![]() |
Mavi yolculuk
18 mart öncesi ruhlar sıkışmakta mavi mora dönmekte usulca Nazan İzmirli |
Mavilerine
yalnızlık............................. okyanusun ıssız bir adayı sahiplenişiydi.................. mavilerine beni, kattığından beri........... sonsuzluktu yalnızlık mavi ile yeşilin seviştiği yerlerde güneş martı kanatlarında kızıldı dalgalar kabardıkça yüreğimde yağmur, tek dostum yalnızlık penceremde yalnızlık dudaklarındaki tebessümün sahiplenişiydi ela gözlerinde eridiğimden beri................ yalnız yaşıyor, yalnızlığın acısını çekiyor, yalnızlığın çok ama çok zor olduğunu seni sensiz yaşadıkça anlıyorum. yalnız kalmıyorum ya hiç yağmayan ya da yağınca hiç durmayan yağmurları bekliyorum bu şehirde................. yalnızlık penceremde.............. 'içinde sen olan yalnızlıklar yaşamaya değer' diyorum, sen istemesende....................................... ..................... Nazan İzmirli 03.12.2005-antalya Nazan İzmirli |
Maviyi maviden çalarken gece
senin, sevgiden korkmuşluğun. benim, sevgiye açlığımdan kopmuşluğum. can bulmuşsa...! güneşin her doğuşunda batışında. en kara gecenin koynunda ki yeni ay da. maviyi maviden çalarken gece en ıssızlığı sessizliğin bakışlarda bozulmuşsa. ruhunu terket sonsuzluğa... sevişsin en deli dalgalarla. 09.06.2006-ant- Nazan İzmirli |
Mecbur veda
andır yaşanan, uzuuuun ayrılıklar ardından. mutluluk mühür olur, sol yanına hazdan. mecbur vedalar, düşer gözbebeklerine gizleme. adımlar telaşlı yürek akaaar dizlere. geri dönme bakma geriye gözlerimi yumdum bile..! 12.04.2005-ant-mecbur veda- Nazan İzmirli |
Meleğim
sığmadığında için içine bir melek yaratırsın düşlerine. büyütürken özünle..! enerjiye dönüşür tükenmeyen. gölgen olur asla terketmeyen. meleğim, yüreğimdeki huzura sahip tek eş. 23.07.2006-ant- Nazan İzmirli |
Miras
ne kaldı bize geçmişten taş taş üzerinde koymayıp tarımar edilen mirasımız kültürümüz geleneklerimiz göreneklerimiz sandıktaki oyalı paslı mendillerimiz den......... camı kırık, fitili bozuk bir gaz lambası ile kalayı çıkmış bir yumurta sahanından başka..... biz sahip çıkmazsak var olduklarımıza eksiğiyle fazlasıyla kim aktaracak mirasımızı genç kuşaklara her birimiz acılı her birimiz yaralı her birimiz bakar kör ama! çocuklarımız henüz bakarken görmemeyi bilmiyor henüz acıları tatmadı sızlayan yaraları olmadı. onlar bayram ister bayram sevincini yaşamak ister ağlarken gülen büyükler,yüzler görmek ister rol çapacağız çaresiz.................. bizlerere de yapıldı belliki çocukken.......................... annesini hiç hatırlamayan babasını dokuzunda kaybetmiş annem....................güzel annem anne sevgisi tatmamış saçındaki tek tel okşanmamış birçok analar gibi benim annem................... nasılda anlatırdı ; yaşamış dizinde yatmış gibi.......... elinin,gönlünün yettiğince çocukları sevindirdikçe annesini, kokusunu süt emişini.............. muacır çıkıldığında kaybettiği kardeşini annemi düşünüyorum, avucuna