![]() |
Bilinçli bilinmez bir============= yol (-5-)
dizilir boğazıma eskidikçe anılar taze kalsın istenir duygular. bir neşter at kalbime çıkart bayatlamış duyguları koy tazelerini yerine deli kanın renginde. sığmaz oldum içime ne duruyorsun dedim kendime. sal bedenini rüzğarın estiği yöne. rüzğar dağlardan eser sabahları ben zoru severim ya verdim yüzümü en derin duygularla gülümseyerek en uzak doruklara. bilinçli bilinmez bir=============yol da. her yanım dikenlik tepelerinde en can alıcı çiçekler ruhumu okşamakta. en uçarı, en çılgın, en aykırı bıçaklar saplanıyor özlem yaralarıma. acı..! acı..! acı duymak mı..! maviye uzanırken gözlerinin yeşil bir ovaya dönüştüğü bilinçli bilinmez bir ==========yol da. diken sevmeyi sen de öğrendim dokunsam mı...! incinir dokunmasam mı...! batmıyor bana acı duymaz oldu yüreğim içimdeki kokuşmuş cerahatlar aktıkça. sen kendime ulaşacağım en zor en yüksek zirvesin zirvecansın biliçli bilinmez bir ==============yol da. 15.05.2006-ant-zirvecansın- Nazan İzmirli |
Bilinçli bilinmez bir ======= yol (-1-)
Farklı yerler, farklı yönler, farklı keşiflerin bilinçli bilinmez bir yolculuğun heyecanı sarar yüreğinizi benliğinizi. İşte yine böyle bir etkinliğin hazırlığı içersinde zirvelerdeki özgürlüğü yaşamaya başlarsınız. Kalbiniz terkedecek gibidir sizi, yetişmeye çalıştırırsınız bedeninizi onun hızına. An an bir kuşun kanadı olursunuz pır pır eden, her mevsim adı değişen özgürlüğe yol alan..... Uyku tutmaz şafakla kalkarsınız, son bir kez daha göz gezdirirsiniz, kim kimin kahrını çekecek diye sorduğunuz boyunuzca çantanıza........ Cesur hırsız gibi sırtlanırsınız can yoldaşınızı sessiz, sessiz ama koşar adımlarla süzülürsünüz alaca karanlıkta.......... günün ilk ışıklarına................. Tekerlekler dönüp, kilometreler katedildikçe, buharlaşan camlardan akıp giden geçmişiniz gibi hızlı hızlı gelip geçen yaşamı izlersiniz. Elleriniz yüzünüze uzanır aniden, kendinize dokunmak varlığınızı hissetmek ve ne mutlu ne mutlu şu an bu yolculuktayım dersiniz.Ardından................ derin bir iç çekiş ve içinizdeki sessizlikle bilinmez bir yol.........................uzanır altın sarısı buğdayların sonsuzluğunda............ Birde tabloyu oluşturan, uçsuz bucaksız üzüm bağları ise, yeşille kırmızının, turuncu ile sarının, kahverengi hazalların arasında sonbahar hüznünü yaşarken; kış ağaçlarının zümrüt yeşili yaprakları bir tükenişin ardından yeniden doğuşu anlatır gibidir. İçinizdeki burgu burgu hüzünler dizilirken boğazınıza, bu manzaradan sonra, aranızdaki buğulu cam kaybolur, hüzün yok olur anında............ Tekrarı olmayacakmış gibi, olsada farklı olacağını bildiğinizden için, gözünüzü kırpmadan sindirmek istersiniz her anı.....bazen pes eder göz kapakları ve o kısacık şekerlemenin tadı...........bozulur göçmen kuşların sıcağa doğru süzülüşlerinin şahitliğinde..... Uçsuz bucaksız ovalar, geçmişin umutları gibi arkamızda kalınca, yollar daralmaya engebeli olmaya ve de yalçın kayaların arasında kıvrılmaya başlar........korkudan çok heyecan doruk noktaya ulaşır, bir avuç kadar ama cesur yüreğinizde. Vadideki çay boyunca, sonbaharla kavgasını veren söğütlerin boyun eğişlerini izlerken, bir yaprak bir yaprak daha düşürmek korkusunu hissedersiniz kavak yellerinde....ve yerli kuşların türkülerindeki çağrı getirir sizi kendinize..... Ne kadar hoşnut olmasanızda, kaptanın kendini ayık tutmak için dinlediği radyodan gelen tınıya arada kulak kabartırsınız.....dilek tutarsınız gizlice.... 'her şeye rağmen yaşamak güzel......' diye...... Kayalıkların arasında sıklıkla rastlanılan mezar taşları, bir doğuşu bin ölüşü anlatır.....anlatır.....anlatır........yaşama daha çok sarılma arzusu sarar içinizi........çok kısa belli ki..............sizin için, saliselerin değeri bir nefes bin tebessümde gizlenir.............................hissedilebile n............... Bilinçli bilinmez bir ============yolun yolcusu olursunuz vazgeçilemeyen. 14.02.2006-antalya-Doğu toroslar 'bolkar dağlarına ulaşmak üzere çıkılan biliçli bilinmez bir yolculuktan duygusal kesitler.-1-' Nazan İzmirli |
