![]() |
Bir gün cennet ve cehennemdekiler birbirlerinin yaşadıkları yerleri merak etmişler. Yaptıkları görüşmelerden sonra en kısa zamanda bir köprü inşa etmeye karar vermişler. Ama bu köprünün yarısını cennettekiler diğer yarısınıda cehennemdekiler yapacakmış. Cehennemdekiler kendi yarılarını çarçabuk yapıp bitirmişler ama cennet tarafında daha bir adım ilerleme yok. Bir elçi yollayıp sebebini sormuşlar. Cennettekilerin cevabı ise " Vallahi günlerdir her yere haber yolladık ama bir tane bile mütaahit bulamadık ..."
|
İkinci Dünya Savaşı sırasında bir İngiliz,
Almanya üzerinde düşürülür. Almanlar bunu esir alırlar, fakat İngiliz'in bir bacağı ve iki kolu kangren olmuştur. Almanlar ilk önce bacağı keserler ve İngiliz, Almanlardan bu bacağı ana vatanı olan İngiltere'ye atmalarını ister. Almanlar da İngiliz'in isteğini yerine getirir. Sonra İngiliz'in kolu kesilir, İngiliz yine aynı dilekte bulunur ve Almanlar da yerine getirir. Bu sefer de Almanlar öteki kolu keserler. İngiliz her zamanki gibi Almanlardan kolu anavatanına atmalarını ister, fakat Almanlar " olmaz!" derler, İngiliz nedenini sorunca şöyle cevaplarlar: "Sen Galiba Kaçmaya Çalışıyorsun!" |
Temel askerdedir fakat kimi kimsesi yoktur ve birgün Temel cumhurbaşkanından harçlık istemek için bir mektup yazar ve mektubu göndermesi için çavuşa verir çavuş da temel hiç mektup göndermezdi acaba kime yazmiş diye merak eder ve mektubu okur mektupta temel cumhurbaşkanından 20 milyon harçlık istediğini okuyunca temele acır ve cebindeki 15 milyonu zarfa koyup Temel'e verir ve Temel parayı alınca bir mektup daha yazar çavuş yine mektubu okur ve mektup da şöyle yazar SAYIN CUMHURBAŞKANIM PARA İÇİN SAĞOLUN AMA BUNDAN SONRA BANKA HESABIMA YATIRIN ÇÜNKÜ BİZİM İBNE ÇAVUŞ PARANIN 5 MİLYONUNU YEMİŞ
|
ABD ordusunda çok fazla general varmış ve bunları erken emekli etmek istiyorlarmış...Cazip kılmak için demişler ki vücudunuzda iki nokta belirleyin, arası kaç santimse, o kadar bin dolar ekstra para vericez normal emekli ikramiyenizin üstüne...
Bi tane havacı general gelmiş demiş kafamın en üstünden ayak parmağıma kadar, ölçmüşler 180cm, 180 bin dolar almış emekliye ayrılmış Bi tane karacı general gelmiş orta parmağının en üstüne bi nokta bi de ayak parmağına bi nokta koymuş, ölçülürken ellerini kaldırmış 2.5 metre çıkmış 250 bin dolar ikramiye almış ayrılmış Sonra bi tane deniz piyadesi gelmiş demiş ki *****in ucundan taşşaklarımın arasındaki mesafeyi ölcün. Sormuşlar emin misiniz falan çok para alamazsınız bu şekilde, adam, tabi eminim, demiş Doktoru çağırmışlar ve generale pantolonunu indirmesini söylemişler Doktor gördüğü manzara karşısında: oha bu adamın taşşakları yok, demiş. General: taşşakları Vietnam'da bırakmıştım |
Türkiye'den Rusya'ya 3 tane ajan gidecekmiş.Türk komutanı ajanlara 'çuvallar içinde gideceksiniz.Rus komutanı yakalarsa bir başka şeyin taklitini yapın'demiş.Ajanlar gitmiş.Rus komutanı ajan Ahmet'in bulunduğu çuvala tekme atmış.Çuvaldan miyav miyav diye ses gelmiş.Komutan bunda birşey yok diye bırakmış.Ajan Ali'nin çuvala tekme atmış.Çuvaldan hav hav diye ses gelmiş.Komutan bunu da bırakmış.Sıra ajan Mustafa'ya gelmiş.Komutan vurmuş,ses yok.Bir daha vurmuş,yine ses yok.Birdaha vurmuş ;artık ajan dayanamamış 'patates lan patates'
|
Komutan askerleri etrafina toplar ve