koyulmamış yüreğiyle yaşatıp,büyüttüğü ve bana bıraktığı en güzel miras için ona sonsuz şükranlarımı gönderiyorum................. biz biz olalım dostlar kurban kanlarını içimize akıtıp.... kültürümüzü yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarmak sağlıklı gençler görebilmemiz için, güzel çirkin, yoksul zengin, kimsesiz çocuklarımızı ikinci çocukluğunu yaşayan yaşlılarımızı da hatırlayıp bayram sevincine eriştirelim........... Bayramı bizde mutlu huzurlu geçirelim. 09.01.2006-antalya Nazan İzmirli |
Mor salkımlar
yıllara hükmeden parmak uçlarında, ince bir iğne, çemberin çevresinde sabırla dönmekte. kah üzülür kah neşelenir kahkahalar patlatır yüreğinin pençesinde. beyaz, pembe, mavi düşler, mor salkımlara dönüşür hüzünleriyle. her bir salkım oya da izleri gezinir geçmişin geleceğin. özenle okşar hayallerini büker tülbentini lavanta kokulu sandıklara pamuk eller. bir gün bir gün kokladığında dizer boğazına anıları özlemleri yerine getirilemeyecek. 22.08.06-mor salkımlar Nazan İzmirli |
Mor zamanlar
omuzlar, akşam alacası. yorgun, bitkin, çaresiz. mor zamanlar, nereye kadar....? 27.07.2006-ant-mor zamanlar- Nazan İzmirli |
Mutluluğun adıydı
mutluluğun adıydı, karanlıkta; gölgen boyu yürümek. mutluluğun adıydı, adımlarında zirvelere erişmek. mutluluğun adıydı, dalından topladığın zeytinin acısını bir lokma ekmekle paylaşarak gidermek. mutluluğun adıydı. 29.11.2006-ant-lara Nazan İzmirli |
Mutluluk
özünle yoğrulmuşsa mutluluk rüzgarlara sal büyük yüreklilikle 15.01.2007-ant-konyaaltı- Nazan İzmirli |
Mührü! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
özlemlerimi.................... nasıl anlatabilirim sana mührü! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! sen vurmuşsan dudaklarıma.................. 28.12.2005-antalya Nazan İzmirli |
Nafile...! ! !
sen den sana kaçıyorum ıssızlığın sessizliğin kaybolmuşluğun ortasında yağmurlarına yakalanıyorum. adsız kuşların şakıyor yüreğimdeki yalnızlığı sararcasına zirvelerime oturuyorsun duman duman ara ara çıkıyorsun kara bulutların ardından. kıpır kıpır oluyor yorgun kalbim koşturuyorum yakomozlarına azgın dalgaların ardından nafile...! sen hep aldatansın ben se med-cezirlerinde aldanan sen den sana kaçıyorum sen den sana sığınıyorum yağmurlarına yakalanıyor dolularına avuç açıyorum karlarında eriyor dalgalarında kayboluyorum senden sana kaçıyor seninle...................... yine sensiz kalıyorum. 20.01.2005-antalya-çıralı Nazan İzmirli |
Nasıl bir güç...!
bir güç var benden öte ne bir ses ne görüntü hissediyorum onu dev gibi koyboluyorum içinde bedenim eriyor ruhum direniyor kendimi kendime teslim ettiğimde nasıl bir güç bu büyüyor büyüyorum evren oluyor dünyayı içime alıyorum. 13.03.2006-ant-nasıl bir güç |
Nazar boncuğu
mavinin beyazın tam ortasında kara nokta koynunda, çatladı çatlayacak en değerli taş boynunda. 18.06.2006-ant-nazar boncuğu- Nazan İzmirli |
Ne gördün? ? ? ? anlat.! ! ! ! !
