www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ahmet Turan Altunsu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=133139)

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:26 PM

*Katerina
ah Katerina! ..
yatmadan yatırdılar ya fahişe kollarına
ona yanarım işte(!)

ne döktüğüm kan,
ne dökülen kanım umurumda...
kadın kokuna kanıp,
yanıp da yanaşmadıysam...
boğulmadıysam cilvelerinin albenisinde...
ikiz tepelerde oyalanıp,
sulak vadilerde oynaşmadıysam...
ülkemden başka bir şey
düşürmediysem dilimden...
ve biliyorsam ki
ülkemin her sathı 'vatan toprağı' dır;
“alma beni” li bir şeytan heykeli yapar
boğarım tükürüğümle ey
asaletimle yaşarım! ..

hâlâ utanmıyor olabilirsin:
kuyruğundan eksik olmayan
gafillere şaşarım! ..

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:26 PM

*Kış Ortasında Bahar
bir tarih düştüm güne kış ortasında bahar,
bir bahar ki benzemez dört mevsim baharına...
mevsimlerin renkleri birbirine karışmış;
gün yakar... gönül nasıl dayanır bu harına? ..

göl yeşili mi desem, mavi mi yoksa gözler...
baksa da gözlerime aşkı bıraksa gözler,
bir taze başlangıçsa ve son duraksa gözler,
hiç vedalaşmaz mıyım yılların efkârına?

yılları yol eyleyip yürüdüm bunca zaman,
ar etti, geçmişime bakıp dalınca zaman...
donuverdi aniden seni bulunca zaman;
durmaz mıyım ihtiram, bakıp da vakarına?

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:26 PM

*Kış Sancıları
sol yanımda bir ağrı...
kurutur poyraz esintiler hayallerimi...
bir sisli perde
düşer gözlerime ufkumdan ağrı...

sancılar sarar bedenimi alabildiğine,
yüreğimin kuytularında gizlenir sevgilerim,
kızarır yüzleri sevdalarımın
utançlar sergilerim...

koyaklardayım yine...
avuçlarımda kırıntılardan ibarettir aşk...
pişmanlıklar bileklerimde kelepçe
sahte tebessümler gönderir en sevdiğine
kavrulurum inledikçe...

tadı yok yine kışın...
savrulur yapraklar gibi kır düşmüş saçlarım...
kulaklarımdaki sevda yüklü bir haykırışın
uyanırım da, hazin hıçkırıklarında
boğulur; makus talihimi suçlarım...

ılgıt ılgıt esmeli rüzgâr koyaklarında yüreğimin,
kuytularda gizlenen sevgilerim
çıkmalı bir bir gün ışığına...
ey sevgili... en sevgili...
adam gibi severim sevmesine de
bırakmaz ki “bahtı kara maderim”
yokluktan yokluğa yürür,
yine bahtsız bir sinede
kaybolur giderim...

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:26 PM

*Kibirlenme Eşeğim
Ne dediysem o vallahi! .. / lâf ağızdan bir kez çıkar! / şahidimdir ki ilâhî / “sahi” beni fena yakar, / fena yakar beni “sahi”! ..



ahırı ev, dengi yük... kuru topraktan döşek
altından semer vursan, eşek yine de eşek!
nışadır sürmeye gör, sanırsın deli fişek:

kibirlenme boz eşek, önünde at var daha,
develere aldanıp ‘adam oldum’ sanma ha!


bir iki anırmayla söz söyledim belleme,
her gördüğün desteyi senin sanıp elleme,
sahibinin sesisin; bilmez miyim dallama? ! .

caka neyine senin? .. hâyâl, gördüğün vâha...
o, gölgende yürüyen uyuz ite kanma ha! ..


‘dallama’ demiştim ya, ‘cuk’ oturdu yerine,
deve’ ye, at’ a, it’ e... bir de bak değerine,
sorsalar: ‘bu kervanda boz eşeğin yeri ne? ..’

‘çüş! ’ deyince durursan, deve atar kahkaha,
kervana bön / bön bakıp, hicabından yanma ha! .


hey sen kervancı başı! eşeğine az saman,
az da arpa kırması – ölçek taşmasın aman! –
gör, nasıl akıllanır; bekleyiver bir zaman...

gidişat iyi değil; kalırsın aha / vaha,
terbiye etmeyi bil; sonradan utanma ha!

he mi ho? ! .

