak sensiz
Akdeniz
ruhuma gir
bedenimi kucakla, okşa sularınla,döv
aşk sen ol,beni sakla,derin mavili
tutkunluğundan kurtar beni
mor olayım sana
uçayım dağlara dağlara
karışıp dalgalara
beyaz köpüklerin gelsin, dokun bana
bedenimde raksetsin aşkın
öl benimle yüreğimin ötesi
veya öldür beni
bir bulut olayım deniz kokan sana
dağlarıma kon benim
dolaş mor çizgilerimde zirvelerin
bir nefes soluklan bana
mavi dalgalarında dolaştığım o günlerin
turkuaz konakllarından
el salladım haziran sabahlarında sana
karışın dalgalara anılar karışın
kırmızı bir gökyüzünü maviyle yıka
elim sende mavim
mor ol bana
bana mor



07.08.2005
Antalya

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:15 PM

Karşılaşmalar (Londra sokakları)

çalsa simdi kapılar giriversen içeri...
baksam yüzüne değışmışmisin diye..
onca sene... kim bu adam..
bana hiç yabancı olmayan
dile kolay yasanan yasamlardan
aklaşmış saçların
değismeyenleri aradı gözlerim buldu...
cocuk gözlerin... ısığı sönmüş... niye...
özlemimi ararken gozlerini yakalar.... dım...
izi var.. anılar hüzün olmuslar..
bana söyliyemediğin.. içinden.. ahh dediğin..
pışmanlıklarını gördüm.. içinde üzüldüm...
benimse ışıldıyor gözlerim...
alıştırdım kendimi nankörlüklere...
parlıyorsa içindeki... benim...
bilirsin
benim kapı zillerim
lovestory diye çalardı...Levent evlerinde..
ben hala zil sesimi değistirmedim...
ölen bendim içinde...senin... Leventin.. sonbaharında
çınar yapraklarının düştüğü yollarda
katili sendin...
kendi benliğinin... saçma ve bencilcesine... ailenin
savaşını vermedin sevgimizin...
ben yasadım kendi içimde...
sevgilerimi... keyfini süre süre...
pismanlıklardan ırak
suladım açan çiçeklerimi mevsimlerinde
öldürmedim...yaşatabildim sevgimi sevgimle
sevgiyi bilmeyenlere verdim...
gozlerinin hüznü geçmişteki sevgilim...
yalvarsa bile bakısların.. veremem sana... bitti
bir tokkatimda kalmıstı...hatırlarmısın
senin kahkahalarında... deprasyon dolu
benimse göz yaşlarımda...istediğin...
sonra bunalımlarını yasadın her seyin...
Londra sokaklarında...
bitti... ışıkları gözlerinin....

30.10.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kasım'da

sıcaklığı güneşin nahoş...
nazlı nazlı dokunur bedenlere...
bir ateş, bir ürperti...
sarmakta tenleri...
mahmurluğu çökmekte...gönüllere...
hazan bitmekte...
sağnaklar sarmışken şehri...
aşklar.... yeni hasretlikleri... anmakta...
çılgın fırtınalar yaşanmakta...
deniz gümüş, bulut gümüş, gök gümüş
güneş süzülmekte mavilerden..
enginlerde..nurlar dökülmekte...ışıldamakta..
gözlerim deniz...
kamaşmakta gök deniz...ahhh o nokta....
Kasım gönlümü almakta...
içimde bir boşluk...
bedenimde bir nahoşluk
hüznün, hazanın. güzün... parmakları..
sarmaşık gıbi sarmalı bedenimi sarmalamalı...
bir şarkı mırıldanmakta
dudaklarım 'sen gamlı hazan, bense bahar'
gözlerimde iki damla yaş damlamakta...
hasretliklerim başlamakta umursamazcasına
bir kuş havalanmakta ellerimden
gagasında bir beyaz gül...
ellerim sana uzanmakta... uzanmak.....taa.... uzaklar

10.11.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kaybolan Şiir

Kaçıncı bu yok oluş
Gezgin bir mısranın peşinden
Deli bir imgenin intiharı bu
Sana kal dedim içimde
Gitme
Aşk


