![]() |
Sus…
Konuşma daha fazla, konuşup bir bir yıkma yüreğimdeki yerini… Gidişinin ardından hala iyi yönlerini saklarken kalan parçaları yüreğimin,onları da yangınına atma sebepsiz… Seni bırakalı çok oldu farkında değil misin sevdiğim? Çoktan seni sensiz yaşamayı tercih etti yüreğim… Seni sensiz yaşayıp,nedensiz kırıklıkların önüne geçti bedenim… Yarısını alıp giderken ruhumun sen aldırmaksızın bana; ve ben sebepsiz izlerken ardında bıraktığın kandan izleriMi… Offf…. Belki evet belki gelmeyi planlarken onları takip edip peşin sıra, farkında değildim bana bıraktığın yarım ruhumla oturup baş başa kalmaya karar verişimin çok olduğuna… Sen alıp giderken kanayan yüreğimi, ben sessiz çığlıklarını duyarak martıların, oturdum dalgalara karşı Beşiktaş sahilinde oysa… Oysa sen.. Sen geleceğimi sanmıştın değil mi? Ben de… Biliyor musun ben de öyle sanmıştım oysa… Ne yazık… Yanılmışım… …Ve… Yanılmışsın… Ah, ne yazık bize… Ne çok istemiştim oysa tamamlamayı seni ve ne çok istemiştim tamamlamanı beni… Korkaklığımı.. İçimdeki minik kedi ürkekliğini.. Çocuk gözyaşlarımı… Hepsini ama hepsini almıştı oysa varlığın… Dünyanın en cesaretli kadınıydım oysa tuttuğunda elimi… Ve sen elimi tuttuğun anda bulutların üzerinde kuruyorduk evimizi birlikte… Bilmiyordum oysa o evi yıkıp gideceğini… Bilmiyordum istediğin tek şeyin….. Neyse… Konuşturma beni… Sen de konuşma Allah aşkına… Konuşup da bir bir yıkma yüreğimde sana dair kalan son iyi şeyleri... Ah yazık… Çok yazık… Korkaklığımı yok ederken , korkularına yenik düşeceğini fark edemedim affet… Affet bilemedim saklanacağını koltuk aralarına… Bilseydim.. Bilseydim, üzerime yüklediğin cesareti emanet ederdim sana… Seni çıkarırdım bulunduğun yerden inan… Ben alışığım ya oralara, sen durma diye ben dönerdim yine korkak,ben yatardım soğuk betona… Ben biliyorum ya orada yaşamasını,sen bilmezsin nerede ne yapacağını.. Mizli hayaller kurmaya başladığında sen, ben hala inşallah’larda dolaşıyordum sebepsiz… Ve benim inşallahlarım asardı senin yüzünü,tüm gülümsemeleri çalardı sanki gözlerinden… Kırılırdın bana… İnşallahları mizli hayallere dönüştürürdüm kırılmayasın diye… Ama bilmiyordum;seni kırmaktan korkan benliğimin,senin tarafından lime lime edilip yollara savrulacağını… Bilmezdim kırma beni diye bakan gözlerinin, avını gözleyen kaplan gibi saldıracağı anı beklediğini… Ah sevdiğim bilmezdim;birgün, senin aslında taktığın maskeyi fark edipte bir başıma çaresiz kalakalacağımı… Of… Dedim ya sana, konuşturma beni… Sen de konuşma asla… SuS… Duyuyor musun beni? SuS… Allah aşkına sus… Sus.. Daha fazla konuşma,konuşturma beni daha fazla… Konuşup bir bir yıkma yüreğimdeki yerini inadına… Konuşturup, kalan son iyi şeylerini de attırma yüreğimdeki yangına sebepsiz… Dedim ya sevdiğim; Sen alıp giderken kanayan yüreğimi,ben sessiz çığlıklarını duyarak martıların ve eşlik ederken yağan yağmurla onlara…. Sadece durdum ve gidişini izledim nedensiz, haykırırken sahilde çığlık çığlığa… Oysa sen… Sen geleceğimi sanmıştın değil mi? En azından izleyip kan izlerimi, ellerindeki yarım ruhumu almamı beklemiştin gözlerin yolda… Ben de … Biliyor musun ben de öyle sanmıştım oysa… Ah yazık… Çok yazık… YaNıLMıŞıM.. …Ve… YaNıLMıŞSıN… Yazık… …….. ………….. ……………… Hala bekleme yazmamı,yazdıkça bendeki yarım_ı da fırlatmak istiyor bedenim… Susuyorum biraz olsun güzellik kalsın diye… Sen de sus.. Sus…Biraz olsun iyi hatırlan diye… SuS…. |
En dip,en izbe köşeye bıraktım mektubu.