Bilinçli bilinmez bir ======== yol (-2-)
Vizyonunuz sonsuzluktur dağcılıkta. Hedefiniz ise, zirveler ve yeni zirveler....... Bu sonsuzlukta ki her keşifte, mutlulukla kamçılar sizi; vadiler, ovalar, ırmaklar, volkanik oluşumlar ve buzullarla bütünleşerek yol alırsınız, içinizi ısıtan. Yeni bir keşif, yeni bir rota heyacanının sarmalandığı yüreklilikle.......... Bilinçli bilinmez bir =============== yocululuğa çıkıyorduk yine.......... Bir kaçış vardı bu gidişin ardında bu defa...............Kimsesiz, öksüz, bayramlar ağırıma gider oldu anamdan sonra. Ne öpülecek el..... ne de elimi öpecek yavrum, aynı dili paylaşabileceğim yar da yok yanımda. Yalnızlıklar başlamıştı somut halinde..... Oysa yalnızlıklarımdaki boşluk hiç bir zaman dolmamıştı,dolduramamıştım bir yerlerimde tamamlamayı bekleyen birşeyler vardı, çoğu zaman............ bilinçli bilinmez bir============= yol vardı içimde ulaşılamayan............. Bilinmez yolun büyüsünün öylesine etkisindesinizdirki; ne gecenin donu, ne sabahın ayazı, ne sızlatan rüzgarı, ne kavuran sıcağı, umursamazsınız pes ettirmez bedeninizi yüreğinizi. Kılıç kalkan çıkarsınız bu düelloya başaramamak endişesi dahi gelmez aklınıza. Rota bizi taşıyor gizemli Torosların en batı ucunda ki Eren dağlarına. Gece uyku tutmamıştı, hazırlık sonrası erken çıkılacaktı yola,uyur kalırım korkusuna gözümü kırpmamıştım. Süzülürken vadiye, seki ovasınadan yansıyan günün ilk ışıkları çökmüştü bir külçe altın gibi üzerime. Ne hikmettir ne hüda bilinmez bir ==================yolculukta...... Rüyasız uykuya yazık oldu derim aslında. Sayıklar durumda yeri değildi ama, hayrı hayra şerri kaf dağının arkasına demişlerde........... Bu gidişle biz kaf dağına varırsak, şerler bizi nasıl misafir ederler bilinmez. Derken rüyada, bir çok eren bizi karşılıyorlar ve bizleri bu bayram yalnız koymadınız,dileyin bizden ne dilerseniz şeklinde sedada bulunuyorlar. Bende, içimdeki; bilinçli bilinmez ===================yol ve o yolda bana enerji veren beni içine alan dev bir güç var ki o güç hiç eksilmesin diyorum kendilerine. Arkadaşlar, için geçmiş uyan.....az kaldı, geldik diyorlar. Bakışlarımı hissediyorum bir boşlukta,derin....sonsuz.....bir yoculukta........ Bir çeyreklik zaman diliminde kendimizi bulduk, Eren dağı eteklerinde. 'Bu yolculukda ki detayları keşif anılarımda paylaşacağım sizlerle.........' Eren dağı, hakkında yaptığım biliçli araştırma, birinci deprem kuşağında kalan 3677 metre, paleozoyik zamandan önce ve tersiyer döneme değin uzun ve karmaşık bir gelişme gösterdiği karstik bir yapıya sahip volkanik bir oluşum olduğu idi. Bilinmez yanı ise, dağı oluşturan tüm tepelerde sayısız yatırları olmuştu. Rivayete göre, ibadet için sakinliği tercih eden erenlerin zirvelerdeki ebedi istirahatğahlarıydı. Olağan üstü bir ruh haline girdim, o gece çok uzun geldi, yinede hiç bitmemesini istedim....................güneşin doğuşu bir şeyleri anlatıyordu bu bayram sabahında.......anlayamadığım. Yalnızlığımdan kaçtığım, yeni keşifler için koştuğum Erenler