![]() |
John, kan ter içinde odun kesmekteyken, biraz uzakta bir kızılderilinin durduğunu farketmiş. Kızılderili John'a söyle bir bakıp "Bu kış soğuk." demiş ve gitmiş. John ise; yerliler bunca senedir dogayla içiçe yasiyor elbet bir bildigi vardir, diyerek daha fazla odun kesmeye baslamis.
Biraz sonra başka bir kızılderili ortaya çıkmış ve John'a bakıp "Bu kış çok soğuk." deyip kaybolmuş. İyice paniğe kapılan John, deli gibi odun kesmeye başlamış. Kan revan içinde tükenecek haldeyken başka bir kızılderilinin yaklaştığını farketmiş. "Bu kış çok çok soğuk." demiş. Kızılderili tam gidecekken, John onun gitmesine izin vermemiş ve "Nerden biliyorsun?" diye sormuş. Kızılderili gayet sakın söyle demiş: "Atalarımız der ki; Beyaz adam ne kadar çok odun keserse, kış o kadar soğuk olur." |
Sovyetler Birliği'nin ayakta olduğu dönemler. KGB'ye ihbar geliyor:
-"Komşum Salamon bir haindir. Devletten elmaslarını saklamak için onu odunluktaki odunların içlerine gizledi." KGB anında baskın düzenliyor, bütün odunları kırıyor, ama ihbar yanlış, bir tek elmas bulamıyorlar. Salamon'un gözünü korkutup gidiyorlar. Gece geç vakit, Salamon'un telefonu çalıyor: -"Salamon? Ben Moiz. KGB baskın yaptı mı?" -"Evet." -"Kışlık odunlarını kırdı mı?" -"Evet." -"Tamam. O zaman ihbar sırası sen de. Ön bahçenin çapalanması gerekiyor..." |
Padişah müneccime sordu:
- Kaç yıl ömrüm kaldı? - İki yıl. Padişah bu cevaba çok üzüldü. Çok akıllı bir veziri vardı padişahın. Müneccimi huzura çağırıp sordu: - Söyle bakalım. Kaç yıl ömrün kaldı senin? - Yirmi yıl. Vezir derhal kılıcını çekip padişahın gözü önünde müneccimi öldürdü. Bu durumdan çok keyiflenen padişah bir daha müneccimlere güvenmedi. |
Karı koca küçük bir Çinliyi evlat edinirler. Daha sonra da Çince öğrenmeye karar verirler. Çince öğretmeni onlara sorar:
-Çince çok zor bir dildir. Bu yaştan sonra neden öğrenmek istiyorsunuz? -Evlat edindiğimiz çocuk 1 yaşında. Yakında konuşmaya başlayacak. O zaman ne dediğini nasıl anlayacağız.. |
Nadir Şah bir gün zayıf bir şiir söyledi ve şair Mirza Mehdi Han'a sordu:
-Nasıl buldun bu şiiri? - Zayıf bir şiir. Sen misin bu lafı söyleyen; hiddetlendi Nadir Şah: - Atın şunu ahıra; gübre çeksin! Bir süre sonra Nadir Şah yine bir şiir söyleyip Mirza Mehdi Han'a tasdik ettirmek istedi. Şair hiçbir şey söylemeden kapıya yönelmişti ki Nadir Şah sordu: -Nereye gidiyorsun? - Ahıra, gübre çekmeye! |
Adamın birini asansörün önünde beklerken görürler ve ona sorarlar;
Hayrola neden asansörün önünde bekliyorsun.Admda asonsörün kapısında 4 kişiliktir yazıyoda 3 kişinin daha gelmesini bekliyorum der. |
İki fanatik futbolsever konuşmaktadır. Biri:
- Maça gitmiyor musun? - Ne diye gideyim?.. Oynanan futbol değil ki... Hakemler kötü... Oynanan oyun itiş kakış... Saatlerce gişe önünde, kuyrukta bekle... İçeride kavga gürültü... Çıkışta vasıta bulamıyorsun... Diğeri : - Bende tıpkı senin gibi maça gitmiyorum. Beni de tıpkı senin gibi karım bırakmıyor... |
Atesli bi köy çocugu sehrin en büyük marketinde ise basvurur.Dünyanin bu en büyük çarsi-marketinde hersey ama hersey satilmaktadir.patron sorar:
-Daha önce hiç saticilik yaptin mi? -Evet köyümde bu isi yaptim. Patronun gözü çocugu tutar: -Iyi,yarin basliyosun, aksam ilk günü degerlendiririz. Ertesi gün aksam olur ve patron çocugu karsisina alir: -Evet, bugün kaç satis yaptin? -Bir ne bir mi? digerleri 20-30 satis yaptilar, nasil bir? -Kaç dolar tuttu peki? -320.334$ Patron sasirir: -Nasil becerdin bunu? -Aadama basta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattim. Adama nerede balik tutucagini sordum.kiyida diyince bi tekneye ihtiyaci oldugunu söyledim. tekne Bölümüne indik ve ve çift Motorlu yelkenli lüks bi yat sattim.Vos vosuyla bunu çekemiyecegini söyleyince son model 4*4 bi jip sattim. Patron kendinden geçer: -Ne diyosun, bütün bunlari bi küçük olta almaya gelen adama mi sattin? -Genç çocuk cevap verir : -Yoo aslinda karisi için bi tane orkid istemisti.Ben de ona söyle dedim: -"Haftasonun mahvolmus, sen en iyisi baliga git.." |
Küçük Said televizyona fena alışmıştı. Her şeyi televizyon gözlüğüyle görüyordu.
Bir gün annesi şiddetli soğukalgınlığından yatağa düşmüş, göğüs ağrısından konuşamıyordu. Akşam babası gelince sordu : - Annen nasıl oğlum? - Görüntü fena değil ama ses gitmiş! |
Bir Kırşehirli, kahveci arkadaşının dükkanının önünden geçreken her sabah "Soğuk çay var mı" diye sorar. Arkadaşı da "Yok" der.
Bu soru ve cevap hergün devam edince kahveci birgün sabah çayı soğutur ve arkadaşını bekler. Her zamanki gibi Kırşehirli gelip "Soğuk çay var mı" diye sorar. Arkadaşı "var" der. Kırşehirli gayet sakin "Isıt da içelim ozaman" der. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:25 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.