Oku,ama okuyama diye belki de. Uzun yolculuklarda,rüyalarda ya da düşlerde sen olurdun ya yanımda,artık olma. Kağıtla kalem buluştuğunda yanaşırdın ya yamaçlarıma,artık yanaşma. Her kırıldığında can parçacıklarımı toplar,birleştirir;sakat,hastalıklı can(ım)ı oluştururdun ya,artık yaşama. Özlemini şişelerde bulduğum o *******de,sarhoşluğun kenarından kurtarırdın ya beni,artık bırak.Sarhoş kalacağım. Bir adım yaklaşırken,üç beş adımının ızdırabını çekerdim ya seslenmeden.Susardın hani.Artık konuş,dilediğince. Yanında uzanırken başka bir isim fısıldardın ya inceden.Kâbusum olurdun o *******.Uykusuzluğum olurdun. Artık uykum olsan.. Ya da sen dur,sen "sen" ol,karışma uykularıma.. Başka kulaklarda uğuldasın başka isimler.Umrum bile olma. Soğuk iklimlere düşerdim bazı bazı sana sarıldığımda.Ölüm gibi,yalnızlık gibi,buzz gibi.Artık üşüme.Üşütme beni.. Saat onbir'i on geçe nefesim kesilirdi.Sen keserdin.Heyecan ya da korku.İkisi de olurdun. Artık söyle son cümleni.En sonuncusu olsun. Ciğerlerimi bana bırak,benimle kalsın... Sensiz de nefese ihtiyacım var.. Severdin ya beni.Çok severdin. Aşkın acı'lığında buldum ya mutluluğu. Olsun,yine severdim seni.Sevi...... Bakma bana öyle,acımtrak sevdim seni... Acıttıklarınla. Canımı acıttıkça. Bakma öyle, mazoşist sevdaya yüklendim birden,ama mazoşist değilim yâr. Evet,aynaya bakamıyorum şimdi. Kendini sevdirdin. Can yakmalarını sevdim. Severdin ya beni. Çok severdin. Özlerdim ya seni,çok.Yaz günü üşür gibi. Elimin titremesi gibi. Aradaki yol(lanma)ları saniyede aşar gibi. Eriyik halde buldum her seferinde özlemini,ruhum yapışık olurdu. Hâlâ yapışık. Özlerdin sen de "çok özledim" derdin,bıkmadan. Nasıl sevdim seni. Anlatmak istemeyecek kadar. O kadar seviyorum seni. Öyle severdin ki beni. Karanlıkta gözyaşımın tadına bakmaya fırsat verecek kadar. Tuzdan boğulduğum ******* olurdu hani Olsun,tuzu sevdim ben Sen sevdirdin. Nasıl severdin beni? Yalnızlıktan öldürecek kadar,susacak kadar saatlerce Deli edecek kadar Nasıl sevdin beni? Ömrüme bir 'sen' daha katacak kadar Bilmeyecek kadar diğer sen'leri taşıyamazdım. Olsun,diğer sen'lerle de yaşamayı öğrendim. Sen olmayan sen'lerle sen de yok ol artık. Böyle sevdin beni..Artık sevme. Beni sevdiğin gibi sev onu da. En uzaklara git,görmeyeceğim kuytulara ya da ben dolanayım kuytularda;artık yanımda olma. Unutma. Beni sevdiğin gibi sev onu da.. Öyle acılı. Beni sevdiğin gibi. Oku ya da okuma,beni sevdiğin gibi sev onu da. |
Sonsuz Kaçışlarımda,
Apansız Kaybedişler Biriktiriyorum... Her Bir Ayazınla Birlikte, Sensizliği İçime Daha Çok İşliyorum... Kilitli Kalmış Kapılar Ardında,Minik Bir Kız Çocuğu Ağlıyor... Sessiz Çığlıklarını,Haykırışlarını... Yüreğimin Her Adımında Duyuyorum... Orada... Terk Edilmiş,Bir Başına... Ne Kırmızı Kurdeleleri Var Başında, Ne De O En Çok Sevdiği Bebeği Var Minicik Ellerinde... Beyazın Siyahlığına Hapsedilmiş Bir Duvarın Silik Gölgesine Kazınmış Minik Bedeni... Elleri Yüzünde... Ellerinde O Işıksız