![]() |
Eylül
Ümidini bir serin yele vermiş, Besteleri mânâsız buluyor artık bülbül, Birkaç yaprağını yere vermiş Esen rüzgârların ardından ağlayan bir gül. Sevgilinin saçına düşen ak gibi; Eylül, Ahhh Eylül, Ahhh Eylül. Dün yemyeşildi yaprak, Bugün artık gazeldir, Yeter ki; hanımelini öpsün de gelsin, Eylülde rüzgâr Serin olsa da güzeldir. Sen yeter ki; aşık ol, Düşen yaprak, nemlenen bir göz, Veda diyen bir eldir. Kuşların gönlünde burukluk, Şimdi göç zamanı. Kaybediyor ferini yeşil, Sarının öç zamanı. Dünyayı geri çevirebilirsin, Güneş batıdan doğabilir, Ancak, durdurmak güç zamanı. Söylemek mi zor aşkı, Gizlemek mi? Kavuşmak mı güzel Özlemek mi?... Yapraklara düşen çiğ Bilmem aşkın nesidir? Bildiğim bir şey varsa Eylül; Tatlı bir hüznün annesidir. Eylül denince aklıma, Sarı sarı yapraklarla dolu, Upuzun bir yol gelir, Kâinat kadar genişler yüreğim, Her sevdaya bol gelir. Eylül denince aklıma, Cananın bakışı gelir, Serin sular gibi akışı, Kızıl kor gibi bir bakışın Yakışı gelir. Eylülle canan birbirine benzer, İkisinin de her hali güzeldir, Eylülde sevgilinin gerçeği değil, Hayali güzeldir... |
Eylül
Turnam Söyle kelam Düşerse yolun Hüznün topraklarına Kopardığı Eylül'ün Yokken ben Bahçemin yapraklarına Şöyle kelam Etsinler gölgelerini helal Söyle selam Turnam... |
Eylül Dokunuşları
Bir Eylül girse düşüme Gözlerinde ay ışığı asılı olsa İşte o an, Kalkar; Tüm sokak lambalarını Söndürürdüm. Penceremide açardım ardına kadar ki Gecenin esintisi , Eylül dokunuşları olsun. Sonra; Her gece teninde titrediğim Aşkıma seslenirdim "Yak mumları,sevdam üşüyor..." |
Eylül Ekim Arası
Eylüller hep böylemi olur! insanlar haftasını geçmiş ekmek gibi, yazdan kalma bayatlık,yorgunluk. Muhasebe defterleri hep eylüldemi tutulmaya başlar gönül mizanında!? Eylül zorlu kışın habercisimi, Yoksa sevdaları bozan bir kara kedi mi? Buhranlı vakitlerin yoğunlaştığı bir an, Sevgiye hasret gönül kölesinin, hürriyetten kaçmak için Pranga anahtarını denizin derinliklerine Attığı çalkantılı bir an. Masum gönüllü,temiz kalpli İsmi han gibi güzel cennet melekleri Uğruna ser veren gönül hakanlarının kalbini Nasılda acıtarak koparıyorlar eylülün son akşamında. Eylül de güneş farklı mı doğar hep, Benden öncede olduğu gibi? Bunları bilemem ama, Eylül ekim arası beni aldı..götürdü.. |
Eylül’den Kalanlar
Ve yandı zaman Eylülden geçerken... Eğilip su içerken aynadan Ağzımın içine düştü deniz Bu yüzden mavi ağlarım haberin ola... Ey hayalime uykusuz giren Turuncu renkli bir elbiseden soydum seni Sıcaktır diye eylüldür diye Buzluğa kışlık anılar koydum Saman sarısı zamanlar düştü kestanelerden Mevsim normalleri diye seslenmedik Derken kestanelerde düştü Pay düştük zamandan ayrılığa Adını eylül koyduk Nur topu gibi bir eylül kaldı bize bu aşktan Eylüle doyduk... |
Eylülde Düştük Yollara
