![]() |
zy38) Kulluğu Bilmek -Mensuriye-
İnsan yaratılış amacını bilmedikçe, Kadınlar da anne olmanın Şuuruna ermedikçe Kendi gerçeklerine ulaşamazlar. Nefisler, kadınlara kadın olarak değil, Anne olarak bakmayı öğrendikleri an Bütün kötü düşüncelerinden Kurtulmuş olacaklardır Yapılandan sadece pişmanlık duyulsa bile İyilik yolunda nice kârlar vardır. İnsan dışarının görüntüsüne değil İçinin sergilediği manzaraya bakmalı. İçte olan eylemler dışa vurulur. İçinin manzarasını hoş etmeli insan, Yoksa kendini kınayanlar kümesine dâhil olur. Gidenini ardından Çok düşünmeye lüzum yok. Asıl düşünülecek olan Kişinin kendisiyle beraber Götürecek olduğunun hesabıdır. Eller göğe doğru kalkınca Kalbin huzuru artar. Asıl aydınlık Kalbi aydınlatan nurun aydınlığıdır. Çünkü bütün bedende eseri görünür Ahlakı düzelten de duadır. Eylemleri niyetlerde yargılamak gerekir ki; Üzülmeye, Acınmaya kapı açılmasın. |
zy39) Şark Sultanı İle Garp Dilencisi -Mensuriye-
Hak yoluna sarf edilmeyen malın Değeri zırnıkla beraberdir. Mal sevgisi, onun renk ve nişanı içindir. Görünüşte tavus kanadı ile altın aynı renktedir. Altın sikkeyi demir kalıplarla keserler, -…O halde demirci -…Hükümdardan üstündür denilebilir mi? Karun saltanat nüfuzunu Dünya malıyla kuvvetlendirmişti, Bu yüzden kuyuya düştü. Malı başında taşırsan sana yük olur. Ayaklarının altında bulunursa Seni amacına ulaştırır. Mal vermek her ne kadar Can vermekle beraber ise de; Onu almamak, vermekten Daha hayırlı olsa gerektir. Alırken sana cihan hırsı verir, Varken canına rahatlık getirir. Onu harcamak için toplamaktansa Hiç toplamamaktan daha güzel bir şey yoktur. Malı saklarsan baş ağrısı veren safraya benzer. Yersen safranı gideren meyve gibidir. Batı cömertliğe düşmandır. Onun varı yoğu Mal edinme kaygısından ileriye gitmez. Daima şark sultanının verdiklerini, Garp dilencisi toplar. Şark güneşinin getirdiklerini, Garp akşamlar götürür. Ama güneşten bir şey eksilmez. Bütün kuşların kuvvet vasıtası kanatlarıdır. Bütün bu kâinat dediklerimiz de Hükmedicinin hâkimiyeti altındadır. Mal her ne kadar da görenlerin Gözlerini kamaştırsa da, Başına toprak saçılınca aldatıcıdır. ………………………….Dikkat et; ……….Bu mal servet denilen hırsız …………Bir gün külahını kapmasın. …….Bu gulyabani yolunu kesmesin. |
zy40) İhtiras-Mensuriye-
Gönül direnmekten vazgeçmişti ki; Seher vakti, şafak neferi Pencereden girdi. Güneşin kirpiklerine vuran ateşi Gönlünün sarayını su baskınına uğrattı. Bulutlar çiselemeye başladı, Gönül yaylasını su bastı. Güneşin cezbeye tutulmuş hali, Dimağlardan uykusuzluk Mahmurluğunu götürdü. Aylar birbirinden ışık almakta. Zaman zaman gönüller gönüllere, Tenler tenlere, Canlar canlara armağan taşımakta. Şu bezenmiş hücreden yokluğun Yükünü ölüm diyarına atmışlar. Burada ancak varlık hüküm sürmekte. Safa güvercini, Aşk mektubunu kanatlarına bağlamış, Çoban Yıldızı’nın direncini kırmış, Daha yükseklere uçmuş. Seher horozunun ateşli feryatları, Muhabbet kuşlarının yüreğine su serper. Sabah vakti ağır uykuda olan Kuşlar ise ayın elini, Göklerin ayağını bağlamışlar. Sevda köşkünün aşk kapısına dayanmışlar. Aşk kapısının mandalı yabancılara kapalı. Oraya ancak şifreyi bilenler girebilir. Sevgililerin zülfü divane Âşıkların boyun halkasıdır. O halkanın kıvrımlarına düşen kalp, Yüzük halkasından daha dar yere düşmüştür. İlham perileri bir akın etmeye görsün, Aşığın kalbi cin çarpmışa döner. Gönül