Karanlığa İnat,Pırıl Pırıl Parlayan İnci Taneleri... Korkuyorum, O Küçücük Bedenine Sığmış Kocaman Kırgınlığına Yaklaşmaya... Korkuyorum, Ufak Ellerinin Ardındaki O Güzel Yüzün Kanamış,Solmuş Ve Başlamadan Bitmiş Halini Görmeye... Susuyorum... Ve Hiçe Sayıyorum... Her Mevsim'le İçimde Daha Çok Acıyan Küçük Kızın Sessiz Çaresizliklerini... Hep Söyledim Ya; ''Sensizlikten Geriye Kalan Hiçbirşey Yok Bende'' Diye... Giderken Demiştim Ya, ''Söyleyecek Tüm Kelimelerimi Yitirdim Artık... Upuzun Bir Sessizliğe Mahkum Elvedan''... Diye... Kahretsin Ki; Yanılmışım... Senden Geriye Kalan,Sensizliğine Mahkum Ettiğim; Küçük Bir Kız Çocuğu Var İçimde... Beklediği Yerdeki Limanına,Asla Dönmeyeceğine Bir Türlü İnandıramadığım Bir Gemide, Bir Yolcusu Var Onun... İzin Versem Eğer,Belkide Aç-Susuz,Gündüzsüz-Gecesiz Bir Halde,Kendine Rağmen,O'na Rağmen, Bekleyecek Olan... Güzel Yüzünden,Minicik Ellerinden Hergün Sessizce Akıp Giden Kendisi Gibi Yağmur Taneleri Var Onun... O'nsuzluğun Günlerini Ve *******ini Sayan Vazgeçilmiş Elleri... Düşlerinin,Bekleyişlerinin Arasında Kırılmış Bir Cam Misali,Ne Kadar Yapıştırılırsa O Kadar Yitirilmişliğinin İzlerini Taşıyacak Olan Bir Aynası... Yolcunun Küçük Kıza Hediyesi... Kenarlarının Renk Cümbüşüne,Yaldızlı İşlemelerine İnat,Paramparça Ortada Kalakalmış Kırık Cam Taneleri Var Artık Onun... O'nun Yerine Miras Bıraktığı Boşluğuyla Birlikte,Sildiği Kanamış Hayal Kırgınlıkları,Unutmuş Ve Unutulmuş Sözleri,Kızgınlıkları,İsyanları... Ve Simsiyah Bir Gururu Var Onun... Ne Zaman,Ona Bunu Hatırlıyor Olsam, ''Aşkımı,Gururuma Mahkum Edemem... Gururumun Zincirlerini O'nun Yokluğuna Saramam Ki''... Diyerek Feryat Eden İnatçı Bir Kız Çocuğu... Kazandığını Unutup,Kaybettiğini Hatırlayan Minik Bir Kız... Son Hayal Kanamalarına Rağmen, Sensizliğinde, Sana Ait;Boyundan Büyük Özlemler Biriktiren Minik Bir Kız... Bir Yolcusu Var Onun... Yağmurlar Arasında Yokluğuna Azad Edilmiş Bir Gemide Gün Be Gün Ondan Daha Çok Uzaklaşan Ve Kopan, Minik Bedeninin Ve Yüreğinin Kabına Sığdıramadığı Kadar Sensizliği Var Onun... Bir Türlü Yitip Gittiğine İnanamayan Gözleri... Ninnilerle Uyutamadığım Uykusuz Ve Duraksız... Sadece Sana Prangalar Giymiş *******i... Sen Ve Sensizlikle Başlayan Harcanmış Bir Ömrü... Dedim Ya,Meğerse Nasıl Da Yanılmışım... Nasılda Farkedememişim ''Ben Giderken'' İçimdeki Minik Kızın Sana Doğru İlk Adımlarını... Kaybettiğim Bir Ömürden, Bir İsimden Bana Kalan Tek Hatıra O... Senden Ve Sensizlikten Sonra, İkimize Ait Tek Şey O... Ve Tükettiğimi Sandığım İçin... Çekip Gittiğim Hecelerim... İçinde ''Sen'',''Ben'' Ve ''Biz''Le Başlayan Cümlelerim... Dedim Ya, Meğerse Bitmemiş Hala Sessiz Seslerimi Örtünmüş Hikayemiz... Hala, Buradalar İşte... Hala, Sana Harcadığı Ömrünün Mürekkebi İçin, Elimi Acıtmaya Devam Ediyor Kalemim... Bunları Bana Yazdıran Ne O Gemi... Ne De Sen... Mürekkebimin Yağmurlu Islaklığının Sebebi... İçimde Hiçbirzaman Susturamadığım,Minik Yürekli Tesellin. |
Kayboluyorum...