-Size bir soru soracagim. Mantikli olarak cevaplayan olursa tezkeresini alir, yok cevaplayamazsa alti ay ceza. Bütün askerler, - Sorun Komutanim derler. - Peki... Kadin becermek görev midir angarya mı? Bütün askerler sus pus. Bu arada komutanın postası, - Gorevdir komutanım der, Komutan'da - Peki neden, açıkla bakalım. - Angarya olsa bana yaptırırdınız. |
Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayetim var. -Söyle. -Mehmet onbaşı beni döğdi. -Git, ben onun cezasını veririm. -Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi. -Anladım, git cezasını veririm. -Anama babama laf etti. -Git cezasını veririz dedik ya. -Benim anam da yohtur, babam da yohtur. -Allah rahmet eylesin.Benim de öyle. Sen git anladım. -Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti, babama da laf etti. Anam da yohtur, babam da yohtur. Anam da sensin, babam da sensin. Yüzbaşı : -Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi. |
2. Dünya Savaşında 2 Yahudi Almanlara esir olmuştur.Bunlardan biri diğerine kendilerine ne yapacaklarını sorar.O da baslar anlatmaya;
2 ihtimal var ya bizi öldürürler yada esir kampına yollarlar. Öldürürseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kurşuna diziliriz ya da gaz odasında olduruluruz. Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasına gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kağıt. Sabun yaparlarsa sorun yok kağıt yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kağıdı oluruz yada tuvalet kağıdı. Gazete kağıdı olursak sorun yok tuvalet kağıdı olursak iste o zaman boku yedik". |
Tabura yeni bir komutan gelmis ve askerleri toplayarak bir konusma yapacagini belirtmis. Bütün askerler toplanmislar ve komutan baslamis konusmaya: "Bugün tanismak için sizleri buraya topladim. Benim adim Ahmet, soyadim Kirç. Yeniden
söylüyorum, Kirç. Arada R var. Sakin ola diliniz sürçmesin çok fena yaparim. Herkes iyice ezberlesin hata istemem! Askerler dagilmislar ve herkes "Arada R var, arada R var," diye içinden ezbere koyulmus. Komutan ise bu konuda ne kadar hassas oldugunu göstermek için sagda solda gördügü askere soruyormus: "Sen!" "Emredin komutanim!" "Soyadim ne benim?" "Kirç komutanim!" "Aferin! isinin basina!" Komutan böyle böyle her gün bir kaç kere soyadini soruyor ancak kimse sasirmiyormus. Laz ise bu konuda çok sanciliymis. Ya bir gün piyango kendisine çikarsa ve sasirirsa diye daralip dururmus. Nihayet bir gün tören esnasinda komutan aniden arkasina dönmüs ve Laz'i isaret ederek "Sen! Soyadim ne benim?" diye sormus. Laz heyecandan konusamiyor, nutku tutulmus. Yaprak gibi sallanmaya baslamis. Komutan gayet sinirli: "Sana söylüyorum, yanit ver, asabimi bozma!" Hemen arkasindaki arkadasi bakmis Laz'in basi belaya girecek hemen fisildamis: "Arada R var, arada R var..." Bunun üzerine Laz yanit vermis: "Gört!..." |
Teskere zamanı yaklaşmıştır. Ayni tertip askerlerden bazıları oturup karar alırlar. Bir daha saf asker Mehmet'e ayak isleri yaptırmayacaklardır. Kararı Mehmet'e açıklarlar. Bu habere çok sevinen Mehmet yine de doğrulatmak için tek tek sorar :
-Sen Ali, ayakkabılarını bana boyattırmayacaksın değil mi? -Evet. -Sen Osman, benim sigaralarımdan otlamayacaksın değil mi? -Otlamayacağım. -Sen Hasan, çoraplarını bana yıkattırmayacaksın değil mi? -Yıkattırmayacağım. Herkesten gerekli yanıtı alınca Mehmet : -İyi, bundan sonra ben de karavanaların içine işemeyeceğim |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:54 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.