kapısına dikilen yasemin Fidanlarının dikenleri Gönül meyvesidir. Bu meyve sevgilinin Yanaklarında biten beyaz lale. Can ise, onların fidan boylarının Teze suyudur. O güzelin kızıl dudaklarıyla, Badem gözlerinin rengi yananda Gül ve menekşe cansız ve renksiz kalır. Her nefeste o gamze ve benleriyle Cihanı “Kisra’nın Sarayı”na döndürür. Göz, o eşsiz güzelliği görme Bahtiyarlığına erdiği için Gönül dilencisini kutlamaya koşar. Gamzesinin dili kaynanadilinden daha keskin, Zülüflerinin kıvrımları yılandan daha bükümlüdür. Gözlerinin cilvesi Henüz oklarını atmadan Aşığın işini bitirir. |
zy41) Zelil Olmak -Mensuriye-
Dünyadan ne kazanırsa, Vermeli insan. Toplamayı bırakmalı, Elden gelirse dağıtmalı. O müthiş günün kendi için İyi geçmesini isteyen kişi, Elini kul hakkından, Belini mazlumların elinden Kurtarmaya çalışmalıdır. O zaman etekler yetimler tuzağı, Boyunlar dullar bineği olmaz. Şu köhne dünyadan el çekmeli, Şu kirli eteği temizlemeli. Garipler gibi kendine yol azığı hazırlamalı. Bu uzun ve çetin yolculukta Gerekli olan azık için Bir alıp on vermelidir. Bu kazançtan daha iyi kâr yolu yoktur. Bu ziyansız alış-verişten Faydalanmaya bakmalıdır. Kişi adaletli olmalı, olmalı ki; Adalet işin sonunu düşünmektir. İnsanlığın kurtuluşu ancak Bu fazilet sayesindedir. Yurt için, Halk için iyi dilekler beslemeli ki; Memleket de, millet de Ona iyilikler dileyecektir. Mülkü yıkan zulüm ve haksızlıktır. Sonsuz devlet halkı incitmemekle, Adaletle kazanılabilir. Yaptıklarını görmeli, Yapacaklarını tasarlamalı. İnsanın rahatlığı yolunu aramalı, İncitmemeli. Bu işin sonunda utanç ve Pişmanlıktan başka kazanılacak Hiçbir kazanç yoktur. Tedbir gemisini batmaya terk etmemelidir. Ey! Bu yolun Kara sevdalısı Olduğunu iddia eden kişi: Böyle pervaneler gibi yanmak, Her çerağ karşısında Zelil olmak ne kadar sürecek. Acep o hesap gününde Mazeret aramaktan utanır mıyız? |
zy42) Vuslattan Bir İz -Mensuriye-
Sevda, yaratılış gayesine Doğru yürüme eylemidir. Bütün kazançlar alt alta konsa, Allah’ın bağışlamasının Kazancı ile kıyaslanamaz. Nitekim Allah korkusundan dolayı Bir damla yaş akıtmak, Bin altın sadaka vermekten daha sevimlidir. -Sevgiler vuslat ile bütünleşse de -Hasret ile olgunlaşırlar. _____Âşık olmak vuslattan bir izdir. Çok seven çok isteyendir. Bu istek haddi aşmamalıdır. İsyanlar sevgisizliğin sonucudur. Kalbinde yüce bir sevgi taşıyan; İçiyle, dışıyla o sevgiyle meşgul olur, Ki isyanı düşünmeye fırsat bulamaz. Anlaşılamayan bir şeyde, Yaratılışa uymayan bir şey var demektir. Güneş ışığı gibi gerçeğin de Kirlenmesi mümkün değildir. İnsan bildiğiyle amel etmezse İlminin faydası olmaz. Malını hayra harcamayan Onun bereketini göremeyeceği gibi. -Gözünü haramdan sakınmayanlar, -Anlayışla bakmayı öğrenemezler. -İlim öğrenmeye meyletmeyen insan -Derin düşünme hazzına ulaşamaz, -Derin düşünmeyince de -Yaratılış amacını anlayamaz. Geçici olandan vazgeçmedikçe Kalıcı olana ulaşmak mümkün değildir. Sevmesini bilmeyen insan sevilmez de. Dünya kalbe yerleşince, Ahiret kalpten göç eder. -Layık olmayanı sevmek, -Üstüne lazım olmayanı araştırmak, -Gurura kapılıp ölümü unutmak -İnsanın helâk olmasına sebeptir. Şükrün başlangıcı kul olduğunu bilmektir. Ruhumuzu daraltan sebep İç dünyamızın huzursuzluğudur. İç dünya ise ancak Dua ve şükürle huzur bulur. |
zy43) Bir Nefeste-Mensuriye-