Gel de kurtar ya... Düşüyorum... Düşüyorum uçurumlardan sebepsiz... Sebepsiz bir gözyaşı donuyor yanağımda,ben çığlık çığlığa bağırıyorum. ........ ............. Kanatlarım nerede? Umutlarım.. Umutlarımı uzatın bana... ........... .................. Bir çift kanadım vardı umutlarımla yaptığım,yangınınla küle döndü sevdiğim... ... ........... Gel de kurtar yar,kayboluyorum... ...... .......... Gözlerim aramakta gözlerini... Cesedim uçurumun dibinde yatmakta.. Binlerce akbaba cesedimin etrafında... Savunmasız ruhum ağlamakta.. Yar.. Ah yar gelde kurtar... Yüreğim seni aramakta,akbabaların ortasında... .......... Ah yar gelde kurtar akbabalar yaklaşmakta... miz_li hayallerim(iz)yok olmakta... Ben_li hayallerim çoktan dökülmüş yollara... Çoktan kaybolmuşlar karanlıklarda... Bizi tutamadın,beni tut yalvarırım... Ah yar.. Tut ki benli sensizliklerde yaşayayım sebepsiz ağlayışlarda son bulayım... Tut ki düşmeyeyim.. Tut ki kaybolmayayım karanlıklarda... ...... .......... Yar.. Gel de kurtar sebepszi.. Duy sesimi... Karanlıklardan uzat elini.. Al korkularımı,kov akbabaları... Ben bulamıyorum kendimi.. |
Kim bilirki ne kadar zamandır sana hasret gözlerim..
Her bakışımda hayaller görüyordum, nereye baksam anlamsız bir siluet karşıma çıkıyor. Tanıyorum fakat, adını koyamıyorum... Hatırımda geçmişe dair birkaç iz var... Tanımak istiyorum o silueti... Nedir bu hayatımı bu kadar değiştiren şey? Unut(a)madığım siluet yine karşımda... Sessiz ve sakince bana bakıyor... Daha önce göremediklerimi de görmeye başlıyorum... Ağır ve derin bir nefes çekiyorum ve ileri doğru bir adım... Bir adım daha... Ve tekrar, ve tekrar... Adım atıyorum fakat mesafe hep aynı... Koşmaya başlıyorum ama silueti hep aynı mesafeden görüyorum... Düşlerimizde düşlediklerimizi, kendi düş gücümüzle istediğimiz düşünce çerçevesine sıkıştırabiliyoruz. Ama takıldığımız yerlerde var ki bunlar çok özel... Mesela seçim şansları; Seçimler... -Ben hüzündüm beni sen seçtin. Benim seçim şansım olmadı.. Düşündükçe daha da derinlere dalıyorum. Eski evim(iz).. Her sabah beni işe uğurlarken aynı sahne oluşurdu... Sen benden önce kalkardın, tam yatak odamızın karşı tarafındaki mutfakta kahvaltı hazırlanırkende ben uyanırdım.. Nedense her sabah odamdan çıkarken kapıda seninle karşılaşırdım. Karşı taraftaki mutfak kapısında duran siluetinle.. Yavaş yavaş uyanıyorum.. Ve kulağımda sakin bir fısıltı; -Günaydın bitanem. Yavaş yavaş anlıyorum. Aslında biz seninle hiç ayrılmadık.. Küçük bir tatil oynuydu. Bir süreliğine uzak düşmüştük ama ayrılmamıştık... Zaten birbirimizi nasıl bırakabilirdik ki? Siluet... Hâlâ gözlerimin önünde... " Yaşlı Taş Yürekli Çocuk " |
Gizli bir imzasın, belkide okunmamış bir mektup hayatımda....
