![]() |
Hayat Ve Resmin (Yazı)
...Zamanın kıyısında sürüklenen sandal gibi ruhum kıyılarına savruluyor. Kaç gece sayıkladım adını ama sadece fısıltıları okşadı gecenin içindeki ses dalgalarını... Sana ulaşamadıkça seni büyüten kalbim, yakınlarına vardıkça isyankar, tenini hissettikçe aciz... Sevginin her gölgesine vurulan, onunla ışıl ışıl parlayan bir sevdanın, gözlerinde erimesinin hikayesi içimi yakan... Kafesleri üzerime iten, kaçtıkça içine çeken, sensizliğin derin izleri mi beni sana bu denli sürükleyen? Yaşamı bir dağın kenarından süzülen şirin bir ırmağın sesine benzetsene bir... Ancak o zaman hoş gelir tüm kötü anıların aklına... Her çağlayan sesinde irkilirsin bende buna benzer bir hayatın içinden koşar adımlarla geçtim diye... Yalnızlığını zavallılıkla örtüştürdüğünde içinden çıkılmaz olur hayat. Nehrin kıyısına pis su artıkları birikir birden. Hayalinde ki resim de hayatın gibi içinden çıkılmaz bir hal alır. Boyalar elindeyken, tual önündeyken, fırçalarınla darbeler atamazsın doğru hedeflere... Yaşamın seni seçmesini beklersin. Beklersin, zaman geçer... Beklersin, boyan biter... Gülay Yıldız |
Hüzünsel Çığlık
Direncini yitirmiş günleri solumaktayım Haksızlık senin bu yaptığın farkındayım Eline tutuşturulmuş bir sevgi belki daha akıllıca Önüne serilenleri yok etme vakti, harcamaktayım Bir darağacı kurdum yüreğime Yağlı urgan ve bir de sehpa dibine Ellerimi bekliyorum sakin, sessiz Asacak seni eminim vakti gelince Kırdığın gönül değil, sırçadan bir saray Kaybettiğin gün değil, koca bir ömre say Gidişinde gözyaşı olacaksa da gizli ağla Gururun kalsın arkanda, giden ömrüne say Gülay Yıldız |
İnfazımdayım
İki kelimede aklım, sevgin, ihanetin Yaşanmışlıklarda mı kaldı sadakatin? Yaşanmamışlıklarda mı gizli sevgin? Çözemedim hangisisin sevdiğim? Kuru güllerin yapraklarını avuçluyorum Önce canımı yakıyor, sonra alışıyorum Sensizlikde böyle yakıp alıştıracak mı? Denemek bile acı artık yoruluyorum Kadersiz günlerin geldiği bir ışığa Sensizlikle yürümek güçlü kılacaksa Cevabı olmayan sorularla kalayım Sen yine de git bildiğin yola Acırsa için bil ki; Birgün yanacak evren, külü kalmayacak Sevdan sonu olacak dünyanın, yanlızlıklardasın Acımasız günlerin ardındaki durgunlukta Elinde çaresiz bir mumla boğulacaksın Dileyemeyeceksin geleceğini... Olmayacağım, olamayacağım bildiğin sevgili Gülay Yıldız |
İç İçe
İç içe – I Her yolu deniyorsun; İyi olmayı, kötü olmayı, İstediğin gibi olmayı... Bir tek; Dilediğim gibi olamadın! Ruhun bana yanaşmadı, Periler kapıp kaçtı.... İç içe – II Dönüyorsun! Geri dönüyorsun O dar, kıskaçlarla dolu mahzene! Oysa; Açsan kapılarını Ben! Çevireceğim gül bahçelerine, o diken yığınlarını Gel! (de) Yeter! Dilediğim gibi olmayı Ben olmak sanıyorsun. Oysa ben; Seni sen yapacak kadar senim... Geliyorsun... Nefes kadar yakın olabileceğin halde Duruyorsun iki adım ötemde... Biliyorsun... Yanımda olsan da yanacağım, orda dursan da Oysa iki adımsa uzaklık, Adımlarım alev topu! Görüyorsun... Yanıyorum! Tadıyorum her acıyı. Ağırlığım, Dengesiz terazinin en olmadık yerinde. Tartıyorsun. Aldatıyorsun! Aldanıyorum! Nafile! Kaçıyorsun... Yavaşlıyor çaresizce adımlarım. Uzaklaşıyorsun... Tek yol alan bende, Göz yaşlarım... İntihar ediyorlar yanağımdan, Islanıyorsun... Zaman zaman özlüyorsun, Ellerimin oluşturduğu o minik halkaları Yüzünde Hayal ediyorsun... Gözlerim, dudaklarım, hepsi birer numara oluyor Arıyorsun! Peşinden bakıyorum; Acıyorsun! Sırtımı dönüyorum; Sen “yine özlüyorsun” Biliyorum! Her şeyden Çok! Sevmiyorsun. Sıradan şeyler diliyorsun. Ben; Seni diliyorum! Şimdi de gülüyorsun... “Egom” diyorsun “benden ve senden bile büyük”. Bilmiyorsun Yalnızca Seviyorsun.... Rüzgarın Efendisi'ne... Mart,2005 Gülay Yıldız |