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Koca Çınar
mutluluğunuzu siz
mevsimlik çiçeklerde arayın
ben kocamış bir çınarım
öyle serpme suyla yanıma yaklaşmayın
ta kök uçlarımdadır saçaklarım
gövdem size tepkisiz!

gövdemde dinlenirdiniz sıcak mevsimlerde
döşeğiniz hazanda yapraklarımdı
yuvarlanırdınız gölgemde / yerde
üryân halime hayran, resimlerken üzerimdeki kışı
yaşlı gövdemi her dem ayakta tutan
toprağı kucaklamış köklerimdi / saçaklarımdı

anlamadınız değerimi
oysa mevsimlik çiçeklerinize özenle baktınız
gölgemde alevlendirdiğiniz mangalınızla
gövdemi ağır ağır yaktınız
sessiz göz yaşlarımla
beni bir başıma bıraktınız!

hatırlayın gövdeme çaktığınız paslı çivilerinizi
kör baltalarınızı / nasıl da vururdunuz?
koparırdınız kozalaklarımı henüz olgunlaşmadan
/ ne de korkusuzca kullanırdınız ellerinizi
dallarımda salıncaklarınızı hoyratça savururdunuz!

siz, mevsimlik çiçeklerde arayın mutluluğunuzu
ben ki koca çınar / kocamış çınar / ölümsüz bilirsiniz
hep vardınız dededen toruna
hiç görmedim yokluğunuzu
lâkin artık vakit tamam
çıkar mıyım çıkmaz mıyım yarına
anlayamadan kıymetimi henüz siz
artık ölümümü görebilirsiniz! ..

mevsimlik çiçeklerde arayın mutluluğunuzu siz
dünü gördünüz / bugünü görüyorsunuz / yarını göreceksiniz
bir de köklerimin özlemiyle yanıp tutuşacak olan
yaşlı toprağın efkârını göreceksiniz
müşfik kollarına sarıldığınız zaman!

ah vefasız yaratıklar:
siz var ya siz!

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Kömen(*)
bağla beni yüreğine
bir kementle bağlar gibi

tut karanfil hatırına
ellerimden tuğlar gibi

bir düğün muştusu ver ki
sevda ören tığlar gibi

al götür bu gözler senin
tutsağın bak, dağlar gibi

ne ararsan bulacaksın
sanki irem bağlar gibi

Issık gölün kıyısında
kurulan toy: yuğlar gibi

öyle görkemli olsun ki
çağın çağın çağlar gibi

çatlatalım kör alemi
kıskansınlar ağlar gibi…

insin ki tepelerine
hızla düşen çığlar gibi

..........
..........

şimdi Beğ oldum and olsun
Gökalp, Atsız Beğler gibi!

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Kurt Kocamışken...
(çakallara günbatımı... / söze heves varsa eğer / “pîrler”(!) icazet katı mı? ..)


/ bir şiir eleştirmekti muradım...
/ eleştirdim eleştirmesine de nice şiirler
/ bir “dokunulmaz” da oluverdi “çamur”, adım? ! .
/ devleşiverdi birden cüce “pir”ler
/ çevremde adam aradım
/......ve meraktayım şimdi:
/ niçin cüceler bu kadar devleşirler(?)

aaaah! .. ah!
vallahi “cıss! ..” ettiler dilime;
lal oldum gayrı, sustum(!)
yazmaz olaydım eyvah
çızmaz olaydım eyvah!
idrakimden süzülüp inen her bir kelime
zehir/zemberek(!) imiş de...
sahi ben nasıl kustum?

oysa ben şaire kuldum dostlar,
ben şiire mahsustum...
oh olsun sana şair, oh olsun sana şiir;
şimdi körler ve sağırlar
şiir yaylalarının bakir mer’ alarında
keyifle meleşsinler...
“ağır abi/ağır abla” havalarında
sırtarıp dursunlar, sözcük aralarında,
kurup meşveretlerini, rahatça halleşsinler
şiir yaylalarımın bakir mer’ alarında...

bakın, ben sustum(!)