Bak, Bakta gör ki; Açılmamış Zarfında Ne Çok Hüzün Biriktirmiş Bu Gönül... Aşkların En Yücesi,Sevdiğim, Biliyorum Zor Olcak Sil Baştan Yeni Umutlara Yeni Sevdalara Yelken Açmak. Başarıcam, Gözün Arkada Kalmasın Başarıcam... Sana Verdiğim Sözleri Bir Bir Tutucam, Üzülmicem Hiç, Akıtmıcam Gözyaşlarımı Ardından... Sen Ölmedin ki Sadece Bittin, Gittin... Yokluğunu Bahane Edip İçkide İçmicem Artık, Çünkü Ben Seni İçkime Meze Yapamayacak Kadar Sevdim... Deniz Gözlüm, Bebeğim, Meleğim Ben Senin Beni Sevişini Sevdim, Sevgimin Karşılığını Alışımı Sevdim, Tıpkı Senin Gibi Çıkarsız......... |
Seni intihar ettim içimde...
Varlığının yükü kaldırılamayacak kadardı güçsüzlüğüme. Sen doğdun, yine yeniden; ve ben Seni intihar ettim yaşatamadıklarım adına... Düşününce telafuz ediyor ruhum yaklaşıp yakınlaşıyor sebeb-i nefesine, Kırıyor nefis denen illeti Uzanıyor elleri... Ben senin içindim onca zaman, Lakin... Anlatamamak vardı ya, İşte o: -zordu. -yordu. -kordu. Tuhaf bilmeceleri olan bir bilinmezlik, -döndü. -dolaştı. -sordu. Ne yaparsın sen sebeb-i nefes, gayelerden yitip gidince? Ne yaparsın gözdeki yaş ille de yere düşünce? Ne yaparsın çaresizliğine ve darlığına? Ben sadece, Dilim, elim ermedi Ve... Seni intihar ettim içimde... Kırıl bana... Ben susturmayı başaramadım seni. Söv bana... Dilin neye ererse... Gitmeliyim. Zamansız bir vakitte ayrılıyorum ülkenden. Enginlik denizdeymiş, ben acizane kelam edendim... Çağır lazım olunca. Ama anla, ben beceremedim yaşamayı ve Seni intihar ettim içimde... Sen öldürüldün sanırken, yanılma... seni intihar ederken ölen benim en zifiri şekilde. Bu bir itiraf, Bu bir kaçış, Veda... |
Hey Yar! ölesim var yine bu gece,
Herşeyi bırakıp toprak altına giresim... Bundardır zannımca tütünümden en derinleri çekişim... Ölesim var Yar! Yüreğimde çizili resmin ama ellerim sensizliğin soğukluğunda,gözlerim görmeyen gözlerinin ağlamasında... Ölesim var Yar! Sensiz kalışın çaresizliğine yanasım... Seni hatırlatan *******e haykırışım... Seni bilipte bilinmemezliğime isyanım var... Ölesim var Yar! Canan değil Can olduğumu duyasım... Bütün aşk namelerine Seni yazasım... Mutluluğu senle tadasım var.. Ölesim var Yar! Bu ruhu bu candan çıkarasım,gömesim... Bu geceyi sensizliğin son gecesi yapasım... Bu yüreği senle bırakıp başım alıp gidesim var... Ölesim var Yar! Duymazmısın yavaşlayan yürek atışımı?! Ölesim var Yar Ölesim var... |
Gece usul usul kanıma işlerken denizin kokusu tüm ciğerlerimi parçalıyor, yorgun dudaklarım öpüşmekten yana değiller, kaç dudak öptüm? kaç el'e gel ama yine git dedim fikrimce kalabalık...
