![]() |
Elbet Bir Gün
yıldızlar uzaktadır ya ama benim sana olduğum kadar değil gözünden bir damla yaş düştü ya işte o zaman ölürüm bunu bil her zaman kalbim ve sevgim seninle olacak bir ömür boyu bu aşk unutulmayacak elbet bir gün bu bedenlerimiz solacak ama aşkımız her zaman yanımızda olacak elbet bir gün bu dünya da yok olacak işte o zaman bu aşk ölümsüz olacak |
Elde Kalan
Bir Kac Bulutluk Gözyasi... Bir Kac Parca Ayrilik Var. Hirsla Doldurulmus Yürek, Prangalanmis Fikrim Var. |
Elde var hüzün
söyleşir evvelce biz bu tenhalarda ziyade gülüşürdük pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının ne meseller söylerdi mercan köz nargileler zamanlar değişti ayrılık girdi araya hicrana düştük bugün ah nerde gençliğimiz sahilde savruluşları başıboş dalgaların yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller elde var hüzün o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması sırılsıklam âşık incesaz kadehlerin mehtaba kaldırılması adeta düğün hayat zamanda iz bırakmaz bir boşluğa düşersin bir boşluktan birikip yeniden sıçramak için elde var hüzün |
Elde Var Sıfır
Dün sen benden çıkıp gittin Gönül kapım ardına kadar açık İçime derin yalnızlıklar ektin Sen bensiz olsan ne çıkar... Seni benden çıkar: - Elde var sıfır! Dün öylesine apansız gittin Yarattığın eserinden kaçar gibi Mihnet etmem gayrı kimseye Beklemem kimseden bir çıkar... Ekle, böl, topla, çıkar: - Elde var sıfır! Rezil bir akşam rezilce gittin İçimden kazıyıp bütün SEN'leri Toplasam senden ne kaldıysa Dünyalar dolusu bir HİÇ çıkar... Yarından bugünü çıkar: - Elde var sıfır! |
Elde Varım
Çıkmaz sokaklarımın, en çıkar yeriydin, Yaşamla savaşımın, ganimeti... Sıratımdın sonu cennete açılan Ve hayata bilmem kaç yerimden katlanma sebebim. Senin kopardığın her takvim yaprağı kazançtı, zarardan kar ettiğim. Ömrümün toplanında elde varımdın, Eve avuca sığmayan. |
Ele Vermiyorlar Bedenimi
Ne idüğü belirsiz kelimeler takip ediyor beni! gidip saklandığım anlamlarda hoş bir yan yok! Belki de ölümü biraz teşvik etmeli! Suya eğiliyorum. Su da bana eğiliyor gibi. Adımı söylüyorum. Su da adını söylüyor sanki. Bu tuhaf adamların bilmeceleri çözmeleri imkansız! birer harf gibi duruyor kentler haritanın ortasında düzden de okusan, tersten de okusan hayat değişmeyecek besbelli! Satın alınmayacak bir gazete adeta içimdeki buzul dağ, köşeyazarı bir ırmak akıyor boğuyor cesur bir okura benzeyen ilk halimi! Taklitlerinden sakınılan bir 'gece' yatıyor uzayda sereserpe özgür, özgür ama serseri! galiba cismim yıldız yağmurunda rüya şemsiyesini açan casus gemi! Evet! Ne idüğü belirsiz kelimeler takip ediyor beni! her dakila yaklaşsalarda ele vermiyorlar bedenimi! |
Eley (Bir Güzel Kız)
Eley sancılı günlerin doruğunda uzandım yıldızsız *******e pusudaydı ölüm, biliyorum susan bir namlunun ucunda adetlerimiz, törelerimiz de... Eley (bir güzel kız) bekliyor beni, bekliyor biliyordum nehirin öte yakasında boynunda kefeni, elinde bohçasıyla harmanların üstünde... tepelerden tepelere uçtum pusam pusamdı yağmur hani o çınar var ya dedemin mezarında boy atar ya! .. durup dinlendim bir süre altında son solgun yapraklarını yağdırdı üstüme duydum seslerini derinden yaklaşıyorlardı gecenin serinliğinde - bunlar kemirgenlerdi kemirgenler - çıplaklığıyla gördüm bir yıldızdı kayan tepemde güçlen dedim dizlerim güçlen sevin dedim yüreğim sevin Eley (bir dilber kız) bekler beni bekler, bilirim nehrin öte yakasında harmanların üstünde boynunda kefeni, elinde bohçasıyla... tüfeği omzuma tersinden astım yavaştan bir türkü tutturdum (de gel bemal, de gel ) ben divane değildim evvelleri gözlerinin taklası oldu deli divane eyleyen ben avare değildim evvelleri saçlarının buklesi oldu böyle avare eyleyen ben sürgün değildim evvelleri onulmaz aşkın oldu ilimden sürgün eyleyen de gel bemal, de gel derelerde dolanma, dereler puslu olur ovalarda akrep olur, yılan olur kırmızı güller takma, gören olur evliye gönül verme, hüsran olur ver elini elime bemal çıkalım yaylaya yaylaya ki ben yağmur yüklü bahar bulutuyum gürlerim üstünde iki pay sabahtan iki pay geceye kadar ....................................) yolum kısalmıştı türküm gibi ki bir tüfeğin acı sesiyle ayıldım sonra derinden gelen bir uğultu sonra havlamaları köpeklerin, ulumaları ve bir baykuş, üç kez öttü! .. işte böyle bizim hikaye: Eley bekliyorken harmanların üstünde ölümün tuzağına düştü törelerin kör karanlığında üşümüş ellerinde bohçası kaldı nah şuramda ateşi kaldı nehrin öte yakasında harmanların üstünde... |
Elif
ellerini uzat sevgiline dokun ellerinle ellerine lambadaki ışık ol karanlık gönüllere ilel ebet sürsün yaktıgın kalplerde fırtınalarda kaybolmuş yönünü bulamayan avarelere kalk senin bir görevin var ışık tut onlara alnına yazılmış bu görev senın,senin için alnına kıramazsın kaderin zincirini sarmış o seni bir kere ılgıt ılgıt esen rüzgar,fısıldıyor bak duyuyor musun? zarifliğiyle bir nehir ta uzaklarda adını çağlıyor |
Eliften Yalnızlık
I. Sende olduğumun itirafıdır bu sözler şeffaf bir gölde ağa tutulan balık gözleriyle bana çaresizliğimi söyler karanlık sıvalı bir kadın endamı ile okyanusa açıldığım gemim batık II: dalgalarda azılı bir yara gibi azmaktayım kıyıya vurmasamda kim demiş sulardayım yurdunda yan yatmış ay ışığıyla eliften yalnızlık çalmaktayım III. Okyanusa bakan bir kalede oynaşır kraliçe ekşi sözleri yankılayan burçlar gelişimi haber verdikçe aşıkları gülmekte erken geldiğimden habersiz olmamalılar şişe hainlik etmediyse. |
Elimde Değil
Demeter'in persephone'e kavuştuğunda başlar Başkalığım Bir sevinç kaplar nedense beni Mutlanırım Işınları sızar güneşin Yırtılan bulutlar arasından Gökyüzü artık Bakire değildir Parmaklarım şaşırır Tüylerim ürperir Okşadığı zaman bahar Yüreğim artık Benim değildir Sizindir Severim Severim daha çok Elimde değil… |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:48 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.