geçmişin yaşanmışlığına imza atan parmaklarımı kapattım beni bana kısa kesik çizgilerle anlatan yüzüme...... siyah beyaz fotoğraflar sararmış güz yaprakları gibi savrulmuş, yıpranmış sonbahar nemi üzerlerinde... bir avuç içi kadar mı küçülür bir ömür, yok mu olur tüm yaşananlar indirdim eski ellerimi, açtım yorgun gözlerimi derin bir nefes aldım kalbimdeki son ışıkla baktım; terkedilmiş hayat çizgilerime........ o da ne? ? ? ? ? uzun bir ömür....... ak saçlı bir nine......... oturuyor zirvelerde......... üşüyen yeni elleri............... ak saçlı bir............................... dervişin.......................................... umut vadeden..................................... sıcacık..............................ellerinde.... . 09.12.2006-antalya Nazan İzmirli |
Nefes
varlığı hissettiren ilk nefes anne de bebek yokluğu hissettiren son nefes düşler dökülene dek dudaklar ardında görünmeyecek. 09.05.2006-ank-nefes- Nazan İzmirli |
Nefes ol
konuş, konuş benimle. ses olmasın. görüntü, kapansın gecenin en kara yerinde. nefes bir nefes yeter, yeter kalbini yansıtmaya. gözlerin çoban yıldızı olur o an düşer alnıma. yeter ki bir nefes ol susma...! 03.05.2006-ant-bir nefes ol susma- Nazan İzmirli |
Neştersiz kalp ameliyatı
mutlu olamayacakmıyız hiç...! uzun zamandır duyduğum, en güzel sesti kulağımda. haberleri merak edip, göğsüm kabarıp, omuzlarım çökene dek. evet.! neştersiz kalp ameliyatı, hergün yaşadığımız çaresiz, suskun, sancılı. ya tafik kurbanı, ya terör. öldü, şehit düştü. bu kadar mı basit; vahşet eylemlerin, ucuz ifadesinde yok olmak. 15.08.2006-ant- Nazan İzmirli |
Nil ' e
dingin dingin akarsın güneyden kuzeye, taşırsın ekvatoru akdenizin tuzlu derinliklerine. sen hayatsın gezinirken en kurak çöllerde, yeşerirsin en umutsuz köşelerde kum fırtınaları içinde. mısır tanrıları tanrı olur sunduğun gizemle. nehir gülü gezinirken gövdende dönüşü yoktur gidişlerin nil suyu kadeh kadeh içildikçe. 12.03.2006-ant-nil'e- Nazan İzmirli |
O an..!
bitmeyen uzun bir gecenin karanlık sabahında herşeyin sonsuzlukta kaybolduğunu hissettiğim katran karasında beklemekten yorgun düşüp umutlarımın yüreğimi terkettiği ümitsizliklerimin kapımı çaldığı o an işte o an beni ara...! 05.12.2006-kaş/kal- Nazan İzmirli |
Oh! be!
gri bir sabahtı bulutlar küskün geceden kalma dağıtmak bunları dedim oltaları taktım koluma. küçük bir marina yalnız feneri içten dostluklarla riyasız kalmış burada. pek anlamamya avdan içimde ukte kalan adım acemi balıkçıdır etraftan konan olsun ne farkeder ki önemli olan mutluluk oyunudur sepete konan. doğum günüymüş sandalcının hatırlanmayan, o an anlamsızdı anılar gülümsedi güneş bulutların ardından. üzülme; bak kaç kişiyiz, biliyoruz sen doğdun ve yaşıyorsun farkına varılmadan varılsa ne olacak bir kolun bir bacağın ellerinde kalacak. ne istiyorsun söyle bak çilingir sofrası kuruldu bile bir soğan kır ekmeği bur rakı olsada olur olmasada muhabbet yenir dostluk içilir bu sofrada balıkları bırak bir gece daha felekten çalsın mavisinde kalsın yarın ola hayrola oh! be sonunda; iyi ki doğdun iyi ki varsın bunu herkez anlamaz ya anlamasın boşver eğer varırlarsa anlarlar yetmişli yaşlarda. mutluk budur işte oh! be kelimesinin ardında. 07.12.2006-ant/kaş/kal Nazan İzmirli |
Ok--} yay da ---}
sıfatlara ne hacet yaşam tadılacaksa tuz'un tadı her can da cananda başka bazen öldüren bazen döndüren ok---} yay da --} yaşıyor yaşamak anlamında 19.01.2005-antalya Nazan İzmirli |