diyarında adım adım yükselirken, erenler karşıladı bizi zirve yollarında. Kanatsız bir kuştum adımlarımı hissetmiyordum,güneş buluta gizlenmiş bizi bunaltmadan takip ediyordu. Seki ovası yer yer pamuğa andıran butlar altında kalmıştı.Yer yer yükselen kavaklar tabloya yaşam belirtisi katıyordu. Güneye baktığınızda, volkanik oluşumun sergilediği içinde kaybolabileceğiniz ıhlara vadisini anımsatan dolinler,polyeler,mağaralar,buz yalakları,buzul setleri doğanın ve kışın üzerinden altı ay kar eksilmeyen Eren dağının ovaya kattığı zenginliği sunuyordu. Çarpıcı güzellik ve ruhani bir uçuş içersinde yeni hedefimiz olan zirvede kocaman bir yatır bizi beklemekte. Başıma bandana diye doladığım anamın yazmasını çıkarttım.Yatırın başındaki taşa sararak bağladım.İçimdeki ürpertiden belkide onunda üşüdüğünü düşündüm. Keşke hiç dönmesem buralardan dediğim zirvelerden biri idi. Nedir insanı çok istediği şeyleri yapmaktan alıkoyan. Yetersizlikmi...? isteklerde, yoksa zamanımı var zaman içersinde. Ve yine bu ruh halinde inanılmaz duygu yükü omuzlarımda. Kaçışlar zirvelerde de sıkıştırır duyulan acıların anısında sizi anlarsınız.........anlarsınız......anlarsınız..... ..yinede......... Biliçli bilinmez bir==============yolun sonsuzluğunda kaybolursunuz. Nazan İzmirli |
Bilinçli bilinmez bir ==============yol - 7 -
bir görev için taşırız canları değiştiremeyiz çizilmiş planları iyi kötü / güzel çirkin / cesur korkak oynarız.. senaryoları. 1.yolcu ilmek atılmıştı yaşanmışlıklara ürkek değildi ipin ötesindeki bilinçli bilinmez bir============== yola üstlendiği misyonu götürmüştü son noktasına. giydirdi siyah paltosunu kar beyaz umutlara. 2.yolcu yüz yılı yaşamıştı ceviz kabuğunda kanatsız bir melekti görmezdi gezmezdi beynin ve kalbin ışığında tanırdı evreni tamamlanmıştı süreç acı olmayacaktı onun için bu göç eliyle toprağa verdiği yüreğinde gizli yangınlar kadar ruhunu teslim ederken; bilinçli bilinmez bir ============yola çıkmanın sevinciydi dudaklarında. 3. yolcu çok şey sığdırmıştı kısacık yaşamına öncü olmuştu her adımımızda. bir kuru kayısıyı on parçaya bölmüştük tadına varar vara yine de değildi vakti gitmenin bilinçli bilinmez bir ============yola bencil olan; sen mi biz mi bilmiyorum tek bildiğim hüzünlü bir huzur sızıların dinmiş olmalı boşver acısın yüreğimiz sığmazdı için içine biliyorum ki şu an yüreğin sonsuz bir ufuk çizgisinde sevdiklerinle 09.01.2007-nazan Nazan İzmirli |
Bilinçli bilinmez bir ==========yol (-3-)
ayrılıkların sonbaharda olduğunu bilirdim sen, yaprak dökümü derdin bu gidişlere ilkbahar da ise herşey yeşerir sevgiyle doğa, insanlar aşkla filizlenir su yürüyen her beden coşku dolar yeni bir yaşam başlar derdin. neden bize bahar şakası yapmadın bu kez bizi kandırdın bir nisan sabahı mis kokan limon çiçeklerinde bize ilkbahar yerine sonbaharı yaşattın. üzülsem mi sevinsem mi bilemiyorum. sonbaharda bekliyorduk yolculuğunu ben sana biraz daha doyacak pamuk ellerini avucuma alıp öpüp koklayacaktım asi gençliğim için, beni affettiğini kiraz dudaklarından duyarak derin bakışlarında kaybolacaktım. ama sen, hiç sevmediğin solgun sararmış sonbahar yaprakları gibi gidecektin. şimdi ise, bahar sevinci, tazeliği, güzelliği ile kavuştun sevdiklerine eminim, onlara sunulan kucak kucak kır çiçeği gibi karşılamıştırlar seni özlemle. naaşın musalla taşında konduramıyordum seni oralara lime lime oldum acıdan bedenim,ruhum,beynim darmadağın çınlamaktan, kulaklarıma yankılanan sesleri anlamlandırana kadar süren kabustu inan. bizi kim giydirecek bizi kim doyuracak. kim derdimize derman