Bir çehre üzerine dökülmüş, Dalgalanan siyah saçlar, Salkım söğüt dalları üzerine Amber tozları saçar. Ak gerdanının altında kemerleşen o kıvrım, Güneş ışınlarından süzülmüş gibi Renkten renge girmekte. Perçemleri İbrahim’e, Yanakları onun atıldığı ateşe dönmüş. Yanaklarının ateşi O perçemlere dokundukça Bir demet gül olmuş. Kirpiklerinin hançeri Güleç yüzlü nergise dönmüş. Yanakları üstüne serpilen ter damlaları, Gül ve nergis goncalarına benzemiş. O damlacıklar; Bazen hurilerin boynuna asılmış madalya, Bazen de nurdan tuğra çekilmiş, Seher ışığı gibi görünür. Gülün dudaklarından, Abıhayat sızmakta. Gül; yasemin gibi, Kokusunu göğsünde, Yemenisini gökteki ay gibi omzunda taşır. Dudaklar şeker saçmaya başlayınca, Gül şekerden taraf çıkar. Her bakışı cihana hayat verir. Her kirpiği bir canın dudağını uçuklatır. Allah dostlarının himmeti sayesinde, Gönüller şaşkınlar gibi Işıktan perişan düşmüştür. Yüz yıllık ömür içinde Ele geçmeyen bu saadet, Bir an, Ve bir nefeste elde edilmiştir. |
zy44) İlmin Harisi Olmak-Mensuriye-
İnsan çok kazanmak isteyenin Kaybettiğini bilse Çok kazanmak istemez, Az ve helal kazanmayı yeğlerdi. Çünkü “herkes kazandığı ile cezalandırılır. (Mü’min 40/ 17) Ve “Kursağında haram lokma olan kimsenin İbadetini Allah kabul etmez” (Hadis) Fakat “şüpheli şeylerden kaçınarak, Allah’a kavuşan kimseye Allah bütün Müslümanların sevabı kadar Mükâfat verir.” (İhya 2. 237) “İki haris doymaz” buyuruyor Allah Resulü. “Biri ilmin, diğeri mal ve makamın harisi”. İtiraf etmeliyim ki, Malın ve makamın değil ama İlmin harisi olmak isterdim. Belki insanların daha mutlu olmalarına Ve daha müreffeh yaşamalarına vesile olurdum da, Bu faydalı işimden dolayı umarım ki, Yaradan bir sevap ihsan ederdi. Yoksula sorarsanız çok şey ister. Yoksul çok şey ister de Haris her şeyi ister. Bu kimseye bir şey bırakmamak Ve kimseye yaşama hakkı tanımamak Pahasına da olsa. ”Hastaya tahammül, İhtirasa tahammülden daha kolaydır”. (Alain) Son olarak Muhiddin Arabî’nin dilinden Demek istiyorum ki; “Maddi hayata tapanlar, Deniz suyu içenlere benzerler, İçtikçe susuzlukları artar.” |
zy45) Af -Mensuriye-
Ömrümde iki şey öğrendim. Birincisi; mümkün olduğu kadar Çok bağışlamak, İkincisi, asla unutmamak. Suçludan öç almak adalettir Ama onu affetmek fazilettir. Af, insanlık dilinin en tatlı kelimesidir. O halde bağışlamaktan Daha ilahi bir şey olamaz. ………………Unutmamak gerekir ki, ………………affetmek ve unutmak ………………iyi insanların intikamıdır. ………………Affetmenin ne olduğunu ………………yalnız cesurlar bilir, ………………korkakların tabiatında ………………af diye bir şey yoktur. Affetmek güçlüyü daha güçlü yapar. Bağışlamanın en güzeli, Hasmını ezmeye muktedirken yapılandır. Çünkü affetmek zaferin sadakasıdır. O halde, bağışlayıp geçmeli. Allah’ın affedeni bağışlamasından Hoşlanılmaz mı? Birinin suçunu bağışladıktan sonra Pişman olmak, Cezalandırdığın zaman da sevinmen doğru olmaz. Affa sarılmalı. Doğruluğu emretmeli ve Cahillerden uzak durmalı. Hata edene doğru yolu göstermeli, Hor görmemeli, Pişman olanı da bağışlamalı. Kerem, dostların kusurlarını affetmektedir. Nitekim intikam gücü yeterken Affeden kimse Allah katının en aziz kuludur. Bağışlamak insanın şerefini yükseltir. Affetmek intikam almaktan daha iyidir. Şahsımıza kötülük eden bir düşmanı affetmeli. Ancak, vatan ve millete Düşmanlık eden bir kimseyi asla! Zira insanlar geçici, Vatan ve millet kalıcıdır. |
zy46) Fazilet Felsefesi -Mensuriye-