Okyanus
aşılması zor girdaplarla med cezirlerin dalga dalga şeytan üçkenine karışsam içindeki okyanusda 04.05.2006-ant-okyanus- Nazan İzmirli |
Okyanus gözlüm
suskunluğunda kalbim, atışsız zaman lal olsun dilim gözlerin, usuma geldiği an. sessizliğe dokunmak, hissettiğin kadar yaşamak, doğa; kan olup, damarlarında akacak. kapandı gözlerim, usuma inad, ötüşlerinde bahar okyanusa süzülen yelken kadar dingin ve rahat. maviyi delecek çam sürgünleri bırak kalbini yuvarlansın, düşsün okyanus gözlerine. sam yeli essin pembeleşen tenime. başımda kavak yelleri gönlüm hep sende sarhoşum yeşil şarap dolu SIR kadehde. 13.05.2007-kalkan-ant- Nazan İzmirli |
Olmazsa
gerçekler kaçınılmaz dönüşsüz gitmeler acımasız terbiye olmazsa benliğin hintlinin çivili tahtasında sabahlar bedenin 19.01.2007-ant- Nazan İzmirli |
Oto Gar
akşam alacası düştü gönlüme bedenime durgunlaştım, hırçınlaştım o an nedensizce buldum kendimi oto gar peronlarında yine insanlar pür telaş koşuşturuyorlar bir ileri bir geriye kimi kahkahalar atıyor biten ayrılıklara kimi karşı koyamıyor iki gözü iki çeşme başlayan sıla rüzgarlarına kimi hüzünlü , dalgın kaldıramadığı gönül yükü altında omuzlar birleşmiş çarpan kalbini saklar gibi izliyorum olanı biteni olağanmış gibi ben,neden buradayım,dev kolonlara sırtım dayalı bir yolcumu beklediğim,yoksa kavuşmakmı istediğim. ard arda dolup boşalıyor peronlar an be an değişiyor suratlar gecenin soğukluğunu hissediyorum yüzümde, ellerimde, bedenimde dizlerim çözülüyor,çöküyorum yüreğimle dolu sırt çantamın üzerine bir ince sızı düşüyor içime beklesemde gelmeyecek sabah güneşlerine gitmekten korkuyorum, sabah güneş görmeyen o şehirlere HEY! KAPTAN; diye haykırıyorum son bir dakika sonra kalkacak otobüsün ardından.................. yolculuk yapacak gücüm kalmadı şu sırt çantamı götürürmüsün yare.............................................. .. Nazan İzmirli-ant 12.10.204 / 1.11.2005 Nazan İzmirli |
Oto gar sessiz...!
otogar anlamı anlamında derin bir sessizlikte bu gece. boş bakışlarla adımlar dolanmakta birbirine. hüzünle sevinç kavrulurken, özlemler kavuşmanın pençesinde, ışınlanmış bedenler nefessiz beklemekte. esneyişler gri bir sabahla, esneyişler gri bir şehirle, otogar anlamı anlamında sessiz...! gülümsemekte. 05.01.2006- ant / ank - oto gar sessiz...! Nazan İzmirli |
Ölmenizi emrediyorum / 18 mart 1915 /
18 mart, yıl 1915. Bir destan yazılıyor o gün, o gün Türkler destan yazıyor Çanakkale'de. Bu destan yürekle yazılıyor al al...! ..., değil mavi mürekkeple. MUSTAFA KEMAL' in ' SAVAŞMANIZI DEĞİL ÖLMENİZİ EMREDİYORUM! ' komutuna; mert Türk askerleri ne büyüklüktür ki, arkada bıraktıkları teskere arkadaşlarının parçalanmış bedenleri üzerinde helalleşmak üzere, elindeki kılıç, tüfeğindeki mermi, cephanedeki top ile düşmana öfke dolu yüreğinide atıyordu. Bu komutana, bu askere top mu, tüfek mi dayanırdı, hangi güç bu hattı yarıp ta ana vatanı çiğneyebilirdi...? Sel olmuştu, usul usul morarmıştı gök, yer, bütün maviler bağırırcasına! Deniz kızıl, toprak kızıl, gök ızıl, maviler kızıldı o gün. İnliyordu taşlar, inliyordu yerde kılıçlarla eğilmiş,boyun eğmeyen başlar.Sarsılıyordu Arıburnu, sarsılıyordu Gelibolu, sarsılıyordu Çanakkale o gün inliyordu Anadolu. İnanamıyordu düşman inanamıyordu. Neydi ki Çanakkale Boğazını aşmak, neydi ki Anadolu' ya girmek! ... Ama aşamıyorlardı işte. Bir engelki mehmetçiğin ruhu, yüreği, imanı, kandan duvar olmuştu önlerinde. Yığmışlardı