09.03.2006/LARA

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kayıp Bir Buket Çiçek

bir yıl geçti
uzak yıldızların üstünde gözlerimiz
gök yüzünde aradım güllerini
bulamadım sevgili
kaybolan zamanları
aşk çiçek gibiydi
kayıp bir buket çiçek
hep beklediğim
hep beklenecek

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kelebek

koza içinde bir hece
ham bebek
üstüne örülmüş bir hayat
ıslat kendini
dokun kelebek
kanatlarında felsefe
ipek gibi narin
rengin ne güzel senin
çiçeklerden aşk yarim
özgürlüklere
uç uç uç
sadece bir damla yağmura tutsak
soğuktan sıcağa bakarak
umutla yaşamak
senin




07.08.2005
antalya

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kemancı Olmayan Kadın ve Aşk

keman çalabilseydim sevgilim
belki hüzün dolu yüreğimi anlatabilirdim sana
bir türlü anlamadın anlatamadım
duymadın çiğliklarını kalbimin
acı acı acı
kemanım anlatırdı
bir piyano sesi girerdi birden
anladığını anladığında
ve koşardı notalar
neşelenirdi baharlarım sana
kemani ağlardı
ağlardı için
sevinçler kaplardı evrenimi
zıplardı notalar kır yollarında
başlardı romansı balkanların
çiganlaşırdı keman sanki ben bir çigan
sen bir çeribaşı
valsleşirdi aşk salonlarda
dönerdim etrafında
tuna dalgalarıyla uçarak
gözlerim kemani olurdu
yüreğine akarak
aşık bir kadındım kendi halinde
kemancı olmayan
bahanesi işte seni sevme düşlerimin sevgilim
belki anlardın aşkımın yüceliğini o an
yüreğini acı acı acıtarak
tadarak

09.01.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kırmızı Siyah Sabahlar

gecenin sesi kırmızı
sessizliği siyahtı
bir gün kızıllığının neşesi vardı Side havalarında
ses yüksek ritm yüksek
ışıklar rengarenk
güneş doğuşlarını beklerken sarhoşlar
gün morardı
denizin gümüşü önce karardı
sonra yıldızlar söndü tek tek
ayın izi gökte kaldı
sabah pembeliğinde şafakları basarken
gün ağardı
ayaklarım sularda
sabahın ıssızlığında
mideye kabukları topladım erken
ben Side'nin tarihini ciğnerken
Apollon'da aklım kaldı
ufuktan gecerken yelkenliler
kırmızı ve sıyahtı
tam şafak anıydı an
altından pırıltılar gözlerimi aldı....
yosun kokusuna uyandık
aklım da sen vardın o anlar...

9.05.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kırmızı Kadife Kutulu Sevgililer..

Gözlerinizdeki Işıktı yakaladığim...
pırıltıları doldurmustu karanlıkları..
nurlar yağıyordu üstünüze
dudaklar konusuyordu...
gördüm bildim...
bana yabancı gelmedi görüntüler
bu bir aşktı
sizi bağlayan birbirinize...
Içimdeki ses dediki size;
mutluluk bu, o senin sen onun..
kıymetini bilin aşkınızın..
onu bir kırmizi kadife kutuya koyun
arada sırada.. açıp bakın
sevginizi anlatın içine
binbir çelik kasa içinde
saklayın
o bir Kırmizi Kadıfe Kutu....
içi sevginizle dolu
unutmayın....

13.09.202003

Işıl ve Aykut'a sevgilerimle

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kışabakan

dağların aydınlığı tanı deldiği anda
ayda orada
zirvenin rengi beyaz
havada ayaz
aldatan bir yaz
güneş mi?
deniz mi?
çakıltaşlarından bir mevsim mi? yoksa...
kirini atmış kıyılarına
Ak pak
deniz..
yosundan dağlar
kışabakanlar derdinden ağlar
Antalya`da

04.01.2005

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:16 PM

Kimdi..?

kimdi
gelen bin bir bilmecenin içinden
kimbilirdi
kurulmuş bir tahtarevan
içinde oturan
o peçesi yırtık kadının
gönlünü çalan
o cengaver yürek
hiç saklamadan direkt
içine varan sevgilinin
elini uzatıp kırmızı gülü
koklayan
yüreğini anlayan
naif bir hücrenin çırpınışlarını
dinlerken hiç
aldırmadan aşk iksirini salan
o ince noktalarını iç
sevgi kadınınında
bade tadındayken aşkı
yudum yudum yudumlayan dudakları
nefesiyle fısıltılarının senfonisini çalan
o adamdı o
kimdi..?

