![]() |
Çok Özledim Silyan Seni
Güzel köyüm silyan benim (1) Çok özledim silyan seni. Doğup büyüdüğüm köyüm: Çok özledim silyen seni. Baharın güzeldir, yazında güzel. Yağmurun güzeldir,kışında güzel. Köyümüzün yeri her daim özel; Çok özledim Silyan seni. Sendedir hep hatıralar, Sendedir eski mezarlar. Her kuş vatanını özler. Çok özledim silyan seni. Perşembeden varmı yine; Cuma için hazırlıklar? Kaldımı eski komşular ? Çok özledim silyan seni. İlk baharda yeşerirmi; Her tarafta menekşeler? Gönlüm o günleri arar. Çok özledim silyan seni.. Kaldımı köyde acaba; Bezden top ile oynayan? Değiştimi yoksa silyan? Çok özledim silyan seni. Atalarım, dedelerim, Göçüp,giden kardeşlerim, Tarih dolu mezarların: Çok özledim silyan seni. Silyanın tarihi eski. O topraklar neler yuttu? Kimler geldi, kimler geçti? Çok özledim silyan seni. Yamacını ve düzünü, Baharlarını, yazını. Sabah öten horozunu. Çok özledim silyan seni. Peyğamber tavsiye etti: Bizlere “sıla’ı rahmi” Çok seviyorum köyümü. Çok özledim silyan seni. Saymakla bitiremem ben: Köydeki güzellikleri. Yetsin bu kadarla Ali. Çok özledim silyan seni. Ali Sandıkçıoğlu |
Dalgalanıyor Bayrak
Emirgan korusunda Dalgalanıyor bayrak Nede güzel oluyor Gölgesinde yaşamak O bayrağın uğruna Nice insan kan verdi Güzelim Türkiye'yi Bize emanet etti Koymasın bizi Allah Hem bayraksız, ezansız İstiklali korumak Olmalı gayretimiz Ülkemizin semasında Dalgalansın o bayrak Türk kanıyla renklenmiş Dönde tarihine bir bak Temennimiz bizlerin Dalgalansın al bayrak Hür, bağımsız olarak Türkler yaşarlar ancak İnmesin hiç bir zaman Gönderinden bayrağım Bayrağı seyrederken Ezandadır kulağım Ali Sandıkçıoğlu |
Daracık Kabir Evinde
Başlar ölümsüz hayat: Daracık kabir evinde. Dünyadakı dostlardan, Kimse olmaz yanında. Kara toprağa konunca: Açılır yeniden gözün. Orda fayda vermez sana: Ne evladın, nede mülkün. Eğer yok ise amelin, Orda nice olur halin? Boşa geçirmişsen ömrün: Akıbetin hüsran senin... Ne oğuldan nede kızdan: Fayda gelmez artık sana. En güzel dost Yaradandır: Şimdiden sen sarıl ona... Allah adını anmayan: Emirlerine uymayan. Peyğamberini sevmeyen, Orda olacaktır pişman! .. Kabir deyip geçmeyelim: Biraz olsun düşünelim. Henüz fırsat elde iken: Ğayret edip çalışalım.. Düşündünmü ey kardeşim: Topraktan kabir evini? Bilmediğin nice mahluk: Yiyecektir bedenini... İşte hayat, işte dünya. İstersende bin yıl yaşa. Ölüm gelecektir başa. Bakmaz ihtiyara, gence. Sende imar eyle Ali: Şimdiden kabir evini Kapandığında gözlerin: Hemen uğurlarlar seni. 20.02.2004 Ali Sandıkçıoğlu |
Dayım Terzi Mehmet Yıldırımın Ardından
İyiliği çok severdin, Herkese iyilik ettin. En sonunda sende gittin. Güle güle Mehmet dayı. Yıllarca köyü bekledin, Herkesin derdinden aldın. Büyük, küçük ayırmadın. Rahmet sana mehmet dayı. İyiliklerin sayılmaz. Dostlukların unutulmaz. Sizlerin yerleri dolamaz Sende göçtün Mehmet dayı. Birer, birer gitti büyüklearimiz. Ne babamız kaldı, nede dayımız. O eski günleri özler dururuz. Yerin cennet olsun Sevgili dayı... Artık değişti kuşaklar, Bir, bir kapandı ocaklar, Tütmez evlerde bacalar. Ğariplik var Mehmet dayı.. Yıllarca terzilik yaptın. Hayır işlerine koştun. Hemde köyde muhtar idin. Yaşar eserlerin sevgili dayı. Sofran daim açık idi, Gelen, Giden herkes yerdi. Çocukları çok severdi. Rahat uyu Mehmet dayı. Fakır talebeye hizmet eylerdin, Hiç birinden asla para almazdın. Hayır işlerinde daim öndeydin. Nurlar içinde yat Mehmet dayı. Çoklarını üzdü senin gidişin. Kurtuluşu yoktur elbet bu işin. Tatları kalmadı yaz ile kışın. Yerin cennet olsun ey mehmet dayı. Önce ayak giti, daha sonra can. Hüküm verilmişti daha önceden. Son nefes yerinde oldu trabzon Kabrin nurla dolsun ey Mehmet dayı. Yokluğun bizleri etkileyecek. Güzel hatıratın hep yaşayacak. Allahın emri bu: Gelen gidecek. Yolun açık olsun ey mehmet dayı. İsmetler, İhsanlar, Yusuf, Tahsinler, Çok üzüldü bütün dostlar. Artık ıssızlendi köy ve koznolar. Rahmetin çok olsun ey Mehmet dayı. Torunun Alidir yazar bunları. Hemde hatırlıyor geçmiş yılları. Mehmed, Muhammedi Ve Tahsınları; Şimdi arıyorum ey Mehmet dayı. Ali Sandıkçıoğlu |
Değer mi?