donanmalarını,yığmışlardı ordularını Çanakkale kapılarına! Geçit vermiyordu vatan aşkı, kabullenemiyordu; kanı karışsada kanına, mavi yolculuk umutları dönüşsede kızıla, bir'e karşı yüz'ü püskürttük o gün. Geldiler yılmadık, geldiler bıkmadık, geldiler direndik. İnanç, güç buymuş işte avaz avaz ruhlar sıkışsada yüreklerde. Balkan savaşlarında kendine güvenini kaybeden bir millet, Çanakkale ile sadece kendi öz güvenine kavuşmakla kalmamış,dünyanın dört bir yanındaki mazlum milletlerin de esaret zincirlerini eriten ateşide yakmıştır. ÇANAKKALE, DÜNYA TARİHİNİ DEĞİŞTİREN BÜYÜK BİR DİRENİŞİN ADIDIR. ÇANAKKALE, Türk 'ün ateşle imtihan edildiği, dünyanın önünde saygıyla eğildiği, beyinlere kazınmış koca bir TÜRK destanıdır. ÇANAKKALE, tarih sahnesinde silinmek istenen bir milletin titreyip kendine dönüşüdür. ÇANAKKALE, İstiklal savaşının ilk kıvılcımıdır........ve ÇANAKKALE, 57. Alay Komutanı Yarbay Mustafa Kemal ' in ATATÜRK olacağının müjdecisidir. Ne destan ki bu destan yüreklere yazılmış....... Ne destan ki bu destan Anadolu' nun üstüne Türk' ün ismi kazınmış Çanakkale' de Antep'te, İzmir'de ve memleketin her köşesinde vatan için toprağa düşmüş asker! Sen rahat uyu! Toprağımı kanıyla sulayıp vatan yapan gazi! sen rahat uyu! ' Sahipsiz olan memleketin batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.' Haykırışını her an yüreğinin derinliklerinde hisseden evlatlarınız olarak emanetiniz olan vatanı canımızdan aziz bilir, korumaya ant içeriz..... 18-03-2006- / antalya- 'Çanakkale şehitlerini anma adına çeşitli tarih kayıtlarından alıntılarla hazırlanmıştır.' Nazan İzmirli |
Ölüme doğmak
kaç çocuk daha ölüme doğacak. kaçının göbek bağı boş kovanlara karışacak. düşünüyorum denge denklemi kuramıyorum çocuk çocuklar çocukluğum çocukluğunuz ve şimdi ölüme doğan çocuklar gülmek yerine...! 02.06.2006-ant-ölüme doğmak Nazan İzmirli |
Ölümsüz Ölümler
ölmekten korkardım bucak bucak kaçardım kapımızı çalmadan sevdiklerimi benden almadan ayrılıkların ölümle geleceğini hasretin başlangıcı kavuşmanın imkansızlığı umutsuz bir yolculuk olduğunu ben değildi endişelerim sevdiğim,sevenlerim,sevmek istediklerim onları görememek,sesini duyamamak bir gün onları terkedeceğimi düşünmez onların beni terkedeceğinden endişe ederdim anladımki hasretler... ölümsüzde yaşanır yüreğini parçalar, parçalar gözündeki yaşlar içine akarmış terkeden sevenlerinde olur terkeden sende olursun birgün kavuşabilirim sevinci ile acı çekersin gel gitller başlar ayrılıklar hasretler ölümsüz ölümler ya sevdiklerim beni terketti ya da ben sevdiklerimi acımasızca acı çektirdik sevgi dolu yüreklere.....nedensizce.... Nazan İzmirli mayıs-2002-antalya Nazan İzmirli |
Ölümün sıcak tebessümü
ruhun çıplaklığı özgürlüğü olgunluğa erişimindeki sıcak tebessümdür ölüm. 21.01.2007-ant- Nazan İzmirli |
Ölümüne
canlı isen hücrelerin, insan isen duyguların, aşık isen sevdanın müebbetindesin ölümüne. 02.06.2006-ant-ölümüne- Nazan İzmirli |
Özgür bırak
özgürsek biz ikimiz zirvelerden aşkımızı taşıyacak kadar ö z gü r b ı r a k kuşlarını tatsınlar aşkı maviye kavuşsunlar bulutlarla tanışsınlar konsunlar sensizlik kokan hanımelli pencereme görsünler sensiz kalışlarımı kucaklayıp,öpüp okşayayım parmaklarının izlerini arayayım zarif ruhunu taşıdığın her birini çocukların diye koklayayım....... Nazan İzmirli 11.11.2005-ant Nazan İzmirli |
Özgürlüğün adıysa