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:17 PM

konusalım mı?

daha konusmadığımız
okadar cok sey varkı...
beni dinlemekten vakıt kalmıyor...
Sen dinlemeyi seviyorsun galba...
Bende konusmayı
Ama ben dinlemeyi de severim,
ya sen anlatmayı..

18.04.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:17 PM

Konuşabilmek

bir baskı hissediyorum üstünde
nasıl bu nasıl oluyorsa
sana allahaısmarladık demek kolay...
yeterki boşluklar olmasa
cevaplar ortalıklarda
demek kolay hep
ama yaşamak
keşke olmasa
söylemek sözcükleri bukadar net
bu nasıl oluyorsa
özgürlük sahiplenmek olmasa
sahiplenmek seni boğmasa
boğulmak bakışlarla ve sen
benimle özgür
özgürlüğünü tadarak konuşarak
ve yaşayarak...
anlasan..
ben anlatmasam...

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:17 PM

Korku

Seninle yazismak
siir ismi gibi beni korkutmustu birzamanlar,
olmamali boyle bir yasam demistim.
hatırlıyorum.
bana siirlerden uzak kaldigim zamanlar da
dersimi iyi almadigimi hatirlatti biliyormusun.
simdi hala korkuyorum, bu siirdeki gibi.
kendimi zincirlere vurulmus hissediyorum,
boyle yasamak hep gardını alarak zor,
agir geliyor, bikiyorum.
sana yazmasam mi dusuncesi geliyor aklima,
acaba seni uzuyormuyum
sorusu takılıyor aklıma,
buruluyorum.


10.04.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:17 PM

Kova Içinde Balık...

bir olta attım dereye...
balığımı tutayım diyee
aaa...... o nereye..... ben nereye
canım.... cananım.... gel beriye
balığın kuyrugu..... kıvrak
ozgurce dolasır...... birak
a be balık... eşin nerde..
o seni arar her yerde..
yoktun gene pencerelerde
ben giderim... suya irak
buralarda kurakmı kurak...
alırım o zaman bir kova... su
girerim içine doğrusu...

03.10.2003

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:17 PM

Koy Saki biraz Daha

saki
bir kadeh şarap tadında mıdır? hayat
yoksa bir dem şiir midir
yaşamak

renginde ayılmak gibi midir? aşk
bir kadeh
mum ışığı
sunak taşına sunulan yürek

şarap tadında
buruk
tatlı ve aromatik kokulu
rengi aldan mor mudur? aşk

gizemini
sevgilinin gözlerinden sor..
saki
biraz daha şarap
koy
biraz da aşk....


23.03.2005

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:18 PM

Kum

koca bir taştın
yaşlı ve ağır
bir dalgaya kandın
dağıldın

Antalya Kasım/2005

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:18 PM

Kuşbakışı Dünya

Gökten indi Akdeniz'e
Bir gümüş tepsiydi
Güneşi yansıtan
Tüm sıcaklığını verirken bize
Bir tutam
Bulut atıverdim denize...

06.02.2004

Nevin Kalafatoğlu

GooD aNd EvıL 10-02-2008 12:18 PM

Kutlu Gün...

kaderimiz...
günlerimiz...
aldıklarımız
verdiklerimiz
biz.................
insanlığımız..
duygularımız
vahşetimiz
vicdanlarımız
tövbelerimiz
evrenselliğimiz
gönlümüz
sevgimiz
..................biz
kadir gecemiz..
kutlu olsun.....

21.11.2003

Nevin Kalafatoğlu


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:55 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.