Gece karanlık, yaprak dökümü gibiydi. kendimi sokağın başında buldum uyuya kalmışım zaman epeyce ilerlemiş aylar geçmiş,üşümüşüm ellerim çatlamış gözlerim buğulanmış gücüm kalmamış. Saatler geri alınmış,ritmi bozuk sesim çıkmıyor, rüzgar çarptı kalabalık ruhuma, birden irkildim manasız sorular takıldı aklıma, cevaplayamıyordum kendime, bir oyun biterken diğeri başlıyordu, birazdan fırtına kopacaktı. "O giderken sen baktın mı arkana? usul usul ahmak ıslatan gölgelere düşmedim mi hiç? tertemiz hayallerimi bir sandığa koyup çok uzaklara gitmek istedim mi? süslenmiş gelinliğim ile kaybolan günlere ağladığım hiç oldu mu?" Kalabalıklaşıyordum gittikce, bir taraftan gidene söz veriyordum bir taraftanda tüm sözlerimi bozuyordum,ecnebi gibiydim geceye. Topraklar bildiğim renkte değillerdi bu gece, tonları iç içe girmiş gibiydiler, aslında hepsi benim suçum idi. Tüm ceza bana verilmeliydi, çünkü ben tüm dünyayı kandırmıştım sözlerimi tutamatıp sarhoş olmuştum sessizliğe... Sırtımda bir ağrı, birisi beni arkamdan vurmuş olmalıydı? kimdi acaba? beni sevmezmiydi? sevilemiyecek kadar kötümüydüm? ellerimde tuhaf bir koku vardı biraz erkekce biraz ise baharatların isyanı gibi, gidenin kokusumu sinmişti üstüme yoksa tüm bedel biçtiklerimin karışımımıydı? kulağımın arkasında bir ıslaklık var idi, dudak sıcaklığına benzeyen, giden mi öpmüştü beni? Kimse yokmu bu karmaşık durumdan beni çıkaracak -Ses yok.. Sokak lambası söndü şimdi, ışıksız kaldım, tüm bildiklerim karardı, yarın olmalıydı artık.. ömürümü verdiğim yarın.Yarınlara gideni sığdırdığım, birgün belki tekrar görürüm diye kendimi avuttuğum o mavilik, belki de kendimi yıllar boyunca kandırış içerisinde hayatta tutunacağım, iki yolun kesişmeyeceğini bile bile... Gidenin arsız yüzünü göremedim,günlerce,aylarca ve yıllarca beklediğim şu an içinmiydi? yapma hayat yapma.. bu kadarı fazla değilmiydi bahtıma, bu kadar özlem bünyeme çok değilmiydi? ... Bu duyguları yaşadığım devran çok uzaklarda şimdi,ne feryat etsem duyamaz beni ezalarım,sırtımdaki yara,kullağımdaki buse,gözlerimdeki buğ senden yadigar kaldı. Belki giden de benim gibi aynı boşluklara bakıyordur, milyonlarca insan arasından giden insan.. gizli gizli seviliyorsun diyemedim sırtına, yakıştıramadım bu tümceyi sırtına, ben yüzüne ağlayan gözlerim ile söylemek isterdim. vakitsiz konuştum say... Sen giderken ben baktım mı arkana? -Evet. |
Uçurum gözlerin, beni düşürecek gibi bakıyorsun...
belki de az sonra düşeceğim yosunlaşmış gözlerinde, bilincim şuan kapalı,ulaşılamıyor tüm değerlere... Yine o kahrolası şarkı,sanki içerimi yokluyor gibi, illa ki -Burdayım dedittirecek... Ne çok omuzun ıslanmış gözyaşlarımla, oturdum bak yine aynı sandalyeme, parmaklarım her defasında sana çalıyor tüm değersiz halin ile, bak.. uzaklara yol aldım yine, her sensizlik bir gün daha yok etti beleğimi. Bak.. sessizim yine,suçlu sitemkar halim ile... Bak.. saatler ilerliyor durmadan, ısrarla eylül kapımı çalıyor.. Kaç zaman oldu sen gideli? Sen gideli kaç zaman devrildi eksik kalam yanım ile, tüm yarım kalan yanlarımı sarmalayıp duruyorum. Bak.. ağlıyorum aylar sonrası. Bak.. bitmiyor içerimdeki mâtem. Bu gece aynı türküyü tuturuyorum, ardı arkası gelmeyen mazimi yokluyorum " Yaredir sineye eski sevgili Eski sevgili, eski günler Hayatta baksana takmıyor kimseyi Hiçbir şey diritmez artık geçmişi Yaredir yine de..." Gölgelerin eksildi ensemden, çıldıracak gibiyim... Yastığım yorganım senle hayallerimi geri istiyorlar, nafile... Gelmez hiçbir şey geri. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:16 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.