Tarih kokan eserleri: Gül donanmış bahçeleri, Ğarıp, yaşlı ve gençleri, Öldürmek için değermi? .. Çıkar menfaat uğruna, Kıymak olurmu insana? Dediğim dediktir diye, Kan akıtmaya değermi? Adalet var iken zülme, Gülüne konmuş bülbüle, Sevgi varken bunca kine, Sebep olmaya değermi? Süper gücüm ben diyerek: Barışı bozmak olurmu? Dostluk gülleri açarken, Bağı virane değermi? ... Ali Sandıkçıoğlu |
Değer Verin İnsanlara
Güneş doğar ufuklardan, Yağmur iner bulutlardan. Canlanır dünya yeniden, Hizmet için insanlara. Bülbül neşe ile öter. Karğalar,baykuşlar kaçar. Mevlam imkanları sunar: Yarattığı insanlara. Yükselsin ezanın sesi. Melesin koyun ve kuzu. Bitirelim kara kışı. Huzur gelsin insanlara. Terk edilsin savaş,zulüm. İmandir değeri kulun. İki cihanda nur olun. Değer verin insanlara. 04.02.2005 Ali Sandıkçıoğlu |
Değiliz
“Elestüde” soz vermişiz; Bizler: “Kalu bela” diye. Uymak lazımdır bu ahde: Bu gerçeği biliriz biz... Ne sıyahındayız, ne beyazında, Biz koşmayız namedlerin ardında. Kışlarında, baharında, yazında: Haddi aşmaz gerekeni biliriz. Kimileri uçar gider yüksekten, Kimileri sürünüyor yerlerden. Kimileri gün harcıyor ömürden, Ömrü heba edenlerden değiliz |
Dereler
Akar dereler, akar, Gider dolar denize. Sular akıp, gideken; Nasıhat eder bize. Mevcudatın hepisi: Yuce Allahı tanır. Akan bütün dereler: Allah diye yol alır. Gece, gündüz durmadan: Akan ırmaklara bak. Öyle bir hale geldik: Dostlar,dostundan ırak. Derelerin suları:... Yaz gelince azalır. Nice dereler vardır: Mazıye hasret kalır.. Kırk senede bir arar: Eski yerini dere. Dağılmış gitmiş dostlar: Herbirisi bir yere... Nerededir derede: Çamaşır yıkayanlar? Her taraftan göç oldu: Bozuldu bağlar, hanlar. Derenin kenarına, Dizilirdi hep kızlar: Çamaşır yıkar iken; Atılırdı maniler... Ufak, ufak çocuklar; Koşarlardı dereye. Oynar,eğlenirlerdi; Zor dönerlerdi eve.. Dereler bile şimdi: Üzgün, üzgün ağlıyor. Pınarsuyu, ırmaklar: Eskileri özlüyor... Gelmez bir daha geri: O çok güzelim günler. Allahın emri böyle: Akar dereler gider... Hatırlarmısın Ali: Köyünün deresini? Modernleşen (!) insanlar: Unuttu geçmişini.. 12.06.2006 Ali Sandıkçıoğlu |
Devam Eyle Sen yoluna
Laf atana,taş atana, Aldırma dostum aldırma. Azmı bırakma elinden, Devam elye sen yoluna. Ali Sandıkçıoğlu |
Dileğim
Ahır zaman peyğamberi, Muhammed’e ümmet eyle. Duamızı kabul edip, Bizi af eyle. Af eyle. Son nefeste aldandırma, Bizleri melun şeytana. Daim muhtacız biz sana. Bizi af eyle. Af eyle. Can bedenden ayrılmadan, Elbiseler soyulmadan, Teneşşüre konulmadan. Bizi af eyle, af eyle. Vucudumuz yıkanırken, Beyaz kefen giyilirken, Tabut atına binerken, Bizi af eyle, af eyle. Topraktan yapılan evde, Münker, Nekir geldiğinde, Bize sual sorduğunda, Bizi af eyle, af eyle. Yılan, çıyan mekanında, Kabir denen o dar evde, Hem Nurunu gönderipte, Bizi af eyle, af eyle. Sür öfrülüp kalkılınca, Kimseler olmaz yanında, Sırat köprüsü üstünde, Bizi af eyle, af eyle. Senin kulunuz ALLAHIM! Muhammedinde Ümmeti! Nasıp eyle ol cenneti. Bizi af eyle, af eyle.. Ali Sandıkçıoğlu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:20 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.