![]() |
Adamın biri çok kötü basurmuş. Yıllar yılı ne yapsa bu illetten
kurtulamamış. Günün birinde gittiği doktor onu bu hastalığından kurtarabileceğini söylemiş. - Nasıl? demiş adam - Kıç nakli ile. - Kıç nakli mi? - Evet size ölen birinin kıçını takacağız. Bir süre sonra birisi ölmüş ve kıçını bizimkine takmışlar. Adam acı, tatlı, tuzlu, ekşi ne bulduysa yediği halde hiçbir şikayeti yokmuş. Berbat bir kaşıntı hariç, doktora gitmiş; - Nasılsınız? diye sormuş doktor - İyiyim yalnız berbat kaşınıyor. - Ben bunu bir araştırayım size haber veririm. Bir kaç gün sonra adamın telefonu çalmış arayan doktormuş. - Size kötü bir haberim var demiş doktor. - Ne oldu? - Kıçını size naklettiğimiz adam malesef o biçimmiş, kaşınması da bu yüzden - Ee nolucak şimdi! - Nasıl olsa sizin değil, zittirin gitsin ! |
Bir adamın işi çıkmış iş için şehir dışına çıkmak zorundaymış hava alanına giderken yolda bir civciv görmüş acımış beslemeye karar vermiş hava alanına gidinceye kadar civcivi elinde taşımış hava alanına gelince omzuna koymuş uçağa binmiş yanında da peder oturuyormuş civciv devine devine adamın fermuarına gelmiş adam civciv rahat nefes alabilsin diye fermuarını açmış civciv kafasını fermuardan uzatmış ve adamın yanındaki peder şöyle demiş adama
-kusura bakmayın ben bu işlerden pek anlamam ama sanırım yumurtalarınızdan biri çatlamış demiş. |
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum. Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İçeride sesler yukselmiştir. Adam : - 1 milyar dolar. Papa : - Olmaz - 2 milyar dolar. - Hayır. - 5 milyar dolar. - Hayır. Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur. - Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ? - Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ? |
Sağırın biri hasta ziyaretine gidiyor, hem yürüyor hem düşünüyordu:
-Hastanın başucuna oturunca "Nasılsın?" diye sorarım. "İyiceyim" diyecektir. "Ne yiyorsun?" diye sorarım. "Falan filan " diyecektir. "Doktorun kim?" diye sorarım. "Filanca" diyecektir… Hastanın başına geldi; eğilip sordu: - Nasılsın? - Ölüyorum! - Elhamdülillah! Neler yiyorsun? - Zıkkım! - Afiyet olsun! Doktorun kim peki? - Azrail! - Hoşgelmiş!.. |
Adamın biri yüksekçe bir yerden düşer.
Düştüğünü gören bir başkası koşarak yanına gelir. Bir yandan adamı kaldırmaya çalışırken,diğer yandan telaşla sorar: -Ne oldu ? Adam, sinirli bir halde, bir yandan da üstünü başını silkeleyerek cevaplar, -Ne biliyim ..mına koyiim, ben de şimdi geldim.. |
Kızın bir nişanlısı varmış ve nişanlısını ailesi ile tanıştıracakmış. Yalnız nişanlısının bir kusuru varmış. O da bol bol osuruyormuş. Kız nişanlısına ne olur ailemin yanında gaz çıkartma kendini tut demiş.
Akşam yemeğe gelmişler. Masaya oturmuşlar. Genç adamın oturduğu sandalyenin altında evin köpeği Hector da bulunuyormuş. Genç adamın bir müddet sonra gazı gelmiş tutmuş tutmuş ama sonunda dayanamayıp çıkarmış. Kızın babası yüksek sesle bağırmış "Hector". Genç adam oh be köpekten bildiler diyerek hep gazını bırakmış. Her seferinde kızın babası biraz daha gür olarak "Hector" diyerek bağırmış. Adam öyle bir gaz çıkarmış ki baba dayanamamış ve demiş ki - Hector oğlum kaç adam ağzına sıçaçak. |
Cafer komadadır. Yanında ise karısı... Cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar:
"İlk işten kovulduğum zaman yanımda idin. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep başucumdaydın... Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi. "Şimdi komadayım yine başucumdasın. Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz karısın |
KGB karargahındaki telefon çalmış..
- "Alo?.." - "Komşum Salamon bir devlet düşmanı.. Odunluğunda deklare edilmemiş elmaslar saklıyor." - "Not edildi, merak etmeyin." Ertesi gün KGB Salamon'un evini basmış. Odunluğa dalmışlar. Tüm odunları kırmışlar, içlerine bakmışlar. Bir tek elmas bile bulamamışlar. Salamon'a sövmüşler gitmişler. Akşam üzeri Salamon'un telefonu çalmış.. - "Alo?.." - "Ben Mose.. KGB geldi mi?.." - "Geldi.." - "Kışlık odunları kırdı mı?.." - "Kırdı.." - "O zaman telefon etme sırası sende. Sebze tarlamın ekim için çapalanması gerek.." |
Yıllarca, iki kahraman heykeli; biri erkek, biri dişi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmış, ta ki bir gün bir melek cennetten gelene kadar... - "Sizler iyi ve örnek birer heykel oldunuz, bu yüzden ben de size özel bir hediye vereceğim. Yarım saat için sizi canlandıracağım, siz de bu süre içinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demiş. Ve melek ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış, birbirlerine biraz utanarak yaklaşmışlar, ama sonra hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Kısa bir süre sonra çalılıkların arkasından kikirdeşmeler, kahkahalar duyulmuş, çalılar sallanmış. Onbeş dakika sonra, çalılıklardan çıkmışlar, ikisinin de yüzünde geniş bir tebessüm varmış. - "Onbeş dakikaniz daha var!" demiş melek, gözlerini anlamlı anlamlı kırparak... Dişi heykelin yüzündeki tebessüm biraz daha yayılmış ve erkek heykele dönmüş: - "Harika! Ama bu sefer güvercini sen tut, ben pisliyim kafasına!"
|
İbik Dayının yaşadığı yıllarda hayvan besleyen kişilerden sayım vergisi, yol yapmakla yükümlü olanlardan ise yol vergisi alınırdı. Sayım vergisi Koyun, Keçi, İnek, Öküz gibi hayvanlardan alınır, At ile Eşşekten alınmazdı. Bir gün Aliuşağı mahallesinden Çavuş Emi hasta olan eşeğinden söz ederken:
-Eşek ölürse deriye yüzüp ineğin sırtına geçireceğim ki sayım vergisinden kurtulayım, der. İbik Dayı da: -Sen o deriyi kendi sırtına geçir ki yol vergisinden kurtulasın. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:07 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.