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Martı ve Balık
martılarla tanışmadım henüz...
çığlıklarındaki gîzemi bilmem ki hiç? ..

sahilleri hırçın hırçın döverken deniz,
kanat bile çırpmadan beklermiş öyle
adeta der gibi: göğün açgözlülerindeniz! ..


vallahi çok cahildir bendeniz...
bildiğiniz bir “balık” görüntüsüyle,
tıpkı bir martıya bakar gibi baktım! ! !

o yüzden mi gülümseyip, sırtınızı döndünüz? ..
küstüm size efendim, gönlümü size bıraktım! ..

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Melekler ve Şeytanlar
“Eceli gelen it cami duvarına işer…/ Türk Atasözü”

biliyorum ki bu sondur!
önce, “kaldır” diyecekler,
sonra “güle güle! ”
yaşasın özgür yorumlar! ! !
anlatabilmek mi? .. nafile!
var git sen sonuna yan, dur!



vedamı parmaklar belirleyecekler…
ardımdan, sözcükler ağıtlar yakacak,
dizelerim kim bilir daha nerelerde,
nice şiirlerde öfkeyle gürleyecekler!
şimdi sizden beklediğim, basit bir destur! ..



(avlaklar alabildiğine geniştir…
hazırlansın sahipler, şahitler…
dişlerimiz bir bir bileylenmiştir…
“heil Hitler! ..”
eyvah! .. neden zincirlerimiz bağlı?
…………………..Hencher Dogle…)



Sivridirler! Sivrileri sivriliklerinde mukîm…
Bir meleğin kafasına şeytan sokmaktır işleri…
Sanırlar ki “ Bu dünyâyı biz yarattık, biziz hâkîm! ”
Aldanmasın sakın dostlar; keskindir bütün dişleri…

İstisnalar kaideyi bozmaz: Sözüm han sözüdür,
Sivri dillerin sahibi hangi damın dansözüdür? ..
And olsun ki siz yazmadan hissettiğim önsezidir;
Türklük mü, Müslümanlık mı? Riyâ bütün deyişleri…

Mahfiliniz hayır olsun: Kimleri kefil ettiniz,
Hünkârımın buyruğunu desturuyla ilettiniz?
Yazık! Daha düne kadar varlığımla elittiniz;
Ölen öldü, sağdır kalan; gömdünüz özleyişleri…

Hâlâ süt kokuyorsunuz: Adam olmak çok mu zor iş?
Lira’ nın mı ufku büyük ki hedefinizdir kuruş? ..
Haritanızı çıkarttım dolaşarak karış karış;
Şimdi artık av zamanı; hazırladım kayışları! ! !

GooD aNd EvıL 08-08-2008 06:27 PM

*Merhaba
(Ay ışığında bir Eryaman gecesinin; zaman zaman ölümcül, zaman zaman çaresiz, zaman zaman sessiz, sakin ve dingin lâkin heyecana açık bir penceresinden bakarken gördüm seni… Gördüm ki geliyorsun! ..)


sustum

bir çile yumağında sargındır duygularım
adımlarım bir derviş ahenginde
sezgilerim derin ve koyu mavi
mola vermişim sevgilinin yüreğinde…


ölümdü

koşaradım gittiğim bir bilinmezlikte
hûlâsalar ilgilendirmiyordu beni
gözlerim kapalı ve bende değildim ben
gülümsüyordu bir melek / lâkin görmüyordu beni…


çaresizlik

içimde kopan fırtınayı anla lütfen
kan çanağıysa gözlerim dervişe itirazımdandır
vuslatın tutsağıyım izin yok tutkularımdan
korkuyorsam and olsun ki nazımdandır…


heyecan

biliyorum ki geliyorsun al yazmanı takıp başına
beşi bir yerde’ lere takmıyorsun, biliyorum
ege’ nin mavi derinliklerine hasret yüreğimle
soğuk sularında yüzecekmişiz gibi titriyorum…


vuslat

hırçın dalgalar arasında el ele tutuşmaktır
kıyıya inat açık denizlere bakmaktır
yaşamaktır bir göl yeşilinde kutsal hazları
açıklardaki son limana demir atmaktır! ..

(hoş geldin gülüm…)


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:22 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.