İstanbul; Masal Kent Olmuş
İstanbul; Masal Kent olmuş... Bir duman ki sorma gitsin İçine almış tüm sokakları, yutmuş... Gözlerini kapamışsın gibi dingin Huzur verir gibi sabah; Yalnız ve bitkin... Sokaklar gölgeleri arayışta... Bir bulutu örtmüş üstüne kent şimdi Yörüngedeki casuslarla oynaşta Sobeleyen gözleri gizlenmiş Puslu bir gizlenen oyununda İstanbul; Masalsı bir kent şimdi Gözlerim uykuda, ruhum dingin Kalbim, kaçan aşkımla saklambaçta Gülay Yıldız |
İstemlerim
Özlenmek istiyorum hem de çok Aranmak istiyorum sonsuza dek Sorulmak istiyorum her göçmen kuşa Hatırlanmak istiyorum her şarkıda Ve sevilmek istiyorum sonuna kadar... Gülay Yıldız |
İsyanım
Işık terketti bizleri, gözüktü kara çarşaf Yıldızların varlığımı çoğaldı ne! Sanki daha bir parlak, daha bir çok Ve kayanlarda öyle... Her kayan yıldız birinin ömrünün son simgesi Onunla beraber terkediyor bizleri Tıpkı isyanım gibi... Yıldızım kaydı ve kara çarşafı terketti İsyanımda beni... Gülay Yıldız |
Kalemim ölüyor...
Yüreğindekileri dök diyorum kalemime Susuyor... O zaman sessizce ağla görmesinler diyorum gözyaşlarını Ilık Ilık ağlıyor... Feryadını dinlet; dostun, düşmanın duysun diyorum Kıyamıyor... Elindeki hançeri sapla kalbine öl diyorum Gözleri alev alev; seve seve diyor... Acısını hançer yapıyorum, ucunu sivri Kelime kelime saplıyor hançeri Mısra mısra ölüyor... Gülay Yıldız |
Kapattım Akşamsefalarımı
Akar damla damla yaşım gözümden 'Vur' der, 'öldür' der onu yüreğim 'Yanlızlığını, gözyaşlarını onunla yok et' der Attığım her adım, bastığım her basamak Biraz seni hatırlatır, biraz beni Gönlüm görmek istemez bizli sevgileri Gözüm hep atlar senli benli yerleri. Bilirim tekim bu yolda, bu sefer ayak izlerin yok Kapattım kapılarımı, gelmene izin de yok Yaralar oluşturdum bedenimde... O yaralarla iyileştiriyorum benliğimi şimdi Her oluşan kabukta, kabuklaşırım bende Her iyileşen yarada nasırlaşırım seninle Bilirim, acı da hissedilmez olur yakında Sen sanma hep ağlarım, ben yine gülerim Alıştı ruhum vurdumduymaz rüzgarlarla dansa Kapattım akşamsefalarımı karanlıklara karanlığımla Aydınlatmam onları, açmasınlar asla Açılmasınlar da yaşamasınlar sensizliği benle... Gülay Yıldız |
Karlar Altında Kalbim
Milyonuncu kez gidiyorum hesapsız sevdanın ardından Her seferinde hatalardan kalanlara sığınıyorum Gözlerin ağlamaklı artık, zor herşey diyorsun, hissediyorum Hatalar sinsilesi, Sen beni ben dostları yaraladık Zaman affetmeyeceğim nidalarını savuruyor gökyüzüne Oysa kalbim... Bu soğuk kış gecesinde Sıkışmış bir pranganın içine, daraldıkça ısınıyor Daraldıkça, büyüyor... Hasretinle, acımı savurup harmanlıyor fırtına Özleminle, gözyaşımı akıtıyor gökyüzü Donan öpücüklere yağıyor kar bu gece Kalbim prangada... Pranga karlar altında... Gülay Yıldız |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:24 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.