Uygarlığın eli, Kaderin torbasını karıştırmakla meşgul. Çağın insanı artık kaderin Esiri saymıyor kendisini. Çağın insanı kaderi Yok sayan bir zavallı da değil, Ancak, acizlik vasfın daralışıdır. Acz insanın tersten okunuşudur. İrade kaderi aşınca acizlik teslim olur. Yolun tamamlanmasına ömürler yetmez. Oluşumlar, hamle ve Yaşama ihtiyacından doğar. Hayat bir tırmanmadır. Tırmanma çiledir. Çile sonsuzluktur. Ebediyet tadılmadıkça çilenin, Kederin, elemin çeşnisi bilinmez. İşleyen ve ışıldayan Mantığın ışığı sonsuzluktur. Işığın bol olduğu yerde Aydınlık vardır. Aydınlık gönlün kapısından içeridir. Gözlere hükmeden haşmet ve heybetin, Enginliğe kucak açan terazinin, Hepsini kuşatan gönül okyanuslarının Ebedilik yüklü kervanıyız biz. Kervanımızın önü, ardı sonsuzluktur. Gönlümüzün cezbesi, Denizleri heybemize katmıştır. Yaratanın huyu yaratılanda oldukça, Bizim kervanımız vuslat Menzilinin seyrinde olacaktır. Her yanımız göz, kulak, Vicdan ve ahlak özleriyle öze öz olmuştur. Özümüz özlerin özüdür. Bizim kervanımızın menziline varan, Ufukta yeni bir menzil görür. Bizim kervanımız tükenmezliktir. Bizim bu halimizi yaşamayan, Çeşnimizi nasıl bilebilir ki? Biz yaşayanlar uğruna yaşıyoruz, Âleme nizam verme adına yaşıyoruz. Haktan insana, İnsandan Hakka. Babadan çocuğa, Çocuktan babaya, Karşılıklı etkileşim Aile ve toplumun kökenidir. Hakla olanın gönlündeki servet, Dünyanın akçesiyle kıyaslanır mı? Biz deliyle deli, veliyle veli oluruz. Delilikle veliliğimiz kaynaşmıştır bizim. Anladığımız ve tattığımız kalenderlik budur. Bizim meclisimizde hain, Alçak barınmaz. Bizim meclisimiz bu huylara Zehir olsun diye vardır. Dostlar meclisinde düşmandan eser olmaz. |
zy47) Sihirli Anahtar -Mensuriye-
İnsan dilinin altında gizlidir. Dilini koruyan kimsenin Kusurlarını Allah örter. Gazabını hak etmiş olsa da Onu azabından korur. Allah’tan özür dileyen kimsenin Özrünü Allah kabul eder. Dilini muhafaza etmeli, Lüzumsuz şeyler söylememeli insan. Sahabeden birisi bir gün Peygambere sorar: Benim hakkımda en çok korktuğunuz şey nedir? Allah Resulü dilini işaret ederek “Şu” derler. Dilimizi daima iyi kullanmalı. O, insanı saadete götürdüğü gibi, Felakete de götürür. Dil ile düğümlenen, diş ile çözülmez. Kalbi ve sözü bir olmayanın Yüz dili bile olsa, o Yine dilsiz sayılır. İtirazı terk etmeli, Çünkü onun hikmeti anlaşılmaz Ve fitnesinden emin olunmaz. O halde selamette kalmak İsteyen susmaya devam etmelidir. Söz gümüşse sükût altındır, Demiş atalar. Kişinin kalbi doğru olmaz, Dili doğrulmadıkça. O zaman komşusunun Dilinden emin olmadığı kimse Cennetlik olmaz. Vücudun her parçası Ehemmiyeti oranında dilden şikâyet eder. Ve insanın hatalarının çoğu Dilinde meydana gelir. Dosta selâm saldım, olmaz oralı Boynum bükük kaldı, ciğer yaralı Felek sillesini vurdu vuralı Hakikate nazar kıldım diyemem İnsanları yüzükoyun yere düşürecek olan Dillerinin hatalarıdır. Midesinin, edep yerinin ve Dilinin şerrinden korunan kimse, Bütün kötülüklerden korunmuş olur. İnsanı maskara eden dilidir. Başa her belâ dilden gelir. Dizginsiz dil belânın habercisidir. Tatlı dili olanların dostları Her gün biraz daha fazlalaşır. Tatlı dil her kapıyı açan Sihirli bir anahtardır. Kötü bir adamın dökeceği tatlı dil, Tilkinin kargaya döktüğü tatlı dil gibidir. Şair; “dilim seni dilim dilim dileyim” Diye boşuna dememiş. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:48 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.