Eylülde Düştük Yollara Yol olduk… Şuh vaatlerin esaretinde Gurbetin ışıkları aydınlatmadı *******imizi, Üşümüştük oysa bir yorganın altında, Hazanın yaprakları bizim üstümüze düştü İçimizdeki aşkın habersiziydik Tın tın kulaklarımızda patlayan çanlar Alıp götürür bizi.. Ram olduk gurbete Efsuna tutulduk, Zilletin pençe izini suratımızda taşıyoruz, Al bayrağın, ak hilalin hasreti düşer içimize Yanar, döner, dururuz.. Eylülde düşmüştük yollara Yakınlar uzak oldu, Gurbetin gündüzleri gecesinden daha da kara Devasız yaralar aldık, Sılanın gurbetliğine gitmiştik Ezanın gurbetliği yaktı bizi.. Eylülde düştük yollara Yol olduk… Surları yıkıldı şehrimizin Şimdi perişanız Şimdi bin bir pişmanız, Biz üşüyoruz Eylül de üşüyor. |
Eylül'e İsyan
Sen betonlar içinde ben senin özleminde Sen yangınlar içinde ben mazlumun türküsünde aydınlığı aradık karanlıklar içinde Sen dünün hasretinde ben yarınların derdinde. Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana, Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana. Güneşte kavruluruz kıraç topraklar gibi Hazanda savruluruz serseri yapraklar gibi Yalnızlığı yaşarız geride kalan gibi Düşer düşer kalkarız her Eylül'e isyan gibi. Sen bir yana ben bir yana dostlarımız bir yana, Bölünsek de, çözülsek de başkaldırdık zamana. |
Eyvah Diyerek
Zaman kadehinden aşk iksirini İçti gönlüm eyvah eyvah diyerek Sürüyüp ardından gam zincirini Geçti ömrüm eyvah eyvah diyerek Yıllarca dolaşıp bir aşk peşine Düşemedim bu cihanda eşime Sümbül kucağına gül ateşine Yandı gönlüm eyvah eyvah diyerek Şu figan bülbülün yaslı sesi mi Yaralı kalbimin inlemesi mi Yakama sarılan aşk perisi mi Deşti gönlüm eyvah eyvah diyerek Üzerime yağan kar diyemeden Üşüdü yüreğim sar diyemeden Benimde sevenim var diyemeden Göçtü ömrüm eyvah eyvah diyerek Ne yazlara doydum ne baharına Ne koklayıp doydum gülü zarına Bir umut kalmadı deyip yarına Küstü gönlüm eyvah eyvah diyerek Hayatta nihayet bulunca demim Çile deryasında kayboldu gemim Olmadı dünyada candan sevenim Geçti günüm eyvah eyvah diyerek Can Ozanım hasret ile del oldu Gözlerimin yaşı bahri sel oldu Bazen tipi boran, bazen yel oldu Biçti ömrüm eyvah eyvah diyerek |
Eyvahlar Olsun
Görmedin sevgilim deli sevdamı Gönül gözün yokmuş, eyvahlar olsun Dinlemedin gülüm deli adamı Yüreğin de boşmuş, eyvahlar olsun Sevdiğini sandım yazık, aylarca Yolunu gözledim yazık, yıllarca Dolaştım peşinden yazık, yollarca Yüreğin de taşmış, eyvahlar olsun Gittiysen gittin, aramayacağım Ömrümü türküye adayacağım Artık türkülerle avunacağım Yüreğin de boşmuş, eyvahlar olsun |
Ez de Geç Beni
Sevda yollarında olsam da kömür Yar senin yoluna versem de ömür Ayaklar altında olayım çamur Her gün üzerimden ez de geç beni Güzel gözlerinden aldım ilhamı Aşkınla unuttum kederi gamı Sorarsam vuslatın var mı zamanı Her gün kaderine yaz da geç beni Latifi yanıyor sevda yolunda Murada erer mi bilmem sonunda Ellerim bağlıdır gurbet dalında Her gün kollarımı çöz de geç beni |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:07 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.