![]() |
Bu yaşanmış bir olaydır.
Amerika'lı köklü bir taşıma firmasının yetkilisi Türkiye'ye taşımacılık alanında yatırım yapmak için araştırma yapmaya geliyor.Gerekli incelemeleri yaptıktan sonra.Şöyle bir rapor sunuyor. Türkiye'de yapmış olduğum araştırmada çok büyük bir firma buldum bir türlü yetkileriyle görüşemedim ama nerdeyse bütün kamyonetlerde o firmanın yazısı yazıyordu hemem bu firmayla irtibata geçmeliyiz demiş. Kamyonlardaki yazıda şuymuş MAŞALLAH. |
20.yüzyılın başında bir evde küçük bir çocuk babasına sormuş:
-Baba, kedilerin kuyruklarını kesip kemer yapmak günah mıdır?" Baba ilgisizce: -Günahtır evladım, demiş -Peki baba zencilerin derilerinden paspas yapmak günah mıdır?" -O da günahtır evladım -Peki baba japonların beyinlerinden çorba yapmak günah mıdır? -Off! o da günahtır evladım -Peki baba yahudilerin yağlarından sabun yapmak günah mıdır? Baba en sonunda dayanamaz: - Değildir ulan. Off bee Adolf, nerden aklına gelir böyle sorular? |
Oğlu, Kayserili'den para istedi:
- "Baba 500 bin lira verir misin?" Kayserili : - "400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor. Al sana 100 bin yeter" der ve çıkartıp 50 bin lira verir. Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler: - "Baba bana zaten 50 bin lira lazımdı." Kayserili: - "Bak kerataya, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni.." |
Adamın birisi 4.kattaki evinin balkonunda hanımıyla boğuşmaktadır.Ve hanımına bir taraftan
-Artık bıktım senden . senden kurtulmak istiyorum demekte bir taraftan da hanımının direnmesine rağmen onu balkondan aşağıya atma hazırlıkları yapmaktadır. Aşağıdan geçen Kızılörenli vatandaş bağırır.: -Abi Abi bir dakika yav.Ne Yapıyorsun? adam burnundan soluyarak -Yeter bu kadının yaptıklarından usandım artık .Ondan temelli kurtulmak istiyorum. Gariban ve fakir kahramanımız aşağıdan seslenier: ÜLEN ABİ ATMA DA BANA VER. |
Dilenci Isfahan zenginlerinden birinin evine giderek sadaka istemişti. Ev sahibi uşağına seslendi:
- Ey Mübarek! Kanber'e söyle. Kanber Yakut'a söylesin. Yakut da dilenciye "Allah versin" desin. Dilencinin tepesi attı: - Allahım! Cebrail'e söyle. Cebrail Mikail'e söylesin. Mikail İsrafil'e söylesin. İsrafil de Azrail'e "şimdi ev sahibinin canını al" desin! |
Bir zamanlar kuru fasulyeye çılgınca düşkün bir adam varmış. Kuru fasulyeye bayılırmış, ama her zaman fasulyenin sonraki etkisi utandırıcı ve canlı bir tepki oluyormuş. Bir gün bir kıza rastlamış ve aşık olmuş. Evlenmeye karar vermişler fakat kız ancak kuru fasulye yemeği bırakırsan evlenmeyi kabul ederim diye şart koşmuş. Adamımızda büyük bir fedakarlık gösterip fasulyeyi bırakmış. Kısa bir süre sonra evlenmişler.