olup kim hastamıza çorba kaynatacak. dargınlarımızı kim barıştırıp bayram sevincimizi paylaşarak yoksullarımıza kanat olacak. o an anladım nurdan ışık olup etrafını aydınlattığını. çiçeklerinden nasıl vazgeçtin annem günlerdir sulamadın, onlarla konuşmadın onlar sensiz solar,seni özlerler annem muhabbet kuşların kondu yapraklarına tesbih çiçeklerini, kıt kıt kıtladılar sitemle ötüşüp, bakıştılar seni aradılar içimdeki keskin bıçak yarasını o an kapattılar. ağlamak mı susmak mı bilemiyorum bu zikir işkencesinde çok ince düşünmek lazım bu yolculuğun ötesinde işkence mi terbiye mi ruhun özgürlüğü mü çok sevdiğin beyaz çemberini götürmediysen beraberinde. bilinçli bilinmez bir==============yol bilinçli bilinmez bir ================yolculuk değil, özlemin sızlatıyor beni. 01.04.2003 - / 01.04.2006- ant- Tanrı sabır versin anasını özleyen yüreklere inanıyorum ki analar asla terketmez yavrularını koruyan bin ışık bin gölge olurlar üzerimizde. Nazan İzmirli |
Bilinçli bilinmez bir============ yol (-4-)
nedir bu suskunluk ölümün kokusu mu soğuk mudur yoksa kokusuz mu hoşnut etmez bizi onun yolcusu. er yada geç uğrar yanına soğuk yada sıcak dokunur sana ne hissettirir bilmem o an kanına kalma.! git mi der yürek ona. istenmeyen bir misafir gibi yüzün asık,gönülsüz beklersin onu o çok arsız, umarsızca girer döşeğine yerinden yurdundan eder seni sevimsizce bir gece yalnız kalınca yüreğinde ikna eder seni, onun ülkesine gitmeye atar seni tekerleksiz mersedesine sürükler bilinmez bir yolculuğun ötesine hiçbir şey yoktan var olmadıysa var olan birşey de yok olamaz nedir bu gitse de yanımızda kalan nedir bu suskunuk ruhun yorgunluğu mu yoksa erişmek istediği sonsuz huzur mu...! bilinçli bilinmez bir ============yol bilinçli bilinmez bir ==============yolun yolcusu bilinçli bilinmez bir==========================yolun sonunda. 01.03.2003-ölüme yolculuk- Nazan İzmirli |
Bilmece
şiirlerinde bedenim, dizelerde yüreğim, hecelerde bölünüyor hücrelerim. kelimeler kekeliyor dilimde. yaaaaar.....yar... söyle...! ya / rın mı...? yar / ın mı...? kalbim tekliyor bu bilmecelerde. 20.03.2006-ant-bilmece- |
Bin bir gece
yarım kalmış bir senfoniydi gecenin sesi ıssız sessiz okşayamaya kıyamadığın saçlarımda ki sıcacık nefesin ve yıldızlar akıyordu gözlerimizden geceye binbir geceyi bilmem ama.! bir başka gece bu gece. 27.11.2006-kaş/kalkan Nazan İzmirli |
Bin sen oluyorsun
zaman zaman büyüyorsun dolunay gibi zaman zaman kabarıyorsun dalgalar gibi zaman zaman yıldızlar kadar sonsuz ve sen bir sen bir sen bin sen oluyorsun atamıyorum atamıyorum düşlerimden zihnimden sığdıramıyorum beynime bedenime yüreğime büyüdükçe büyüyorsun evren olup dört bir yandan kucaklıyor sarmalıyorsun ve sen bir sen bir sen bin sen oluyorsun sensiz *******imde. 04.07.2004-ant/kal- Nazan İzmirli |
Bir buselik yaz bana
bir orta oyununundayız müziğin ritmik süzülüşlerinde kaybolan başrol de bir keman segah olsun makamın seni bana anlatan ben çekerken evç perdesini yalnızlığımıza sen neva dersin yaylara her zamank i gibi olanca hırçınlığınla sızlanır kalbim notalara uzanan her parmağının ucunda bir buselik dörtlüsü .........yaz bana........ beni sana anlatan .........segahlarında hiç ........................... solmayan...... bir buselik dörtlüsü ..............................yaz beni............................ seni............................. bizi anlatan...........! ! ! ! ! 04.03.2006-yaz bana-antalya Nazan İzmirli |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:54 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.