A Ş K özgürlüğün adıysa kanat çırpmışsa bu yürek adsız kuşların kanatlarında ufuklara tutsak edermi sevisini zincir vururmu ayaklara hissetmişse rüzgarın şiddetini göğsünde okşamışsa yüzünü bir nefeste uç............ ey kuş....uç kanatlarına al Aşkımı götür istediği yerlere tutsak zincir kalsın bende A- ş - k - ı - m özgürlüğünde 07.12.2005-antalya Nazan İzmirli |
Özledikçe seni
dalıyor gözlerim buğulu bakışlar uzanıyor uzaklara derinlere.....özledikçe seni. bana benden yakın kızıl ırmak damarlarım derinliklerinde bir servet olacak sana senden yakın durma! derin bir nefes al ve dal diplerine kalmak isteyeceksin biliyorum...! o renk cümbüşünde. bir istiridye kabuğundaki çatlaktan bak içeri pembe olmalı göz kırpmalar huzuru anlatmalı özgürce avuçlarına döküldükçe. ve diz onları ince ama en kuvvetli sicime avuçlarından kayarken parmak uclarına ela gözlerinden özlem yaşların yavrularcasına damlasın incilerime. dalıyor gözlerim ırmaklar boyunca .................... sular kadar şeffaf ................................sular kadar saf .........................................sular kadar yakın .................................................. sular kadar uzaksın her özlemimde......................................... ................ en pembesinden bir inci tanesi olup düşersin istiridye yüreğime.......................................... ......... her özlemimde................................seni özledikçe. 28.04.2006-ant-özledikçe seni- |
Özledim
özledim seni sesini, gözlerini özledim sevgilim özledim seni....... kimse bana senin gibi gülmüyor............. gamzeleri seni seviyorum demiyor.............. özledim sevgilim özledim seni....... adımı fısıldayan ruhumu okşayan nefesini özledim. Nazan İzmirli- 4.11.2005-antalya Nazan İzmirli |
Özlenendir
uzaklar özlenendir dokunamasanda uykusuz *******ime ninnidir sesin kokun rüzgarla gelen nefesim adını koyamadığım binbir kır çiçeği kokusu tadıyla şafaklarıma sunduğun kokun kaldı tenimde doyamadığım.............. Nazan İzmirli-22.10.2005-antalya Nazan İzmirli |
Özlüyor-Fethiye
üşüyorum....................... titrek bedenimi.............. kollarında ısıtmak.......... istedim............................. her yer karardı............... kollarını bulamadım......... sahilde dalgalar.............. kumsalı okşuyor.............. sevişmelerine tanığım.... sensiz sessiz................. gecenin içinde............... boynumu saran meltemde kokunu alıyorum............. yıldızlarla bakışıyor............ seni daha..daha...daha çok özlüyor..............bekliyorum... Nazan İzmirli-10.09.2004-fethiye |
Pamuk ipliği
ölümle yaşamak gitmek mi kalmak mı ruhu rahatlatacak bir tutam pamuk mu, kulağa tıkamak, yaşamak. vermek mi kaderin pençesine çeksin çekebildiğince ellerin her an yüreğinde. pamuk ipliği bu hayat, kendin ör her ilmeğini bilirsin ne zaman dizlerinden bileklerine söküleceğini. yaşarken endişeyle ruhun, yorgun bedeninde tutuklu. teslim etmeye cesaret ister yürek. işte.! o an o an geldiğinde. pamuk ipliği dönüşür ipek tele hızla sarmaya başlar kozasına geriye. ölümle yaşamak gitmek mi kalmak mı ruhu rahatlatacak. 31-05-2006-ant-pamuk ipliği- Nazan İzmirli |
Patlarcasına
acı bir siren sesinde iki çocuk bakışmakta bir araç durdu siyah plaka kalpılar açıldı sonuna diğer çocuk irkilerek baktı son üç simidi kalan torbaya boğaz damarları patlarcasına bağırırken açlığı umuduna karışmakta. 30.11.06-antalya- Nazan İzmirli |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:13 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.