Bir kaç ay sonra, bir aksam adamımız işte iken telefonu çalmış. Arayan hanımı. Akşamleyin bir saat geç gelmesi için rica etmiş, adam kabul etmiş. İşten çıkan adam dışarıda bir saati doldurmak için gezinirken bir restoranttan gelen kuru fasulye kokusuna yenik düşmüş. Sadece bir porsiyon yerim diye içeri girmiş fakat hızını alamamış. Bir, iki, üç, beş, yedi derken 10 porsiyona tamamlayıp dışarı çıkmış. Fakat dışarı çıkar çıkmaz hemen gaz olayı başlamış. Adamda koşturarak karşıdaki parka gitmiş ve bir güzel başlamış osurmaya. Fakat durmaya niyeti yok. Osurdukça osuruyor. En sonunda tamam demiş artık kalmadı. Saatte zaten doldu, artık eve geri dönebilirim. Eve gelmiş, zile basmış, karisi kapıyı açıp kocasının kucağına atlamış. Kocacım sana bir sürprizim var fakat biraz bekle deyip bir mendil bulmuş ve kocasının gözlerini bağlamış. Ardından kocasının koluna girip onu yemek masasının başındaki sandalyeye oturtmuş. Gözündeki bağı tam açacakken telefon çalmış. Karısı gözünü açmaması için yemin ettirdikten sonra telefona cevap vermeye gitmiş. Fakat bu arada adamımızın gaz olayı yine son haddine gelince bakmış karısı da hala telefonla konuşuyor adam ağırlığını bir poposunun üstüne vermiş ve koyvermis. Hem yüksek sesliymiş, hem de çürük yumurta kadar olgun. Hemen el yordamıyla pencereyi bulmuş, koşmuş pencereyi açmış, pantolonunu çıkartmış, donunu çıkartmış ve dışarıda donunu sallayarak havalandırmış. Pencereyi kapatarak gene el yordamıyla yerine dönmüş. Karisi konuşmaya devam. Ee demiş bizimki fırsattan tekrar istifade edelim. Bu sefer öbür polosunun üstüne ağırlığını vermiş ve tekrar koyvermis. Bu ödül bile kazanabilirmiş.Hemen tekrar el yordamıyla pencereyi bulmuş, koşmuş pencereyi açmış, pantolonunu indirmiş, donunu çıkartmış ve dışarıda donunu sallayarak havalandırmış. Pencereyi kapatmış ve yerine dönmüş. Kulağı içerdeki telefon konuşmasında,veda sözleri özgürlüğünün sona erdiğine işaret edene kadar bu duruma beş dakika kadar devam etmiş. Mutlu bir şekilde gülümsemiş masumca. Karisi döndüğünde, onu o kadar beklettiği için özür dilemiş. Gözünü açıp açmadığını sormuş ve kocası gözünü hiç açmadığına yemin etmiş. Bunun üzerine karisi, gözündeki bağı çözmüş ve bağırmış ... - "IYIKI DOGDUN ALİ, HAPPY BIRTHDAY ALİ..." Fakat bu sırada DOGUM GÜNÜ PARTISI için hazırlanmış masanın etrafında oniki adet misafir ağızları bir karış açık oturmuş adama bakıyorlarmış.. |
Meşhur bir filozofa “Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?” diye sorulduğunda “Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan”demiş.
|
Beyefendinin tembel mi tembel bir uşağı vardı. Bir gün ona "Yusuf, ayakkabılarımı getir" dedi.
Yusuf ayakkabıları getirdi ama pis ve boyasızdı. Beyefendi : Bugün ayakkabıları boyamamışsın ! Uşak : Beyefendi, bugün caddeler çamurlu. Dışarı çıkınca ayakkabılarınız nasıl olsa çamurlanacak! Beyefendi güldü ama hiçbir şey demedi. Dışarı çıkarken Yusuf: -Beyefendi, beyefendi! Anahtar! - Anahtar mı? Ne anahtarı? - Kahvaltı etmek için, dolabın anahtarı! - Kahvaltı etmek için mi? Bugün kahvaltı etmeyiver. Nasıl olsa iki saat sonra acıkacaksın! |
Adam süper dedikoducu ve meraklı, ve marketi var..
Bir gün dükkanının karşısına bir Çinli lokanta açar. Bizimki çatlar meraktan.. Bu Çinli ne pişiriyor diye..Aniden Çinli bunun dükkana gelir ve 3 kutu köpek maması istiyorum der. Bizimki şöyle düşünür içinden (yaaaa demek bu köpek maması yediriyor millete)"Veremem" der.. Çinli "neden? " diye sorar."Köpeklerinizi görmem lazım..."Çinli "tamam" der ve gidip köpekleri getirir mamaları alır.. 1 hafta sonra Çinli tekrar gelir.. "4 kutu kedi maması" der.... Bizimki yine (hummm bak köpek maması tutmadı şimdi de kedi ha) "veremem" der.Çinli sorar "neden? ""Kedileri görmem lazım..."Çinli sabırlı.. Gider getirir kedileri alır mamaları. Yine 1 hafta sonra Çinli gelir elinde 1 paket.. Bizimki sorar : "Bu ne? "Çinli "aç bak" der. Adam açar bir de ne görsün kutunun içinde bok var.."Bu neeeeee" der?.Çinli: "Şimdi de 5 paket tuvalet kağıdı lütfen !!!" |
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz? Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra : -İstersen ayran getireyim, der. Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk : -İstersen daha getireyim, der. -Zahmet olur yavrum. -Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik! Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır : -Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı! |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:26 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.